Hürriyetin haberine göre: Kıvanç Koçak, İletişim Yayınlarının editörü. Kitap fuarlarının hem kitapseveri hem yayıncıyı bir araya getiren ve mutlu eden ortamlar olduğunu söylerken bir de amaekliyor cümlesinin sonuna: Yayınevi çalışanları açısından aynı zamanda gözü dört açma ortamları! Zira Koçaka göre, bu fuarlar, enteresan biçimde bir tür hırsızlık fuarlarına dönüşebiliyor: Dört bir yayınevinin standını gezip sırt çantalarını ağzına kadar kitapla dolduran ekipler, daha bireysel takılıp 3-5 kitap çıkartanlar... Bazı ekiplerin okumakla falan ilgisi olmadığını, çaldıkları kitapları sattıklarını biliyoruz. Kitap çalan birini yakaladığımızda hiçbir şey olmamış gibi sırıtıp yoluna devam edenler olduğu gibi, sahici bir yüzsüzlükle ağız dalaşına girenler de oluyor. Ödeme yapmadınız dediğinizde, Unutmuşum cevabını alınca gösterdiğiniz iyi niyetli yaklaşım, E, buyurun kasaya gidelim lafınıza Yok, al kitabı cevabıyla kayboluyor haliyle. Okur olarak kitapların pahalı olduğundan, okumak istediğiniz bir kitabın fiyatının bütçenizi aştığından tabii ki söz edebilirsiniz ve kimi durumlarda haklı da olabilirsiniz ama hırsızlık yapmak yerine bunu açıkyüreklilikle ifade ettiğinizde daha fazla indirim almanız mümkün olabiliyor. Lafa gelince hırsızlıktan bu kadar yakınılan bir ülkede stantlardan kitap çalmanın hırsızlık olarak değerlendirilmiyor oluşuna ne demeli bilmiyorum.
İSTEDİM AMA çALMADIM
Siren Yayınlarının kurucularından Erol Aydın, bir kitap için nasıl bir emek sarf edildiğini çok iyi bildiğinden kitap çalma mevzuuna romantik ya da sıcak bakılmaması gerektiğini söylüyor: Öğrencilik yıllarımda almak isteyip de alamadığım ve çalmayı düşündüğüm kitaplar mutlaka olmuştur ama galiba çalamayanlardanım, buna hiç yeltenmedim. Geçen yıldı, bir kitap hırsızının beni faka bastırmasına izin verdim; kitap, çalanın çantasına giriverdi, görmezden geldim. Belki o kitap, o çantada okunmak üzere beklerken, araklayanın yüzünü çoktan unutuvermiştim. Hırsızlığa karşı olduğumu söyledim ama kitap hırsızlığının farklı bir yanı olduğunu inkr edemem. Kitap diğer tüketim metalarından ayrılan ve her okumada çoğalabilen bir şeyse eğer, kitap çalmak da başka bir şey çalmakla aynı sınıfa girmez. Bundan daha kötü şeyler vardır muhakkak; bunlardan biri de kitap okumamak olabilir.
ÜZMESİNLER BİZİ
Destek Yayınları Depo ve Dağıtım Müdürü Taner çetinkaya, kitap çalan kişinin onu okuduğunu hiçbir zaman düşünmediklerini söylüyor: Fuarlarda öyle olaylar yaşadık ki kitap çaldığı için yakalanan, daha sonra mahalleliyi toplayıp stant görevlisine saldıranlar, tehdit edenler, çıkışa gel diyenler... Kitap mutlaka çalınıyor, gün sonunda bunu görüyoruz fakat fuarın kalabalığı, telaşı olay anında müdahale etmemize engel oluyor. Hırsızlığa da korsandan alışığız. Kitapları yüzde 25 indirimli satıyoruz, yazarımızı getirip imzalattırıyoruz... Hırsızlık kötüdür, kitap okumak iyidir. Üzmesinler bizi.
GÖRMEZDEN GELİYORUZ
Doğan Egmont Pazarlama Direktörü Ayşegül Kirpiksiz Yılmaz, en çok kitabın çocuk kitapları reyonundan araklandığını söylüyor: çocukken hatta ilkgençlik yıllarında çoğumuzun böyle anıları vardır. Biz de karşılaşınca görmezden geliyoruz. Deşifre etmek derin yaralar açabilir, bırakalım o heyecan ve gururla uzaklaşsın, nasılsa sonra geçecektir. Kitap fuarlarında amaç, kitapla yazarla okurun buluşması, bunu gölgelememek lazım.