BM tarafından, 20inci yüzyılın ilk soykırımı olarak tanınan katliam, 1904-1908 yılları arasında, bugünkü Namibya sınırları içerisinde gerçekleştirildi.
Almanlar, 1890larda hammadde ve iş gücü ihtiyacını karşılamak için Herero ve Namaları sömürgesi haline getirdi.Yıllarca Alman sömürgesine isyan etmeyen bu iki ırk, 1904 yılında ayaklandı. Herero ırkının yüzde 80i, Nama ırkının ise yarısı katledildi. Yakın tarihte gerçekleşen bu vahşet dolu soykırım başlamadan önce 132 bin olarak bilinen yerli nüfusundan geriye sadece 15 bin kişi hayatta kaldı.
1904 yılının Ocak ayında başlayan ayaklanmaya karşı verilen cevap çok kanlı oldu. Alman General Lothar von Trotha, Afrikalı yerli halka kitlesel imha emri verdi. 1904 yılında bölgedeki ayaklanmayı bastırmak için Almanya sömürgesi altındaki Namibyaya gönderilen soykırımcı General Trotha, askerlere bir mektup yazdı ve şu ifadeleri kullandı;
Ben, Alman kuvvetlerinin muzaffer komutanı... Bilesiniz ki tüm Hererolar burayı terkedecektir. Alman sınırları içinde bulunacak silahlı ya da silahsız her Herero, bir hayvanla beraber olsun olmasın, vurularak öldürülecektir. Şu andan itibaren karınızı ya da çocuğunuzu da bu topraklarda istemiyoruz. Onları da ya süreceğim ya da vuracağım. Hererolarla ilgili kararım budur
Bu acımasız soykırım talimatından sonra ayaklanmaya katılan Herero ve Namalar katledildi, ya da çöle sürülerek susuzluktan ölüme terk edildi. Katliamdan sağ kurtulan halkın bir kısmı daha sonra ölüm kampı diye anılan toplama kamplarına toplanarak ölüme terk edildi. Bu kamplarda yerlilere ölmüş hayvan etleri ve zehirli sular içirildiği ve bir günde 9-12 arası insanın yaşamını yitirdiği ortaya çıktı.
Soykırım yapan Alman askerlerinin çok sayıda Herero ve Nama kadınını tecavüz ettiği de daha sonra Hollandalı tarihçi Jan-Bart Gewald tarafından yapılan bir araştırma sonucunda ortaya çıktı. Almanyanın bölgeye sömürgeci olarak gelmesinden önce Herero ve Nama halkı, Afrikada hayvancılık yaparak yaşamlarını sürdüren bir halktı.
Katliamın 100üncü yılı 2004te resmi bir açıklama yapan Alman Dışişleri Bakanlığı, hükümetin özür dileyip dilemeyeceğini belirtmeden şu ifadeleri kaydetti: Almanyanın Namibya ve vatandaşları karşısındaki özel tarihi sorumluluğunun farkındayız
2004 yılında dönemin Alman Kalkınma Bakanı Namibyaya giderek özür diledi, ancak bunun resmi olarak bir önemi olmadığı belirtildi. 2012 yılında da Almanyadaki bazı partiler Namibya soykırımının Alman Meclisi tarafından soykırım olarak tanınması için tasarı sundu. Ancak kabul edilmedi. Buna göre, Almanya hala resmi olarak bu soykırımı inkar etmeye devam ediyor.
Alman Meclisinin Ermeni iddialarını soykırım olarak tanıyan tasarıyı onayladıktan sonra, Almanyada siyasiler tarafından, Türkiye geçmişiyle yüzleşsin çağrıları yapıldı. Ancak Almanyanın kendi tarihiyle yüzleşecek yüzü yok.