İşte Benim Stilim'in melek yüzlüsü Nur Yerlitaş jüriliği neden bıraktığını açıkladı! Nurella lakaplı Nur Yerlitaş kimdir?

TV8’in fenomen programı İşte Benim Stilim’in dobra jürisi Nur Yerlitaş ilk defa ayrılık hakkında konuştu. Nurella'nın açıklamaları tüm hayranlarını duygulandırdı. Nur Yerlitaş yaptığı açıklamada 'Tahtımı İvana'ya bırakıyorum' dedi.

Haberler 22.12.2015 - 18:36 Son Güncelleme : 19.07.2023 - 16:21

TV8in fenomen programı İşte Benim Stilimin dobra jürisi Nur Yerlitaş ilk defa ayrılık hakkında konuştu.

Nurella lakaplı Nur Yerlitaşın açıklamaları şu şekilde

Burası bir jüri masası. Jüriler değişir gelir gider herşey olur. Ben zaten çok yorgunum. Ben kadere kısmete inanırım. Belki yine birlikte oluruz diyen Nur Yerlitaş Tahtımı İvanaya bırakıyorum dedi. İvana Sert ise Ben devam edeceğim aşkım, sana şarkı yollayacağım bol bol karşılığını verdi.

Nur Yerlitaş Kimdir?

Nur Yerlitaş, 11 Aralık 1960 tarihinde İstanbul Vefada doğmuştur. Annesinin adı Saadet Yerlitaşdır. Benan adında bir kız kardeşi vardır. Dobralığı ile biliniyor. Bu yüzden sözünü sakınmak hiç ona göre değil. Kendisini dikişçi ve kostüm tasarımcısı olarak tarif ediyor. Bilindik ifadesiyle modacı olarak anılmak istemiyor. Bir dikiş atölyesi vardır.

80li yıllarda Paristen, Milanodan valiz içinde getirdiği kıyafetleri satarak modacılığa başlamış.

Kendisini Arızalı olarak tarif eden Nur Yerlitaş, stres r. Bazen gecenin bir saati geceliğinin üstüne palto giyip bir kafeye gidiyor.

Nur Yerlitaş, Nişantaşında ikamet etmektedir. İtalyanın Milano kentinde de yüksek tavanlı minik bir dairesi var. Mutfağında iki buzdolabı var. Birinde meyveler, içecekler, diğerinde pasta tipi yiyecekler bulunuyor.

Nur Yerlitaşın evinde iki yardımcısı var, banyoda hamam usulü yıkanıyor. Her sabah yardımcıları tarafından taslarla, keselerle yıkanıyor.

Derin Mermerciye de Bülent Ersoya da elbise dikiyor. Ajda Pekkan, Bülent Ersoy, Sibel Can, Petek Dinçöz ve Seda Sayanın sahne kostümlerini hep Nur Yerlitaş diker.

Nur Yerlitaş, 2007 yılında Show TVde Şebnem Dönmezin sunuculuğunu yaptığı Bak Kim Dans Ediyor adlı yarışmada jüri üyeliği yaptı.

2010 yılında Show TVde yayına giren Yemekteyiz adlı yarışmada Nur Yerlitaş, Barbaros Şansal, şarkıcı Cenk Eren, gazeteci yazar Ece Vahapoğlu ve eski Avrupa güzelimiz Neşe Erberk ile yarıştı. İlk gün Nur Yerlitaşın evsahipliği yaptığı Yemekteyize Seda Sayan da konuk olarak katıldı.

2011 yılında Show TVde yayınlanan Bugün Ne Giysem adlı yarışmada jüri üyeliği yaptı. Diğer jüri üyeleri ise Moda Tasarımcısı İvana Sert, Hakan Akkaya ve koreograf Uğurkan Erez oldu.

Nur Yerlitaş, 2011 yılında Demet Akalının Türkan klibinde Türkan Şorayı canlandırdı. Klipte birçok ünlünün yanı sıra İzzet çapada rol aldı.

Bugüne kadar hiç evlenmemiş olan Nur Yerlitaş halen bekardır.

Nur Yerlitaş, 2014 yılının Eylül ayında başlayan ve Öykü Serterin sunuculuğunu Uğurkan Erez ile beraber yaptığı Bu Tarz Benim adlı yarışma programında İvana Sert, ve Kemal Doğulu ile birlikte jüri görevi yaptı.

