Fenerbahçenin vazgeçilmez oyuncularından olan Caner Erkin ile artık eski eşi olan güzel modacı Asena Erkin çifti tek celsede boşandı. Mahkemeye boşanmadan çok Caner Erkin ile hakimin maç sohbeti damgasını vurdu.
Caner Erkin ile hakimin olay sohbeti şu şekilde
Hakimin Sizin durumunuz iyi sözlerine, Evet iyi. Böyle söylediğinize göre siz Galatasaraylısınız galiba diye cevap verdi. Hakim, Caner Erkinin sözlerine güldü. Asena Erkin de duruşma çıkışı, Bir şey yok. Yan yanayız. Mutluyuz, sıkıntı yok dedi.
Başarılı milli futbolcu Caner Erkinle modacı Asena Erkin, mahkemede güle oynaya boşandı. İstanbul Aile Mahkemesine sabah erken saatlerinde başlayan duruşma 5 dakika sürdü.
Tarafların müşterek çocuğu 5 yaşındaki çınar Erkinin velayetinin davalı anneye verilmesine karara bağlandı.
Taraf avukatları daha sonra müvekkillerinin boşanmasına karar verilmesini istedi. Mahkeme hakimi konuşmaların ardından anlaşmalı boşanmak isteyen çiftin boşanmasına karar verdi.
Asena Erkin Kimdir?
Asena Erkin (Atalay), 21 Kasım 1989 tarihinde İzmirde doğmuştur. Bir erkek kardeşi vardır. Aslen Antalyalı ve varlıklı bir turizmci ailenin kızıdır. Kendi otelleri var. Liseyi Denizlide okudu. Liseden sonra İspanyaya gitti.
İspanyada 2,5 yıl okuduktan sonra Türkiyeye 2008 yılında döndü. Ankara, Bilkent Üniversitesinde İşletme bölümünde okumaya başladı. Bilkentte öğrenciyken evlenince İstanbula geldi okulu dondurdu. çocuğu olduktan sonra tekrar okumaya karar verip İstanbul, Beykent Üniversitesi Tekstil-Moda Tasarımı Bölümünde okumaya başladı.
Ase88 adında kendi markasını yarattı. WhatsApptan ürün satmaya başladı. Ase88 açılımı şöyle: Ase onun adının kısaltılmışı, 88 de Canerin forma numarası. Ayrıca İstinyede Asena 88 adlı bir mağaza açtı.
2013 yılının sonlarında Berkay Şahin, Asena Erkin ile adı birlikte anıldı ancak iddiaları da kesin bir dille yalanladı.
Asena Erkin, Temmuz 2014 ayında Show TVde iki hafta Hey Canlının sunucusu Özge Ulusoyun yerine sunuculuk yaptı.
Asena Erkin (Atalay), 2009 yılında futbolcu Caner Erkin ile tanıştı 7 aylık flörtün ardından 18 Haziran 2010 tarihinde evlendiler. 25 Nisan 2011 tarihinde çınar adında bir oğlu oldu.
2016 Ocak ayında eşi Caner Erkin boşanma kararı alarak oğlu ile birlikte evi terk etmiştir. 29 Ocak 2016 tarihinde boşandılar.
Semih Şentürk Kimdir?
Semih Şentürk, 29 Nisan 1983 tarihinde İzmir Bornovada doğmuştur. Babasının mesleği mobilyacı. Ticaret Lisesinden mezun oldu. İzmirin amatör kulüplerinden Özçamdibisporda amatör olarak oynarken 1999 yılında Fenerbahçe altyapısına transfer oldu. 2000-2001 sezonunun ikinci yarısından itibaren A takıma alındı.
17 Eylül 1999da profesyonelliğe geçti. 1999-2000 sezonunda İzmir Özçamdibisporda oynarken Fenerbahçe PAF takımına transfer edildi. 2001-2002 sezonunda İzmirsporda kiralık olarak oynadı. Burada 3 gol attı 14 Haziran 2001de Fenerbahçede tekrar 2 yıllık profesyonel sözleşme imzaladı. 2001-2002 sezonu itibariyle de Fenerbahçede hem PAF hem de a takım kadrosunda yer aldı.
Fenerbahçede ilk maçı, 13 Ocak 2001 tarihinde oynanan Fenerbahçe - Pogon (Polonya) hazırlık maçıdır. Fenerbahçede ilk resmi maçı 17 Şubat 2001 tarihinde oynanan Siirtspor-Fenerbahçe maçında sahaya çıktı. Süper Lig 2007-2008 sezonunda 17 golle gol krallığını elde etti. 26 Temmuz 2007 tarihinde Fenerbahçenin yardımcı kaptanlığını aldı.
