Milli İstihbarat Akademisinin ikinci raporu yayımlandı

Milli İstihbarat Akademisince (MİA) hazırlanan "Terörizmle Mücadele ve Türkiye: DEAŞ/Horasan Yapılanması Raporu" yayımlandı.

Haberler 18.05.2024 - 00:08 Son Güncelleme : 18.05.2024 - 00:08

MİAnın resmi internet sitesi mia.edu.tr üzerinden yayımlanan raporda, terör örgütü DEA?ın Horasan yapılanmasının Orta Asya üzerinden yeni bir radikalle?me ve terör dalgası yaratma stratejisi ele alındı.

Raporda, örgütün bölgede yapılanırken tarihi ve siyasi konjonktürden nasıl faydalandığı, eleman temin etme yöntemleri, eylem taktik ve stratejisi, propagandasında kullandığı söylem ve anlatı irdelendi.

Uzun süreli istikrarsızla?tırıcı müdahalelerin ne tür siyasi, kültürel ve toplumsal kırılganlıklara yol açtığına ilişkin incelemelerin yer aldığı raporda, bu durumun radikal ideolojilerin yerle?mesi ve kökle?mesinde rol oynadığı, ?iddet döngülerini sürekli hale getirerek toplulukları sömürü ve manipülasyona kar?ı daha savunmasız hale getirdiği vurgulandı.

- Orta Asya ve Afrika

Orta Asya bölgesi ve Afrika kıtasının, son yıllarda ba?at güçlerin küresel mücadele alanına dönü?tüğüne işaret edilen raporda, bu bölgelerin, Türkiyenin de öncelikli stratejik ilgi alanı içinde yer aldığına ve Türkiyenin, son yıllarda iki bölge ile olan ekonomik, siyasi ve askeri ili?kilerini derinle?tirdiğine dikkat çekildi.

Raporda, Arap Baharının ardından demokratik yöntemlerle i? ba?ına gelme çabasındaki grupların çe?itli müdahalelerle yönetimden uzakla?tırılması ve bu ülkelere yönelik istikrarsızla?tırıcı politikaların uygulanmasının bölge ülkelerinde bazı grupların radikalle?mesinde önemli rol oynadığına vurgu yapıldı.

Bazı yönetimlerin bu süreci isteyerek destekledikleri ve radikal terör örgütlerini, makul muhalefet hareketlerini baskılamak için kullandıkları aktarılan raporda, benzer biçimde Libyadan Afganistana kadar çökmü?/çökertilmi? devletlerin varlığının da radikalizmin ve terör örgütlerinin güçlenmesi için verimli bir ortam olu?turduğuna işaret edildi.

Raporda, DEA? terör örgütünün, Irak ve Suriyede alan hakimiyetini kaybetmesinden sonra coğrafi olarak Rusya, çin ve İran gibi güçlerin arasında kalan Afganistana yöneldiği ve bu bölgeden militan dev?irmeye çabaladığı kaydedildi.

DEA?/Horasan yapılanmasının, 22 Martta Rusyanın ba?kenti Moskovada gerçekleştirdiği terör saldırısıyla birlikte adını tekrar hatırlattığı, dini istismar eden terör örgütlerinin ba?ında geldiği ve adından da anla?ıldığı üzere ağırlıklı olarak tarihi Türkistan bölgesini kendisine hedef seçtiği belirtildi.

- Örgüt insan kaynağını Orta Asyadan sağlıyor

Raporda, terör örgütünün Horasan yapılanmasının örgütlü varlığı ile bir yandan Afganistan-Pakistan bölgesinde belirli alanlarda kontrol kurmayı amaçlarken bir yandan da insan kaynağı dev?irmek için Tacikistan ve Özbekistan ba?ta olmak üzere Orta Asyadan yararlandığına ilişkin bilgilere yer verildi.

Örgütün Horasan yapılanmasının, Orta Asya ülkelerindeki siyasi, sosyokültürel ve ekonomik sorun alanlarını yoğun bir ?ekilde istismar etmeye çalı?tığı ifade edilen raporda, terör örgütü yapılanmasının, propaganda yöntemlerinde etkili bir ileti?im stratejisi yürüttüğü, bu bağlamda ?iddet söylemini kullanarak diğer radikal örgütlerden de militan çekebildiği ifade edildi.

- Türkiyenin demokratik yapısı engel oluşturuyor

Raporda, Türkiyenin demokratik yapısı ile geleneksel dini kurum ve anlayı?ların büyük ölçüde varlığını sürdürmesinin, DEAŞ terör örgütü ve benzeri a?ırıcılık yanlısı grupların zemin kazanmasına kar?ı önemli bir engel olu?turduğuna dikkat çekildi.