Metin Arolat, 7 Aralık 2014 tarihinde Bu Tarz Benim adlı yarışmaya konuk jüri üyesi olarak katılırken Emine Ün de şarkıları ile geceye renk katacak.

2015 yılı ocak ayında Tv8 kanalında başlayan ve Öykü Serterin sunuculuğunu yaptığı 2.sezon Bu Tarz Benim adlı yarışma programında Uğurkan Erez, İvana Sert, ve Kemal Doğulu ile birlikte jüri görevi yaptı.

31 Ağustos 2015 tarihinde Tv8 ekranlarında başlayan ve 25 Aralık 2015 tarihinde bitecek olan İşte Benim Stilim All Star yarışmasının finalinin ardından Nur Yerlitaş ve Kemal Doğulu jüri görevinden ayrılacaktır.

Türkan Şoray Kimdir?

Oyuncu. 60lı yılların başında start alan sinema kariyeri boyunca sayısız filmde rol alan Şoray, Sultan lakabıyla anılmaktadır. Türk sinemasının gelmiş geçmiş en güzel ve büyük oyuncularından biri olan aktris, kariyeri boyunca hep zirvede kalmayı başarmıştır. Dramadan komediye farklı türlerdeki rolleri başarıyla canlandıran aktris, güzel, kırılgan, utangaç ama ulaşılmaz bir kadın profili çizmiş, bu özellikleri dolayısıyla da halkın sevgilisi olmuştur.

28 Haziran 1945de devlet demir yollarında memur olan Halit Şoray ve ev hanımı Meliha Şorayın kızı olarak İstanbulda dünyaya geldi. Ekonomik açıdan sıkıntılar yaşayan bir ailesi olan Şoray, öğrenimine Rami Taş okulunda başladı. Sürekli olarak mahalle değiştirdiklerinden, farklı okullara devam etmek zorunda kalan Şoray, ilköğrenimini 1956da Feriköy İlkokulunda tamamladı.

Şorayın babası bir süre sonra işini bırakıp polis memuru oldu, annesi ise bir lastik fabrikasında çalışmaya başladı. Zorlu yaşam koşulları sebebiyle Şoray, küçük yaşta evin işleriyle ilgilenmek zorunda kalmıştı. 1954te kız kardeşi Nazan Şoray dünyaya geldikten sonra anne babası arasındaki geçimsizlik üst noktalara ulaşmıştı ve çift boşanma kararı aldı. Kız kardeşiyle birlikte annesinde kalan Şoray, liseye devam ediyordu. Boşanma sonrası Karagümrükteki Sarmaşık Sokaka taşınan aileyi yine zorlu günler bekliyordu. Ancak Şorayın ev sahiplerinin kızı Emel Yıldızla taşınması hayatının dönüm noktalarından biri olacaktı. Yıldız sayesinde Yeşilçama adım atan Şorayı o dönem Nisan Haperin asistanı olan Türker İnanoğlu keşfedecekti. Köyde Bir Kız Sevdim filmindeki rol için önceden Emel Yıldızla anlaşılmasına rağmen Şoraya şans verildi. Annesi Meliha Şoray kızının aktris olmasını istemediği halde maddi sıkıntıları yüzünden çalışmasına onay vermişti. İlk filmi için kamera önüne geçen Şorayı sinemada uzun soluklu bir kariyer dönemi bekliyordu.

O dönemde henüz 15 yaşında olan ve Şadi çadırcı ile nişanlı olan Şoray, ilk filminden sonra yeni teklifler almaya başlamıştı. Bir süre sonra çadırcıdan ayrılıp İnanoğlu ile nişanlanan oyuncu, Aşk Rüzgarı ve Utanmaz Adam filmlerinden sonra basının da dikkatini çekmeye başladı ve dönemin ün yapmış haftalık popüler dergilerinden Sinema için kapak kızı seçildi. Şorayın 15 Mart 1961de basılan dergiyle artık yüzü tanınmaya başlamıştı. Sinema dergisinin ardından Artist, Büyük Gazete ve Ses gibi yayınlarda da görüldü.

