Kendine özgü tarzıyla gönüllerde taht kuran şarkıcı Cem Adrian, geçtiğimiz hafta sosyal medya platformu Twitter hesabından TV8in efsane programı O Ses Türkiye jürisini sert bir dille eleştirmişti. Cem Adrianın açıklamaları gündeme bomba gibi düştü.
O Ses Türkiyenin karizmatik jürisi Murat Boz, Athena grubunun solisti Gökhan ve TV8in patronu Acun Ilıcalı, O Ses Türkiyenin final akşamında karizmatik şarkıcı Cem Adrianın eleştirilerine üstü kapalı olarak yanıt verdi.
Karizmatik şarkıcı Murat Boz konuya ilişkin olarak bu tarz kaliteli seslerin TV8in başarılı programı O Ses Türkiye aracılığıyla izleyiciyle buluştuğunu söyledi.
Acun Ilıcalı da kendisinin yarışmada bir katkısı olmadığını jürilerin bu işte ciddi payı olduğunu ama programın izlenmesinin yarışmacıların performanslarıyla gerçekleştiğini açıkladı.
TV8e konuşan Gökhan ise eleştirilere Buraya gelen kardeşlere fırsat veriliyor. Bütün Türkiye bu kardeşleri dinliyor. Buradan onlara rızık oluyor. Bir şeyler açılıyor. Bunların hepsi bence TV 8in Acunun o kardeşlerimizin tamamının yapmış olduğu olayda onların ortaya çıkarmış olduğu bir şey. Kesinlikle. Ben o konuyla alakalı en ufak bir negatif şey duyduğumda çok üzülüyorum. çünkü içini biliyorum o olayın. İçindeyim... diye yanıt vermişti.
Yaşananların ardından Cem Adrian Twitter adresinden yeni bir açıklama yaparak konunun burada kapanmayacağı mesajını verdi.
Açıklamasında aynı tepkiyi daha öncede verdiğini belirten Adrian, O Ses Türkiyenin çocuklar için yapılacak versiyonuna da sert tepki göstererek Ben çok üzgünüm ki müzisyenliğimin dışında dahada büyük hassasiyetim olan çocuklar ve onların suistimali ile ilgili yazmayacağım şey kalmayacaktır. Şimdilik bu kadar... Sevgi ve empati ile kalın. notunu yazdı.
Murat Boz Kimdir?
Aşkı Bulamam Ben adlı parçasıyla çıkış yapmış Türk Pop Müziği sanatçısı.
Murat Boz, 7 Mart 1980de Zonguldak, Karadeniz Ereğli ilçesinde doğdu. Baba adı Cafer, anne adı Ayşe Nedretdir. İlk ve Orta öğrenimini Zonguldakta tamamladı. 1995 yılında İstanbul Anadolu Güzel Sanatlar Lisesini kazandıktan sonra İstanbula geldi.
1999 yılında Bilgi Üniversitesi Jazz Vokal Bölümünü burslu olarak kazandı. Ardından eğitimine 2003 yılında girdiği İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuvarı Temel Bilimler Bölümünde devam etti. Uzun bir süre Tarkannın vokalistliğini yapan Boz, eğitimine halen devam etmekte.
Eski bir Grup Rapsodi solisti olan Murat Boz, 2006 yılında Aşkı Bulamam Ben isimli parçası ile Türk Pop Müzik dünyasına hızlı bir giriş yaptı.
Şarkı söylemeyi, yüzmeyi ve hayvanları çok seven Murat Boz, Shakira, Tarkan, Nilüfer, Nazan Öncel, Demet Sağıroğlu, Hande Yener, Nil Karaibrahimgil, Emel Müftüoğlu, Burcu Güneş, Grup Hepsi, Zeynep Dizdar ve Zeynep Mansur gibi isimlerin albüm ve sahne performanslarında çalıştı.
Bunların yanı sıra McDonalds, İstikbal ve Kola Turkanın reklam müziklerinde seslendirme yaptı.