DEAŞ terör örgütünün, çok dilli propaganda çalı?maları yürüttüğüne, bunun da belirli bir ülkeden ziyade Türkiyenin etrafındaki geni? bir coğrafyayı hedef seçmesinden kaynaklandığına işaret edilen raporda, örgüte kar?ı mücadelenin, kolektif bir yakla?ımla gerçekle?tirilmesinin önemine değinildi.

Raporda, Türkiyenin, sahip olduğu terörle mücadele tecrübesini ilgili devletlere aktarabileceğine ve demokratik değerlerle uyumlu kültürel, manevi eğitimin yaygınla?tırılması hususundaki birikimini payla?abileceğine vurgu yapıldı.

Bu çerçevede Diyanet İ?leri Ba?kanlığı ya da İslam İ?birliği Te?kilatına bağlı İslam Tarih, Sanat ve Kültür Ara?tırma Merkezi (IRCICA) gibi kurulu?ların, ortak bir kültürel strateji ve dil olu?turmada daha aktif rol oynayabileceği belirtildi.

Raporda ayrıca, terör örgütünün zemin bulmasını engellemeye yönelik kültürel ve ideolojik mücadele yöntemleriyle, güvenlik alanında örgütle ciddi ?ekilde mücadele eden ve bu konuda en fazla bedel ödeyen ülkelerden biri olan Türkiyenin, farklı bahanelerle hedef alınmasının da önüne geçilebileceği vurgulandı.

- Türkiyedeki Horasan yapılanması bertaraf edildi

Terör örgütü DEA?ın hedef alanlarından birinin de Türkiye olduğu tespiti yapılan raporda, Türkiye içerisinde tespit edilen örgütün Horasan yapılanmasına bağlı ki?i ve grupların operasyonlar neticesinde ortadan kaldırıldıkları ifade edildi.

Raporda, Türkiyenin, DEA? terör örgütüyle ciddi anlamda mücadele eden ülkelerin ba?ında geldiği ve bu yönüyle de her zaman terör örgütünün hedefinde yer aldığına vurgu yapıldı.

Türk Silahlı Kuvvetlerince düzenlenen Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barı? Pınarı harekatlarının sadece DEA? terör örgütüne yönelik değil, Türkiye sınırlarında olu?turulmak istenen terör koridoruna kar?ı topyekün mücadelenin de göstergesi olduğunun altı çizildi.

Raporda, Türk Silahlı Kuvvetlerinin, DEA? terör örgütü ile göğüs göğüse sava?an tek ordu konumunda olduğu bildirildi.

Süreç içerisinde Irak ve Suriyede etkinliğini yitiren terör örgütünün, sözde Horasan yapılanması üzerinden Afganistan ve Pakistan odaklı terör saldırılarının yanı sıra İran, Türkiye ve Rusyadaki terör saldırılarıyla birlikte yeniden kendinden söz ettirme çabasına girdiği, örgütün Türkiye sınırı etrafında alan bulamayıp Orta Asya ve Afrikada konu?lanmak zorunda kaldığı ifade edildi.

Raporda, Türkiyenin DEA? terör örgütüne yönelik sadece 2023te 122 operasyon gerçekle?tirdiği ve toplamda 426 teröristin yakalandığı, bu sayede örgütün etkili bir yapılanma olu?turamadığı ve militan temininde zorlandığı kaydedildi.

- Örgütle mücadeleye ilişkin öneriler

Raporda, DEAŞla mücadeleye ilişkin örgütün faaliyetlerine ilişkin bir istihbarat havuzu oluşturulması, bu çerçevede ilgili devlet kurumlarının birbirleriyle eş güdümünü artırmaları önerildi.

Afganistan ve Pakistan özelinde kurulacak terörizmle mücadele mekanizmasının Türk Devletleri Teşkilatı ile bağlantılı hale getirilmesi gerektiği, göç ve iklim krizi gibi hususlar nedeniyle ortaya çıkabilecek ve terör örgütleri tarafından istismar edilebilecek nitelikteki unsurlara yönelik çalışmalar yapılarak önleyici mekanizmaların tesis edilmesinin gerekliliği aktarıldı.

Radikalleşmeden dönüş çalışmalarına dair kapsayıcı bir yol haritasının belirlenmesi tavsiye edilen raporda, Orta Asya ülkelerinde din eğitiminin kurumsallaşmış yapılar tarafından verilmesinin sağlanması gerektiği değerlendirmesine de yer verildi.

Ana Sayfaya Git