Eylül 1962de bir film setinde tanıştığı Rüçhan Adlının Şorayın hayatında önemli bir rolü olacaktı. Zira baba sevgisini kendisinden 23 yaş büyük olan Adlıda bulan Şoray, bu ilişkisini yirmi yıl gibi uzun bir süre sürdürecekti. Rüçhan Adlının evli olması nedeniyle magazin basınında haklarında birçok şey yazılıp çizilen çift, tüm olumsuzluklara rağmen birlikte olmayı seçmişlerdi. Şorayın Sultan olarak anılmasında ve Şoray Kanunları olarak nitelendirilen kurallarının oluşmasında Rüçhan Adlının büyük rolü vardı. Zira Adlı, Şorayın her filmde rol almasını istemiyor, dekolte giymesine, filmlerdeki ağır çalışma koşullarına ve öpüşmesine karşı çıkıyordu. Adlı, oyuncuya bazı kısıtlamalar getiriyordu ve ona Sultanım diye hitap ediyordu. Bu hitap biçimi daha sonra dönemin ünlü yayınlarında haber oldu ve Şoray, Sultan lakabıyla anılmaya başladı.

Şoray Otobüs Yolcularından sonra, aktris olarak kendini iyice yetiştirmiş olduğu görülen Acı Hayatta rol aldı. Sinema yazarları tarafından Yılın filmi seçilen Acı Hayat, Şoraya 1964te I. Antalya Altın Portakal Film Festivalinde en iyi kadın oyuncu ödülünü kazandırdı. Şoray, filmografisi için oldukça önemli olan bu filmdeki rolüyle sinema eleştirmenleri ve senaristlerden büyük övgüler aldı.

Şoray sayesinde ailesinin maddi durumu da düzelmiş, üst üste çektiği filmlerle oyunculukta kendine sağlam bir yer edinmeye başlamıştı. Dönemin ünlü yapımcıları ve film şirketi sahipleri Murat Köseoğlu (Aca Film), Osman Seden (Kemal Film), Nevzat Pesen (Pesen film) Şorayı filmlerinde oynatabilmek için birbirleriyle yarışıyorlardı. Oyuncu 60lı yıllara çok kısa sürede damgasını vurmuş, 1965te Fatma Girik, Hülya Koçyiğit, Filiz Akınla birlikte Türk sinemasının en iyi dört kadın oyuncusundan biri olmuştu. Aynı yıl rol aldığı Sürtük adlı film, Türk sinema tarihi açısından önemliydi, zira inanılmaz bir seyirci rakamına ulaşmış, Şorayı büyük bir yıldız yapmış ve gazino filmleri dönemini başlatmıştı.

Ancak 1966dan sonra yapımcıların para makinesi olarak gördüğü Şoray, ardı ardına benzer konulu filmler çekmeye başlamıştı ve sinemalarda sadece Şoray filmleri gösteriliyordu. Bu durum oyuncunun filmlerine gösterilen ilgiden kaynaklanıyordu ancak sinema izleyicisinde bir süre sonra bıkkınlık yaratmaya başlamıştı.

70lerin başında yine zirvede görünen Şoray, 1972 yılıyla birlikte mesleki yaşamında yeni bir döneme başladı. Zira film sayısını ciddi anlamda azaltma kararı almıştı. Aynı yıl çektiği Cemo ve Dönüş filmleriyle başarı kazanan Şoray için Dönüş filmi ayrı bir önem taşıyordu. çünkü oyuncunun ilk yönetmenlik deneyimiydi. Tepkilerle karşılaşsa da o dönemde hapiste olan Yılmaz Güneyden rejisörlüğü için kutlama mesajı alan Şorayın kendine güveni arttı. Film yılın en büyük hsılat getiren yapımı olmasının dışında 1973 yılında Moskova Film Festivalinde özel bir ödül aldı. İkinci yönetmenlik denemesi olan Azapta için 1973te kamera arkasına geçen Şoray, ilki kadar başarılı olamadı.

70li yıllarda ortaya çıkan porno film furyasının yanında muhtıra nedeniyle de Şoray, bu süreç içinde çok az yapımda yer aldı. Bunlardan biri de Atıf Yılmazın yönetmenliğinde büyük ses getiren ve başrollerini Kadir İnanırla birlikte paylaştıkları Selvi Boylum Al Yazmalımdı.

