Öğrendiği ne varsa babasından ve dayısından öğrendiğini söylüyor. Özellikle çocukluğundan itibaren yaratıcılığını tetikleyen ve destekleyen bir ortamda büyümesi onun en büyük şansı muhtemelen. Evet, yokluk bazen, değerlendirmesini bilen için bir şansa dönüşebiliyor. Oyuncakları olmadığı için hayata kahretmiyor, arkadaşlarıyla oturup çamurdan oyuncaklar yapıyor. Marangozhanede tahtadan kılıçlar yapıyor. Üretmek ve yaratmak onun için bir oyun haline geliyor. Bunu yapabilmek içinse düşünmek, hayal etmek gerekiyor. Dolayısıyla Tuncayın esas şansı özgürce düşünmesine fırsat veren bir ortamda büyümesi oluyor. Hazır kalıplarla düşünmemizi isteyen toplumda ailecek özgür düşünen bireyler yetiştirmeyi nasıl başardılar bilinmez, ama verilenle yetinmeyip soru soran, düşünen ve farklı sonuçlara ulaşan biri var karşımızda. Ütopya sosyal deneyse, bu kısma ayrıca mercek tutmak gerektiğini düşünüyorum.
Tuncay, Mersin Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel bölümü öğrencisi. Okurken çalışanlardan. çalıştığı onca iş arasında en zorlandığı dönemin fabrikada çalıştığı dönem olduğunu söylüyor.
Kaynak: Radikal