Duruşma Savcısı Sait Ramazan Tiyek, temyiz dilekçesinde, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin verdiği beraat kararının usul ve esas yönünden kanuna aykırı bulunduğunu savunarak, kararın bozulması için Yargıtaya başvurdu.
KARARIN BOZULMASINA KARAR VERİLSİN
Savcı Tiyek, Yargıtay Ceza Daire Başkanlığına gönderilmek üzere mahkemeye sunduğu temyiz dilekçesinde, yargılama sırasında dosyada dinlenilen gizli tanıkların savunma hakkını kısıtlamayacak şekilde Tanık Koruma Kanununun 9. maddesi uyarınca yeniden dinlenmelerini talep ettiğini hatırlattı.
Savcı, dilekçesinde ayrıca, Sebahat Tuncel ile ilgili olarak Irak devleti adli makamları aracılığıyla 12 Haziran-20 Ağustos 2004 tarihleri arasında hangi programın uygulandığının sorulması yönündeki talebinin de mahkemece reddedilmesi üzerine, mevcut delil durumu ve Anayasa Mahkemesi kararı değerlendirilerek beraat yönünde mütalaa verdiğini belirtti. Savcı Tiyek, temyiz dilekçesinde, tanıkların dinlenmesine bir engel bulunmadığını, mahkemenin bu tanıkları usulüne uygun şekilde dinlemesi gerekirken reddine karar vermesinde isabet görülmediğini ifade ederek, mahkeme tarafından beraat kararı verilmesinin usul ve esas yönünden kanuna aykırı olduğunu ileri sürdü. Savcı, bu nedenle de kararın bozulmasını talep etti.
KESİN VE İNANDIRICI DELİL BULUNAMADIĞI GEREKçESİYLE BERAAT ETMİŞTİ
PKK/Kongra-Gel üyesi olduğu iddiasıyla 8 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırılan ve cezası Yargıtay 9. Ceza Dairesince 24 Aralık 2013te onanan eski milletvekili Sebahat Tuncel, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştu. Anayasa Mahkemesi de Tuncelin yeniden yargılanmasına karar vermişti. Davayı yeniden ele alan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinde 7 Temmuz 2015te görülen karar duruşmasında, Savcı Sait Ramazan Tiyek, dosyada dinlenen gizli tanıkların Tanık Koruma Kanununun 9. maddesi uyarınca yeniden dinlenmelerini talep etmişti. Mahkeme heyeti ise Gizli tanıkların konuşmak istemediklerini belirtmeleri nedeniyle Emniyet tarafından isimlerinin gönderilmediğini, ziyaret edildiği iddia edilen bölgenin Irak devletinden ayrı hareket ettiğini, müzekkerelere cevap verilmediğini, uzun tutukluluk ve uzun yargılamanın açık şekilde Anayasa Mahkemesi kararında hak ihlalleri olduğu ve bu evrakları toplama imkanının suç tarihinden 10 yıldan fazla süre geçmesi dikkate alındığında sadece hak ihlallerinin devamından başka bir sonuç doğurmayacağı gerekçesiyle, savcının bu talebini reddetmişti.
Heyet, her türlü şüpheden uzak, somut, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gerekçesiyle Sebahat Tuncelin beraatine karar vermişti.