Güzeller güzeli şarkıcı Hande Yenere sosyal medya platformu Twitter hesabından bir hayranı abuk sabuk taciz içeren mesajlar yağdırdı. Hayranının güzel şarkıcı Hande Yenere atmış olduğu son mesaj polisi harekete geçirdi. Polis Hande Yenerin sapığı Pecep G.yi evinin karşısında yakaladı.
Gebzede yaşayan 36 yaşındaki Recep G. Sosyal medya platformu Twitterda takip ettiği şarkıcıya 1 Şubattan itibaren attığı mesajlar korku saldı.
Recep Gnin taciz içeren mesajları şu şekilde
Handem, ebedi aşkım, Sevgilim, en değerlim gibi tweetler attı. Bardağı taşıran son damla ise şahsın, Bir aksilik olmazsa yarın muhakkak cihangirdeyim tweeti oldu.
Haber Türkün haberine göre: Yener ve yardımcısı mesajlar üzerine polise giderek şikyetçi oldu. Tweetlerin atıldığı gecenin sabahında otobüsle yola koyulan Recep G, Hande Yenere
Cihangire geliyorum yoldayım, ardından Cihangirdeyim, akşam saatlerinde de Evine geliyorum tweetlerini attı. Polis, şahsı Yenerin evinin karşısında kıskıvrak yakaladı. Twitterda Yenerin sevgilisi Ozan Öğüte de hakaretler yağdırdığı görülen Recep G., gözaltına alındı ve emniyete götürüldü. Recep G.nin Basit yaralama ve Konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından arandığı ortaya çıktı.
Hande Yener Kimdir?
Şarkıcı, Söz yazarı, Besteci ve Türk pop ve elektronik müzik şarkıcısıdır.
Makbule Hande Özyener ya da sahne adıyla Hande Yener, 12 Ocak 1973 da İstanbulda doğdu. Bir ablası var. Liseyi İstanbulda bitirdi. Liseden sonra evlendi ve çağın adını verdiği bir oğlu oldu. 1994te boşandı. Evliyken bir giyim mağazasında satış elemanı olarak çalışmaya başladı ve bir gün mağazaya gelen Hülya Avşarla tanışmış.
Makbule Hande Özyener, bilinen sahne adıyla Hande Yener, Türk şarkıcı ve söz yazarı. Ses getiren bir çıkış yaptığı yıllardan itibaren sık sık çıkardığı albümlerle Türk pop müziğinde kendine yer edindi. Müziğinin yanı sıra kıyafetleri ve sık değiştirdiği saç rengiyle adından bahsettirdi. Zaman zaman müzikal tarzında da değişiklikler yaptı, pop müzikten elektronik müziğe geçtiği dönemde yaptığı bakkal müziği tanımlaması yüzünden çeşitli tartışmaların içinde yer aldı. Kariyerindeki adımları ve kişiliği birçok kez incelenerek yorumlandı, bazen Türk Pop Müziğinin Kraliçesi şeklinde anıldı. Bunun bir sonucu olarak onuncu stüdyo albümüne Kraliçe (2012) adını verdi.
çalışırken 1992 yılında Hülya Avşarın yardımı ile Sezen Aksuyla tanıştı. Yaklaşık 2 yıl Sezen Aksunun vokalistliğini ve asistanlığını yaptı. Sezen Aksuya Deli Kızın Türküsü albümünde vokal yaptı ve daha yaklaşık 40 konserde Sezen Aksuya vokal yaptı. İki yıl sonra, 1993te Sezen Aksunun yanından ayrıldı ve Erdem Siyavuşgilden şan dersleri aldı. Aynı dönemde Cem Özerin televizyon programında şarkı söyledi. Antalyada çeşitli barlarda 3 yıl süreyle şarkı söyledi. Daha sonra İstanbula döndü sahne almaya başladı. 2 yıl süren repertuar araştırmasından sonra Altan çetinle çalışma kararı aldı ve sekiz ay süren stüdyo çalışmaları sonrasında ilk albümü Senden İbaret Haziran 2000de, Ercan Saatçinin askere gidişiyle biraz gecikmeli piyasaya çıktı. Albümde Altan çetin başta olmak üzere Hakan Altun, Ercüment Vural gibi müzisyenlerle çalıştı. Konservatuar eğitimi yok ama Erdem Siyavuşgilden aldığı özel dersler sayesinde sesini eğitmeyi başarmış.
Dünyaca ünlü yönetmen Luca Tommassini ile bu albümde çalışmaya başladı ve kaliteli şarkılarına birbirinden kaliteli klipler çekmeye devam etti. 2006 yılında tüm popülerliğini ve bir çok parayı hiçe sayarak büyük bir risk altına girdi ve Apayrı isimli albümde karşımıza çıktı. Bu albümle Elektronik Müzike hafif bir geçiş yaptı. Ardından Hande Maxi adlı Maxi Singleı ile bu duruşunda kararlı olduğunu gösterdi. Hiç durmadan çalışan Hande Yener 2007 yılında Nasıl Delirdim adlı albümüyle karşımıza çıktı. Bu albümde Elektronik Müziki başarılı bir şekilde uyguladı. Romeo adlı parçası haftalarca listelerde zirvede kaldı ve otoriteler tarafından tam not aldı. Türkiyeye Elektronik Müziki tam olarak kazandırmış oldu. 2008 yılında çıkardığı Hipnoz albümünde özel ses efektleri kullanıldı ve Elektronik Müzikteki başarısına bir yenisini daha ekledi.
Hülya Avşar Kimdir?
Hülya Avşar, 1963 doğumulu, beyaz perdedeki oyunculuğu, şarkıcılığı, dizi ve şov programlarıyla adından söz ettiren, Türkiyenin en medyatik kadınlarından biri.
10 Ekim 1963te, Balıkesir Edremitte, Celal ve Emral Avşarın ilk çocuğu olarak dünyaya gelen Avşar, Ankara Cumhuriyet Lisesinden mezun oldu. Orta öğrenimini tamamlamasının ardından okumaya devam etmeyen ve 1979da Mehmet Tecirli adlı bir mühendislik ögrencisiyle evlenen, ancak evliliği kısa süren Avşar, henüz 16 yaşındayken hamile olmasına rağmen ayrılık kararı aldı. Anne tarafından Balıkesirli olan Hülya Avşarın baba tarafı Ardahan/Hasköylüdür.