Murat Boz, 2006 yılında yayınladığı ilk single çalışması Aşkı Bulamam Ben ile çıkış yaptı. Ardından 2007 yılının başında ilk stüdyo albümü Maximumu yayınladı. Aynı yıl Kral TV Video Müzik Ödüllerinden, Altın Kelebek Ödüllerinden ve İstanbul FM Altın Ödüllerinden En İyi çıkış Yapan Erkek Sanatçı dalında ödüller aldı. 2008 yılında ilk EP çalışması olan Uçurumu yayınladı. Bir yıl sonra ikinci stüdyo albümü olan Şansı yayınladı. Albümdeki Para Yok, Özledim, Her Şeyi Yak, Sallana Sallana, Gümbür Gümbür ve Buralardan Giderim şarkılarını kliplendirdi, İki Medeni İnsan şarkısının klip versiyonunda Soner Sarıkabadayı ile düet yaptı. Mart 2010da ikinci single çalışması olan Hayat Sana Güzeli yayınladı.
12 Nisan 2011de üçüncü stüdyo albümü Aşklarım Büyük Benden ile aynı adı taşıyan şarkısını klibi ile birlikte yayınladı. 9 Mayıs 2011de ise albümünü piyasaya sürdü. Ardından albümdeki Hayat Öpücüğü, Geri Dönüş Olsa, Kalamam Arkadaş, Bulmaca ve Soyadımsın şarkılarını da kliplendirdi. Bu şarkılardan Geri Dönüş Olsa ve Kalamam Arkadaş resmi listelerin zirvesine yükselmeyi başardı. Murat Boz, son olarak en çok sevilen şarkılarından oluşan ilk remix albümü olan Dance Mixi piyasaya sürdü. Albümün ilk klibi Özledim şarkısının remix versiyonuna çekilirken ikinci kliplenen şarkı Geri Dönüş Olsa adlı eseri oldu.
Askerliğini bedelli olarak 2011 yılında yaptı.
10 Ekim 2011de Türkiyede yayınlanmaya başlanan yapımcılığını Acun Medyanın, sunuculuğunu Acun Ilıcalının yaptığı O Ses Türkiye programında 1. ve 2. Sezonda Jüri Üyeleri, Hadise Açıkgöz, Mustafa Sandal, Hülya Avşar ve Murat Boz oldu. 16 Eylül 2013 tarihinde başlayan 3. sezonda ise Gökhan Özoğuz, Hadise, Murat Boz ve Ebru Gündeş oldu.
Acun Ilıcalının hazırlayıp sunduğu Yetenek Sizsiniz Türkiyenin 2014-2015 sezonunda Acun Ilıcalı, Özgü Namal ve Eser Yenenler ile beraber jüri olarak görev yapmıştır.
Murat Boz, 10 Ekim 2008de Almanyanın Passau kentinde Alman vatandaşı olan menajeri Eliz Sakuçoğlu ile evlendi. 14 Ağustos 2012 tarihinde Diyarbakırın ilçesi Hazroda Asliye Hukuk Mahkemesinde anlaşmalı olarak boşandı.
2014 yılında İnternet fenomeni Puccanın Küçük Aptalın Büyük Dünyası, Allah Beni Böyle Yaratmış ve Ay Hadi İnşallah gibi kitaplarından esinlenerek çekilen Hadi İnşallah adlı sinema filminde Büşra Pekin, Murat Boz, Cezmi Baskın, Sinasi Yurtsever ile beraber rol aldı.
15 Ocak 2016 tarihinde vizyona girecek olan ve yıllar sonra karşılaşan iki kardeşin hikayesinin anlatıldığı Kardeşim Benim adlı sinema filminde Burak Özçivit ve Aslı Enver ile birlikte başrolde oynadı.
Cem Adrian Kimdir?
Cem Adrian, müzisyen, besteci ve yapımcı. Ortalama bir insandan 3 kat daha uzun ses tellerine ve 4.5 oktavlık ses genişliğinie sahiptir.
