Dernekten yapılan yazılı açıklamada, Türkiye’nin mali mevzuatının oluşturulmasına yönelik çalışmalarda bilfiil görev alan Maliye Uzmanları’nın ’’Yeni Anayasa’’ çalışmalarına katkıda bulunmak amacıyla, ’’Yeni Anayasada Yer Alması Gereken Mali Hükümler’’ başlıklı bir çalışma yaptığı ifade edildi.
Mevcut anayasada yer alan mali hükümler ile Çalışma Grubu tarafından oluşturulan taslak maddeler ve madde gerekçelerinden oluşan çalışmanın, Türkiye Büyük Millet Meclisi Anayasa Uzlaşma Komisyonu Üyeleri’ne de teslim edildiği bildirildi. Açıklamada, çalışmada,Anayasa’da yer alması gereken mali hükümlerin sınırlı ve genel esaslar çerçevesinde yer alması gerektiği ve kanuni düzenlemelerin ön planda olması düşüncesinin yanısıra, vergi ve benzeri yükümlülüklerde adil ve dengeli dağılım ilkesi ile kişisel mali olanaklarla uyumlu vergileme prensibinin gerekliliğinin vurgulandığı kaydedildi.
’’Ayrıca vergi oranlarında yapılması planlanan değişikliklerin ekonomik kalkınmanın yanında sosyal adaletin gereklerine de uygun olması gerekliliği belirtilmiştir’’ ifadesinin yer aldığı açıklamada, ormanlara ilişkin hükümlerin yeni Anayasa’da yer alması fakat mevcut yapının daha da güçlendirilerek yeni Anayasa’da da bulunması gerektiği vurgulandı.
2-B ve bütçe
Açıklamada, derneğin çalışmasında ’’kamuoyunda 2-B Kanunu olarak bilinen Kanunda yer alan 31 Aralık 1981 tarihinin önemine dikkat çekilerek bu hükümde herhangi bir değişikliğe gidilmemesinin geçici madde önerisi ile vurgulandığı’’ belirtildi.
Çalışmada yer alan madde önerilerinin özet gerekçelerinin de bulunduğu açıklamada, bütçeye ilişkin şu madde önerisine yer verildi:
’’Anayasamızda yer alan kamu idare bütçeleri hakkında görüş belirtme esasına göre yapılan Meclis görüşmelerinin kamu idaresi olarak değil bölüm esasına göre görüşme yapılabilecek şekilde Anayasa değişikliği teklifi olarak önerilmektedir. Bu durumda bütçe kanunu idareleri de içine alacak şekilde, kanunda belirlenen bölümlere göre hazırlanacak, bölümler bazında görüşülecek ve oylanacaktır.
Diğer taraftan ülkemizde performans esaslı bütçeleme sistemine geçilmiş bulunmaktadır. Söz konusu sistem kaynak dağılımında stratejik planları ve performans programlarını esas almaktadır. Kanun ile belirlenecek bölüm tanımında mevcut sistemin uygulamasına devam edecek ifadeler kullanılabileceği gibi ilerleyen yıllarda farklı bütçeleme sistemlerine geçilmek istendiğinde de kanundaki bölüm tanımı bu sisteme uyarlanabilecek ve bu şekilde bir dinamizm sağlanmış olacaktır.’’
Önerilen madde teklifinde bütçenin, kalkınma programları ve planlarla uyumunun sağlanmasına amacıyla çok yıllı olması gerektiğinin benimsendiği ve anayasa yerine yasal düzenleme ile zaman yönünden kapsamının belirlenmesinin, Bütçe Komisyonunun teşekkülü ve yapısı ile çalışma şekli ve süresinin Meclis İç Tüzüğü’nde belirlenmesinin, Kesin Hesap Kanun Tasarısı’nın Bütçe Tasarısı ile komisyonun gündemine alınacağı hüküm altına alınmasına karşın Sayıştay tarafından verilen uygunluk bildiriminin Anayasa yerine kanunda düzenlenmesinin daha uygun olacağının belirtildiği ifade edildi.
Vergi ödevine ilişkin madde teklifi
Vergi ödevine ilişkin madde teklifinin de yer aldığı açıklamada, ’’Vergi ve benzeri yükümlülüklerin adil, dengeli dağılımı ilkesi benimsenmiş olup, hanehalkı ihtiyaçları ve gelirlerinin de dikkate alındığı, kişisel mali olanaklarla uyumlu bir vergileme prensibi getirilmiştir’’ denildi.
Açıklamada, teklif ile ekonomik hayatı etkileyebilecek birtakım ivedi durumlara karşı acil tedbir alınabilmesi amacıyla, Bakanlar Kurulu’na vergi oranları üzerinde kanunla belirtilen aşağı ve yukarı sınırlar dahilinde değişiklik yapma yetkisinin verildiği kaydedildi.
Kamulaştırmalara ilişkin madde teklifi
Açıklamada, kamulaştırmalara ilişkin madde teklifinde devletin, kamu yararı bulunması durumunda kamulaştırma yapmaya ve irtifaklar kurmaya yetkili olduğunun belirtildiği ve bunun usul ve esaslarının Anayasa’da değil kanunda belirlenmesi gerektiğinin ifade edildiği belirtildi.
AA