1981 yılında boşanmasının hemen ardından İstanbula taşınan ve 1983 yılında katıldığı, Bulvar Gazetesi tarafından düzenlenen Kinat Güzellik Yarışmasında birincilik alan, ancak yarışmanın ertesi günü, Tecirli ile yaptığı evliliği ve boşanması bir gazetede yazılınca, kurallara aykırı olduğu gerekçesiyle tacı geri alınan Avşar, çeşitli reklam filmlerinde boy göstermeye başladı.
Yaşamında dönüm noktası olan 1983 yılında, Fikret Hakan ve Salih Güney ile başrolü paylaştığı Haram filmi ile oyunculuk kariyerine ilk adımı atan ve daha sonra, 1984 yılında Kenan Kalavla başrolü paylaştığı ikinci filmi Tutkuda oynayan Avşar, 1985te batağa batırılan bir kızı canlandırdığı, Tele Kızlarda Tarık Akanla birlikte oynadı. Aynı yıl Tolga Savacıyla Sekreteri ve İbrahim Tatlısesle de Mavi Maviyi çeviren Avşar, 1986 yılında Hakan Balamirle başrolü paylaştığı Üç Halka 25, Aytaç Armanla oynadığı Fatmagülün Suçu Ne gibi filmlerin yanı sıra, Kısrak, Alın Yazım, Dağlı Güvercin ve Sevda Ateşi gibi filmlerde de rol aldı.
1987 yılında Alamancının Karısı ve Bir Kırık Bebek çektiği filmlerin ardından, 1989 yılında, Sinema Yazarları Derneğinin düzenlediği yarışmada en iyi kadın oyuncu seçilen, Fazilet ve Öğretmen Zeynep filmlerinde rol alan Avşar, 1990da başrolü Yaman Okay ile paylaştığı Benim Sinemalarımdaki rolüyle, 9. Uluslararası Tahran Film Festivalinde Jüri Özel Ödülü aldı.
Aynı yıl çevirdiği Hasan Boğulduda Yalçın Dümerle başrolü oynayan Avşar, Sinan çetinin yönetmenliğini yaptığı ve Cem Özerle başrolü paylaştığı, 1993 yapımı Berlin in Berlin filmdeki rolüyle Uluslararası Moskova Film Festivalinde en iyi kadın oyuncu ödülünü alarak, yurt dışında düzenlenen bir festivalde ödül alan tek Türk kadın sinema sanatçısı oldu. Bu filmiyle, Kültür Bakınlığından Sinema Başarı Ödülü, ve Sinema Yazarları Derneğinden en iyi 5. film ödülünün de sahibi olan ve 1995 yılında Mehmet Aslantuğ ile, evlilik ve aşk ilişkilerinde mutlu olamayan bir kadının öyküsünün işlendiği, Bir Kadının Anatomisi adlı filmde oynayan Avşar, Tomris Giritlioğlunun yönettiği, 1999 yapımı Salkım Hanımın Taneleri filminde büyük beğeni topladı.
çektiği filmlerle şöhretin basamaklarını hızla tırmanan ancak bununla yetinmeyen Avşar, şarkıcılığın ardından, program sunuculuğuna ve tiyatroculuğa da başladı.
1980lerin sonunda müzik hayatına adım atan Avşar, assolist olarak sahnelerde yerini aldı. Müzik eğitimi aldıktan sonra yurtiçi ve yurtdışı konserleri veren Avşar, 1988 yılında çıkardığı Herşey Gönlünce Olsun albümünün ardından, 1990da Hatırlarmısın, 1991de Hülya Gibi, 1993te Dost musun Düşman mı, 1995te Yarası Saklım, 1999da Hayat Böyle, 2000de Sevdim ve 2002de de, Aşıklar Delidir adında albümlere imzasını atan Avşar, 2000 yılında, Kral TV tarafından düzenlenen yılın müzik ödüllerinde, en iyi kadın şarkıcı ödülünün sahibi oldu. Barış Mançonun anısına hazırlanan karışık albümde, Zalim Sultanı okudu.
90lı yılların başında, bir sene kadar Günaydın Gazetesinde köşe yazarlığı yaptıktan sonra, televizyona geçiş yapan ve 1993 yılında, Sevginin Gücü dizisinde oynamasının ardından, 1995de Süper Yıldız, 1998de Ah Bir Zengin Olsam, 2000de de, Savunma dizisinde rol aldı. 2004 senesinde, Zümrüt ve Kadın İsterse dizilerinde oynayan Avşar, 2006 yapımı Kadın Seversenin yanı sıra, Anadolu Kaplanı dizisinde de konuk oyuncu olarak rol aldı.
Yönetmenliğini, Birkan Uz ve Uğur Aksayın yaptığı ve Medyapım tarafından, talk show formatında yayınlanan Hülya Avşar Show, Türkiyede ilk defa Uğur Aksay tarafından uygulanan, 16/9 mm sinematografik formatta, dijital reji ile çekilen show programı olma özelliğini taşımaktadır.
Müzik, sinema, televizyon çalışmalarının ardından Aralık 2000 de kendi adını taşıyan Hülya Dergisini çıkarmaya başlayan ve ilk tiyatro deneyimini, 2002 yılında, Mazlum Kiperin yönettiği, Bugün Benim Doğum Günüm adlı tek kişilik oyununda yaşayan Avşar, Nisan 2003te, ilk kitabı Mavi Yansımayı elektronik ortamda yayınladı.
Ağırlıklı olarak spor dallarından tenise zaman ayıran, vakıf ve derneklere büyük ilgisi olan Avşar, Ajans Pressin 953 ulusal, bölgesel ve yerel yayında, 2005 yılının ilk 5 ayını mercek altına aldığı araştırmasında, hakkında çıkan tam 1940 haber ile birinci sırada yer aldı.