30 Kasım 1980 tarihinde, Yugoslav kökenli bir ailenin ikinci çocuğu olarak Edirnede dünyaya geldi. Ortaokul sıralarında müzikle ilgilenmeye başlayan Adrian, ilk bestelerini de bu yıllarda yaptı. 12 yaşından itibaren Edirnede radyoculuk yapmaya başladı ve bu işi yaklaşık on yıl boyunca belirli aralıklarla devam ettirdi. Radyoculuğun müzik yapabilmesi için hayatında önemli bir yeri olduğunu belirten Cem Adrian, ilk albümünde yer alan iki şarkı dışında bütün şarkıları çalıştığı radyonun stüdyosunda kaydetti.
Sonraki yıllarda müzik piyasasında şansını denemek ve amaçladığı noktalara gelebilmek için İstanbula gelen Adrian, 2003 yılında Serkan ve Efkan Erdal ile birlikte kurdukları Mystika adlı etnik müzik grubunda solist ve dansçı olarak çeşitli mekanlarda sahne aldı. 2004 yılında, bir kafede çalıştığı sırada, Fazıl Sayın bir arkadaşı ile tanışma fırsatı yakaladı ve pek çok enstrüman sesini kendi sesiyle taklit ederek hazırladığı demosunu Fazıl Saya ulaştırdı. Duyduğu sese hayran olan Say, Cem Adrianın Bilkent Üniversitesinde özel öğrenci statüsünde eğitim alması için önayak oldu.
2005 yılının Şubat ayında, 1997 ve 2003 yılları arasında Edirnede kaydettiği demolardan ve 2004 yılının Ekim ayında Fazıl Say ile birlikte verdiği ilk konserin kayıtlarından oluşan Ben Bu Şarkıyı Sana yazdım adlı albümünü çıkardı.
2006 yılının sonbaharında, yapımcılığını kendi üstlendiği ikinci albümü Aşk Bu Gece Şehri Terk Etti yi çıkaran Adrian, bu albümde yer alan ve albümle aynı adı taşıyan şarkısında, 134 kanal vokal kaydı yaparak hiç enstrüman kullanmadı. Albümün genel yapısı, Cem Adrianın, bas, tenor, mezzo, soprano ve koloratur soprano seslerinin koro kayıtları üzerine döşenen elektronik altyapılar oluşturdu. Bu albüme Denizhan, Umay Umay ve Suicide vokalleri ile katkılarda bulunmuşlardır.
Cem Adrian şu sıralar, son albümünün yan prodüktörlüğünü yapan Emin Yasin Vural ile birlikte elektronik ağırlıklı bir albüm hazırlığında. Adrian aynı zamanda, 2008 yılının Mart ayında piyasaya çıkarmayı planladığı Essensials/Seçkiler-1 adlı albümünün de hazırlıklarını sürdürmekte.
Fazıl Sayın anlatımı ile Cem Adrian
Anlatması zor! En peslerden koloratur ötesi en tizlere yayılan, dile kolay, 4.5 oktavlık bir sese sahip. Sahip, evet! İç-sesi olarak da sahip: duygusuyla, hakimiyeti ve güzelliğiyle... Bütün bu renk ve ahenk paletine yön veren Cem-erkek-sesi, Cem-kadın-sesi, Cem-çocuk-sesi, sesleri, ses renkleri ve iç-sesleri... Hassas diyor doktorlar; ses telleri normal insanin 3 katı uzunluğunda...
Milliyet Gazetesi yazarı Elif Korapın Cem Adrian ile 13 Şubat 2005 tarihli röportajı
Hikayenizin bugüne kadar duyduklarımızdan ne farkı var?
Bilmiyorum.
Nasıl başlıyor peki?
Etilerde bir kahvede fal bakıyorum. Eylül ayındayız. Devamlı fal baktığım bir müşterim var. Fazıl Sayın arkadaşı. Müzisyen olmak istediğimi de biliyor. Kendi bestelerimden doldurduğum bir demoyu ona veriyorum. O da Fazıl Saya götürüyor ve dinletiyor. Aynı gece telefonum çalıyor. Öf Öf çeken Cem Adrian Acunun O Ses Türkiyesine ve jürilerine saydırdı, Cem Adrian neler dedi, kimdir?
Saat, yer?
