Askeri okullar ve polis okullarına giriş ile Adalet Bakanlığı sınavları başta olmak üzere, 2010-2015 döneminde yapılan tüm sınavlar polis tarafından incelemeye alındı.
Emniyet yetkililerinden alınan bilgiye göre, geçen mart ayında başlatılan, gözaltına alınan 62 zanlıdan 32’sinin tutuklandığı KPSS’de usulsüzlük soruşturması derinleştiriliyor.
Zanlıların, polise verdikleri ifadelerin yanı sıra başta YÖK, ÖSYM, Jandarma, Emniyet, TÜBİTAK ve MASAK’tan gelen raporlar ve analizler doğrultusunda, 2010-2015 döneminde gerçekleştirilen askeri okullar ve polis okullarına giriş, Adalet Bakanlığı sınavları ile diğer bazı kamu kurumlarına giriş sınavları çok yönlü ve çok boyutlu biçimde incelenecek.
Bu kapsamda, söz konusu dönemde sınavlara giren ve durumu şüpheli görülen adayların puanları, varsa önceki ya da sonraki yıllarda katıldıkları sınavlarda aldıkları puanlarla karşılaştırılacak. Şüphelilerin telefon kayıtları incelenecek, bu dönemde sınava katılan adaylar ile 2010 KPSS soruşturmasında usulsüzlük yaptıkları öne sürülen kişiler arasında herhangi bir ilişki/iletişim olup olmadığı da araştırılacak.
Emniyet ifadeye çağıracak
Öte yandan, 2010 yılındaki KPSS’ye yönelik soruşturma kapsamında şüpheli konumunda olan 3 bin 500 kişinin yaklaşık bin 500’ünün doğrudan şüpheli olduğu, kalanlarının ise paralel yapı ile bağlantılı olduğu iddia edildi.
Emniyet yetkilileri, doğrudan şüpheli olanların yakalanması için operasyonların süreceğini, kalanların ise emniyet tarafından ifadeye çağrılacağını bildirdi.
Yetkililer, son 5 yıllık dönemdeki sınavlara yönelik incelemeler sonucunda, 2010 yılındaki sınav sonuçlarına benzer sonuçlarla karşılaşılması durumunda şüpheli sayısının ciddi oranda artacağını kaydetti.
Şaibeli sınavlar
Kamuoyunda geçmiş yıllarda yapılan bazı kamu kurumlarının sınavlarında şaibe olduğu savunulmuş, Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde yapılan bazı sınavlarda paralel yapının aktif rol oynadığı, sınav sorularını bir gece önceden cemaat evlerinde kalanlar başta olmak üzere, kendilerine yakın kişilere dağıtıldığı öne sürülmüştü.
Bu çerçevede, 2013 yılında yapılan komiser yardımcılığı sınavında, önceden çözülen soruların cemaate yakın kişilere verildiği, 2012’de gerçekleştirilen misyon yardımcılığı sınavlarında ise soru kitapçıklarının açık olarak sınav salonuna getirildiği iddia edilmişti. Ayrıca söz konusu sınavlarda, adayların nüfus cüzdanı, pasaport veya sürücü belgesinden herhangi birisini mutlaka bulundurması zorunlu iken, bazı adayların sadece polis kimliği ile sınava alındığı savunulmuştu.
Aynı zamanda, 6 Mayıs 2012’de yapılan ve bin 589 kişinin katıldığı Avukatlar İçin Adli Yargı Hakim ve Savcı Adaylığı Yarışma Sınavında da şaibe olduğu yönünde iddialar ortaya atılmış, bunun üzerine yapılan inceleme sonucunda bir grup adayın sınavı geçersiz sayılmıştı.
İddialar üzerine, ÖYSM’den yapılan açıklamada, Normal şartlar altında zorluk derecesi yüksek sınavlarda başarı barajını geçen aday dağılımının, başarı barajı puanının (70 puanın) hemen üstünde yoğunlaşması beklenirken, 2012 sınavında bu yoğunlaşmanın 80 puan ve üzerine de yayılmış olduğu, 65 ve altında puan alan grubun yanında 80 ve üzeri alan çok kalabalık bir grubun oluştuğu, normal veri olarak kabul gören 65 ve 75 arası beklenen istatistiğin zayıf kaldığı, 2011’de başarılı olan iller ile 2012’de başarılı olan iller arasında bir uyumun söz konusu olmadığı ifade edilmişti.
Açıklamada, 2011 yılında sınava giren adayların bazılarının puanlarını, 2012’de sınav daha zor olmasına rağmen ortalama 40 puan civarında artırdıkları, sınavı ilk 50 sırada başarıyla tamamlayan adaylardan 26 adedinin 2011 sınavında 70 baraj puanının altında kaldıkları halde bu sınavda 85 ve üzeri puan alarak ilk 50 dereceyi paylaştıkları, 140 soruda 92 ve üzerinde doğru yanıtı bulunan 357 adayın sorulara verdikleri cevaplar üzerinde yapılan analiz neticesinde ’kritik belirleyici’ olarak tespit edilen sorulardan bazılarında, oluşma olasılığı çok düşük olmasına rağmen yanlış cevap üzerinde birleşildiği, başarılı adaylardan bazılarının karı-koca, veya akraba ilişkilerinin olması ve sınavı üstün başarıyla kazanan 4 evli çiftin cevap kağıtlarındaki tıpkılık yanında puanlarının da birbirlerine yakın ve yüksek puanlar olması, sınav sonuçlarında özellikle derece yapmış bazı adayların soru kitapçıkları üzerinde hiçbir işlem, yazılı muhakeme ya da karalama yapmaksızın matematik sorularında yüzde 100 doğru yapmış olmaları ya da yaptıkları karalamalarda ulaştıkları/ulaşamadıkları sonucu değil farklı şıkkı işaretlemiş olmalarının, 6 Mayıs 2012 tarihli Adli Yargı-Avukat-1 sınav sonuçlarını tartışılır hale getirdiğine dikkat çekilmişti.
Ayrıca 2011 YGS ve LYS, 2011 KPSS, 2012 YGS ve LYS ile 2013 Orta Öğretime Geçiş sınavlarında da şaibeler olduğuna dair çeşitli iddialar kamuoyunun gündemine gelmişti.