Batman Kent Konseyinin Yılmaz Güney Sinema Salonun düzenlediği Hasankeyf ve UNESCO konulu sempozyumuna eski Kültür ve Turizim Bakanı Ertuğrul Günay, HDP Batman Milletvekilleri Ayşe Acar Başaran, Mehmet Ali Aslan, Hasankeyf Belediye Başkanı Abdulvahap Kusen, Kent Konseyi Başkanı Gülistan Akel, ile sivil toplum örgütü temsilcileri katıldı. Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Kent Konseyi Başkanı Gülistan Akel, Ocak ayında yapmayı planladıkları sempozyumu, bölgedeki olaylar nedeniyle ertelemek zorunda kaldıklarını söyledi. 12 bin yıllık Hasankeyfin sular altında kalmaması için çaba gösterdiklerini belirten Akel, Maalesef kültür ve turizm adına bir kıyım politikası izleniyor dedi.
DÖNEMİN BAKANI İSTEMİHAN TALAYDAN TEHDİT ALDIM
Hasankeyf Belediye Başkanı Abdulvahap Kusen de, doğup büyüdüğü tarihi ilçenin sular altında kalmaması için 20 yıldır süren her mücadelede yer aldığını ifade ederek, dönemin Kültür ve Turizm Bakanı DSPli İstemihan Talaydan tehdit aldığını iddia etti. Kusen, Tansu çillerin Başbakanlığı döneminde Enerji Bakanı Recai Kutanın imzası ile Ilısu Barajının yapımı start aldı. Ilısunun Hasankeyfi yutmaması için büyük mücadele verdik. Yine dönemin eski Kültür ve Turizm Bakanı DSPli İstemihan Talaydan üstü kapalı tehdit aldım ama Hasankeyf için hiç bir zaman geri adım atmadık. Ilısu barajındaki çalışmalar yüzde 82lerde. Benim için Hasankeyf her makamın üzerindedir diye konuştu.
SURU TOLEDOYA BENZETTİLER, İSPANYADA BU KADAR TARİHİ ZENGİNLİK YOK
Sempozyuma konuşmacı olarak davet edilen eski bakan Ertuğrul Günay, tarihi ilçenin sular altında kalmaması için dönemin Enerji, Su ve Orman Bakanlığının uyarı yaptığını söyledi. Japonya ve Almanyanın savaşta büyük tahribatlar yaşamasına rağmen, bu ülkelerde kültür ve sanatın korunduğuna dikkat çeken eski Günay, O ülkelerde savaşlar olduğunda bile kültür ve sanatı hep korudular. Biz işin bu boyutuna bakmıyoruz. Türkiyenin petrolü yok. Bu coğrafyada sadece Ramanda var. Diyarbakır Suru Toledoya benzettiler. Dünyanın akın ettiği Güney İspanyada bu kadar tarihi bir zenginlik yok. 14 bin yıl önce insanlar bu topraklarda yaşamış, avcılık yapmış. Demirel döneminde bu ülkede bir barajlar krallığı ünvanını aldı. Bakanlığım döneminde bu Ilısu projesi ile karşılaştım. Benden önce bu projeye onay verilmişti. Dönülmez adımları engellemeye çalıştım. Enerji ve Orman-Su Bakanlıklarını defalarca uyardım. Ne yazık ki projeyi revize etmediler diye konuştu.
Ilısu Projesinin dönülmez bir noktada olmadığını söyleyen Günay, Ilısuda bir gövde inşa ediliyor ama her şey değişiyor, bu da değişebilir. Bir set veya bir duvar yapılabilir, önceden bir tadilat yapılabilir. Yapılabilir mi veya eğer yapılamayacaksa 10 yıl önce su tutulmaya başlansaydı, Hasankeyfte kuracağımız dediğimiz eserlerin çocuğu su altında kalacaktı. Zaman geçtikçe duyarlılık artıyor. Yani zaman ve duyarlılığın artması bize bazı şeyleri kazandırıyor. Her şeyi kurtarabilir miyiz, bilmiyorum. Bütün tarihi restorasyonunu hepsini yapsak bile bu ülkede barış yoksa kimse gelmez. Ama insanlar esenliğe, doğaya, tarihe geliyor, ama esenliğe güvenlikli bir ortamda olursa geliyor. Yurtta barış, dünyada barış çokta ezberlediğimiz ve asmadığımız bir sözüdür. Değerli bir özdeyiş olduğunu yaşadığımız olaylarla daha iyi anlaşılıyor dedi.
UNESCODA YERLERİMİZ ARTTI
Türkiyede tarihi dokunun olduğu yerlerin UNESCOya alınması konusunda da üzerine düşeni yaptığını anlatan Ertuğrul Günay, Daha önce UNESCOda Türkiyedeki tarihi dokunun olduğu bölgeler yok denecek kadar azdı. Efes, Bergama, Diyarbakır Sur, Hevsel Bahçeleri ve çatalhöyük, UNESCO dünya miras listesine alındı. Şimdi UNESCOda 15 yerimiz var. Aday listede de sayımız artıyor. Tarihi mirası destekleyici kampanyaları hukuki süreç içinde devam ettirirsek neden Hasankeyf UNESCO listesine alınmasın. Bir günde bu ülkede Başbakan değişebiliyorsa her an her şey olabilir. Hasankeyf UNESCO için geç kalınmış değildir ifadelerini kullandı.
1979 yılından beri Hasankeyf kazılarında görev alan Prof. Dr. Zeynep Ahunbay ise, Hasankeyfin 8 kriterinin UNESCOya uyduğunu, UNESCOya uyan kriterleri tek tek anlatan Prof. Dr. Ahunbay, Hasankeyfi sevmemek mümkün mü? Kültür Bakanlığı aracılığıyla UNESCOya başvuruluyor. Maalesef Hasankeyf için geç kalınmıştı. 1990da başvuru yapıldığında bize geç kalındığını söylediler. Oysa Hasankeyf UNESCO kapsamında yer alması gereken önemli yerlerden biridir. çünkü insanlığın yaratıcı değerlerini Hasankeyfte görmek mümkün dedi.