Evdeyim, akşam 8.00 civarı. İşten çıkmışım, evde dinleniyorum. Bilmediğim bir numara arıyor. Açıyorum. Ben Fazıl diyor. Sesinden tanıyorum. İnanılmaz bir heyecan. Fazıl Say beni arıyor! Müziğini dinledim, yarın bir yemek yiyelim mi? diyor. İnanamıyorum. O geceyi internette çalışarak geçiriyorum. Ya bana klasik müzikle ilgili bir şey sorarsa, kendisiyle ilgili bir şey sorarsa... Ertesi gün yemekte Fazıl Say karşımda.
Size ne diyor?
Bana, bu sesle müzik eğitimi alırsam bir dünya starı olabileceğimi söylüyor. Daha beni hiç dinlemeden üstelik. Sadece o demoyla. Sonra Seni Ankarada bazı hocalara dinletmek istiyorum diyor. Üç gün sonra Ankaradayım. Her şey çok hızlı gelişiyor. Bilkent Senfoni Orkestrasının şefi, ses uzmanı İbrahim Yazıcının karşısındayım. Beni dinliyor. Fazıl Saya çok kullandığı için yıpranmış ama böyle bir ses dünyaya bin yılda bir gelebilir diyor. Beni Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatlarına özel öğrenci statüsüyle alıyorlar. O güne kadar nota bile bilmiyorum.
Ben tek başıma bir koroymuşum, öyle diyorlar
Neymiş yani sesiniz? Bas mı, bariton mu, tenor mu?
Sesim bas, bariton, tenor, kontrtenor, alto, soprano... Hepsi benim sesim. Bir tek sesim yok benim. Zaten onlar da sesimde bir tuhaflık olduğunu fark ediyorlar ve beni İstanbulda önemli bir ses doktoruna gönderiyorlar. Fazıl Say randevu alıyor benim için. Ve doktor şaşırıyor. çünkü ses tellerimin normal insanınkinin üç katı uzunlukta olduğunu öğreniyoruz! Herkes çok şaşkın. Fazıl bey, İbrahim bey, doktor...
Ne kadar olması gerek ses tellerinin uzunluğunun?
Nomalde 1,5 santim civarında oluyormuş.
Ses tellerinizin normal bir insanın üç katı uzunluğunda olması ne anlama geliyor? Siz sakat mısınız, yoksa bu bir lütuf mu?
Aslında haklısınız. Sonuçta anormalite. Ama iyi bir anormallik tabii. Zararı yok, bana faydası var. Ama bir yandan da başka insanlara göre ses tellerim çok daha hassas. çok dikkat etmem gerekiyor. Bir insan sesine değil, pek çok başka insanın sesine sahibim. Tek başına bir koro musunuz siz?
Öyle diyorlar!
Hiç enstrümanım yoktu, o yüzden kayıt yaparken trompet oluyordum, sonra kontrbas oluyordum
Siz ne zaman fark ediyorsunuz kendinizde bu sıra dışı durumu?p> Sesimi mi? Sesimin herkesinkinden farklı olduğunu bilmiyorum aslında. Ama bir gün müzisyen olacağımı biliyorum. İlkokuldan beri. Belki 7-8 yaşlarından beri...
Nasıl?
7-8 yaşındayken derslerde, teneffüslerde kaset kapakları tasarlıyorum. O kadar eminim yani ileride müzisyen olup kaset çıkaracağıma. Sonra eve gidiyorum, evdeki teybe sesimi kaydediyorum. Besteler yapıyorum, şarkı söylüyorum. Bir gün keşfedileceğimden eminim. Biliyorum bunu.
Aileniz ne diyor bu durumunuza? Köyün delisi gözüyle mi bakıyorlar size?
Köyün değil de, evin delisi gibi belki. Ama onlar tam olarak farkında değil durumun. Yani benim müzisyen olmak istediğimi bilmiyorlar. Ama ben, söylemesem de biliyorum. Aklım fikrim müzikte. Madonna dinliyorum, Michael Jackson dinliyorum. Kendi bestelerimi yapıyorum.
Henüz ilkokuldayken mi?