AC Nielsenin, Marka olduğuna inandığınız sanatçı sorusuna, ankete katılanların yüzde 40ı Marka olmuş sanatçı yok cevabını verdi. Halkın yarısı marka olmuş bir sanatçı olmadığına inanırken, diğer yarısı ise Hülya Avşarı en marka sanatçı olarak seçti. Avşar, yüzde 15.8 ile ilk sırada yer alırken, İbrahim Tatlıses yüzde 9,5 ile ikinci ve Tarkan yüzde 8,5 ile üçüncü yer aldı.
Rol aldığı filmler, diziler ve şarkıcılığının yanı sıra, futbolcu Tanju çolak, Coşkun Sabah, Osman Hattat, Mehmet Aşıcıoğlu gibi isimlerle yaşadığı ilişkilerle de adından söz ettiren Avşar, Mehmet Tecirlinin ardından ikinci evliliğini, Ağustos 1997de, üç aylık hamileyken, daha önce Ayşem Saraçoğluyla evlenen, işadamı Kaya çilingiroğlu ile Pariste gerçekleştirdi.
2005 yılında, Kadıköy 3. Aile Mahkemesinde yapılan ve yaklaşık bir saat süren duruşma sonunda, şiddetli geçimsizlik nedeniyle aile birliğinin sarsıldığı gerekçesiyle tek celsede boşanan, Hülya Avşar Kaya çilingiroğlu çifitinin, ayrılığın ardından velayeti Avşara verilen, 15 Ocak 1998 doğumlu, Zehra adında bir kız çocukları vardır.
Kaya çilingiroğlundan boşandıktan sonra 2006 yılı ile 2010 arası iş adamı Sadettin Saran ile beraber olmuştur.
2009 2012 yıllarında Acun Ilıcalı tarafından hazırlanan Yetenek Sizsiniz Türkiye yarışmasında Acun Ilıcalı ve Ali Taran ile birlikte jüri üyeliği yapmıştır. 2011 2012 yılında, 3. Sezonda Ali Taran yerine eski futbolcu Sergen Yalçın jüri olmuştur. 2012 2013 yılında 4. Sezon Yetenek Sizsiniz Türkiye yarışmasında Acun Ilıcalı ve Sergen Yalçın ile tekrar jürilik yapmıştır.
Hülya Avşar, 2013 yılında yeni kurulan banka olan OdeaBankın reklamlarında oynamıştır.
2015 yılında Rising Star Türkçe adıyla Yükselen Yıldız mart ayında Acun Ilıcalının kanalı TV8de başlayan yarışma programında Hülya Avşar, Sertab Erener ve Fuat Güner ile beraber jüri koltuğunda oturacak.
12 Kasım 2015 tarihinde Star TVde başlayacak olan, yapımcı Timur Savcının yapımcılığını üstlendiği,Kösem Sultan dizisinde Safiye Sultanı Hülya Avşar canlandıracak. Kösem Sultanı ise Beren Saat canlandıracak. Ekin Koçun canlandırdığı I. Ahmetin eşi olacak olan Kösem Sultanın çocukluğunu ve gençliğini Yunan oyuncu Anastasia Thsilimpou 9 bölüm canlandıracak.
Ali Taran Kimdir?
Ali Taran, 1952 yılında Kırklarelinin ilçesi Lüleburgazda doğmuştur. Bedia Taran ve Selahattin Taranın iki oğlundan biridir. Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Mimarlık Bölümündeki öğrenimini yarıda bıraktı. 1970 yılında reklamcılığa başladı. Pek çok ajansta metin yazarı ve kreatif direktör olarak çalıştı. (Göreme Reklam, Taran Reklam, Erta Reklam, Tivi Reklam, Delta Ajans, Ajans Ada, Cenajans, Link Ajans, Pars McCann, Birleşik Reklamcılar, Merkez Ajans ve Ali Taran Creative Workshop)
Her biri yayınlandığı dönemde etki yapan, hafızalara adeta kazınan ve üzerinde olumlu olumsuz, çokça konuşulan: çakar çakmaz çakan çakmak Tokai, Önce hüplet, sonra gümlet Caprisun, Ali Desiderolu Derby, Fatih Terimli Tadelle, Dıh dıh dıh, eyi günler-Yapı Kredi, En güzel boya, en güzel kırmızı-Filli Boya, Cem Yılmazla birlikte imza attığı Türk Telekom reklamları, Tamamen duygusal-Telsim, Banu Alkanlı İxir, Aganigi Naganigili Fındık, Artık çok oluyoruz-Mavi Jeans ve Cem Uzan seçim kampanyası ve Genç Arko traş kolonyası da Ali Taran projesidir.
Taran, 2002 seçimlerinde Cem Uzanın başkanlığını yaptığı Genç Partinin seçim kampanyasını yürüttü.
Türkiyedeki herkes tıraştan sonra yüzüne kolonya sürer. Bildiğin 80 derecelik kolonya. Sürdükten sonra alev alev yanar yüzü, kıpkırmızı olur. Efendim, alkol cildi yaşlandırıyormuş. Bu lafları geçiniz! Kolonyayı kullanan insana sorarsanız, Mikrobu öldürüyor der. Türkiyede erkekler tıraş olur mu? Olur! Tıraştan sonra ne sürerler? Kolonya Hadi, şimdi biz bu kolonyayı başka bir şişenin içine koyalım, ona da tıraş kolonyası diyelim der ve Arko traş kolonyası markasını çıkarır.
Kendisi hakkında bilgi veren bazı söyledikleri;
Anne de baba da öğretmen, resim öğretmeni. Babam Köy Enstitülü. Babam, sanat tarihi ve el işi öğretmeni. Onu tarif edersem, sanat tutkusu, kültür tutkusu ve dürüstlük gibi kavramlardan söz etmem gerekiyor. Orta halli bir memur ailesiydik, ama babam bizi İtalyan Kültüre, Fransız Kültüre, sinemalara ve tiyatrolara götürürdü. Akşamları bizi uyutmak için İnce Memedi okurdu.