80ler, Şorayın hem özel hayatında hem de sinema kariyerinde önemli değişikliklerin gerçekleştiği yıllar oldu. Zira oyuncu, 1983te Rüçhan Adlıyla 20 yıl süren ilişkisini sona erdirdikten sonra, Şoray kanunlarının pek hükmü kalmamıştı. Kendisi gibi oyuncu olan Cihan Ünalla yine 1983te dünya evine giren Şorayın 1 yıl sonra annesi hayata gözlerini yumdu. 1985 yılında kızı Yağmur Ünal dünyaya geldikten sonra Şoray film çalışmalarına bir süre ara verdi ve 1987de Hayallerim Aşkım ve Sende başrolde oynadı. Aynı yıl Ünaldan boşanan Şoray, Rumuz Goncagül, Gramofon Avrat, Soğuktu ve Yağmur çiseliyordu gibi başarılı filmlerde rol aldı. 1993te Aziz Nesinin aynı adlı romanından beyaz perdeye uyarlanan Tatlı Betüş isimli TV dizisinde kamera önüne geçtikten sonra ona Altın Portakalda ikinci kez en iyi kadın oyuncu ödülünü kazandıracak olan Bir Aşk Uğruna 1994te vizyondaydı. Aynı yıl babasını bir yıl sonra da büyük aşkı Rüçhan Adlıyı kaybeden Sultan, Yerçekimli Aşklar, Nihavend Mucize gibi yapımlardan sonra, Türk televizyon tarihinde çok önemli bir yere sahip olan İkinci Baharda Hanım rolünü canlandırdı. 2001de TV izleyicisiyle Haluk Bilginerle başrolleri paylaştıkları Tatlı Hayat ile yeniden buluşan Şoray, 1997den sonra ilk kez uzun bir metrajlı bir filmle kamera önüne geçecekti: Gönderilmemiş Mektuplar.

Şoray, Mürüvvetsiz Mürüvvet ve Cemile isimli TV dizilerinden sonra 2006da Uğur Yücelin yönetmenliğini yaptığı Hayatımın Kadınısın isimli filmle izleyiciyle buluşmuştur.

Haziran 2015 ayında Muğlanın Menteşe ilçesinde çekimlerine başladıkları, senaryosunu Onur Ünlünün yazdığı ve Yağmur Ünalın yapımcılığını üstlendiği Uzaklarda Arama adlı filmin yönetmenliğini annesi Türkan Şoray yapacak. Yağmur Ünal, ayrıca bir hayat kadınını canlandıracağı bu filmde ilk defa oyunculuk da yapacak. Filmin oyuncuları ise Sevda Erginci, Doğa Konakoğlu, Eşref Kolçak, Tanem Sivar, Fırat Tanış, Kaan Urgancıoğlu, Suna Selen, Elif Atakan, Mustafa Uğurlu, Ekin Türkmen, Pınar Göktaş, Sercan Badur, Mehtap Bayri gibi oyuncular olmuştur.

Sibel Can Kimdir?

Deli Yüreğim, Dedikodu ve Padişah gibi parçalarıyla tanınan Sibel Can, Maksim Gazinosunda assolistlik yapmış en genç sanatçı ünvanına sahiptir.

Sibel Can, 1 Ağustos 1970de, Engin Cangüre ve Emine Gül Sezer Cangürenin ilk çocuğu olarak Fatih, Karagümrükte dünyaya geldi. İlkokul mezunu olan Sibel Canın annesi Bursa Mudanyalı, babası Yugoslav göçmenidir. Gerçek adı Sibel Cangüre olan sanatçının babası Engin Bey birçok ünlü soliste eşlik eden bir keman sanatçısıydı.

Sibel Cannın müzikle tanışması küçük yaşlarda oldu. Henüz 13 yaşındayken, babasının kemanı eşliğinde önce Viyana daha sonra da Almanya, Hollanda ve İsrailde şarkı söyleyip dansetti. Türkiyeye döndü. Yaşı gizlenerek Halikarnas Gazinosunda işe başladı.

Galata Kulesi ve Astorya gibi kulüplerde çıkan sanatçıyı, Nükhet Durunun Fahrettin Arslana tavfiye etmesi üzerine sanatçının bir anda dünyası değişti. Sanatçı böylece Maksim Gazinosunda ilk sahnesini aldı.