17 Aralık 2005de oynanan ve 4-0 kazanılan Türkiye Süper Liginin 17. haftasındaki Fenerbahçe-Denizlispor karşılaşmasında 4 gol birden attı. Böylece Fenerbahçe lig tarihinde bir maçta 4 veya daha fazla gol atan 13. futbolcusu oldu.
13 Aralık 2006 tarihinde 2-2 biten, Fenerbahçe - Eintracht Frankfurt UEFA Kupası Grup 4. maçında, 75. dakikada oyuna girip, 79. dakikada ilk sarı kartını görüp, 82. dakikada Fenerbahçeye bir üst tura geçmesini sağlayan beraberlik golünü röveşata ile atan ve 90+1. dakikada ikinci sarı kartını gören Semih, hakemin kırmızı kart vermeyi unutması üzerine oyun başladıktan sonra yaklaşık 20 saniye daha oyunda kalmıştır. Ardından hakemi uyararak kırmızı kart görmesini sağlamış ve Fenerbahçenin aleyhine olabilecek olası bir maç tekrarını engellemiştir.
2011-12 sezonunda Türkiye Kupasında Cemil Turan ile birlikte en çok gol atan oyuncusu olmuştur.(19 gol) Yedek kulübesinden gelerek attığı kritik goller nedeniyle Nöbetçi Golcü lakabıyla bilinen Semih Şentürk, 13 Ocak 2013 tarihinde oynanan Trabzon maçında attığı gol ile Fenerbahçe tarihinde Türkiye Kupasında en çok gol atan oyuncu olmuştur.
Türkiye Milli Futbol Takımlarının erkekler klasmanında tüm yaş gruplarında forma giymiştir.
Semih Şentürk, 2003 yılında Pınar Şentürk ile evlendi. Filiz (d.2007) adında bir kızı vardır.
Ferhan Şensoy Kimdir?
Ferhan Şensoy, Türk tiyatrosu oyuncusu ve yazarı, yönetmen.
26 Şubat 1951 tarihinde, bir ilkokul öğretmeni olan Müjgan Şensoy ve çarşamba Belediye Başkanı, tüccar Yusuf Cemil Şensoyun çocukları olarak Samsunun çarşamba ilçesinde dünyaya geldi. İki yaşındayken, kız kardeşi Ragıbenin doğumunun ardından, 1956da da Ahmet Vildan adlı bir erkek kardeşi oldu.
1957de, Samsundaki Gazi Osman Paşa İlkokuluna giden Şensoy, daha sonra 1961de girdiği Galatasaray Lisesinde bir süre öğrenim gördüyse de liseyi, 1970te çarşambada bitirdi.
Şensoyun öykü ve şiirleri ilk kez 1969da Yeni Ufuklar ve Soyut Dergisinde yer almasının ardından yazdığı skeçler de ilk olarak Devekuşu Kabarede, 1970 yılında oynanmaya başladı.
Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Mimarlık Bölümünde okurken Yeni Ufuklarda öyküleri yayınlan Şensoy, Je Men Fous Bilader isimli yarı Fransızca yarı Türkçe bir oyun yazdı ve kurduğu Galatasaray Oyuncuları isimli amatör toplulukla Haldun Tanerin önderliğinde, Devekuşu Kabare Tiyatrosunun salonunda prova yaptı. Bu oyun Galatasarayın Fenerbahçe tesislerinde bir akşam yemeğinde sergilendi.
1971de, Ayfer Feray Tiyatrosunda, Grup Oyuncuları ile beraber profesyonel oyunculuğa adım atan Şenşoy, ilk profesyonel yönetmenlik deneyimini de, Paravana Kabarenin sergilediği, Güm Güm Güm adlı İsmet Küntay oyununda yaşadı.
1972de Fransaya giden Şensoy, tiyatro öğrenimine Strazburgda Ecole Superieure dArt Dramatique adlı okulda başladı.
1973te, yönetmen Jerome Savarynin asistanlığını yaptığı, Magic Circus - De Moise A Maoda oynayan Şensoy, ilk oyun denemesi olan Güle Güle Godotyu, Fransızca olarak Godot Go Home ismiyle yazdı. Fransızca bir kolaj oyun olan Proche - Orient Lointain!i, Fransızcaya çevrilmiş, Nazım Hikmet, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Yunus Emre gibi Türk yazarların metinlerini de kullanarak yazdı.