Evet ve benim gibi birkaç arkadaşım daha var. Bulmuşum kendim gibi insanları yani. Hepimiz kaset kapaklarımızı tasarlıyoruz. Aramızda rekabet bile var. Sonra tabii yollar ayrılıyor. Herkes üniversite derdinde, ben üniversiteye gitmeyi bile düşünmüyorum. çünkü müzisyen olacağım! Liseden sonra Edirnede bir radyoda DJ olarak çalışmaya başlıyorum. Bu arada söylemiş miydim, ailemle Edirnede yaşıyoruz.Cem Adrian Acun Ilıcalı ve O Ses Türkiye jürileri için fena sözler kullandı, Adrian neler dedi neler, kimdir?
Evet. Röportajdan önce...
DJ olmak tabii teknik imkanlarımı evdekine oranla artırıyor. İşim bittikten sonra stüdyoda kalıp ses kayıtlarımı yapıyorum. Kendi bestelerimi söylüyorum. Bu arada enstrüman olmadığı için enstrüman da ben oluyorum. Araya trompet mi girmesi gerek, trompet sesi çıkarıyorum. Kontrbas mı gerek, kontrbas oluyorum.
Bunun özel bir durum olduğunun farkında mısınz?
Hayır. O sesleri çıkarabilmemin özel bir durum olduğunun farkında değilim. Saf saf, sadece enstrüman olmadığı için, yani mecburen kendi sesimle kapatıyorum açıkları. Bana herkes bu sesleri çıkarabilirmiş gibi geliyor. Ama müziğimin iyi olduğunu biliyorum. İyi müzik yapıyorum ve biliyorum ki keşfedileceğim. Bu arada doldurduğum demoları İstanbuldaki ünlü müzik şirketlerine gönderiyorum.
Yanıt?
Olumsuz. Hepsi geri çeviriyor. Teşekkür ederiz, ama biz sizin için ne yapabiliriz? diyorlar. Yılmıyorum. çünkü biliyorum. Sadece doğru yer olmadığı için olmuyor.
Hani şu müzik şirketlerini yıldıran tiplerden misiniz!
(Gülüyor) Biraz öyle oldu galiba. Olumsuz yanıt geliyor ama ben yenisini doldurup gönderiyorum.
İstanbula geleli 1,5 yıl olmuştu, hl fal bakıyordum
İstanbula nasıl geliyorsunuz?
İstanbuldaki bir arkadaşım Bu işleri yapacaksan, İstanbula gelmen gerek diyor. Haklı. Kararımı veriyorum. İstanbuldayım. Taksimde bir ev tutuyorum. Bütün radyolara, müzik şirketlerine başvuruyorum. DJ olabilirim, cingıllar hazırlayabilirim. Ama iş yok! 17 gün sonunda İstanbulda tüm param bitmiş olarak kalıyorum. Fal baktığımı bilen bir arkadaşım Taksimde bir kafede fal bakacak birilerini aradıklarını söylüyor ve işe başlıyorum. Artık falcıyım!
Müzik hayalleri bitiyor mu?
Bitmiyor ama iyice uzaklaşıyorum. Yalnız üç arkadaş Mystica diye bir grup kuruyoruz ve The Ritz-Carlton, çırağan gibi otellerde dans ve müzik gösterisi yapıyoruz. Caz söylüyorum, rock söylüyorum... Gündüz fal bakıp gece de bazı partilerde sahneye çıkıyoruz. Bu arada Etilerde bir kafeye geçiyorum yine falcı olarak. İstanbula geleli bir buçuk yıl olmuş. Biraz moralim bozulmaya başlıyor ama biliyorum yine de: Başaracağım. Veee...
Evet. Sonunda o doğru yeri buluyorum. Ve Fazıl Saya ulaşıyorum.
İboların döneminden olsaydım adım da Cem çokses olurdu
Albümünüz cuma günü piyasaya çıktı değil mi?
