Güzeller güzeli oyuncu Derya Tuna, daha fazla dayanamayıp ortaya atılan iddialara isyan etti. Maddi sıkıntılar nedeniyle Tatlıses Kebapı sattığı şeklinde ortaya atılan iddialara Ne maddi sıkıntısı, kim çıkartıyor bunları? Öyle bir şey yok diyerek son noktayı koymuştu. Bunun üzerine efsane sanatçı İbrahim Tatlısesten açıklama gecikmedi. İbrahim Tatlıseste eski eşi Derya Tunaya destek çıktı.
İbrahim Tatlıses eski eşi Derya Tunaın açıklamalarına sosyal medya platformu üzerinden destek çıktı.
Efsane sanatçı İbrahim Tatlısesin açıklamaları şu şekilde
Kim çıkartıyor bunları anlamış değilim. Bunu kaç kere söyledim; ya ben söylemekten yoruldum, sizler yazmaktan yorulmadınız. Derya Hanım; Tatlıses Kebapı ihtiyaçtan devretmedi. Başka işleri olduğu için devretti ama siz illaki bir haber arıyorsanız, haber kaynağınız yalan değil doğru olsun ifadelerini kullandı.
İbrahim Tatlıses Kimdir?
Adanalı bir sinemacının, inşaatta türkü söylerken kendisini farketmesiyle şöhret olmuş şarkıcı. 1980 ve 1990 lı yıllarda Türk müziğine önemli ölçüde adını duyuran Tatlısese, halk imparator lakabını takmıştır. Müzik yaşantısının yanı sıra, iş adamı kişiliğine de sahip olan ünlü şarkıcı; Tatlıses Turizm, Tatlıses Lahmacun, Tatlıses Otelleri gibi şirketlerin de sahibidir.
1952 yılında yedi çocuklu fakir bir ailenin , Leyla ve ciğerci Ahmet Tatlının ilk çocuğu olarak Şanlıurfa da dünyaya geldi. Doğduğunda, babası hapiste olduğu için ilk kez demir parmaklıklar arasında gördü babasını. Belirli bir zaman sonra ailesi ile birlikte İstanbula göç etmeye karar verir. İstanbula gelen Tatlıses ve Ailesi burada bulunan akrabalarının yanına yerleşir ve bir çok işlerde çalışır, 70 li yılların ortalarında inşaat işçiliği, demir ustalığı ve leblebicilik gibi işler yapan İbrahim Tatlıses, 80lerin başında kendisini şöhret basamaklarını tırmanırken buldu. İbrahim Tatlı, İstanbula geldiğinde müzisyen Yılmaz Tatlısesle tanıştı ve Tatlı olan soy ismini Yılmaz Tatlısesin tavsiyesiyle Tatlıses olarak değiştirdi. Müzik çevrelerince çok özel kabul edilen sesi sayesinde, kısa zamanda İstanbulda sahne almaya başladı. 1977 de Ayağında Kundura albümü ile müzik piyasasına giriş yapmış oldu. Sabuha, Dom Dom Kurşunu, Bir Mumdur türküleri halk tarafından çok beğenildi ve uzun yıllar popülerliğini korudu.
İbrahim Tatlıses 30 haziran 1976 tarihinde dışarıdan bitirdiği ilkokul diplomasını Kilisten Kartalbey ilköğretim okulundan aldı.
Tatlıses 1978 yılında Ayağında Kundura filmiyle de sinemaya girdi. 1979da oynadığı Kara yazma filminde Perihan Savaşla tanıştı. Birlikteliğin sonucunda Melek Zübeyde adında kızları olurken bu birliktelik 1983 yılındaki Günah filmine kadar sürdü. Zira artık Tatlısesin yeni hayat arkadaşı Derya Tunayla tanıştı ve Tatlısesin yine resmi evlilik yapmadığı bu birliktelikten de İbrahim (İdo) adında bir oğlu dünyaya geldi.
Seksenli yıllarda çıkardığı Allah Allah, Kara Zindan, İnsanlar ve Fosforlu Cevriyem albümleriyle satış rakamları milyonları buldu.
1 mayıs 1987de kendi plak şirketi olan Tatlıses Müziki kurdu.
Turgut Özalın Madem en çok bunlar dinleniyor, TRTye çıkabilirler demesiyle 1989 yılbaşı günü daha önce hiçbir albümünde okumadığı ve özel klip çektiği Beyaz gül kırmızı gül şarkısıyla TRTye ve televizyon dünyasına adımını resmen attı.
