Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ise Anayasa çalışmasının tamamlandığını, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğana sunulacağını söylemişti.
Yeni anayasa çalışmaları hakkında konuşan Avukat Hikmet Delebe, darbe anayasasının toplumun ihtiyaçlarına cevap verecek durumda olmadığını ifade etti. Yeni anayasada siyaset alanının açılması gerektiğini ve askeri vesayetin geriletilmesi gerektiğini vurgulayan Delebe, özgürlükçü anayasanın olması gerektiğini belirtti.
Herkesin Türk olduğuna vurgu yapan maddenin kaldırılması gerektiğine dikkat çeken Delebe, toplumun milliyetçilikten arındırılmış bir anayasa beklentisi içerisinde olduğunu söyledi. Delebe, tek tipleştirmeyi hedef olarak görmeyen bir anayasaya Türkiyenin ihtiyacı olduğunu ifade etti.
ÖZGÜRLÜĞÜ ÖNE çIKARAN BİR ANAYASA çALIŞMASI YAPILABİLİR
Muhalefetin önceki uygulamalarını dikkate alarak hükümeti samimi görmediğini ifade eden Delebe, Yeni anaya çalışmasıyla ilgili hükümet kanadından bir yeşil ışık geldi fakat muhalefet bunu kabul etmedi. Takip ettiğimiz kadar seçimler yaklaşırken hükümet kanadı bir toplumsal uzlaşı aramakta ve anayasa çalışmalarını başlatmak istemektedir. Muhalefet de hükümetin pratiklerini dikkate alarak önceki uygulamalarını dikkate alarak hükümetin bu konuda samimi olmadıklarını ifade etmektedirler. Bize göre her zaman özgürlükçü, ifade ve düşünce özgürlüğünü öne çıkaran bir anayasa çalışması yapılabilir. Anayasa, ifade ettiğimiz gibi bütün yasaların üzerindedir ve onların anasıdır. Toplumsal uzlaşıyı ortaya koyan bir mutabakattır. Bu bakımdan herkesi kucaklayan, milliyetçi duygulardan arındırılmış, tekleştirmeyi ve tek tipleştirmeyi hedef olarak görmeyen bir anayasa Türkiyenin gerçek anlamda ihtiyacıdır. Bu ihtiyacın bütün siyasi partililer tarafından el birliği ile giderilmesi son derece önemlidir. dedi.
HERKESİN TÜRK OLDUĞUNA VURGU YAPAN MADDENİN KALDIRILMASI GEREKİYOR
Anayasadan beklentilerini anlatan Delebe, Dünyada özgürlükçü, kişilerin yaşam tarzlarına, inançlarına, etnik kökenlerine bakmaksızın devlet karşısında herkesin eşit olması gerektiği ilkesine dayanan anayasalar mevcuttur. Kırk yıldır yürürlükte bulunan 82 anayasası değiştirilecekse eğer öncelikle 66ıncı Maddenin yani vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkesin Türk olduğuna vurgu yapan bu maddenin kaldırılması gerekiyor. İfade özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü, düşünce ve ifade özgürlüğü ve milliyetçilikten arındırılmış temele dayanan bir anayasa bizim toplumun beklentisi olarak duruyor. Yakından böyle bir çalışma yapılacaksa özgürlükçü temele dayanan ve tek tipleştirmeyi ortadan kaldıran bir anayasal çalışma toplumun ihtiyaçlarına cevap verecektir. şeklinde konuştu.
