Gençlerin işlek mekanı Chanta Clubün yıldönümü dolayısıyla sahne alan Diva Bülent Ersoy; yorgunluğunu sahneden indikten sonra pide yiyerek attı. Pastırma ve kavurmalı pideyi mideye indiren Bülent Ersoy, taktığı yeşil peruğun sırrını da açıkladı
İştahıyla sık sık gündeme gelen Bülent Ersoy, önceki akşam da şaşırtmadı! Diva, Chanta Clubün 3. yıl kutlamalarında sahne aldı. Mekan konseptine uygun olarak yeşil ve sarı renkli bir peruk takan ünlü sanatçı, Osmanlı İmparatorluğundan çıkmış gibi gençlerin karşısına çıkmak istemedim. Bukalemun gibiyim her kılığa girebiliyorum dedi.
TARKANA ÖVGÜLER...
Bülent Ersoy, Tarkanın bugün çıkan Türk Sanat Müziği albümü için de şöyle dedi: Ben de ona bu konuda tavsiye vermiştim. Zaten Tarkan, iyi Sanat Müziği okumasa Müzeyyen Senar gibi bir usta ile düet yapamazdı. Bülent Ersoy, sahneden indikten sonra ise locasına geçerek kendisi için özel olarak sipariş edilen kavurmalı ve pastırmalı 2 pide yedi.Bülent Ersoy, 1952yılında Malatyada dünyaya geldi. Annesi Naciye Poyrazdır. 1960 yılına kadar Malatyada kaldı. Daha sonra ailesiyle birlikte İstanbula göç etti. Esas adı Bülent Erkoçdur. çok küçük yaşlardan itibaren müzikle ilgilenmeye başladı.Melahat Pars, Rıdvan Aytan gibi üstadlardan ve belediye konservatuarı hocalarından özel dersler aldı. İstanbul Belediye Konservatuarını bitiren değerli sanatçı, aldığı akademik terbiye vasıtasıyla hem Tanrı vergisi sesini hem de müzikal tecrübelerini geliştirme fırsatı buldu.
İlk olarak 1970 yılında Üsküdar Fıstıkağacında dönemin ilk aile gazinolarından birisi olan Özlem Aile Gazinosunda sahneye çıkarak sahne hayatına başladı.Fikret Torunun Sunar Konser Bürosu olarak düzenlediği ses yarışmasına katılarak bu yarışmada birinciliği kazanmış ve 1000 lira para ödülü almıştır. Sonrasında bu gazinoda üç ay kadar assolist olarak çalışmıştır.
1971 yılında Saner Plaktan çıkan kırkbeşlik plağı ilk albüm çalışması oldu. Bu çalışmada, güfte ve bestesi bestekr Muzaffer Özpınara ait Lüzm Lalmadı ve Neye Yarar Gelişin adlı eserleri seslendirdi. Sahneye ilk adımını 1974 yılında Büyük Maksim Müzikhollerinde attı ve müzik dünyasına bomba gibi düştü. Ancak gerçek soy ismi Erkoç olan sanatçının soyadı Müjdat Gezentarafından Ersoy olarak değiştirilmiştir. Bu yıllardan itibaren gerek ismi gibi bülend-paye sesiyle gerekse hanımefendi kişiliğiyle Türk halkının beğenisini kazandı.
Bülent Ersoy, Müzeyyen Senar Ekolünün temsilcisi olarak başladığı sanat hayatında, akademik sanat kariyerinin de yüksek olması hasebiyle olağanüstü bir yorumcu ve büyük bir tavrın sancaktarı oldu. Baharı Bekleyen Kumrular Gibi, Dert çekmeye Gidiyorum gibi her okuduğu şarkıyla grafiği sürekli yukarı tırmandı. O yıllarda TRTye, musikimizin bahtsızlığından ötürü kenara itilmiş, klasik makamlarda eski ve kalıcı eserler yorumladı. Yetmişli yılların ortasında daha da ileri giderek; o günkü müzik piyasasında pop, arabesk ve fantezi vb. gibi ticari şarkılar revaçta olmasına karşın Itrnin Tut- Mucize-I Gyanı gibi eserlerden oluşan koyu klasik bir uzunçalar yaptı. Bu ilk uzunçalar çalışması müzik piyasasında ki tüm hesapları altüst etti ve satış rekoru kırdı.
Ağustos 1980de İzmir Fuarında seyircilerden gelen tezahürat sonrası göğüslerini açınca İzmir Cumhuriyet Savcılığı, hakkında soruşturma açtı. Eylül 1980de İzmir Kordondaki evinde bir hkime hakaret edince tutuklanarak 45 gün hapis cezası aldı ve Buca Cezaevinde tutuklu kaldı.
14 Nisan 1981de Londrada Charring Cross Hastanesinde geçirdiği cinsiyet değiştirme ameliyatıyla kadın oldu, ancak pembe nüfus kağıdı alması yıllar sonra, sahne yasağını da kaldıran dönemin başbakanı Turgut Özalın öncülüğünde çıkartılan bir kanun sayesinde oldu.
Bülent Ersoya 12 Eylül darbesi sonrası Haziran 1981de diğer travesti ve transseksüel sanatçılarla birlikte sahne yasağı getirildi. Bu dönemde kariyerineAlmanyada devam eden sanatçı orada Türk filmlerinde oynamaya devam etti, bir müddet de Avustralyada yaşadı. 1988 yılında Türkiyeye döndü.
