Anadolu Ajansının (AA) Cumhuriyetin 100. yıl dönümü nedeniyle hazırladığı Türk savunma sanayisinin Cumhuriyetin 100. yılına armağanları temalı dosya haberin ikinci bölümünde Roketsan tarafından geliştirilen TAYFUN ile TÜBİTAK SAGE, ASELSAN ve Roketsan ortaklığının ürünü SİPER projeleri ele alındı.
Türkiyenin şu ana kadarki en uzun menzilli füzesi TAYFUN, kısa menzilli balistik füze olarak Türkiyenin güvenliğine katkı sağlayacak. Uzun Menzilli Hava Savunma ve Füze Sistemi SİPER ise 100 kilometrenin üzerindeki menzili ile yüksek irtifa, uzun menzil hava savunmanın belkemiğini oluşturacak.
Roketsan Genel Müdürü Murat İkinci, açıklamada, Cumhuriyetin 100. yılında tam bağımsız savunma sanayisi misyonuyla gelinen noktanın çok sevindirici olduğunu söyledi.
Türkiyenin kendi savunma ihtiyaçlarını kendi karşılayan, bu teknolojiye hakim, dost ve kardeş ülkelerin de ihtiyaçlarına cevap verebilen bir endüstriye sahip hale geldiğini vurgulayan İkinci, bu durumun ihracat yoluyla ülke ekonomisi için çok büyük bir potansiyel ve fırsat sunduğunu ifade etti. İkinci, şu değerlendirmelerde bulundu:
100. yılda ülkemizin böyle bir teknolojiye, böyle güçlü bir endüstriye sahip olması bundan sonraki yıllarda da aslında ülkemizin amaçlarına emin adımlarla ilerleyeceğinin en büyük göstergesi. Roketsan bu yıl 35. yaşını kutluyor. Cumhuriyetimizin 100. yılında 35 yaşında olan Roketsan, aslında genç, dinamik kadrolarıyla bundan sonraki aşamalarda da savunma sanayisinde kendi üzerine düşen görevleri yerine getirecek.
Roketsan bu sürede Türkiyenin ihtiyaç duyduğu güdümlü füze, güdümlü mühimmat, akıllı mühimmat ve uzay teknolojileriyle ilgili kendisine verilmiş olan görevleri başarıyla yerine getirdi. ATMACA füzemiz, AKYA torpidomuz, birçok sistemimiz Deniz Kuvvetlerimize başarıyla hizmet veriyor. Kara Kuvvetlerimizin zaten çok uzun zamandır balistik füze, güdümlü mermi ihtiyacını karşılıyoruz. SİHAlarımızın kullandığı güdümlü mühimmatların çoğunu Roketsan üreterek, teslim ederek hem Silahlı Kuvvetlerimizin hem de dost ve kardeş ülkelerimizin kullanımını sağlıyor. Bu ürünlerin hepsi sahada rüştünü ispatlamış ürünler. Bunun yanı sıra tanksavarlardan hava savunma sistemlerine, uçaklarımızdan atmış olduğumuz akıllı bombalarımıza kadar Roketsan ülkemizin ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde.
UZAY YOLUNDA EMİN ADIMLAR
Roketsanın bir diğer görevinin Türkiyeyi uzaya bağımsız olarak taşıyabilecek teknolojileri geliştirmek olduğuna işaret eden Murat İkinci, bu alanda da başarılı çalışmalara imza atıldığını ifade etti.
Uzaya erişimi üst üste bağımsız olarak sağlandıklarını anımsatan İkinci, Tamamen kendi teknolojimizle bunu sağlıyor olmamız ülkemizin aslında gelmiş olduğu teknolojik imkanları, seviyeyi göstermesi açısından çok kıymetli ve değerli. Hedefimiz çok yakın zamanda inşallah bu sene içerisinde 300 kilometreye ulaşabilecek sonda roketimizi fırlatmak. Onun sonrasında da 100 kilogramlık bir yükü 400 kilometrenin üzerinde bir yörüngeye yerleştirebilmek. Bu konudaki çalışmalarımız bütün hızıyla devam ediyor. dedi.
Bu konudaki bütün temel teknolojilere herhangi bir yurt dışı bağımlılığı bulunmadan ekosistemle birlikte sahip olduklarını vurgulayan İkinci, Cumhuriyetimizin 100. yılında emin adımlarla savunma sanayimizi belli bir noktaya taşımış olmamız bundan sonraki aşamalar için bizim açımızdan garantiyi oluşturuyor. diye konuştu.
DÜNYADAKİ RAKİPLERİ YENEBİLECEK GÜçTEYİZ
Murat İkinci, 35 yıllık birikimin bundan sonraki çalışmalara nasıl yansıyacağına ilişkin soruya karşılık, son yıllarda yapılan atılımla Türkiyenin uygulanan ambargoların birçoğunu başarıyla geçtiğini, kendi kendine yeten teknolojileri savunma sanayisi içerisinde oluşturduğunu söyledi.
Bu teknolojilerin birçok alanda kullanımının gündeme geleceğine işaret eden İkinci, şunları kaydetti:
Bu teknolojileri kullanarak sadece savunma sanayisinde değil, ulaştırma, sağlık, enerji alanında da birçok başarılı işin altına imza atacağımızı şimdiden söylemek mümkün. Roketsan, bundan sonraki aşamalarda Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, Savunma Sanayii Başkanlığımız, Milli Savunma Bakanlığımızın öncülüğünde dünyada bilinen, dünyadaki pazarı domine eden ve o pazarda çok uzun süredir faaliyet gösteren büyük şirketleri yenebilecek güce ulaştığını düşünüyor ve bunu sahada gösteriyor. Özellikle ihracat başarıları, ürünlerimizin sahadaki başarıları bunun en büyük göstergesi.