Seksenli yıllarda tüm Avrupa ve Ortadoğu ülkeleri onunla tanıştı. Yunanistandan Suudi Arabistana, Almanyadan Afganistana çok geniş bir coğrafyada, milyonlarca hayran edindi. Kasetleri ve posterleri bazı ülkelerde milyonlarca satarken yurtiçinde ve yurtdışında sayısız ödülün sahibi oldu.
Tatlısesin, müzik hayatındaki başarısı ve popülerliği kısa süre sonra kendisine sinema kapılarını açtı. Hayatı boyunca örnek aldığı Yılmaz Güney gibi o da çok başarılı filmlerde rol aldı. Yılmaz Güney ile diğer bir ortak noktaları, Yeşilçamın şöhret tacını, yakışıklı jönlerden almaları olmuştu. Yılmazın yerine oynuyor başlıklı haberde şöyle diyordu:
Beni Yılmaz Güneye benzetenler var. Belki tipim fazla benzemiyor, ama onun yolundan gidiyorum. Onun tavırlarını kullandım son filmimde.
90 lı yıllarda olgunluk dönemini yaşayan sanatçı, artık müzik dünyasında sarsılmaz bir yere sahip olmuştu. Aynı yıllarda tarzında değişiklik yaparak arabesk müziğe geçiş yaptı. Bu yıllarda Ah Keşkem, İki Gözüm İki çeşme, Yar Diline gibi popüler parçaların dışında kendi ürünü olan eserleri seslendirdi. 1983 yılında çıkardığı Mega Aşk adlı albümde Selami Şahine ait Seni Sevmediğim Yalan, Akşamdan Akşama, İçem Diyorum, Bu Nasıl Güzel gibi dönemin beğeniyle dinlenen eserlerini yorumladı.
Aynı albümde yer verdiği Yusuf Hayaloğlunun Dağlarda Kar Olsaydım türküsü, o dönemden günümüze kadar gelen uzunca bir süre popülerliğini koruyacaktı. 1996 da Ben De İsterem albümüne bulunan Fırat türküsüyle listelerde uzun süre kaldı. Hemen ertesi yıl At Gitsin albümünü piyasaya sürdü. Bu albümünde de Sezen Aksu, Kayahan gibi pop müziğin usta isimlerinden eserleri yorumladı.
Talk show programları hazırladı, çeşitli sanatçıların video klip yönetmenliğini yapmanın yanısıra, siyasetede de atılma kararı aldı. Genç Partiden 2007 seçimlerinde aday olan şarkıcı, partisi seçimi kazanamayınca meclise giremedi. Tatlıses, ticaret yaşantısında her geçen gün daha çok yol katediyor. İbrahim Tatlısesin sahip olduğu şirketler grubu; gıda, müzşk prodüksüyon, turizm, havacılık ve yayıncılık dallarında faaliyetlerini sürdürüyor.
İbrahim Tatlıses; 22 Temmuz 2007 tarihinde yapılan milletvekili genel seçimlerinde, Genç Partiden İstanbul 3. Bölge 1. sıradan milletvekili adayı olmuş, partisi barajı aşamayınca milletvekili seçilememiştir.
Tatlıses 2011 Türkiye genel seçimlerinde önce Adalet ve Kalkınma Partisine adaylık başvurusunda bulunmuş ancak bu partiden aday gösterilmemiştir. İbrahim Tatlıses bu seçimlerde Şanlıurfadan bağımsız milletvekili adayı olmuştur fakat sonradan adaylığını geri çekmiştir.
İbrahim Tatlıses , 4 Mart 2011 gecesi Maslakta uzun namlulu silahla açılan ateş sonucu başından yaralandı. Akabinde hastahaneye götürülen Tatlıses iki kez ameliyat edildi ve yoğun bakım ünitesine bağlandı. İki hafta boyunca yoğun bakımda kalan İbrahim Tatlıses, 28 Mart 2011 günü yoğun bakımdan çıkarıldı. Böylece hayati tehlikesi ortadan kalkmış oldu. 6 Nisan 2011 tarihi itibari ile ailesi tedavilerin Almanyada sürdürülmesi isteği ile Tatlısesi Almanyaya götürmüşlerdir.
Hızla iyileşen Tatlıses, 2 Haziran 2011 günü TC İbo adlı özel uçak ile Türkiyeye geri döndü ve tedavisinin süreceği Maltepedeki Daruşşafaka Rehabilitasyon Merkezine götürüldü.
Tatlıses, saldırının ardından ilk tedavi gördüğü Acıbadem Hastanesinde Ayşegül Yıldıza evlenme teklif etti. Sağlık durumu iyiye giden Tatlıses, Yıldızı ailesinden istedi. Gizlilik içinde yapılan kınanın ardından Tatlıses ve Yıldız, 27 Eylül 2011, hastane odasında gerçekleşen nikh töreniyle hayatlarını birleştirdiler.