- Hakiki ve iyi bir patronum. Bizde çalışanlar iyi kazanır. Ama çok büyük bir disiplin vardır bizim ajansta. Herkes güzel giyinmek ve bakımlı olmak zorundadır. Kadınlar, kışın ojelerine kadar. Salaş görüntü bile bir şıklığın içinde olmalıdır. Ve 6da herkes işi bırakmak zorundadır. Kuraldır. Ajansta kalmak yok, gideceksin
Akademide bir arkadaşım vardı, Sen çok gırgır şeyler yapıyorsun. Ben bir reklam bürosunda çalışıyorum, sen de denemek ister misin? dedi. Kamuranın abisi Kenan, Kenan çizer. Yüksel Ünsala götürdü beni. Tivi Reklam, sektörün gelmiş geçmiş en iyilerinden. 4000 lira maaşla işe başladım. Babam çok kızdı, çünkü 1. dereceden devlet memuruydu ve 2700 lira alıyordu. Bu ülkenin dengesizliği işte buradan geliyor! gibi şeyler söylemeye başladı, annem susturdu onu: Bırak, oğlana vermişler işte. Sana ne oluyor. Reklamcısınız, neden içki içmiyorsunuz? Neden sizi barlarda görmüyoruz? diyorlar. Reklamcının prototipi yok bunu kimseye anlatamıyorum. Pembe peruk takıp, Taksimde dolaşıyormuşsunuz, halkın nabzını tutmak için Valla, Taksimde pembe perukla dolaşırsanız, halkın nabzını değil başka şeyini tutarsınız. Sinirlendiriyorlar bazen beni
Senaryosunu Ali Taranın yazdığı No Ofsayt adındaki sinema filmi 2009 yılında vizyona girdi.
2009 2010 yıllarında 1. Sezon ve 2010 2011 yıllarında 2. Sezon Yetenek Sizsiniz Türkiye yarışmasında Acun Ilıcalı ve Hülya Avşar ile beraber jürilik yapmıştır.
Acun Ilıcalı ise 2 yıl yetenek yarışmasında jüri görevi verdiği ve Abi diye hitap ettiği Ali Taran, Selma Ann Desmond ile evliyken çiftle ailecek görüşüyordu. Ancak Taran, Desmonddan boşanıp 18 gün sonra da Bodrumda Ayşe Özyılmazel ile gösterişli bir düğün yapınca Ilıcalı, Taranla iş ve özel ilişkisini kesti. Boşandığı eşi Selma Ann Desmond 23 Kasım 2011 tarihinde kanserden öldü.
İki çocuk babası olan Ali Taran, 1990 yılında evlendiği 21 yıllık eşi Selma Ann Desmonddan boşanmasının ardından, 18 gün sonra 1 Temmuz 2011 tarihinde Şarkıcı Neconun kızı Ayşe Özyılmazel ile evlendi. 1 yıl kadar süren bu evlilikte de mutluluğu yakalayamayan Ali Taran 27 Nisan 2012de Ayşe Özyılmazelden ayrılmıştır.
İlk eşi Selma Ann Desmonddan Kuzey Taran (d.1990) adında oğlu ve Burçak (d.1973) adında bir kızı vardır.
Ali Taran 40 yılı aşkın reklamcılık ömrünün 23 yılını Ali Taran Creative Workshop / ATCW olarak yaşamış ve yaşamaya devam etmektedir.
Ali Taran 2014 yılında Mazhar Alansonun eşi Biricik Sudenin tanıştırdığı Doğuş Radyo Projeler Müdürü Beyza Karaoğlan ile birlikte oldu.
Ali Taran, 2016 yılında yeni sezon Acun Ilıcalının kanalı Tv8de yayınlanacak olan Yetenek Sizsiniz Türkiye yarışmasının jürisi oldu. Jüri üyesi olarak Yetenek Sizsiniz Türkiyede Eser Yenenler devam ederken, Murat Boz yerine Ali Taran, Özgü Namal yerine de Seda Bakan jüri koltuğuna oturacak.
Sezen Aksu Kimdir?
Annesi fen öğretmeni Şehriban Hanım, babası matematik öğretmeni Sami Bey olan Fatma Sezen Yıldırım, 1954 yılının 13 Temmuzunda Denizli Sarayköyde dünyaya geldi. 3 yaşına kadar doğduğu yerde yaşadı. 3 yaşında İzmire, yıllar sonra Kalbim Egede Kaldı diyeceği yere taşındılar.
çocuklarını disiplinli yetiştirmeyi isteyen Sami Bey ve Şehriban Hanım, Sezene karşı her zaman mesafeli olmaya çalışmışlardı. Ancak bu tutum bile daha küçücük yaşta herkesin ilgisini çekmeye çalışan Sezenin yaramazlıklarına engel olamamıştı. Etrafındaki insanlar ona Cüce Bela diyordu. Hergün Konak-Köprü troleybüsünde şarkı söylüyor, haftada bir kez saçının rengini değiştiriyor, sıklıklada intihara kalkışıyordu. O yıllarda, sonradan Allah babama acıdı da şarkıcı oldum. dediği bir de takıntısı vardı: Dansöz olmak.
Üniversite de dahil olmak üzere tüm eğitim sürecini İzmirde tamamladı. 1973 yılında Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesine girdi. 1974 yılının Kasım ayında Ali Engin Aksu ile evlenince okulu bıraktı.
Gençlik çağında sanatın bütün dallarına ilgi duyan Sezen, resim, tiyatro ve dans dersleri aldı. Lisede kendini iyice müziğe verdi. 1970 yılında Hafta Sonu dergisinin açtığı Altın Ses yarışmasında 6. oldu. Sezen aklında ve kalbinde müzik yatıyor olmasına rağmen 1973 yılında Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesine girdi. Üniversite kantinini konser salonu gibi kullanan Sezen, üniversiteden ikinci sınıfta ayrılıp İzmir Radyosu sanatçılarının ders verdiği İzmir Radyosu Sanatçılar Derneğine girerek yıllarca herkesi peşinde sürükleyen, binlerce dizesi, binlerce melodisi olan kendi çizgisini çizmeye başladı.
