HDP ve DBPye yönelik yapılan operasyonlar nedeniyle HDP Diyarbakır il Başkanlığında basın toplantısı düzenlendi. HDP Diyarbakır Milletvekilleri Felaknas Uca, Ziya Pir, İmam Taşçıer, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Fırat Anlı ile partililerin katıldığı toplantıda HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk konuştu. HDPli Tuğluk, 11 Ekimde Diyarbakırda 59 HDP ve DBP il başkanları ve yöneticisinin gözaltına alındığını belirterek, şöyle konuştu:
BİRBİRMİZE MUHTACIZ
Gözaltına alınan arkadaşlarımızın kısıtlılık kararı nedeniyle avukatlarla görüşme yapmaları yasaklanmış durumda. Kendilerinin hangi neden ve gerekçelerle gözaltına alındığına dair hiç bir bilgi alabilmiş değiliz. Bu hukuksuz, haksız, gözaltılardan sonra da dün gece itibariyle yine HDP, DBP il ve ilçe binalarına baskın ve aramalar yapıldı ve partimize ait bir takım şeylere de el konuldu. Bu durumu sıradan bir durum olarak değerlendirmiyoruz. Yapılan baskınların bir delil yaratma amaçlı olduğunu düşünüyoruz. Bu gidişatı son derece tehlikeli gördüğümüz ifade etmek istiyorum. HDP ve DBP olarak yürüttüğümüz siyasetle Türkiyenin demokrasisinin gelişmesi ve halklarımızın eşit ve özgür şekilde bir arada yaşaması, bu temelde demokratik siyasetin yürütülmesi çerçevesinde, halklarımıza duyduğumuz sorumluluk çerçevesinde barış, özgürlük eşitlik siyasetini yürütüyoruz. Bugün baskın yaptıkları gözaltına aldıkları insanlar bu halkın iradesini temsil ediyorlar, bu halkın beklentilerini, isteklerini, gelecek öngörülerini temsil etmekle görevliler ve bunun önü kapatılıyor. Aslında mesaj şudur; artık siyasete izin vermeyeceğiz ve sizi etkisizleştireceğiz mesajı olarak değerlendiriyoruz.
HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk, partilerine yönelik yaklaşımı Türkiye demokrasisine bir darbe olarak düşündüklerini de ifade ederek, şöyle konuştu:
TÜRKİYENİN DEMOKRASİSİ
Biz bir yere kaçmayacağız, biz burada olacağız. Biz siyasetimizi yürütmeye devam edeceğiz. Biz bu durumları çok yaşamış bir gelenekten geliyoruz. Bu politika en çok ta Türkiyeye zarar verir, en çokta bu kararları alanlara zarar verir. Bugün siyasetin önünü kapatmak daha fazla radikalleşmeye yol açar, hiç kimse çaresiz değildir. Bu topraklarda barış, demokrasi ve özgürlük mücadelemizi her koşulda devam edeceğiz. Bu baskılardan sonuç alınacağı düşünülüyorsa bu çok büyük bir yanılgıdır. Hükümete de çağrıda bulunmak istiyoruz, demokratik siyasetin önünün kapatılmaması gerektiğini düşünüyoruz. çünkü, en nihayetinde biz bir arada yaşayacağız. Bir birimize de muhtacız aslında, halklar arasında özellikle Kürtlerde kırılma yaratacak bu tür tehlikeli yaklaşımların hiç bir yararı olmayacağı gibi hepimize zarar vereceğini, Türkiyenin kaybedeceğini belirtmeyi özellikle uygun görüyorum.