1974te Montrealde, Theatre Patrioteda Fransızca olarak yazdığı Ce Fou De Gogol adlı oyununu sahneye koyan Şensoy, aynı şehirdeki Theatre De Quatre - Sousda da, yönetmenliğini yaptığı, Harem Qui Rit isimli müzikalde oynadı.
1975te, Montrealde, kendisine en iyi yabancı yazar ödülünü getiren ve Radio Canadada ikinci kez yayınlanan, Ce Fou De Gogol oyununun tek kadın oyuncusu Monique Mercure de en iyi kadın oyuncu ödülünü aldı.
Türkiyeye dönmesinin ardından, 1976da Ali Poyrazoğlu Tiyatrosunda, yazarlığını da yaptığı Dur Konuşma Sus Söyleme adlı oyunda rol alan Şensoy, Türk Yazarları Tiyatrosunda da oyunculuk ve yönetmenlik yaptı.
Aynı sene ilk televizyon skeçlerini yazmaya başlayan Şensoy, Ali Poyrazoğluyla beraber rol aldığı bu skeçlerin birinde, bir garson rolüyle ilk kez televizyona çıktı.
Nisa Serezli - Tolga Aşkiner Tiyatrosunda oyunculuk yapan Şensoy yine 1976 senesi içinde, TRT Televizyonuna ve Devekuşu Kabare Tiyatrosunda çeşitli skeçler yazdı.
1977de, ilk kitabı Kazancı Yokuşunun yayınlanmasının ardından, yönetmenliğini Temel Gürsunun yaptığı Kızını Dövmeyen Dizini Döver ile ilk kez bi film çalışması yapan Şensoy, 1978de Mete İnselel ile Anyamanya Kumpanya Tiyatrosunu kurdu ve kendi eseri olan, İdi Amin Avantadan Lavanta oyununda rol aldı ve yönetmenlik yaptı.
Televizyon için yazdığı Bizim Sınıf dizisinin ikinci bölümden sonra, öğretmenlerin manevi şahsiyetini teyzif ettiği gerekçesiyle TRTde yasaklanmasının ardından, oyuncu olarak da katıldığı Evdekiler ve Giyim Kuşam Dünyası televizyon dizileri de, TRTde tamamlanamadan yayından kaldırıldı. Daha sonra Bizim Sınıf, Ali Poyrazoğlu Tiyatrosunda sehnelenmeye başladı.
O sene, Anyamanya Kumpanyadan ayrılan Şensoy, daha sonra Ayfer Feray Tiyatrosuna geçti ve oyunculuğa burada devam etti.
1979da, TRTde, kendi yazdığı Sizin Dershane dizisinde oyunculuk yapan Şensoy, Ayfer Feray Tiyatrosunda da yine kendi yazıp yönettiği ve müziklerini yaptığı Hayrola Karyola oyununda rol aldı.
Stardust Gece Kulübünde, yazdığı Dedikodu Şov isimli bir kabare gösterisini, Adile Naşit, Perran Kutman, Pakize Suda, Sevda Karaca ve İstanbul Gelişim Orkestrasıyla sahneleyen Şensoy, aynı kulüpte, Arda Uskanın yazıp, Fuat Günerin müziklerini yaptığı Kukla ve Kuklacı Kabare gösterisinde rol aldı.
14 Mart 1980de Harbiyede, Yapı Endüstri Merkezi Salonunda ilk kez perdelerini açan ve 50yi aşkın oyunun oynandığı Ortaoyuncuların bünyesinde, Nöbetçi Oyuncular adlı bir gençlik grubu kurarak, yeni tiyatro sanatçılarının yetiştirilmesine katkıda bulundu.
Şahları Da Vururlar oyununda yönetmen ve oyuncu olarak yer alan Şensoyun, Fuat Günerle birlikte müziklerini de yaptı oyunu, Avni Dilligil Jüri Özel Ödülü ve Dergi-13ün, En Başarılı Oyun Ödülüne layık görüldü. Kenter Tiyatrosunda dört haftalık gösteriden sonra, Ortaoyuncular, Şahları Da Vururları, 10 Kasım 1990da taşındıkları Beyoğlundaki Küçük Sahnede sahnelemeye devam etti.
1981de, Parasız Yaşamak Pahalıyı yazan ve Kahraman Bakkal Süpermarkete Karşı oyununu yazan ve yöneten Şensoy, Fuat Güner ve Özkan Uğurun müziklerini yaptığı oyunda, Zeliha Berksoyla beraber rol aldı. O sene, Şahları Da Vururlar, oyunun gösterileri sürerken, Ortaoyuncular Yayınlarının ilk kitabı olarak yayınlandı.