YEPYENİ VE ÖZGÜRLÜKçÜ ANAYASANIN GÜNDEME GELMESİ GEREKMEKTEDİR
Darbe anayasalarının askeri bir vesayet mantığıyla hazırlandıkları için özgürlüklerden uzak olduğuna vurgu yapan Delebe,Türkiye maalesef darbeler ülkesidir. Zaman zaman askeri müdahalelerle siyaset kurumu ele geçirildi ve Türkiye dar boğazlara sokuldu. 82 Anayasası 1980 darbesinden sonra yapıldı ve 40 yıldır yürürlüktedir. Ara ara değişiklikler yapılsa da bütünüyle toplumun ihtiyaçlarına cevap verecek durumda değildir. Darbe anayasaları askeri bir vesayet mantığıyla hazırlandıkları için özgürlüklerden uzaktır. Sivil bir anayasa her zaman özgürlükleri beraberinde getirir. Bu bakımdan 82 Anayasasının mutlak suretle değiştirilmesi ve yepyeni özgürlükçü bir anayasanın tartışmaya açılması gerekmektedir. Siyaset alanı her zaman açılmalı ve askeri vesayet her zaman geriletilmeli. Bu bakımdan 40 yıldır yürürlükte olan anayasa bir şekilde değiştirilerek yepyeni ve özgürlükçü anayasanın gündeme gelmesi gerekmektedir. diye konuştu.
Avukat Şadi çarsancaklı, milleti değil devleti üstün tutan, özgürlükleri kısıtlayan anayasanın kaldırılarak köklü bir çözüm getirilmesi, insanların onurlu bir şekilde yaşamlarını sürdürebilecekleri yeni bir anayasanın mutlaka tesis edilmesi gerektiğini ifade etti.
MİLLETİ, DEVLETİN SADECE BİR UNSURU OLARAK GÖREN ZİHNİYETİN ÜRÜNÜ OLAN ANAYASA DEĞİŞMELİ
çarsancaklı, Dünyaya gelirken zaten belirli bir ortama, bir devletin içerisinde doğuyoruz. Devlet dediğiniz toplumdur, biziz. O devletin avukatlığını yapıyorum. Birisi hkimliğini, biri polisliğini, biri manavlığını yapıyor. Hepimizin yapısını oluşturduğu bu devlet güvenliğimizi, sağlığımızı sağlasın, önümüzü açsın ve kendimizi bu dünyada gerçekleştirebilmek için var. Demek ki devlet, hayatımızı kolaylaştırmak için kendi kendimize kurduğumuz örgütün adıdır. Biz devletin milleti değiliz. Devlet milletin devletidir. Bizim anayasamızda ise devletin milletinden, bölünmez bütünlüğünden bahsedilir. Anayasamız milleti sadece devletin bir unsuru, sadece yapısal bir parçası olarak gören bir kafanın eseridir. Dolayısıyla insan haklarının, özgürlüklerinin, kendisini gerçekleştirmesini temin edecek bir anayasa değildir. Bunun değişmesi lazım. diye konuştu.
DARBE ANAYASASI KÖKTEN KALDIRILARAK HALKIN HİZMETİNDE OLAN BİR TASAVVURLA YENİDEN DÜZENLENMELİ
Mevcut anayasanın üslup olarak bir defans anayasası olduğunu ve devleti halka karşı korumak için ihtilal üzerinden yapıldığını vurgulayan çarsancaklı, son olarak şu ifadeleri kullandı: Halkın nasıl yaşayacağını öngören bir anayasa değil. Bunu da ayakta tutan bir zamanlar silahlı bürokrasi, askeriyeydi. İdeolojik, kült bir bakış açısı bu anayasayı ayakta tutuyor. Diğerleri de sivil siyaset de hiçbir zaman ilkesel anlamda bir bütün olarak arkasında duramadıkları için iktidara gelen anayasanın nimetlerinden faydalanıyor. çünkü anayasada güçlü bir devlet tasavvuru var. Muhalefete düşünce de özgürlükçü oluyor. Sivil siyaset hiçbir zaman yeterince sivil olamadığı ve yeterince birlik olamadıkları, ilkesel bir birliktelik temin edilemediği için değiştirilemiyor. Tek tek şu maddesi değişmeli denilemez. Tümüyle mantığı değişmeli, komple kaldırılmalı ve yepyeni bir anayasa, insanların yaşadığı düşünülen bir anayasa ve milletin devleti olacak bir anayasa, halkının hizmetinde olan hadim tasavvuruyla yeniden dizayn edilmesi lazım.