54 kişinin yaşamını yitirdiği ve 69 kişinin yaralandığı terör saldırısının ardından Gaziantep sokaklarında hissedilen en net duygu gerginlik. Kentte tek konuşulan konu bu saldırı ve rahatsızlıklarını gizleme gereği duymuyorlar. Olayın, kentin sosyal yaşamı üzerindeki etkisi de gözlemlenebiliyor. Sokaklar her zamankinden daha tenha; alışveriş merkezleri ile tarihi çarşılar kalabalık demeye yetmeyecek sayıda insanla günü geçirmeye çalışıyor.
Bu gerginliğin en yüksek seviyede yaşandığı yer bombanın patlatıldığı Şahinbey ilçesine bağlı Akdere Mahallesi. Sokaklar kentin diğer yerlerinin aksine kalabalık. İnsanlar patlamanın yaşandığı yeri yakından görmek üzere mahalleye gelmişler. Kimi bir üst sokaktaki taziye evinde başsağlığı dileğinde bulunmak için kimi de meraktan sokaklarda dolaşıyor. Patlamanın yaşandığı sokaktaki tüm duvarlar şarapnel parçalarının açtığı deliklerle dolu. Mahallenin sakinleri bu meraklı kalabalığı evlerinin kapısının önünde izliyorlar.
Bunalımdan çıkamıyorum
Kalabalığı izleyenlerden Mehmet Karadaş patlama olduğu sırada yaklaşık elli metre uzaklıktaki bir üst sokaktaymış. Patlama ile birlikte koşarak geldiği sokakta gördüklerini şöyle anlatıyor.
Ses gelince olduğum yerde sarsıldım. Kendime geldiğim gibi patlamanın olduğu yere koştum. Herkes yerlerdeydi. Kimi yaralıydı, kimi çoktan hareketsiz öylece yatıyordu. O saatten sonra rüyadaydım sanki, yaralıları kapıp arabalara bindiriyorduk. Ambulanslar henüz gelmemişti. Sonra ambulanslar gelince her bir araca üç dört kişiyi bindirdik. çok yaralı vardı. İnanın bunalıma girdim, o saatten beri elim iş tutmuyor ve ağzıma daha bir lokma koymadım. Midem almıyor. Allah IŞİDin belasını versin, bunu onlar yaptı.
İnsanları düşman etmek istiyorlar
Güllü çetin Beybahçe Mahallesinde yaşıyor. Ona göre bombanın burada patlatılmasının bir amacı var. Oğlum burada kimsenin kimseye zararı olmaz. Herkes kendi halindedir. Kürt, Türk, Zaza, Arap ve Aleviler yoğunluktadır burada. Ülkeyi karıştırmak ve insanı insana düşman etmek için burada patlattılar. Peki ne oldu, bak hepimiz sokaktayız ve ölülerimize ağlıyoruz. Hepimiz bu ülkede ve tek bayrağın altında yaşıyoruz. Öyle yapmaya da devam edeceğiz, kimse kimseye düşman olmayacak.
Kız çocuğu öylece yatıyordu
İzzettin Gümüştekin patlamada dayısını ve iki yeğenini kaybetmiş. Siirt Pervarili olan Gümüştekin 17 yıldan beri yaşadığı mahallesinde meydana gelen bu olaya hl inanmakta güçlük çekiyor.
Patlamada en çok bizim akrabalar, bizim köyümüz kayıp verdi. Benim dayım ve iki yeğenim öldü. Diğer ölenler de şöyle veya böyle akrabam. Patlama olduğunda çok yakındaydım. Barut gibi pis bir koku vardı. Soğukkanlı olmaya çalıştım. Parçalanmış insanları kaldırırken bir yandan da görmemeye çalışıyordum. Gözlerimden yaş boşalıyordu. Arkadaşlarımı, akrabalarımı, tanışları sırtlayıp araçlara taşıdım. Ölü bir kız çocuğu gördüm yerde, başında öylece kaldım. Kolu dikkatimi çekti, parlak metal bir parça saplanmıştı. Biri gelip beni tokatlayınca kendime gelebildim. Bakın 17 yıldır burada yaşıyorum. Bir fabrikada çalışıyorum. Buradaki her insan bizim insanımız, Kürtün Türkten, Türkün de Kürtten farkı yok.