Evet. Ben de inanamıyorum. Hep söyledim, biliyordum bunu ama bu kadar hızlı gerçekleşeceğini tahmin etmezdim. İmaj Müzikten çıktı albümüm. Ben Bu Şarkıyı Sana Yazdım albümün adı. Ben Bu Şarkıyı Sana Yazdım, Fazıl Sayın o demoda dinlediği ve benimle tanışmak istemesine neden olan bestem. Ama albümde Summertime, Uzun İnce Bir Yol, Kimler Geldi Kimler Geçti de var. Diğerleri benim bestem. Ayrıca Summertimeın bir özelliği var. Fazıl Sayın Bilkent konserinde yaptığımız canlı kayıttan alındı. Piyanoda Fazıl Say var. Onun dışındaki bütün sesleri ben çıkarıyorum. Yedi farklı sesim var o şarkıda.
Fazıl Sayın Bilkentteki konserine kot pantolon ve sabo terlikle çıkmışsınız. Zevksizlikten mi, sıra dışı olmak için mi?
(Gülüyor) Yok hayır. Onlar sabo değildi ama öyle görünmüş olabilir. Bence gayet şıktım. Ama benden başka herkes simsiyah giyinmişti. Benim dışımda Fazıl Sayın diğer genç yetenekleri de vardı. Ben koyu renk bir pantolon, bordo ceket ve krem rengi ayakkabı giymiştim, ondan öyle algılandı galiba.
Gerçi görmedim ama kulağa pek şık gelmiyor tarifiniz!
Evet, kulağa hoş gelmiyor farkındayım ama görseniz beğenirsiniz bence.
Peki. Ben bestenizi dinledim ama tanımlayamıyorum. Yaptığınız müziğin türü ne?
Etnik-caz, etnik-pop belki. Nasıl tanımlayabilirim, ben de bilmiyorum.
Bu arada soyadınızın anlamı nedir?
Kendi seçimim. Eğer bir soydan söz ediyorsak bu geldiğim yer olmalı diye düşündüm. Edirneli olduğum için de Adrianapolise gönderme yaptım. Adrianapolisin Adrianını aldım. İbrahim Tatlıseslerin döneminden olsaydım Cem çokses olurdum herhalde...
Albümleri
2015 - Siyah Bir Veda Öpücüğü
2014 - Sana Bunları Hiç Bilmediğin Bir Yerden Yazıyorum
2014 - Cam Havli (Umay Umay ile birlikte)
2013 - Şeker Prens ve Tuz Kral
2012 - Siyah Bir Veda Öpücüğü
2010 - Kayıp çocuk Masalları
2008 - Essentials / Seçkiler
2008 - Emir
2006 - Aşk Bu Gece Şehri Terk Etti
2005 - Ben Bu Şarkıyı Sana Yazdım
Gökhan Özoğuz Kimdir?
Gökhan Özoğuz, 14 Ekim 1976 tarihinde İstanbulda Fenerbahçe semtinde doğmuştur. Aslen Gazianteplidir. Babası Ahmet Özoğuzdur. Açıköğretim Fakültesinde okudu. 2007de babaları Ahmet Hamdullah Özoğuz vefat etti. Müzisyen olmak için en büyük desteği dedesinden gördü.
15 yaşında gitar çalmaya merak salan Gökhan Özoğuz, Athena müzik grubunun solistidir. Athena grubunun gitaristi Hakan Özoğuz ikiz kardeşidir.
2004 yılında Eurovision Şarkı Yarışmasında Türkiyeyi For Real adlı şarkıyla temsil ettiler. Bu şarkı 195 puanla 4. oldu ve Türkiye Eurovision tarihinde en fazla puan alan şarkı oldu.
Holigan albümünün aynı isimli şarkısı futbol maçlarının değişmez sloganı oldu. A Milli Basketbol takımımız için yaptığı 12 Dev Adam şarkısı ise basketbol takımının sembol şarkısıdır.
2006 yılında ikiz kardeşi ile 4 yıllığına müzik eğitimi için Londraya gittiler
Cem Adrian Acun Ilıcalı ve O Ses Türkiye jürileri için fena sözler kullandı, Adrian neler dedi neler, kimdir?
Gökhan Özoğuz, 28 Aralık 2012 tarihinde Melis Ülken ile evlendi. 3 Temmuz 2013 tarihinde Ayşe Derya adında bir kızı oldu.
2013-2014 yayın döneminde Star Tvde yayınlanan ve Acun Ilıcalının yapımcılığını ve sunuculuğunu yaptığı O Ses Türkiye isimli müzik yarışmasında jüri üyeliği yapmıştır.