Sanatçının Şanlıurfadan bulunan eşinden 1 erkek ve 2 kız, sinema sanatcısı Perihan Savaştan bir kız ve şu an hayatını paylaştığı Derya Tunadan ise 1 erkek çocuğuna sahiptir.
Evlilikleri
1.evliliği: İbrahim Tatlıses ilk evliliğini Urfada Adalet Durakla yaptı. 1 erkek ve 2 kız çocuğu oldu.
2.evliliği: 1979 yılında Perihan Savaş ile birlikte olmaya başladı. 1983 yılında bıraktı. Melek Zübeyde adında kızı var.
3.evliliği:1983 yılında Derya Tuna ile birlikte olmaya başladı, 18 yıl birlikte oldular. İbrahim (İdo) adında bir oğlu var.
4.evliliği: 5 yıl gibi bir süre dansöz Asena Onur çakmak ile birlikte oldu. 2003 yılında ayrıldılar.
5.evliliği: 27 Eylül 2011 tarihinde Ayşegül Yıldız ile evlendi. Elif Ada (d. 9 Nisan 2013) adında bir kızı oldu.29 Kasım 2013 tarihinde boşandı.
O tarihteki Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 16 Kasım 2013 tarihinde gerçekleştirdiği Diyarbakır ziyaretine Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani, sanatçılar Şivan Perwer ve İbrahim Tatlısesi davet etti.
Albümleri
1965 - Özel Albüm
1970 - Kara Kız
1974 - Palandöken Plak
1975 - Ben İnsan değil Miyim
1975 - Ayağında Kundura
1975 - Yağmur
1976 - Urfa Emektaroğlu Bant Stüdyosu
1976 - Ashab Gecesi
1978 - Doldur Kardeş İçelim
1980 - Ceylan
1981 - Gelme Istemem
1982 - Mutlu Ol Yeter
1983 - Yalan
1983 - Yaşamak Ayşe degil
1984 - Benim Hayatım
1985 - Mavi Mavi
1986 - Gülüm Benim
1987 - Allah Allah / Hülya
1988 - Amerika Konseri
1988 - Kara Zindan
1988 - Fosforlu Cevriyem
1989 - Acı Gerçekler
1989 - Cep telefonları için
1990 - Söylim mi
1990 - Ben Aşk İçin Ölürüm
1991 - Vur Gitsin Beni / Yemin Ettim
1992 - Ah Keşkem
1993 - Mega Aşk
1994 - Haydi Söyle
1995 - İbrahim Tatlıses Klasikleri
1996 - Ben De Isterem
1998 - Gitsin az
1999 - Selam Olsun
2001 - Yetmez Mi
2003 - Tek Tek
2004 - Aramam
2005 - Sizler İçin
2006 - İmparator Silerde Geçer
2007 - Bulamadım
2008 - NEDEN
2009 - Yağmurla Gelen Kadın
2010 - Hani Gelecektin
2014 - Tatlıses Klasiği
2014 - Ele Ne?
Filmleri
1978 - Ayağında Kundura
1978 - Sabuha
1978 - Toprağın Oğlu
1979 - Kara Yazma
1979 - Kara çadırın Kızı
1979 - Fadile
1980 - çile
1980 - Ayrılık Kolayın Degil
1981 - Seni Yakacaklar
1981 - Yaşamak Ayşe degil
1981 - Tövbe
1982 - Yalan
1982 - Alişan
1982 - Nasil Isyan ETMEM
1983 - Yorgun
1983 - Günah
1983 - Futboliye
1984 - Sevdalandim
1984 - Ayşem
1985 - Mavi Mavi
1985 - Sevmek
1985 - yalnızım
1986 - Gülümse BİRAZ
1986 - Yıkılmışım Ben
1986 - Sarhoş
1987 - Gülüm Benim
1987 - Allah Allah
1987 - Dertli Dertli
1988 - Hülya
1988 - aşıksın
1988 - Bir Kulum İşte
1988 - Kara Zindan
1988 - Ben İnsan degil Miyim
1989 - Ceylan
1989 - Fosforlu
1992 - Aşık Oldum
1993 - Tetikçi Kemal
1997 - Fırat (TV Dizisi)
2000 - İmparator (TV Dizisi)
2002 - Cabbar (TV Dizisi)
2003 - Hayat Bilgisi (TV Dizisi)
2006 - Bulamadım (TV Dizisi)
Perihan Savaş Kimdir?