Sezen, 1974 yılında bir plak şirketine 3 şarkılık bir bandını gönderdi. Aynı yılın Kasım ayında Ali Engin Aksu ile evlendi. Evliliğinden bir hafta sonra, Yeşil Giresunlu tarafından plak yapmak için çağrıldığı İstanbula gelerek plak çalışmasına başladı. 1975e girerken piyasaya ilk 45liği çıktı: Haydi Şansım. Plak hemen hemen hiç satmadı.
Yabancı bir şarkıdan alınan besteye söz yazılmıştı ve sonuç tam anlamıyla fiyaskoydu. (Plak Sezen Aksuya sorulmadan Sezen Seley adına çıkarılmıştı. Kimbilir belki de daha iyi olmuştu. Yıllar sonra marka olacak bir isim hemen hemen hiç satmayan bir plakla beraber anılmayacaktı.) Gene aynı sene (1975) ikinci 45liği Yaşanmamış Yıllar/Kusura Bakmayı çıkardı. Albümdeki parçalar Sezenindi ve plak satışları hiç de fena değildi.
Sezen Aksu üçüncü 45liği Olmaz Olsun/Vurdumduymazı 1976 yılında çıkardı. Plak 45likler listesinde haftalarca bir numarada kaldı. Bu iki plak Sezen Aksunun başlangıcı sayılabilir. 1976 yılında, yıllar sonra idol olacak, şarkıları dillerden düşmeyecek bir Sezen Aksu vardı artık.
Genç sanatçı, 1976 yılında ilk sahne çalışmasına başladı. Bebek Belediye Gazinosunda sahne alıyordu. 1977 yılında Allahaısmarladık/Kaç Yıl Geçti Aradan, Kaybolan Yıllar/Neye Yarar 45likleri ve ilk 33lüğü olan Allahaısmarladık piyasaya çıktı.
1978 yılında Hurşid Yenigünün iki bestesine söz yazan Sezen, Gölge Etme/Aşk 45liğini yaptı. Gene aynı sene piyasadaki en eski Sezen Aksu albümü olan Serçe çift LP olarak piyasaya çıktı. 1979 yılı da boş geçmedi. Bu yıl İlk Gün Gibi/Yalancı ve Allahaşkına/Sensiz İçime Sinmiyor 45likleri piyasaya çıktı. Aynı yıl Sezen kendini sinemada da gösterdi. Sezenin ilk filmi başrolünü Bulut Arasla paylaştığı bir Atıf Yılmaz filmi olan Minik Serçe idi. Bir yıldız doğarken, başka bir yıldızın sönüşünü anlatan film o dönemde beğeni toplayamadı. Bu filmi senelerce Sezen de seyretmemiş olacak ki, 1999 yılında Okan Bayülgenin Zaga programında filmi seyrederken, kendisi de haline çok gülmüştü. Yine aynı programda Sezen filmde hiç öpüşmediğini, o sahnelerin klasik hilelerden biri olduğunu da açıklamadan geçmedi.
1980 yılında Sevgilerimle albümünü çıkaran Sezen için 1981 çok özel bir yıl olacaktı. Müzik, tiyatro ve özel yaşamı çok renkli geçti. Ağlamak Güzeldir albümü sonrası Sezen Aksu Aile Gazinosu adlı müzikal için çalışmalar yaptı.
Sezen, 10 Temmuz 1981de Beşiktaş Evlendirme Dairesinde Sinan Özer ile evlenirken 4,5 aylık hamile olduğu gündeme geliyor ve bu kez de özel hayatıyla konuşuluyordu. Yıl yine 1981, Kasımın 11i, Mithat Can Özer dünyaya geldi, Sezen artık anneydi. Sezen hayatının erkeğini bulmuştu. O günlerde bir dergiye yaptığı açıklamada Beni Ocaka kadar rahatsız etmeyin diyordu çiçeği burnunda anne. Ama Sezen bu, sanatsız yapamazdı, yapamadı da. Aralık ayında Sezen Aksu Aile Gazinosu için çalışmaya başlamışdı.
1982 yılında Şan Müzikholünde Sezen Aksu
Aile Gazinosu adlı müzikali gösterime girdi. Adile Naşit, Şener Şen, Ayşen Gruda, Altan Erbulak ile aynı sahneyi paylaşan Sezen, sahnede 7 farklı karakteri canlandırdı.
Yıl 1982... Sezen Aksu, hayranları ve Türk klasikleri için çok özel bir yıl. Sezen ilk kez bu yıl Acelen ne bekle Firuze dedi. Firuze bu yıl piyasaya çıktı. Bu yıllarda Firuze dillerden düşmüyordu. Sezen 2 yıl sonra Sen Ağlamayı ve 1991de Gülümseyi çıkarıp Türk Müziğine büyük klasikler kazandırdı. Tabii her şeyin bir sırası vardı. 1982 yılında Sezen Aksu, dönemin popüler dergisi Hey tarafından Yılın Kadın Sarkıcısı seçildi. 1983 yılında Heyin Geleneksel Oskar Konserine de Yılın Kadın Şarkıcısı olarak katıldı Sezen.
1983 yılında Sezen Aksunun, Eurovision macerası başladı. Söz ve müziği Ali Kocatepeye ait Heyamola parçasını Ali Kocatepe ve Coşkun Demir ile birlikte seslendirdi. 3 yıl arka arkaya yaşanacak ve yıllar sonra da vokalisti Işın Karacanın yaşayacağı klasik bir tablo ilk bu yıl yaşandı. Türkiye finaline kalan bu parça yurtdışında ülkemizi temsil etme hakkını elde edemedi. 1983 yılında Heyamola parçasının 45liği Hey Dergisi tarafından yılın plağı seçildi. Aynı yıl Sezen, oğlunun babası Sinan Özerden boşandı.