Acun Ilıcalının yaptığı TV8de 29 Eylül 2014 tarihinde başlayan 4. Sezon O Ses Türkiye adlı yarışma programında; yeni jüri üyeleri ise Mazhar Alanson, Özkan Uğur, Athena Gökhan Özoğuz, Hadise Açıkgöz ve Ebru Gündeş oldu. Mazhar Alanson ve Özkan Uğur aynı koltukta yer alacak ve tek oy hakkına sahip olacak.
O Ses Türkiyenin 2015 - 2016 sezonu 5. sezonunda Gökhan Özoğuz, jüri üyesi olarak Murat Boz, Hadise Açıkgöz, Ebru Gündeş ve ikiz kardeşi Hakan Özoğuz ile birlikte görev yapacak.
Fuat Güner Kimdir?
Müzisyen, söz yazarı, besteci. Gerçek adı Aziz Fuat Günerdir. Mazhar Fuat Özkanın Fuatı ve gitaristi, üçlünün solo albüm yapan ilk müzisyenidir. MFÖyle birlikte imza attıkları büyük başarılar dışında, Dağhan Baydur ve Erdal Kızılçayla birlikte Beatles şarkılarını doğu enstrümanlarıyla çaldıkları Beatles Alaturca çalışmasında yer almış ve Liverpool, İngilterede düzenlenen Beatles Festivaline de katılıp büyük ilgi görmüştür. Bestelediği birçok önemli ve başarılı film müziği vardır.
Dünyaca ünlü fotoğrafçı Sami Güner ve Cemile Günerin oğlu olarak 1 Nisan, 1948de İstanbulda dünyaya geldi. çocukluğu Kalamışta geçen Güner, ilkokulu Kızıltoprakta okudu. Müzikle ilk tanışması, henüz küçücük bir çocukken dayısının kendisine hediye ettiği akustik gitarla oldu ve bundan sonra da müzikten hiç kopmadı. St. Joseph Lisesinde öğrenim gördüğü yıllarda oldukça sosyal ve aktif olan Güner, özellikle sporla çok ilgiliydi. Futbol, voleybol ve yelkencilik yapıyor, maçlara katılıyordu. Konservatuara gitme hayali kurduğu halde ailesinin isteğiyle Saint Josephte öğrenim gören Güner, mezun olduktan sonra İstanbul Devlet Mimarlık Akademisi İnşaat bölümüne kaydoldu.
Mezun olduktan sonra sırasıyla Karayollarında ve STFAda mühendis olarak çalışan Güner, Beatles grubuna olan hayranlığıyla biliniyordu. Bu hayranlık onun 1966 yılında yolunun Mazhar Alanson ile kesişmesine vesile oldu ve ikili aralarına Ali Serdar, Ender Arol, Semih Oksay, Cenap Kıyıkoğlu, Mithat Danışan ve Fikret Kızıloku da alarak Kaygısızlar grubunu kurdular.
Barış Mançoyla da çalışan Kaygısızlar, Woodstock Festivalinden sonra, 19671968 tarihlerinde plak doldurmaya Almanyaya gittiler. Ancak festival sevdasına düşerek plak yapmayı unutan grup, ilk profesyonel sahne deneyimlerini Erdekte bulunan Golf Kulübünde gerçekleştirdiler. Bu iş için evden kaçtığını Fuat Güner daha sonra verdiği röportajda şöyle açıklayacaktı;
Bir ay çalmaya gidiyorduk. Sınıftan çakmışım, babam, annem kesecekler beni, o durumdayız. Ben de bırakmayacaklarını bildiğim için, geceden gitarı bahçeye gizleyip, sabah bir not bırakıp kaçtım. Evden ilk kaçışım, o zamanlar için büyük hadisedir bu. çıldırıyorlar. Sonra gelip beni buluyorlar. Demek burada çalışıyorsunuz, hmm! gibi durumlar oluyor. Sahneye bir çıkıyoruz, sahnenin altında Kaygısızlar yazıyor. Bizden önceki gurubun adı da Kaygısızlar -Ankaralı bir gurup-, onlar bırakmışlar. Dans müziği yapmaya gidiyoruz, dört saatliğine, fakat elimizde 10 parça var. 10 parçayla 4 saat çalınır mı? Summer time çalıyoruz, yarım saat sürüyor. Bitmeyen Summer Time, bitmeyen Besamme Mucholar var. Böyle olmayacağını anladığımız için biz dört günde seksen parça yaptık. Bu arada sözlerini nasıl ezberlediniz diyeceksin, ne ezberlemesi, atıyoruz, İngilizce dışındakilerin hepsini sallıyoruz....