Gerçek adı Şerife Perihan Savaş olan Perihan Savaş ,İstanbulun Fatih ilçesi Aksaray semtinde 14 Haziran 1955 tarihinde doğmuştur. Annesi Fahrünnisa Hanımdır. Şehzadebaşı İlkokulundan sonra Ahmet Rasim Ortaokuluna gitti. Perihan Savaş ortaokul mezunu olup, eğitimini ortaokul bitiminde sonlandırmıştır. Beş yaşındayken İstanbul Şehir Tiyatrosu çocuk bölümünde ilk rolünü oynadı. 1970 yılına kadar tiyatro çalışmaları yaparak, Küçük Prenses, Romeo-Jüliyet, Kibarlık Budalası gibi bir çok oyunda yer aldı.
1971de Şehzade Simbad Kaf Dağında adlı filmde ufak bir rol aldı. 1972de Korkusuz Beşler filmiyle başrole yükselerek sinemaya geçti. 121 civarında filmde rol aldı. Sinemanınk, bir dönem şarkıcılık yaptı. Bir ev aldıktan sonra sahnelere bye bye dedi. Dizilerde de rol alan sanatçı, ayrıca televizyon programları yapmıştır.
1986 yılında Su filmini çevirirken dizanteri olmuş. Kadir İnanır ile oynadıkları filmlerde onu sette sakinleştirirmiş. Erol Taşdan çok korkarmış.
1968 yılında Perihan Savaş, on üç yaşındayken, askeri okulda okuyan yirmi iki yaşındaki Nedim Beyle nişanlanmış, 6-7 ay süren bir evlilik döneminden sonra eşinden ayrılmış ve boşandığında bekaret raporu almış. Daha sonra ,önce İbrahim Tatlısesle beraber yaşadı, sonra 1 Haziran 1987 yılında Yılmaz Zaferle evlenerek, her ikisinden de birer çocuk sahibi oldu. İbrahim Tatlıses ile olan birlikteliğinden Melek Zübeyde adında bir kızı oldu. Yılmaz Zaferle yaptığı evlilikten de Savaş Zafer adında oğlu oldu. Eşi Yılmaz Zaferle birlikte Yönetim Film ve Reklamcılık Şirketini kurdular. İlki 1994 nisan ayında iki kalp krizi geçirerek uzun süre bakıma muhtaç şekilde yaşayan eşi Yılmaz Zafere, öldüğü 9 Kasım 1995 gününe kadar hastalığı süresince iyi bakarak örnek bir davranış sergilemiştir.
İbrahim Tatlıses ile 1979 yılında Kara Yazma filminde tanıştı ve birliktelikleri başladı. 9 Ağustos 1984 tarihli gazetelerde yer alan haberlere göre Tatlısesin Perihan Savaşı dövmesinden dolayı karakolluk olmuşlar ve bu ilişkisini bitirmiştir.
Perihan Savaş;13 yaşında henüz çocuk denecek yaşta neden evlendiğini de nişanlısının askeri okuldan çıkıp sivile geçebilmesi için nikah gerektiğini bu nedenle de nikahlarının yapıldığını ancak düğün yapılmadığını ve ailesiyle oturmaya devam ettiklerini bir röportajında söyleyerek izah etmiştir. Savaş, evlendiği kişinin doktor olduğunu ve Almanyaya gitmeyi planladıklarını anlatarak Ben de Almanyada tiyatro okuluna gidecektim. Fakat nikah olduktan sonra bana Tiyatrodan ayrılacaksın dedi. Bu lafı duyduktan sonra benim için bitti diyerek ayrıldıklarını ifade etti.
56 yaşındayken Perihan Savaş, 2011 yılında işadamı ve Galatasarayın eski yönetim kurulu üyesi Derya Taşdelenler ile evlenme kararı almışlardı ne olduysa son anda vazgeçtiler.
