Aysel Tuğluk yaptığı açıklamada, yaklaşık 100 yıllık geçmişe sahip olup, 30 yılı aşkın bir süredir kanla, gözyaşıyla, büyük acılarla, haksızlıklarla devam eden Kürt sorunun, artık demokratik bir biçimde çözüme kavuşturulması gerektiğini kaydederek, bu sorunun esasen Kürt halkının statüsüz bırakılması sorunu olduğunu ifade etti. Sorunu tanımanın sadece yeterli olmayacağını vurgulayan Tuğluk, doğru tanımlamanın da zorunlu olduğunu belirtti. Sorunun doğru tanımlanmadığı müddetçe, doğru çözümün de üretilemeyeceğini dile getiren Tuğluk, bir çözüm programının bulunması halinde onun sunulması gerektiğini aktardı. Diyarbakır halkının, boş lakırdıların, cafcaflı nutukların alıcısı olmadığını dile getiren Tuğluk şunları söyledi:
Diyarbakır ve bölge halkı, Başbakanın 2005 yılında Diyarbakır’da, ’Kürt sorununu tanıyorum, Kürt sorunu benim sorunumdur’ sözünü işte hatırlıyor. Bu söz ne yazık ki tam da ifade etmeye çalıştığımız gibi arkası gelmeyen, demokratik çözüm programıyla altı doldurulmamış popülist bir söylem olarak havada kaldı. Diyarbakır halkı başbakana Yeni anayasa, gerçekten yeni bir anayasa olacak mı?, diye de sormak istiyor. Diyarbakır burada, Diyarbakırlılar burada. Madem başbakan anayasayı Diyarbakırlılarla beraber yazacağının sözünü vermişti, bu sözünü ona hatırlatmak boynumuzun borcudur. Buradan sesleniyoruz; Diyarbakırlılar yeni anayasada Kürtlerin statü sorununu anayasal çözüme kavuşturularak Kürt sorununun demokratik çözümünün gerçekleşmesini istiyor. Yeni anayasada demokratik özerkliğin önü açılsın istiyor. Diyarbakır ve bölge halkı, kısır ve bencil başkanlık hevesleriyle değil Kürt sorununun demokratik çözümü ekseninde yeni anayasanın tartışılmasını istiyor.
BÖLGE HALKI ULUDERE KATLİAMININ SORUMLULARININ AÇIĞA ÇIKARILMASINI İSTİYOR
Bölge halkının, Başbakan Erdoğan’ın Uludere olayı için yaptığı açıklamalardan rahatsız olduğunu sözlerine ekleyen Tuğluk, Aradan beş ayı aşkın bir süre geçti ancak Kürt halkının hala ciğeri yanıyor. Diyarbakır halkı, bölge halkı Uludere katliamının sorumlularının bir an önce açığa çıkmasını istiyor. Başbakan Diyarbakır’daki bir konuşmasında yine ’Siz Diyarbakır’da ne acı çektiyseniz, biz de Ankara’da acı çektik. Diyarbakırlı annenin gözünden yaş akarken, Çankırılı annenin gözünden yaş akarken bizim de gözümüzden yaş aktı’ demişti. Ancak halkımız şunu çok iyi biliyor ki, Uludere’de gencecik bedenler bombalarla paramparça edildiğinde biz acı çekerken, siz çekmediniz başbakan ifadelerini kullandı.
İHA