1984 yılında Sezenin Eurovision macerası devam etti. Sezen bu yıl Halay, 1945 ve Merhaba Ümit adlı parçalarla Türkiye finaline kaldı. İlk olarak Merhaba Ümiti bırakan Sezen Türkiye finalinde Halay ve 1945i seslendirmeye karar verdi. Türkiye finali olmadan iki hafta önce Türkiyeye gelen yabancı bir dostu Sezene sadece 1945i seslendirmesini önerdi. 1945in sözlerinin tüm dünyayla ilgili olduğunu düşünen Sezen bu parçanın yurtdışında da ülkemizi daha iyi temsil edeceğini düşünerek Halaydan vazgeçti. Türkiye finalinde 1945i seslendiren Sezen Aksudan herkes birincilik bekliyordu. Ama sonuç hiç de iç açıcı değildi. Sahnede kıyafetiyle prenseslere benzeyen Sezen Aksu aranjman yüzünden tabiri yerindeyse güme gitmişti.
Sezen 1984 yılında Avrupada şanssızdı ama Türkiye için aynı şey söylenemezdi. Bu yıl 6 Eylülde Sen Ağlama piyasaya çıktı. TRTnin denetiminden geçemediği için ilk başlarda televizyonda seslendirememişti Sezen şarkılarını. TRT, 1985in başından itibaren Sezenin parçalarını yayınlamaya başladı ve albüm olağanüstü bir ilgi gördü. Haftalarca listelerde kalan bu albümün 56. haftasında Sezen Aksu albümün bu kadar listelerde kalmasıyla ilgili Hey Dergisine yaptığı açıklamada Bekliyordum ama bu kadarını değil... Ne yalan söyleyeyim, 1 yılı aşkın sürece listelerde kalacağımı sanmıyordum. Tüm müzikseverlere candan, gönülden teşekkürlerimi sunuyorum. diyordu.
1985 yılında Sezen Eurovisionda yine Türkiye finaline kaldı. Bu kez parçanın adı Küçük Bir Aşk Masalıydı. Sözleri Sezene ait olan bu parçayı Sezen Aksu ve Özdemir Erdoğan birlikte seslendirdi. Ama sonuç değişmedi. Bu yıl da Sezen yurtdışında ülkemizi temsil edemedi.
1985 yılında Bin Yıl Önce, Bin Yıl Sonra isimli müzikal için hazırlandı Sezen. 1986 yılının ilk haftasından itibaren gösterime girdi Bin Yıl Önce, Bin Yıl Sonra. Şan Müzikholünde kapalı gişe oynayan bu müzikal dönemin dünyasını ve Türkiyesini Tiye alıyordu. Sahnede büyük beğeni toplayan Sezen, sahneyi Şener Şen, İlyas Salman, Ayşen Gruda gibi ustalarla paylaştı.
Sezen 1988 yılında Sezen Aksu88i çıkardı. Bu albüm Sezen Aksu plakları arasında özeldir. çünkü Sezen Aksu88 plak formatında çıkan son Sezen Aksu albümüdür.
1989 yılında Sezen Aksu Söylüyor albümüyle karşımıza çıktı. Son iki albümüyle birlikte artık Sezen Aksu, Türk Müziği
için yeri dolmaz bir efsaneydi. Daha devamı da vardı...
Onyedi dergisinin Ocak 86 sayısında okuyucu anketinde açık farkla Sezenin 1985in en büyük kadın şarkıcısı seçildiği yazıyordu.
Sezen Aksu ile birlikte 80lerde Firuze, İkinci Bahar, Sen Ağlama, Geri Dön, Tükeneceğiz, Git..., Beni Unutma, Değer mi?, Sarışınım, Geçer, Gidiyorum, Belalım, Bırak Beni, Şinanay, Son Bakış hit olmuştu. Sezen Aksu söylemişti. 90larda da söylemeye devam edecekti...
1990lı yıllarda Kanal 6da Sezen Aksu Show programını yapmaya başladı.
1990larda Sezen Aksunun müzikseverlere çok sürprizi vardı. Öncelikle prodüktör tarafını gösterdi bize. Alışılmış starlar dışında ilk defa yeni biri çıkıyordu piyasaya, Sezen Aksunun vokalisti Aşkın Nur Yengi... Aşkın Nur Yengi, Sevgiliye albümüyle müzikseverlerin karşısına çıktı. Albüm Sezen Aksu prodüksiyonuydu ve bir milyona yakın tiraj elde etti.
1990 yılında Sezen Aksu beyaz perdede karşımıza çıktı. Yönetmenliğini Yavuz Özkanın yaptığı Büyük Yalnızlıkta Sezen Aksu, Ferhan Şensoyla kamera karşısındaydı. Film 1990 yılında Altın Portakal Film Festivalinde En İyi Görüntü dalında ödül aldı. Filmin müziklerini Onno Tunç yapmıştı. Onno Tunç bestesi olan Uçurtma Bayramları da enstrumantal olarak bu filmde bulunmaktaydı.
Yıllar geçtikçe eski haliyle eğlenmeyi seven Sezen, bu filmle de 2003 senesinde, Yayla Sanat Merkezinde verdiği unplugged konserde dalgasını geçmişti. Önder Fıratla bu filmi seyredişlerini, Önder Fıratın belli etmemeye çalışsa da çok sıkıldığını anlatan Sezen izleyenleri kahkahaya boğmuştu.
Sezen 1991de Aşkın Nur Yenginin ikinci albümü Hesap Verin prodüksiyonunu üstlendi. Albüm Aşkının ilk albümü gibi iyi bir tiraj elde etti.
Sezen Aksuya inanılmaz bir popularite kazandıran 1991, bambaşka bir albümün çıkış yılıydı. 1991de müzik yönetmenliğini Onno Tunçun yaptığı Gülümse çıktı. Albüm, 2 milyonu aşan bir tiraj elde etmişti. Albümün bu kadar çok satmasının sebebi şarkıların seçkinliğinin yanısıra Sezenin hitap kesimiydi. Sezeni her kesimden insan dinliyordu. Aşka düşen de, aşktan kaçan da, arabesk dinleyen de, pop dinleyen de, varoşu da, zengin kesimi de Sezeni dinliyordu artık. İçinde bu kadar tezatlık olan insan kesiminin bu albümde birleşmesi Gülümseyi farklı yapan asıl etkendi. 1991de bu albüme ait Hadi Bakalımın Avrupada singleı çıktı. Bu signle da klibi olmamasına rağmen iyi bir satış elde etti.