Roketsanın hedefleri büyük, savunma sanayimizin de hedefleri büyük. En başta ihracat hedeflerimizi revize etmek durumunda kaldık. Bundan sonraki 10 yıl içerisinde Türkiyenin savunma sanayisi ihracatının eksponansiyel (üstsel) şekilde artacağını ve 20-25 milyar dolar seviyesine ulaşacağını söylemek çok yanlış olmaz. Bununla ilgili potansiyelimiz de şu anda mevcut.
TALEBE YETİŞMEK İçİN KAPASİTE VE KABİLİYETLER ARTIYOR
İkinci, dünyanın konjonktürel durumunun bu potansiyeli gerçekleştirmek için uygun koşullar sunduğunu, bu konudaki talebe yetişmek için üretim kapasitesi ve kabiliyetlerini çok daha hızlı arttırmaları gereken bir döneme girdiklerini ve Roketsanın buna ciddi hazırlık yaptığını bildirdi. İkinci, şu görüşleri dile getirdi:
Roketsan hem kapasite hem de yurt dışı pazarlama ve satış olanakları anlamında çok ciddi bir gayret içerisinde. Bu gayretin sonuçlarını da aslında görüyoruz. Roketsan her yıl kendi ihracatını çok ciddi şekilde artırıyor. En son yapmış olduğumuz çalışmalarda Roketsan şu anda tüm gelirinin yaklaşık yüzde 35ini ihracattan elde ediyor. Bu güzel bir oran ama bizim için yeterli değil. Hem ihracatımızı hem de iş potansiyelimizi bundan sonraki süreç içerisinde hızla arttırmayı ve dünyadaki rakiplerimizle başa çıkar, onları da yener olarak dünyanın en önemli 50 savunma sanayisi şirketi içerisinde yer almayı biz hedefliyoruz. Bunu da Cumhuriyetimizin 100 yılında söyleyebiliyor olmak, dünyadaki büyük şirketlere rakip konumuna gelmek ve bu konuda da geleceğe emin adımlarla yürümek bizim için en büyük kıymet.
YENİ TAYFUNLAR GELİYOR
Murat İkinci, Roketsanın geniş ürün çeşitliliği içerisinde hem savunma hem de saldırı kabiliyeti olan ürünler yaptığını söyledi.
HİSAR, SİPER gibi hava savunma sistemleriyle saldırıları engellemeye çalışırken tehdidi ortaya çıkmadan bulunduğu yerde imha edebilecek güdümlü mühimmatlar ve uzun menzilli füze ihtiyacını da karşıladıklarını dile getiren İkinci, TAYFUN projesinin de Roketsanın kendi imkanları, AR-GE faaliyetleri ve öz kaynaklarıyla geliştirildiğini ifade etti.
TAYFUN projesinin yüzde 100 yerli imkanlarla ortaya çıktığını vurgulayan İkinci, şöyle konuştu:
TAYFUN, ülkemizin füze teknolojisi noktasına gelmiş olduğu noktayı en üst düzeyde temsil eden bir proje. Bu proje kapsamında ülkemizin silahlı kuvvetlerine derin darbe, derin saldırı kabiliyetini verebilecek bir ürünü kazandırmış bulunmaktayız. TAYFUN füzesi tek bir üründen oluşmayacak, varyantları olacak. Harp başlığı çeşitliliği, harp başlıklarında kabiliyet çeşitliliğiyle bir ürün ailesi olarak silahlı kuvvetlerimize hizmet edecek stratejik bir silah sistemi olarak yoluna devam edecek. TAYFUNun seri üretimleri devam ediyor. Silahlı kuvvetlerimiz zaten bu konudaki ihtiyaçlarını da bizimle paylaşıyor. Bundan sonraki aşamalarda da TAYFUN projesi biten bir ürün olarak değil, varyantlarıyla, yeni kabiliyetleriyle ve bundan sonraki süreç içerisinde silahlı kuvvetlerimizin ihtiyacını en üst düzeyde karşılayacak bir sistem olarak hayatına devam edecek.
MİLLİ FÜZELERLE KORUMA KALKANI OLUŞTURULACAK
Cumhuriyetin 100. yılındaki bir diğer büyük projenin uzun menzilli hava savunma sistemi SİPER olduğunu belirten İkinci, projenin geldiği aşamaya ilişkin şu bilgileri verdi:
SİPER stratejik seviyedeki hava savunma sistemimiz. SUNGUR ile HİSAR-A, HİSAR-O ile devam eden katmanlı hava savunma sistemimizin en üst katmanını oluşturan SİPER Hava Savunma Sistemi, TÜBİTAK SAGE, ASELSAN ve Roketsan ortaklığıyla hayata geçiriliyor. Bu yıl içerisinde SİPERi silahlı kuvvetlerimize teslim ederek Türkiye Cumhuriyetinin hava savunma noktasında gelmiş olduğu en büyük kabiliyeti alanda sergilemiş olacağız. SİPER, 100 kilometrenin üzerinde engelleme kabiliyetine sahip hava savunma sistemi olarak ülkemizin çok ciddi bir ihtiyacını karşılayacak. Başta Hava Kuvvetlerimiz olmak üzere ülkemizin güvenliği açısından kritik olan bütün unsurları SİPER, HİSAR ve SUNGUR ailesiyle katmanlı bir yapı olarak koruma altına alacağız. Bundan sonraki aşamalarda bu sistemler de ömür döngüsü içerisinde yeni kabiliyetlerle hayatına devam edecek. 100. yılda SİPERin sahada silahlı kuvvetlerin kullanımında envantere girmiş bir sistem olarak varlığını sürdürmesi bizim için çok kıymetli olacak.