Allahın emir ve yasakları elbette ki kulların iyiliği içindir. İslam bilginleri, bütün hükümlerin insanların yararlarını gerçekleştirme amacına yönelik olduğu konusunda görüş birliği içindedirler.
İslam öğretinin kendilerine yüklediği görev gereği İslam limleri çeşitli ibadetlerin yarar ve hikmetleri konusunda öteden beri kafa yormuş, bunların kişisel pratik yararlarından çok, insan nefsinin arındırılması ve yükseltilmesi yolunda fonksiyonel hle getirilmesine çalışmışlardır.
Bu bağlamda kulların yapmakla yükümlü tutulduğu ibadetlerin sağladığı bazı faydalar ya da hikmetler tespit edilebildiği gibi, bu faydaların veya gerçekleştirilmek istenen amaçların tamamının tespit edilemediği de bir hakikattir.
Oruç ibadetinin temel hedefi insanları takva- ya eriştirmektir. Bu bizzat Kuran-ı Kerimde, Ey iman edenler! Allaha karşı gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı... (Bakara, 2/183) şeklinde ifade edilmektedir.
Oruç ibadeti kanaatkrlığımızı güçlendirir. Açlık çeken insan yoksulun, muhtacın durumunu anlar ve kanaat etmenin önemini daha iyi kavrar. Artık israf edemez olur. Allah Resulünün Kanaat bitmeyen bir hazinedir (Beyhak, Zühd,2/88) sözü, müminin kulaklarında yankılanır.
Nimetin kadri- ni bilen insan, Allaha olan şükrünü artırır. Hırsın mahrumiyete, kanaatin rahmete vesile olduğunu anlar. Allah Resulünün iktisat eden geçim sıkıntısı çekmez (İbn Eb Şeybe, el-Musannef, 5/331) müjdesi hayatında tezahür etmeye başlar.
Oruç ibadeti, insana iftar ve sahur ile, kılınan teravih namazlarıyla, diğer ibadetlerle hayata çekidüzen verme imknı tanır. Oruç ayı olan Ramazan, kulun Rabbine iltica ederek, günahlarının bağışlanması için hayat yoluna yerleştirilmiş fırsat ve hazinelerle doludur.
Kişi, Kuran üzerinde daha fazla düşünme imknı yakalar. Ramazanın getirdiği bereketle insan, Kurandan daha çok haz alır, onu daha derinden ve bilinçle dinleyip anlama imknını elde eder. Oruç bedenin zektı olarak, vücutta birikmiş zararlı unsurların defi için metabolizmaya büyük bir imkn sağlar.
İnsanın, vücudunu diğer canlı- lardan daha farklı olarak madde ve mananın sırlı ve ahenkli bir birleşimi olarak görmeye başladığı bu ayda vücutlar yenilenir, dimağlar parlar... Al- lah Resulünün Oruç tutunuz ki sıhhat bulasınız (Taberani, Mucemul-Ev-sat, VIII, 174) sözünü teyit edercesine bedenlerimiz sağlık bulur.
Ramazan orucu, ümitsiz insanların bağışlanma ümitlerini yeşerttikleri bir zaman dilimidir. Oruç, ansızın gelecek sıkıntılara karşı insanlara dayanıklı olmayı öğreten bir öğretmendir. çocuklarımıza dinlerini, havasını teneffüs ederek, yaşayarak öğrenme ve yaşama fırsatı veren bir aydır Ramazan.
Allah Resulü, inanıp karşılığını Allahtan bekleyerek Ramazanı değerlendirenlerin geçmiş günahlarının bağışlanacağını söylemiştir (Nes, man, 21). Aynı şekilde Allah Resulü, Sahabi Kab b. Ucreye hitaben, Ey Kab! Namaz kişinin Müslüman oluşuna delildir. Oruç ise sağlam bir kalkandır. Sadaka vermek, suyun ateşi söndürdüğü gibi günahları silip süpürür.
Ey Kab! Haramla beslenerek teşekkül eden et ve kemiklere ancak ateşte olmak yaraşır. (Tirmiz,Cuma, 79) buyurmuştur. Orucun hikmetleri ile hükümlerini anlamak arasında sıkı bir bağ vardır.
Oruç ibadetinin yerine getirilmesi ile ilgili kuralların bilinmesi, Allah Resulünün bize hikmet olarak bıraktığı sünnetine uygun oruçlar tutmamıza imkn tanıyacaktır.
HABER MERKEZİ