1992de Sezen yine vokalistlerine albüm yapmaya devam etti. Sertab Ereneri tanıttı bizlere. Sertabın ilk albümü Sakin Ol başarılı bir satış grafiği çizdi. Sertabın albümünden birkaç ay sonra sıra Levent Yüksele gelmişti. Sezen Aksu, Aşkın ve Sertabtan sonra Leventin albümünün de prodüktörlüğünü üstlendi. Med-Cezir iyi bir tiraj elde etmiş olmasına karşın, satıştan daha önemli olan bu albümün günümüze klasik bırakmasıydı. Albüm, şarkıların güzelliği Leventin yorumuyla birleşince Tuana, Med-Cezir, Beni Bırakın gibi klasikleri müziğimize kazandırmış oldu.
Sezen Aksu her zaman istediği müziği yapmıştı ama Gülümseden sonra her şey daha da değişikti. Sezen Aksu müzik lüksüne ulaşmıştı. Bu lüks ilk meyvesini 1993 yılında verdi. Sezen, Deli Kızın Türküsü ile çıktı karşımıza. Sezen Aksunun alışılmış tarzında olmayan bu albüm, kapağına kadar değişikti. Sezen Aksu kitlesini seçmişti ve artık onlara müzik ziyafeti çekiyordu. Bu farklı albümde Küçüğüm ve Masum Değiliz ilk hit olan parçalardı. Bu albümün bir özelliği ve bir değişikliği daha müzik direktörünün Uzay Heparı olmasıydı.
Uzay Heparı, hızlı yaşamayı seviyordu, motosiklet tutkunuydu. 1994ün, 20 Mayısında Uzay Heparı motosikletiyle giderken park halindeki Demet Akbağın arabasına çarptı. Zeynep Tunuslu ile henüz 6 aylık evliydi ve sadece bir gün önce bir çocuğunun olacağını öğrenmişti. 11 gün bitkisel hayatta kalan Uzay, 31 Mayıs günü 26 yaşında aramızdan ayrıldı motosiklet sevdasına. Sanat dünyasını, sevenlerini özellikle genç hayranlarını ve tabii ki Sezeni yasa boğdu. Sezen, Uzayı, Yas parçasında sanırım hiçbirimizin yaşamayacağı duygularla yaşadı. Sezen Yası kendisinin okuyamayacağını söylemişti ve şarkıyı Leventin ikinci albümüne koydu. Bu çok özel parçayı Levent Yüksele vermesi en doğruydu. çünkü Levent Yüksel de, Uzayın ölümünden sonra albümü bir milyona yakın satmasına rağmen Sezen Aksunun arkasında vokal yapacak, bas gitar çalacak kadar tevazu sahibi ve vefakar biriydi.
1 Kasım 1994te çıkan Sertabın Ll albümü Sezen Aksu prodüksiyonuydu, iyi bir satış başarısı elde etti. Bu albümün en önemli özelliği ise Uzayın anısına adanmasıydı.
1995 yılında Sezen yine farklı çıktı karşımıza. Buram buram Anadolu kokan şarkılar vardı Işık Doğudan Yükselirde. Eleştirmenlere Eski Sezen Aksu nerede? diye sorduran bu albüm, müzik açısından en iyi Sezen albümlerinden biriydi. Yunus Emrenin, Mevlananın ve Aşık Daiminin eserleri Sezen Aksunun yıllar geçtikçe daha da güzelleşen yorumuyla albümde yer aldı. Fahir Atakoğlunun da iki eseri vardı albümde. Bunlardan biri albümün hitlerinden, sanat müziği tınısıyla kulağımızı okşayan Alturka, diğeri ise özellikle kusursuz düzenlemesiyle Yaktılar Halimimiydi. Gülümsenin müziğini yapan Arto Tunçun da bu albümde iki bestesi vardı.
1997 yılının Aralık ayında piyasaya çıkan Düğün ve Cenaze yine çok eleştirildi. Öyle ki birkaç eleştirmen, Sezenin ne dediğini anlamadığını bile yazmıştı. Bütün bu eleştiriler albümün kötü satmasında çok büyük etken oldu. Oysa albümün düzenlemeleri ve besteleri yine eşsizdi. Goran Bregoviçi dünyaya tanıtan 9 tane Goran Bregoviç, 1 tane Kurtis Jasavev bestesinden oluşan albüm Düğün ve Cenaze adını Goran Bregoviçin orkestrasından aldı. Albümün sözlerini ise Sezen, Pakize Barışta ve Meral Okay ile birlikte yazdı.
1998 yılında Düğün ve Cenaze albümünün en büyük hiti Erkeklerin singleı çıktı. 1998in Nisan ayında ise Levent Yükselin üçüncü albümü Adı Menekşe piyasaya çıktı. Bir kez daha Sezen Aksu nun prodüksiyonluk üstlendiği albüm çok başarılı bir yapıt olmasına rağmen belki de tanıtımının iyi yapılamaması nedeniyle iyi bir satış elde edemedi. Yine 1998in Aralık ayında Sezen Aksunun albümü Adı Bende Saklı raflardaki yerini almıştı. Sezen bu kez albümüyle basından tam not aldı. Kimilerine göre eski Sezen dönmüştü. Albümdeki Tutuklu ve Adı Bende Saklı parçaları Sezen klasikleri arasında yerini aldı.
1999un son günlerinde Sezen Aksu hayranlarına bir sürpriz yaptı ve Sarı Odalar singleını piyasaya çıkardı. Parçaya klip 3. köprüyü protesto etmek için Arnavutköyde çekildi.
2 Haziran 2000 günü Sezen yine yeni bir albümle, Deliverenle, çıktı karşımıza. Oh Oh, Kahpe Kader ve Keskin Bıçak albümün hit parçaları oldu ve bir milyona yakın bir tiraj elde etti. (Deliveren, içindeki şeytanla meleği yönlendiren anlamına gelmekte)
Sezen 2001 yılında sağlık problemleriyle ilgilendi. Temmuzun sonunda ve Ağustosun başında 6 konser veren Sezen, Park Ormanda yine çok şiddetli esti. Dev orkestrası ve sesiyle 6 gece hayranlarını büyüledi. Konser hediyesi olan Remix Maxi Single piyasaya sürülmedi, Sezen fanatiklerinin koleksiyonlarındaki yerini aldı. Maxi Singleda Oh Oh ve Kahpe Kaderin Kıvanç Kutlumuş tarafından düzenlenen ikişer remixi bulunmakta.