Ödülleri
Altın Portakal Ödülleri , En İyi kadın Oyuncu Bedrana filminde 1974
çekoslovakyada CIDALC Ödülü Bedrana filminde 1974
Rol aldığı tiyatro oyunları
Yüzleşme
Bozuk Düzen
Kim Kimi Kimle
Yedi Kocalı Hürmüz
Sekiz Kadın
Kadın
Bir Kış Öyküsü
Filmleri
1. Sırat - 2011 (Dizi bitti)
2. Gazi - 2008 (Dizi bitti)
3. Eksik Etek - 2007
4. İstiklal: Söğütlü Hacer Ana - 2007
5. Şarkılar Susmasın - 2006
6. Eve Dönüş - 2006
7. Yaprak Dökümü - 2006
8. Kameranın Ardındaki Kadın: Bilge Olgaç - 2005
9. Yanık Koza - 2005
10. Harput Güneşi - 2004
11. çalınan Ceset - 2004
12. Gece Yürüyüşü - 2004
13. Fırtına Hayatlar - 2004
14. Umutların Ötesi - 2003
15. Evlat - 2003
16. Yalanın Batsın - 2002
17. Kardelen - 2002
18. Sultan - 2001
19. Gelinlik Kız - 2000
20. El Kızı - 2000
21. Karakolda Ayna Var - 2000
22. Ana Kuzusu - 2000
23. Kimyacı - 2000
24. Savunma - 2000
25. Köpekler Adası - 1996
26. Sevda Kondu - 1996
27. Gökkuşağı - 1995
28. Sevdaların Ölümü - 1992
29. Mahallenin Muhtarları - 1992
30. Acılar Ve Arzular - 1991
31. Yarına Gülümsemek - 1991
32. Kiralık Anne - 1990
33. Oy Bebek - 1990
34. Zulüm Treni - 1989
35. Bekleyiş - 1989
36. Karılar Koğuşu - 1989
37. Minyeli Abdullah - 1989
38. Yaşarken Ölmek - 1988
39. Arka Evin İnsanları - 1988
40. Sapık Kadın - 1988
41. Cennet Gözlüm - 1987
42. Arkadaşım Ve Ben - 1987
43. Sis - 1987
44. Toprağın Gelini - 1987
45. Yarınsız Adam - 1987
46. İpekçe - 1987
47. Su - 1986
48. Aşk Ve Kin - 1986
49. Hastahane - 1986
50. Bir Daha Umut - 1986
51. Kırlangıç Fırtınası - 1985
52. Alkol - 1985
53. Sosyete Şaban - 1985
54. Keriz - 1985
55. Güneş Doğarken - 1984
56. Kaşık Düşmanı - 1984
57. Yalan - 1982
58. Seni Yakacaklar - 1981
59. Ayrılık Kolay Değil - 1980
60. Yarabbim 1980
61. çile - 1980
62. Vah Başımıza Gelenler - 1979
63. Fırat - 1979
64. Kara çadırın Kızı - 1979
65. Kara Yazma - 1979
66. Yuvasız Kuşlar - 1979
67. Köşe Kapmaca - 1979
68. Ölüm Görevi - 1978
69. çilekeş - 1978
70. Lekeli Melek - 1978
71. Yıkılış - 1978
72. Kılıç Bey - 1978
73. Şeref Sözü - 1977
74. Sevgili Oğlum - 1977
75. Silah Arkadaşları - 1977
76. Satılmış Adam - 1977
77. İki Kızgın Adam - 1976
78. Silahlara Veda - 1976
79. Perişan - 1976
80. Sevdalılar - 1976
81. Analar Ölmez - 1976
82. Deli Kız - 1975
83. İntihar - 1975
84. Bitirimler Sınıfı - 1975
85. Kader Yolcuları - 1975
86. Beş Milyoncuk Borç Verir misin - 1975
87. çapkın Kızlar - 1975
88. Hostes - 1974
89. Esir Hayat - 1974
90. Sevmek - 1974
91. Dertler Benim Olsun - 1974
92. Taşralı Kız - 1974
93. Gerçek - 1974
94. çılgın Arzular - 1974
95. Evet mi Hayır mı - 1974
96. Sensiz Yaşanmaz - 1974
97. Zafer Kartalları - 1974
98. Sezercik Küçük Mücahit - 1974
99. Bedrana - 1974
100. Gülerken Ağlayanlar - 1973
101. çaresizler - 1973
102. Kızın Varsa Derdin Var - 1973
103. Kuşçu - 1973
104. Nefret - 1973
105. Soğukkanlılar - 1973
106. Yemin - 1973
107. Yedi Evlat İki Damat - 1973
108. Bebek Yüzlü - 1973
109. Namus - 1972
110. Malkoçoğlu Kurt Bey - 1972
111. Sev Dedi Gözlerim - 1972
112. Vur - 1972
113. Aşka Selam Kavgaya Devam - 1972
114. Atmaca Mehmet - 1972
115. İyi Döverim Kötü Severim - 1972
116. Katerina 72 - 1972
117. Serseri Kral - 1972
118. Para - 1972
119. Kanlı Değirmen - 1972
120. Korkusuz Beşler - 1972
121. Şehzade Sinbad Kaf Dağında 1971
Erol Taş Kimdir?