Yurtiçinde ve yurtdışında yüzlerce konser veren Bülent Ersoy, Düşkünüm Sana, Yaşamak İstiyorum, Biz Ayrılamayız ve Ablan Kurban Olsun Sana gibi satış grafiği çok yüksek albümlere imza attı. 1995 tarihini taşıyan Benim Dünya Güzellerim, S Müzik etiketiyle çıkan ilk albümü oldu. Selçuk Tekayın müzik yönetmenliğini, Özkan Turgayın aranjörlüğünü yaptığı albümde on şarkı seslendirdi. Aynı yıl janrına ve yorumuna uygun olarak Alaturka 95 adında bir albüm yaparak Klasik Türk Musikisine hizmetini de eksik etmedi.Muzaffer Özpınarın yönetmenliğini yaptığı albümde Hacı Arif Bey, Münir Nureddin Selçuk, Selahaddin Pınar, Kadri Şençalar, İsmail Hakkı Bey,Kemani Serkis Efendi gibi birçok üstdın eserlerine yorumuyla hayat verdi. Ondört eserin yeraldığı çalışmada; Aziz İstanbul, Dönülmez Akşamın Ufkundayım, Nerelerde Kaldın Ey Servi Nazım gibi klasik eserlerin yanında Alıverin Bağlamamı çalayım ve Karam adlı iki de anonim türküye de yer verdi.
1989 yılında Adanada verdiği bir konser sırasında bir seyirciden gelen çırpınırdı Karadeniz adlı isteği okumadığı için Hacı Tepe isimli kişi tarafından kurşunlanarak bir böbreğini kaybetti.
Bülent Ersoy, bir sonraki çalışmasını 1997 yılında yayınladı. Maazallah ismini taşıyan albüm, piyasaya sürülmeden dahi yüksek siparişler aldı ve büyük yankı uyandırdı. Albümün hazırlık aşamasında bu sefer Halil Karaduman ve Osman İşmenle çalışan sanatçı, popüler şarkılardan ve anonim türkülerden oluşan bir repertuar seslendirdi. Albüme ismini veren Maazallah adlı şarkısının video klibi ise büyük ses getirdi. Bülent Ersoyun son albümü ise 2002 senesinde çıkardığı Canımsın albümüdür.
Otuz yıla yaklaşan sanat yaşamında pek çok ilke imza atan Bülent Ersoy, dünyaca ünlü yıldızların sahne aldığı salonlarda konser verdi. 1980 yılındaLondon Palladiumda ve 1983 yılında Madison Square Gardenda sahne alan ilk Türk sanatçısı oldu. 30 Mart 1997te ise Ümmü Gülsümden sonra, etnik müzik sazlarıyla Paris Olympia müzikholünde sahne alan ilk sanatçı oldu. Dario Morenodan sonra Olympiada konser veren ilk Türk sanatçısı olan Bülent Ersoy, elli kişiden oluşan orkestrasıyla dört saat süren bir program sundu.
Bugüne değin otuzun üstünde albüme imzasını atan sanatçı, Türk Müzik Tarihine ismini altın harflerle yazdırdı ve klasik, alaturka şarkılar alanında gelmiş geçmiş en önemli yorumcular arasında yer aldı. Müzik yaşamı boyunca sayısız ödül aldı. Herkesin takdirini kazanan geniş entervalli ve yüksek volümlü sesi,Japonyada ses laboratuvarlarında yapılan testler sonucu yüzde yüz kusursuz bulundu ve 1997 yılında Uluslararası Montu Merid Müzik Doktoru ünvanıyla ödüllendirildi.
Evlilikleri :
1. evliliği :1998 yılında Cem Adler ile evlendi, 1999 yılında boşandı. 2. evliliği : 2007 yılında Armağan Uzun ile evlendi, 2008 yılında boşandı.Popstar Alaturka adlı şarkı yarışmasında jüri üyeliği yapmıştır.
Albümleri : 1973 - Ah Tut-i Mucize Guyem
1975 - Şöhretler 1975 - Konser 1 1976 - Toprak Alsın Muradımı 1976 - Bir Tanrıyı Bir de Beni 1976 - Konser 2 1977 - Konser 3 1978 - Orkide 1 1978 - Ölmeyen Şarkılar 1979 - Orkide 2 1979 - Meyhaneci 1980 - Dolmamış çilem 1980 - Beddua 1981 - Mahşeri Yaşıyorum 1981 - Yüz Karası 1983 - Ak Güvercin 1983 - Ne Duamsın Ne De Bedduam 1984 - Düşkünüm Sana 1985 - Yaşamak İstiyorum 1986 - Anılardan Bir Demet 1987 - Avustralya Konseri 1987 - Suskun Dünyam 1988 - Biz Ayrılamayız 1988 - Anılardan Bir Demet 1989 - Öptüm 1989 - İstiyorum 1989 - Şiirlerle Şarkılarla 1989 - Seçmeler 1989 - Bizim Hikayemiz 1991 - Bir Sen, Bir De Ben 1992 - Ablan Kurban Olsun Sana 1993 - Sefam Olsun 1995 - Benim Dünya Güzellerim 1995 - Alaturka 95 1997 - Maazallah 2000 - Alaturka 2000 2002 - Canımsın 2011 - Aşktan Sabıkalı