Sezenin bir zamanki vokalisti Işın Karaca da 2001 yılında Eurovisionda Türkiye finaline kaldı ama yine aynı son yaşandı.
2001 yılının sonuna doğru Sezen Aksunun 6 yıldır vokalistliğini yapan Işın Karacanın albümü Anadilim Aşk piyasaya çıktı. Albüm yine bir Sezen Aksu prodüksiyonuydu.
21 Aralık 2001den itibaren ve 2002nin hemen başında Sezen, Efendy Show Theatredaki konserleriyle sevenlerinin karşısındaydı.
20 Mayıs 2002 günü Sezen Aksu sevenlerine Şarkı Söylemek Lazım albümünü sundu. Bu albüm Sezenin DMC firmasından çıkarttığı ilk albümüydü.
2002in yazında da dolu dolu Sezen Aksu vardı. 12 Haziranda Açıkhavada konserlerine başladı Sezen. Sezenin ilk ışığını Mart ayında Diyarbakırdaki konserinde verdiği sürprizi yaz sonunaydı. Türkiyenin bütün dillerini ve medeniyetlerini bir araya getiren Türkiye Şarkıları isimli konser serisini sundu. Konserlerde Sezene Rum, Ortodoks, Ermeni ve Musevi korolarıyla birlikte Diyarbakır Belediyesi çocuk Korosu da eşlik etti. Sahnede Türkçe, Kürtçe, Ermenice ve Rumca şarkılar, türküler söylendi. Diyarbakır Belediyesi çocuk Korosu en büyük alkış alanlardandı. Sezen konserinin sonunda onbinlerce kişiyle birlikte Şarkı Söylemek Lazımı ve Mevlananın sözlerinden oluşan Yeniliğe Doğru şarkısını söyledi.
Her yaptığıyla kendinden söz ettiren Sezen bu sefer Türkiyeyi bambaşka sallamıştı. Günlerce televizyonlarda konuşulan, gazetelerde yazan Türkiye Şarkılarını 1 Eylül 2002 günü Hürriyet Gazetesi Yasa Meclisten, icraat Sezenden başlığıyla manşetten verdi.
Bu konser dizisi sadece Türkiyede değil birçok ülkede de haber oldu. AP ajansının çektiği bir fotoğraf birçok ülkede yayınlandı.
2003 yılının başında Beşiktaşta BKMde Unplugged konserler veren Sezen yoğun ilgi üzerine konserlerine önce Maltepe Yayla Sanat Merkezinde daha sonra Türkiyenin değişik şehirlerinde devam etti.
2003 yazı bitmeden Sezenin yeni albümü Yaz Bitmeden çıktı. Biri enstumantal olmak üzere 4 yeni şarkı içeren albümde ayrıca daha önce başka yorumcuların seslendirdiği Sezen Aksu şarkıları vardı. Yeni şarkılardan biri olan Farkındayıma Vanın Gevaş ilçesinde klip çekildi.
Sezen Aksunun uzun bir aradan sonra 2005 yılında piyasaya sürülen yeni albümü Bahane, beklenenin de üzerinde ilgi gördü. Aksunun son şarkılarını dinlemek için sabırsızlanan müzikseverlerin yoğun ilgisi sayesinde albüm, ilk iki haftalık sürede 320 bin sattı.
Sezen Aksu aynı zamanda İstanbul gece eğlencesi anlayışına farklılık getiren Oba Barda ve 1997 yılında Uğur Yücel ile Bostancı Gösteri Merkezinde kabare türünde sahne gösterileri sergiledi.
Cem Özer Kimdir?
Cem Özer , 5 Ekim 1959 tarihinde doğdu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirmeden ayrıldı. Dostlar Tiyatrosunda çalıştı. Güçlü bir hitabet yeteneği ile tek adam şovları yaptı.
Zaten de böyle ünlendi. Sinema ve tiyatro oyunculuğu bir yana, esas alametifarikası Laf Lafı Açıyordu. 1991 eylülünde yayımlanmaya başlayan bu talk show, televizyon tarihimizin demirbaşlarından sayıldı. Ben sizin yerinizde olsam yalnız bu programı seyrederdim, sloganlı Cem Özer, özel televizyonların yarattığı ilk yıldızlardan.
Televizyonda Laf Lafı Açıyor adlı programın sunuculuğuyla tanındı. Şansını Dene yarışmasında yarışmacı olarak görev aldı. çeşitli sinema filmlerinde rol aldı.
20 Eylül 1991de Star TVde Laf Lafı Açıyor programını yapmaya başladı. İlk programa Hülya Avşar, Cenk Koray ve Müjdat Gezen konuk oldu.
Türkiyenin güldüğü bu adam, sivri diliyle dikkat çekti. Medya, sanat ve siyaset dünyasına yönelik eleştirileri, zaman içinde söylediklerinin etkisizleşmesine neden oldu.
Sinan çetinin Berlin in Berlininde, Ezel Akayın Neredesin Firuzesinde, Barış Pirhasanın Ademin Trenlerinde oynadı.
Evlilikleri
1. Evliliği; ünlü müzisyen Erol Pekcannın kızı Sebla Pekcan ile 1984te evleniyor ve Cemre (d.1990) adında bir kızı var bu evlilikten. 1989da boşanıyorlar.
2. Evliliği; 1989da ünlü oyuncu Selin Dilmenle evleniyor. Bu evlilik de kısa sürüyor. çift aynı yıl boşandı.
3. Evliliği; 17 ağustos 1994de Modacı Esin Maraşlıoğlu ile evlendi , 1999 yılında boşandı.
4. Evliliği; Cem Özer dördüncü evliğinde 26 Ekim 2004 de Nurgül Yeşilçay ile evlendi 6 yıl sonra 24 aralık 2010 da boşandı. Osman Nejat (D.2005) adında bir oğulları var.