Ancak yaşının küçüklüğü sebebiyle ceza alan gazinonun kapatılması üzerine Fahrettin Arslannın yardımıyla mahkemede yaşı 6 yaş büyülttürüldü. Böylece Maksim Gazinosunun oryantal dansçısı oldu.Sibel Can üç yıl kadar dans etti. Maksim gazinosunda Muazzez Abacı, Neşe Karaböcek ve Emel Sayın gibi ismlerin alt kadrosunda çalışma imkanı buldu. Assolistliğe yükseldiğinde henüz 17 yaşında idi.

Sibel Can, 1987 yılında Kervan Plaktan ilk albümü olan Günah Bizeyi çıkarttı. Bu albümde Orhan Gencebayın büyük desteğini gördü. Albüm kısa zamanda satış rekorları kırdı. 1988 yılında o dönemin popüler isimlerinden olan Hakan Ural ile Zerrin Özerin evinde gizlice evlendi. Bu evlillikten daha sonra Engincan ve Melisa adından iki çocuk dünyaya getirdi.

Neredeyse her yıl bir albüm çıkaran Sibel Can, 1995 yılında Raks Müzike transfer oldu. Büyük bir yükselişe geçen sanatçı, 1995 yılında yayınlanan Şarkılarda Senden Yana albümünde tarzını biraz değiştirdi. Albümdeki Deli Yüreğim, Dedikodu gibi parçalar Canın eski albümlerine nazaran daha çok ses getirdi. 1997 yılında ise, Serdar Ortaçın bestelediği Padişahlı albüm yayınlandı. Padişahla birlikte Sibel Can, Türkiyenin en çok konuştuğu isim haline geldi. 1999 yılında Hakan Uraldan ayrıldı. 2000 yılında çıkarttığı İşte Türk Sanat Müziği, İşte Sibel Can adlı albümle yeni bir döneme girdi. Aynı yıl Sulhi Aksüt ile evlendi ve bu evlilikten Emir isminde bir erkek çocuk dünyaya getirdi.

Sibel Can, albüm çalışmalarının yanında birçok dizide ve filmde de yer aldı. Kaldırım çiçeği, Gülüm, Bize Ne Oldu ve Berivan gibi dizilerle kamera karşısında da başarısını kanıtladı. 2001 yılından beri Emre Plak ile çalışan sanatçı en son 2007 yılında Akşam Sefası adlı albümü ile sevenleriyle buluştu.

Sibel Can, albüm çalışmalarının yanında birçok dizide ve filmde de yer aldı. Kaldırım çiçeği, Gülüm, Bize Ne Oldu ve Berivan gibi dizilerde kamera karşısına geçti.

Sibel Can, 15 Nisan 2015 tarihinde Fox TVde başlayan Sesi çok Güzel adlı yarışma programının jürisi oldu. Her hafta yeni yeteneklerin yarıştığı programda jüri koltuğunda oturanlar Sertab Erener, Sibel Can ve Gökhan Türkmen olacak.

Evlilikleri : 1.evliliği : Hakan Ural ile 28 Eylül 1988 tarihinde evlendi. 17 Şubat 1999 Tarihinde boşandı. Engincan (d. 27 Ocak 1992) ve Melisa (d. 22 Ağustos 1994) adından iki çocuk dünyaya getirdi.

2. evliliği : 2000 yılında müteahhit Sulhi Aksüt ile evlendi. 2010 yılının Eylül ayında boşandılar. Bu evlilikten Emir (d.Ağustos 2000) isminde bir erkek çocuk dünyaya getirdi.

Kadir İnanır Kimdir?

Kadir İnanır, 1949 doğumlu sinema oyuncusu. Özellikle; Selvi Boylum Al Yazmalım, Yılanların Öcü, Tatar Ramazan, Bodrum Hakimi ve Med Cezir Manzaraları isimli filmleriyle tanınan ve Türk oyuncusu olmayı başaran İnanır, uzun yıllar sonra ilk kez Türkan Şoray ile Gönderilmemiş Mektuplar adlı filmde rol aldı.