Türk Sinemasının kötü adam rolündeki büyük ismi Erol Taş, 28 Şubat 1928de Erzurumun Karaköse ilçesinde dünyaya geldi. Henüz iki yaşında iken, babası Hamza Beyin ölümü üzerine annesi Nazife Hanım ile birlikte İstanbula taşındı. Okul çağında olmasına rağmen ailesine yardım etmek için okuldan ayrıldı ve çeşitli mesleklerde çalıştı. Bunların arasında hamallık, tezgahtarlık sayılabilir. O dönem aynı zamanda boksör de olan Taş, 1947 yılında İstanbul ve Türkiye ikinciliğini kazandı. Yine o yıl askere gitti ve üç yıl askerlik görevini yaptı. Askerden dönünce Cankurtaranda bir iplik fabrikasında çalışmaya başladı.
Erol Taşın sinemaya tesadüf sonucu girişi de o sıralarda oldu. Sinemaya tesadüfi girişini şöyle anlatır sanatçı: Lütfi Akad o bölgede bir film çekiyordu. Biz de işten kaytarıp çekimleri izliyorduk arkadaşlarla. Günlerce süren çekimlerden birinde mahallede oturan birkaç serseri, film ekibine musallat olup onları rahatsız etmeye başladı. Film ekibini korumak için birkaç arkadaşımla birlikte, serserilerle kavgaya giriştik ve Lütfi Beyin yanında onlara bir güzel dayak çektik. Serseriler toz oldu tabi. Lütfi Akad daha sonra haber göndermiş bana, Bir kavga sahnesi var, gelsin oynasın diye. Böylece sinema hayatım başladı. Filmdeki rolümü diğer yönetmenler de beğendi ve ardı ardına teklifler gelmeye başladı.
Sinemaya ilk 1957 yılında Mümtaz Alpaslanın çektiği Acı Günler filmiyle girdi. Başlangıçta filmlerde figüranlık ve küçük roller ile görüldü fakat kısa zamanda yıldızı parladı. Bir yıl sonra Dokuz Dağın Efesi (1958 - Metin Erksan) filmde bir çobanı canlandırdı. Bu filmi takip eden yıllarda ise, Dikenli Yollar (1958 - Nişan Hançer), Peçeli Efe (1959 - Faruk Kenç), Şoför Nebahat (1960 - Metin Erksan), Köyde Bir Kız Sevdim (1960 - Türker İnanoğlu), Dişi Kurt (1960 - Ö. Lütfi Akad) ve Gecelerin Ötesi (1960 - Metin Erksan) gibi pek çok filmde değişik karakterleri canlandırdı.
Taşın oynadığı filmlerdeki rollerden bazı örnekler vermek gerekirse: Hayat Kavgasında (1964 - Tunç Başaran) dediği dedik bir baba, Devlerin Kavgasında (1965 - Kemal Kan) kötü kardeş, Seveceksen Yiğit Sevde (1965 - Hüsnü Cantürk) çiftlik sahibi, Sırtımdaki Bıçakda (1965 - Natuk Baytan) karısı ve sevgilisi tarafından öldürülen bir koca, Son Darbe (1965 - Hicri Akbaşlı) ve Cevriyemde (1978 - Memduh Ün) bir komiser, Aslanların Dönüşü ve Yedi Dağın Aslanında (1966 - Yılmaz Atadeniz) bir cengaver, İnce Cumali (1967 - Yılmaz Duru), Tutku (1974 - Hüsnü Cantürk), Toprağın Teri (1981 - Natuk Baytan) ve İsyanda (1979 - Orhan Aksoy) kötü ağa, Maskeli Beşler ve Maskeli Beşlerin Dönüşünde (1968 - Yılmaz Atadeniz) bir Meksikalı, Aslan Beyde (1968 - Yavuz Yalınkılıç) eski bir Rus Generali, Gelin Kızda (1970 - Orhan Elmas) oba beyi, Kanıma Kan İsterimde (1970 - çetin İnanç) idamlık katil, Ök-süzlerde (1973 - Ertem Göreç) dilendirici, Belalılarda (1974 - Melih Gülgen) çetebaşı, Tatlı Nigarda (1978 - Orhan Aksoy) zengin bir kasabalı, çayda çırada (1982 - Yücel Uçanoğlu) zengin bir ağa, Alınyazısında ise (1986 - Orhan Elmas) eski bir külhan beyi olarak çıktı karşımıza. Gerek teknik ve konu, gerekse de sinema dili açısından vasat diyebileceğimiz bu ve benzeri filmlerde Taş, dönem dönem çeşitli roller aldı. Ancak sinemada onu adından sıkça söz ettiren filimler Susuz Yaz, Duvarların Ötesi ve Gecelerin Ötesi oldu.