1970 yılında Yonca Plakın sahibi Ergin Benerin teşvikiyle Mazharla beraber Türkçe şarkılar yazmaya ve söylemeye başlayan Güner, aralarına Özkan Uğurun da katılmasıyla MFÖ olarak Türküz, Türkü çağırırız isimli ilk albüm çalışmasında yer aldı. O dönemde Fuat Güner ayrıca, Mazhar Alansonun da rol aldığı Ferhan Şensoyun Şahları da Vururlar adlı oyununun ve daha sonra Özkanla beraber Kahraman Bakkal Süpermarkete Karşının müziklerini yaptı.
Ajda Pekkanla birlikte çalışan MFÖ, sesini duyurmaya başlamıştı. Kazandığı parayla kendi müzik stüdyolarını kuran Fuat Güner, 1984te MFÖ nün 27 hafta listelerde bir numarada kalacak albümleri Ele Güne Karşı Yapayalnızla çalışmalarının karşılığını fazlasıyla alacaktı.
1989 yılında Fuat Güner geçirdiği trafik kazasını, önemli bir sorun olmaksızın atlattı.
Ünlü müzisyen, 2 sene sonra, 1991 yılında dünyaca ünlü fotoğraf sanatçısı babası Sami Güneri bir trafik kazasında kaybetti.
1996da sağlık problemleri yaşayan Güner, damar tıkanıklığı sebebiyle ameliyat oldu.
1998de Dağhan Baydur ve Erdal Kızılçayla birlikte Beatles şarkılarını doğu enstrümanlarıyla çaldıkları Beatles Alaturca çalışmasında yer alan Güner, Baydur ve Kızılçayla birlikte Lütfi Kırdar Kongre Merkezinde performans gösterdi.
1999da Liverpool, İngilterede düzenlenen Beatles Festivaline de katılan Güner, Baydur ve Kızılçay üçlüsü büyük ilgi gördü.
Aynı yıl Güner, MFÖ üçlüsünün solo albüm yapan ilk müzisyeni olarak kendi adını taşıyan albümü Aziz Fuat Güneri sevenleriyle buluşturdu.
2001 yılında Koltuk Sevdası isimli dizideki rolüyle ilk oyunculuk deneyimini yaşadı.
Fuat Güneri en az müzik kadar heyecanlandıran bir hobisi vardı: Maket Uçaklar. İlkokula giderken başlayan bu ilgi zaman içinde devam etti ve 20 yıl sonrasında da maket uçaklar Günerin zamanının büyük bir bölümünü ayırdığı hobisi haline geldi. Zira 2002 yılında geçirdiği trafik kazası sonrasında kalça kemiğini kıran ve 4,5 ay sırt üstü yatmak zorunda kalan Güner, yatarak geçirdiği sürede portatif tekerlekli stüdyo ve portatif maket uçak yapma tezghı alarak çalıştı. Bu tezghta maket uçaklar yapan Güner, oğluyla birlikte yaptığı maket uçağın uçuşunu da gerçekleştirdi.
Güner, bugüne kadar birçok filmin müziğini de yazmıştır, Mazhar Alanson ve Özkan Uğurla birlikte çalışmalarına devam etmekte, konserler vermektedir.
Fuat Güner, Acun Ilıcalının kanalı TV8de 2015 temmuz ayında başlayacak olan ve sunuculuğunu Acun Ilıcalının yapacağı Rising Star (Yükselen Yıldız) yarışmasında, Mustafa Sandal, Gülben Ergen ve Demet Akalın ile birlikte jüri üyeliği yapacaktır.