Kadir İnanır, 15 nisan 1949da (Bu tarih nüfus cüzdanındaki bilgidir, fakat 1949 yılının ağustos ayı sonunda doğduğu sanılmaktadır.) Orduya bağlı Fatsa ilçesinde Mehmet İnanır, Rukiye İnanır çiftinin oğlu olarak doğmuştur. Kalabalık ailesinin son çocuğu olan İnanır, sanki oyunculuk yapmak için doğmuştu. 14 kardeşin en küçüğüdür. Fatsadaki ilkokul ında da bu yeteneğini çeşitli okul gösterilerinde sergiledi. İnanır, yatılı olarak okuduğu İstanbul Haydarpaşa Lisesinin ardından gidemediği üniversiteye yıllar sonra Marmara Üniversitesi, İletişim Fakültesi, Radyo Televizyon Bölümünü bitirdi.

1969 yılında katıldığı bir yarışmada 1.lik ödülü alan ardından çeşitli foto-romanlarda oynayan İnanır, buradan da sinemaya geçiş yaptı. İlk filmi olan Son Yedi Adım Sonrada yer aldıktan kısa bir süre sonra, başrollerde oynamaya başladı. Toplam 182 sinema filminde ve 7 televizyon dizisinde rol alan İnanırın en uzun soluklu dizisi Marziye adlı yapım oldu.

5. Adana Altın Koza Film Şenliğinde Utanç (1973) adlı filmle En İyi Erkek Oyuncu seçilen Kadir İnanır, başrollerini Fatma Girik, Serpil çakmaklı, Nur Sürer, Erdal Özyağcılar ile paylaştığı 1985 yapımı Yılanların Öcü adlı Şerif Gören filmiyle ise 23. Antalya Film Şenliğinde En İyi Erkek Oyuncu ödülününün sahibi oldu. Kadir İnanır, 1990da Med Cezir Manzaraları adlı film ile 3. Ankara Film Şenliğinde de En İyi Erkek Oyuncu dalında ödülün sahibi oldu.

Son dönem Türk sinemasında 2000 yapımı Komser Şekspir adlı Sinan çetin filminde yeralan ünlü oyuncu, 24 yıl aradan sonra 2003 yılında Gönderilmemiş Mektuplar adlı filmde Türkan Şorayla yeniden biraraya geldi. Uzun yıllar birbirine yakıştırılan ikili, bu filmle de büyük ilgi topladı.

Kadir İnanır hakkında, 2000 yılında Derman Bey dizisinin çekimleri sırasında rol arkadaşı olan Buket Saygıya gönderdiği smsler nedeniyle taciz suçlamasıyla dava açıldı. İnanır, smsleri motivasyon amaçlı gönderdiğini belirtmesine karşın 2003 yılında sonuçlanan davada sarkıntılık ve hakaret etmek suçundan 6 ay hapis cezası verildi, iyi halden dolayı bu ceza 456 milyon 300 bin lira para cezasına çevrilip ertelenmiştir.

Kadir İnanır son olarak, Memduh Ün ve Tunç Başaranın yönettiği, Fatma Girik ile birlikte başrollerini paylaştığı, 2005 yapımı Sinema Bir Mucizedir adlı yapımda oynadı.

Reklam filmlerinde de oynayan, sosyoloji, ekonomi ve siyasetle de ilgilen ve hiç evlenmeyen Kadir İnanırın, kurbağa (göden) koleksiyonu bulunuyor.

Şarkıcı Soner Arıca yeğenidir.

Hüseyin Karabey tarafından 2010 yılında Kadir İnanırın 41 yıllık sanat hayatını anlatan belgesel yapıldı.

2011 yılında Petrol ofisi reklamlarında oynayan Kadir İnanır 2012 yılında Ofçay reklamında oynadı.

Şubat 2012 tarihinde bel fıtığı ameliyatı oldu. Hemen ardından akciğerlerinde görülen bir tümör nedeniyle bir ameliyat daha oldu.

Kadir İnanır, 3 nisan 2013 tarihinde Ak Parti Hükümeti tarafından açıklanan ve barış sürecini yönetecek olan 63 kişilik Akil Adamlar listesine Akdeniz Bölgesinden girmiştir.

Ödülleri

1986 - 23. Antalya Film Şenliği, Yılanların Öcü - En İyi Erkek Oyuncu

1973 - 5. Adana Altın Koza Film Şenliği, Utanç - En İyi Erkek Oyuncu

1990 - 3. Ankara Film Şenliği, Med Cezir Manzaraları - En İyi Erkek Oyuncu

Ana Sayfaya Git