1960 yılı yapımlı Gecelerin Ötesi, oyunculuk kariyeri için önemli bir fırsat oldu sanatçı için. Henüz sinemaya yeni yeni ısınmaya başlayan Taş, bu filmle Metin Erksanla tekrar çalışma fırsatı buldu. Ekrem (Erol Taş), bu filmde aynı çevreden gelen, farklı endişe ve tutkularını ortak bir eylemde birleştiren altı kahramandan birisidir. Uzun yıllar bir tekstil fabrikasında işçi olarak çalışmış ancak geriye dönüp baktığında fazla bir yol alamadığını görmüştür. Bu ezik yaşantısından doğan bunalımı, isyanı onu diğer beş arkadaşı ile birlikte soygun fikrinde harekete geçirmiştir. Fakat sistemin hazırladığı son bu filmde de değişmemektedir.
Erol Taşın yer aldığı bir başka önemli yapım ise, Necati Cumalının romanından 1963de Metin Erksan tarafından filme alınan Susuz Yaz oldu. Bu filmde Hülya Koçyiğit ve Ulvi Doğan ile bir üçleme çizen Taş, Osman karakterini canlandırdı. Osmanın kötülüğü son derece yalındır ve ben merkeziyetçi bir yapı hakimdir. Yıllar önce eşini kaybetmiştir ve hapisteki kardeşinin (Ulvi Doğan) karısına (Hülya Koçyiğit) sahip olmak istemektedir. Etrafındaki herkesten bir nevi intikam almaya başlar ve önce köyün suyunu keser. Suyu alınan köylü ürünsüz kalır, toprağı çoraklaşır. Nasıl susuz kalan toprak halkına ihanet ederse, yıllar önce eşini kaybeden Osmanda bastıramadığı cinselliğine zalimce isyan eder. Tutkusuna yenik düşen Osmanın bu özelliği doğasındaki ilkelliği ile birleştiğinde doyumsuzluğu tümden ele verir kendini. Osmanın kötülüğünün temelinde yatan bir diğer önemli nokta ise tarladaki korkuluk ile paylaştığı yalnızlığıdır. Yalnızlığını sadece tutkularıyla bastırabilir. Tutkuları ise onun ölümüne giden yolun hazırlayıcısıdır.
Tarihsel bir süreç içinde değerlendirildiğinde Erol Taş, bir başka önemli rolünü 1964de Orhan Elmasın yönettiği Duvarların Ötesi filminde oynadı. Filmde müebbet hapse mahkum edilen Babaç (Erol Taş), kendisi gibi müebbet yiyen ya da idamlık altı arkadaşı ile hapisten kaçar. Amaçları özgür olabilmek, koğuşun dışında rahat bir nefes alabilmektir. Ancak duvarların ötesinde kendilerine seçtikleri sığınak da hapishaneden daha farklı değildir onlar için. Aslında nereye kaçarlarsa kaçsınlar her yer bir hapishanedir onlara. çünkü sistem tarafından suçlanmış toplum tarafından da dışlanmaktadırlar. Gerçek suçlu kimdir? Babaç ve arkadaşlarının mı yoksa sistemin yanlış dönen çarkı mı?
Ö. Lütfi Akad tarafından 1966da çekilen Hudutların Kanununun konusu Güneydoğuda bir sınır kasabasında geçmektedir. Toprak verimsizdir ve tek geçim yolu kaçakçılıktır. Kaçakçı olmamak için direnen Yılmaz Güneyin aksine Erol Taş yani Ali Cello çoktan çareyi bu işte bulmuştur bile. Sınırdan kaçak davar geçirmektedir ancak sonunda başlattığı oyuna yenik düşer ve bir çatışmada vurularak ölür. Hudutların sert ve acımasız kanuna karşı Ali Cellonun kötülüğü bile dayanamamıştır. Taş bu filmde de çoğunluk kötü adam rollerinden birisini alışılagelmiş bir oyun tarzı ile oynamaktadır.
1968de Nuri Ergün tarafından çekilen Dertli Pınar ise Taşın ağa tiplemeleri için örnek gösterilebilir. Mahmutoğlu Hilmi Ağa (Erol Taş) köylünün toprağını çeşitli dalaverelerle hatta silah zoru ile elinden almakta ve etrafındaki herkese hükmetmektedir. Daha fazla toprağa sahip olma tutkusu saplantı halini almıştır. Bunun için yapamayacağı şey yoktur. Ancak her şey planladığı gibi gitmez, bütün çabasına rağmen sonunda yenildiğini anlar ve suçunu itiraf eder. Oyun düzeyinin vasat olduğu bu filmde Taş abartılı olduğu kadar da kontrolsüz bir oyun sergilemektedir.
