İlk önce Öyle Bir Geçer Zaman ki dizisinde Jale, ardından Kurt Seyit ve Şurada Güzide karakterleriyle karşımıza çıkan Elçin Sangu, şöhreti Kiralık Aşkla yakaladı. Dizinin kızılötesi güzeli, hakkında merak edilenleri bir magazin dergisine anlattı.
Hayat nasıl gidiyor? Her şey istediğiniz gibi mi?
çok mutluyum. Sadece yoğunluktan dolayı beziyorum bazen ama onun dışındaki her şeyden çok memnunum.
Kızıl saçlarınıza ithafen soruyorum, memleket neresi?
İzmirde doğdum büyüdüm ama esasen çerkezim. Yakın geçmişimdeki ailemde kızıl saç yok ama epey eskilere gittiğimizde sülalede çok varmış.
Kaç yıl önce geldiniz İstanbula?
Üniversiteye kadar İzmirdeydim. Sonra üniversite için Mersine gittim. Orada da altı yıl okuduktan sonra İstanbula 5-6 yıl önce geldim. Geliş nedenim de Öyle Bir Geçer Zaman ki için gelen tekliftir.
Sizi hiç tanımayan birine kendinizi nasıl anlatırdınız?
Kısaca biraz kırık diyebiliriz. Pek normal değilim.
Nasıl başladı oyunculuk serüveniniz?
Tamamen tesadüfler ve koşullar doğrultusunda işin içine girdim. Mersin Üniversitesinde opera okudum. O dönemlerden beri oyunculuğu çok seviyorum, hatta sevgimin operanın bile önüne geçtiği zamanlar oluyordu ama meslek olarak hiç düşünmemiştim. Etrafımdaki birçok insanın teşvikine rağmen. Bugün ise biliyorum ki ben başka bir iş yapamam.
Sizi ilk izlediğimiz günden bu yana beş yıl içinde neler değişti hayatınızda?
Yepyeni bir hayata geçiş yaptım. Karakter olarak çok fazla değiştim. Eskiden daha kapalı, sakin, dingin ama yine eğlenceli ve enerjiktim. Artık farklı hissediyorum. Özgürleştim. Artık bir şeyleri konuşmaktan korkmuyorum. Bendeki en büyük değişim bu oldu.
Bir anda gelen şöhretle ilgili neler hissediyorsunuz?
Aslında çok hoşlanmadığım bir durum bu. Sanki daha önce yokmuşsun gibi hissettiriyor. Halbuki ben zaten bu işi yapıyordum, benim için bir şey değişmedi, sadece işin geri dönüşü farklı oldu. Benim en çok dikkat ettiğim şu; bana güzel kadın yerine İşini çok iyi yapar, iyi oyuncudur, çok da iyi insandır desinler; iltifat etmekten çok daha mutlu ederler beni.
Ne çok zorlar mesela sizi?
çıplaklık zorlar.
Defne karakteriyle birlikte kendinize dair neler keşfediyorsunuz?
Defneyle benziyoruz aslında. O da havai ve eğlenceli bir karakter. Hatta beni tanıyan arkadaşlarım; Sen bildiğin kendini oynuyorsun diyorlar.
Oyunculuk adına kurallarınız var mı? Rolünüz neyi gerektirirse yapar mısınız?
Rolü dikkatle seçiyorum. Yapamayacağım bir durum varsa ya bunu konuşup çözmenin yoluna bakarım ya da Ben yapamayacağım derim.
ERKEK ARKADAŞIMIN ZEKASINA HAYRANIM
Oyunculuk anlamında rol modelleriniz var mı?
Yok. Herkesi izleyip oyunculuk adına alabileceklerimi almaya çalışıyorum.
Hayran olduğunuz bir erkek var mı?
Erkek arkadaşımın zekasına hayranım.
Nasıl yorumluyorsunuz bu hayranlığı?
Yaptığı işin, okuduğu bölümün hiçbir önemi yok; ki çok güzel bir üniversitede siyasal bilimler okumuş, masterını yapmış. O da İzmirli ama İstanbulda tanıştık. Her şeyden önce sıkıcı bir adam değil, komedi unsurları hayatının içinde hep var. Ben gülmek istiyorum, gülemeyeceğim insanlarla birlikte olmak istemiyorum. çirkin ama komik, beni güldürüyor da demiyorum. O çok zeki, esprili, bana hitap eden, hayatımı geçirebileceğim biri. Tüm samimiyetimle söylüyorum ki, benim evrilmeme ve gelişmeme sebep oluyor.
Nasıl tanıştınız?
Ortak arkadaşımız Türkü Turan sayesinde. Türküyle sette arkadaş olmuştuk. Tesadüf eseri o da Türkünün arkadaşıymış.
Oyuncu mu o da?
Sektörle hiç ilgisi yok. Perakende sektöründe direktör.
Onu gördüğünüzde sizi ilk ne etkiledi?
Saçmalıyor olması. çünkü o kadar zeki bir adamın bir o kadar umutsuzca saçmalıyor olması çok komik bir sahneydi. Beni benden aldı ve bir an kendime dönüp; Sana ne oluyor? diye sordurttu.
şık olduğunuzda nasıl bir kadın olursunuz?
Odun. (Gülüyor) Şaka bir yana, şıksam çok eğlenceli, sadık, fazla korumacı oluyorum. Sabahları huzurla uyanıyorum. Ama genelde şık da olsam sabahları kimsenin bana çok yaklaşmamasını tavsiye ediyorum.
Kaynak: Milliyet