Adada yaşayan Türklere karşı uzun süredir uygulanan baskı ve şiddeti ilk etapta diplomatik yollarla çözmeye çalışan Türkiye Cumhuriyeti, 15 Temmuz 1974te EOKA lideri Nikos Sampsonun Kıbrısı Yunanistana bağlamak amacıyla Makariosa karşı darbe yapması ve iktidarı ele geçirmesinin ardından, Adaya müdahale kararı aldı.
20 Temmuz 1974 sabahı Türkiye, Kıbrıs Barış Harekatını başlattı. Harekat kapsamında Türk paraşütçüler, sabahın erken saatlerinde Kıbrıs semalarında göründü. Türk ordusu, Lefkoşa civarına havadan indirme, Girne civarına ise denizden çıkarma yaptı. Türk ordusunun, havadan ve denizden Kıbrısa çıkarma yaptığı sırada, harekat dünyaya Başbakan Bülent Ecevitin, Biz aslında savaş için değil, barış için ve yalnızca Türklere değil, Rumlara da barış getirmek için Adaya gidiyoruz sözleriyle duyuruldu.
KKTCnin kurucu lideri Rauf Denktaş da 20 Temmuz sabahı yaptığı radyo konuşmasında, Bugün, bu anda! Kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri, Kıbrısın her yanında havadan ve denizden çıkarma yapmaktadır. Gazanız kutlu olsun diyerek Kıbrıs Türklerine seslendi.
Harekat haberi Kıbrıslı Türkler tarafından sevinçle karşılandı. Gece boyunca süren çatışmaların ardından Türk ordusu, Rumların direnişini kırmayı başardı. Müdahale başarılı olsa da sorun tam olarak çözülemedi. çünkü Türk köylerinde Rumların baskısı artarak sürüyordu.
DURDURULAN HAREKAT ANLAŞMALARA UYULMAYINCA TEKRAR BAŞLADI
Türkiye, Kıbrıs Barış Harekatını Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) kararına uyarak iki gün sonra yani 22 Temmuz 1974te sona erdirdi. Yine BM Güvenlik Konseyinin kararına göre Türkiye, Yunanistan ve İngiltere bir araya gelerek Kıbrıs sorununun çözümü için görüşmelere başladı. 25 Temmuz 1974te toplanan I. Cenevre Konferansı, 30 Temmuzda imzalanan anlaşmayla son buldu. Taraflar, Kıbrıs Cumhuriyetinde Türk ve Rum olmak üzere iki özerk idarenin olduğunu kabul ettiler. Garantör devletlerle Türk ve Rum toplumlarının temsilcilerinin katılacağı ikinci bir konferansın yapılmasına karar verildi.
II. Cenevre Konferansına kadar Rum ve Yunan askerlerin Türklerin bulunduğu bölgeden çekilmeleri gerekiyordu. Ancak çekilmedikleri gibi saldırılarını da sürdürdüler. Bu olayların gölgesinde toplanan II. Cenevre Konferansı 8 Ağustos 1974te başladı. Görüşmelerden bir sonuç çıkmayacağına kanaat getiren Türk yetkililer, harekatın yeniden başlamasına karar verdi. Dönemin Dışişleri Bakanı Turan Güneş, derhal Ankarayı aradı. Güneşin telefonda karşı tarafa söylediği sözler tarihe yazıldı: Ayşe tatile çıksın
Ayşe tatile çıksın ikinci harekatı başlatacak parolaydı. Türk ordusu, ikinci harekatta kısa sürede başarıya ulaştı. Adanın neredeyse yüzde 35lik bölümü ele geçirildi. Bölgede yaşayan Türk halkının güvenliği bu kez tam anlamıyla sağlanmış oldu. Sonuç olarak, harekat sayesinde Kıbrısın bugünkü sınırları çizildi. 13 Şubat 1975te Kıbrıs Türk Federe Devleti kuruldu. Rauf Denktaş, Federe Devlet ve Meclis Başkanı oldu. 15 Kasım 1983te ise, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin (KKTC) kuruluşu dünyaya ilan edildi. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin ilk Cumhurbaşkanı da yine Rauf Denktaş oldu.
1974teki Kıbrıs Barış Harekatları sırasında 42 subay, 40 astsubay, 494 erbaş ve er ile 1 sivil işçi olmak üzere toplam 577 TSK mensubunun şehit olduğunu, bu harekatlarda, 37 bin 571 TSK mensubunun ve 611 sivil vatandaş olmak üzere toplam 38 bin 182 kişinin gazi olduğu belirtildi. Kıbrıs Türk tarafı ise, harekatta 70i mücahit, 270i sivil toplam 340 kişiyi şehit verdi. Kimi kayıtlara göre, Kıbrıs Türk tarafının kayıp sayısı toplam 1672.
Failed to load the video