Sinemada kötü adam rolleri ile bilinen sanatçı, bu tiplerin dışına çıktığı filmlerde, aslında her tür karakteri rahatlıkla oynayabileceğini de ispatlamıştır. Zaman zaman da olsa oynadığı iyi tiplerle seyirciyi şaşırtmıştır. Bir başka Akad filmi olan Anada Taş, bu kez kötülükten kaçmaktadır. 1967de çekilen ve Türkan Şorayla başrolü paylaştığı Ana filmi onun az rastlanan iyi adam tiplemeleri için gösterilecek ilginç bir örnektir. Yaptığı balık ağları ile geçimini sağlayan Şevket (Erol Taş), kan davası yüzünden ailesi ile birlikte köy köy dolaşmaktadır. Sinemanın kötü adamı olarak bilinen Taş, filmdeki Şevket tiplemesinde tamamen farklı bir karakter çizmektedir. Kanlısı rolündeki Kadir Savunla sanki rolleri değişmiş gibidirler. Bu seyirci içinde çok alışılagemiş bir durum değildir. Yıllar süren takibin sonunda Şevket kanlısı Musa (Kadir Savun) tarafından vurularak öldürülür.
Bir başka örnek ise, 1992 yılında çekilen, Mehmet Tanrıseverin yönettiği Sürgün filmidir. Erol Taş, sinemada rol bulduğu bu son filminde, kurtuluş savaşını görmüş yaşamış eski bir çavuşu oynamaktadır. Üniformasını üzerinden hiç çıkarmayan Süleyman çavuş, göğsünde taşıdığı istiklal madalyası ile de büyük gurur duymaktadır. çatak köyüne gelen öğretmenin (Bulut Aras) yeniliklerine sıcak bakar, ona yardımcı olur. Hatta köyün muhtarına karşı onu savunur. Öğretmenin köyden sürgün edilmesini engellemek için köy halkıyla birlikte Kaymakamlığa gitse de bu işe yaramaz. Bunun üzerine çavuş gururla taşıdığı istiklal madalyasını çıkarır ve köyden ayrılan öğretmene verir.
Erol Taşı 1969 yılı itibariyle çetin İnanç, 1971den sonra ise Yılmaz Atadenizli macera filmlerinde sıkça görmekteyiz. Yılmayan Şeytan filminde (1968 - Yılmaz Atadeniz) Dr. Şeytanı oynar. Dr. Şeytan (Erol Taş), Tanyant madenini kullanarak bir robot icat eder. Amacı ürettiği robotlarla dünyayı ele geçirmektir. Ancak filmin sonunda kısa devre yapan robotu tarafından öldürülür. çekonun (1970 - çetin İnanç) konusu ise 1875 yılında Meksikada geçmektedir. Ramon isimli eşkıya (Erol Taş), köylülere türlü işkenceler yapmakta ve cinayetler işlemektedir. Bir başka Yılmaz Atadeniz filmi olan Maskeli Beşler ve Maskeli Beşlerin Dönüşünde (1968) ise (Erol Taş) yine Ramon ismi ile ancak bu kez Meksikalı bir general rolündedir. Kızıl Maskede (1968 - Tolgay Ziyal) müze müdürü, Küçük Kovboyda (1973 - Guido Zurli) çiftlik kahyası, Hakanların Savaşında ise (1968 - Mehmet Arslan) Kubilay Han rollünü oynamaktadır.
Yaklaşık 200 filmde irili ufaklı çeşitli roller alan Erol Taş, oynadığı filmlerin altısında ise başrol oyuncusu olarak karşımıza çıkıyor: Mapushane çeşmesi (1964-Suphi Kaner), Kanlı Kale (1965-Yavuz Yalınkılıç), Efenin İntikamı (1967-Yavuz Yalınkılıç), Eşkiya Kanı/Hakimo (1968-Yavuz Figenli), Konuşan Gözler (1965-Hicri Akbaşlı), Katırcı Yani Efenin Definesi (1967-Yavuz Yalınkılıç).
45 yıllık oyunculuk yaşamı süresince sinemaya büyük emek veren Erol Taş, bu emeğin bir sonucu olarak; 1965 yılında Duvarların Ötesi ile Antalya Film Festivalinde, 1967de İnce Cumali ile yine Antalya Film Festivalinde, Sahildeki Ceset ile İzmir Film Festivalinde, Susuz Yazdaki oyunculuğu ile ise Turizm Bakanlığı ve Meksika Accopulco Festivalinde en iyi yardımcı erkek oyuncu ödüllerini aldı. Sanatçı, 8 Kasım 1998 günü, Samatya SSK Hastanesinde hayata gözlerini yumdu.