Bakmaya dayanamadım
Kemal Kaplan işçi emeklisi bir mahalleli. Düğünü kapısının önünde oturarak izleyen Kaplan gördüklerini şöyle anlatıyor.
Millet oynuyordu, müzik sesi vardı. Oynayanları izliyordum, halay çekiyorlardı. Sonra orta bir yerde kara bir duman çıktı ve kulakları sağır eden bir patlama oldu. Gözlerime inanamadım. İnsanlar üst üste yığıldı; kiminin kolu yok, kiminin bacağı. Bakmaya dayanamadım. Kaçıp gitmek istedim ama kalıp insanımıza yardım etmeye çalıştım. Bir daha öyle bir şey yaşamak istemem, kesinlikle istemem.
Kuş cıvıltılarını vurdular
Bülent Boylu, patlama anını görenlerden. O günden beri gözünü daha kırpamadığını söyleyen Bülent Boylu, bütün tertibin insanları birbirine düşürmek üzere kurulduğunu söylüyor.
Düğünü izliyordu herkes, patlamayla yeğenimin bacağına da şarapnel parçası saplandı. Böyle bir şey olamaz, böyle bir görüntü olamaz. 12 yaşında çocuk gözlerimin önünde çırpına çırpına can verdi. Bunlar nasıl vicdansız, nasıl aşağılık insanlar. Burayı Suriye yapmak istiyorlar ama burası Suriye olmaz. Bizim sokakta Kürtler, Aleviler, Zazalar, Türkmenler, Araplar, Türkler var. Herkes kendi dilinde konuşur sokakta, anlamam ama bana kuş cıvıltısı gibi gelir işte bu adamlar gelip o cıvıltıları vurdular. Bizim en iyi komşularımız Kürtler. çok dürüst insanlar, hiç kimsenin kimseye zararı yok. Birbirimize yemek götürür getiririz. Kahvehanede oturur birlikte oyun oynar, düğünlere gideriz. Daha aramızda tek bir kavga olmamışken getirip bir bomba patlatarak bizi birbirimize düşüremezler.
Alev beni fırlattı, herkes üzerimden geçti
Patlamada yaralananlardan biri 11 yaşındaki Mustafa Muhammed... Muhammed Halepli bir Türkmen. Düğünün yapıldığı sokakta bulunan bakkala gittiğinde bomba patlamış ve basınçla havaya uçmuş.
Bakkala gitmiştim, bir gürültü geldi, alev ve rüzgar gibi bir şey beni kaldırıp fırlattı. Ayağımda acı hissettim. Kaçanlar üzerime basıp geçiyorlardı. Sonra amcam Salih gelip beni kaldırdı. Ambulansa koydular. Bacağımda bir demir varmış, ameliyat edecekler.
Mustafa Muhammedin babası Muhammed Mustafa bir ayakkabı imalathanesinde çalışıyor. Patlamadan sonra bütün özel hastanelerin kapılarını açtıklarını ve yaralıları kabul ettiklerini anlatıyor. Muhammed Mustafa oğlunun birkaç gün içerisinde ameliyat edilerek ayağındaki şarapnel parçasının çıkarılacağını anlatıyor.
Orası bilinçli seçildi
Bombalı saldırının yapıldığı yerin bilinçli olarak seçildiğini söyleyen Ali Kılıç patlamada yeğenini kaybetmiş. Yeşilkent Mezarlığına defnettikleri yeğeninin mezarı başında konuşan Kılıç saldırıyı Suriyede yaşanan savaşa bağlıyor.
Ben bu saldırının tesadüfen o mahallede yapıldığına inanmıyorum. Bakın kalabalık pek çok nokta seçilebilecekken o kadar yol tepip ara sokaklara girerek düğünde patlatıyorlar. Niye? çünkü Kürt nüfus yoğunlukta. Suriyede Kürtler ile savaşırlarken gelip böyle bir eylemle intikam almak istediler. IŞİDin yaptığını düşünüyorum.