Şensoy, Küçük Sahnenin 30.yılı dolayısıyla, Suzan Uztan ve Mücap Ofluoğlu, Ortaoyuncuların konuğu olarak, Aleksıev Arbuzovun Eski Moda Komedyasında oynadı. Ofluoğlunun sahneye koyduğu oyunun dekorunu yapan Şensoyun oyundaki performansı kendisine, Tiyatro-81in, En İyi Erkek Oyuncu Ödülünü getirdi.
1982de, Afitapın Kocası İstanbul kitabının yayınlanmasının ardından, Nöbetçi Tiyatroda Dürrenmattın Büyük Romülüs oyununu, En Büyük Romülüs Başka Büyük Yok adıyla sahneye koydu. Ayrıca kendi eseri Kiralık Oyunu yönetti, oyunun müziklerini yaptı ve rol aldı.
1983de, Harbiye Orduevinde askere alınan Şensoy, çorlunun Ulaş köyüne asker olarak gitti.
Brechtin, 7 şiirinden yola çıkarak yazdığı, Annanın Yedi Ana Günahını yöneten Şensoy, Fırıncı Şükrü, Deli Vahap, Nuri Ve Ötekiler gibi oyunarı da yazdı ve yönetti.
1984te, Nöbetçi Tiyatroda, Afitapın Kocası İstanbulu sahnelemesinin ardından, İstanbulu Satıyorum oyununu yazan Şensoy, askerliği bitince Şahları Da Vururlarla yeniden sahneye çıkmaya başladı. O sene kendi yazdığı Köşedönücü adlı televizyon dizisinde oynuyan Şensoy, yeniden yazıp yönettiği ve müziklerini yaptığı, Hayrola Karyola oyununda sahneyi, Nurhan Damcıoğlu ile paylaştı.
1985te, Aristofanesten Eşek Arılarını yeniden yazan Şensoy, oynadığı oyunu yönetirken, Köşedönücü filminin senaryosunu yazdı ve yönettiği filmde oynadı. Daha sonra, Nöbetçi Tiyatroda bir çehov kurgusu olan, çehovlardan Bir Demeti sahneye koydu.
1986 yılında yayınlanan Gündeste kitabının ardından, Karl Valentinin skeçleri ve yaşamından yazdığı ve yönettiği, İçinden Tramvay Geçen Şarkı oyununda, sahneyi Hümeyra ve Grup Gündoğarken ile paylaştı. Aynı sene, yazdığı Şey Bey televizyon dizisinde de oynayan Şensoy, Parasız Yaşamak Pahalı adlı oyununu film senaryosu olarak yeniden yazdı ve yönetmenliğini yaptığı filmi çekti. senaryosunu yazıp oynadığı, Bir Bilen filmini de yöneten Şensoyun o sene, Ayna Merdiven adlı bir kitabı daha yayınlandı.
7 Şubat 1987 gecesi, Şensoyun kendi yazıp yönettiği ve gerici kesimin tepkisini çeken, Muzır Müzikal adlı müzikalin, 77. gösterisinden sonra, sahnelendiği Şan Tiyatrosu şüpheli bir biçimde yandı. Grup Lokomotif, Derya Baykal, Bülent Kayabaş, Sevil Üstekin ve Tarık Papuççuoğlunun sahne aldığı oyun yüzünden mahkemeye verilen Şensoy, 21 gün hapis cezasına çarptırıldı.
Muzır Müzikalin son bulmasının ardından tek kişilik bir gösteri olan Ferhangi Şeylerde oynayan Şensoy, daha sonra, Varsayalım İsmail adlı yazıp yönettiği televizyon dizisindeki performansıyla, Noktanın Doruktakiler Ödülünün sahibi oldu.
1988de, kendisine Ulvi Uraz Ödülü ve Sanat Kurumu Ödülünü getiren, İstanbulu Satıyorum oyununu yeniden yazdı ve müziklerini yaptı. Münir Özkul ve Erol Günaydının katılımıyla Ortaoyuncularda oynanan oyunu da Şensoy yönetti.
İstanbul Şehir Tiyatrosunda, Haldun Tanerin Keşanlı Ali Destanını sahneye koyan Şensoy, o sene, Anca Visdeyin Don Juan İle Madonna oyununu Fransızcadan çevirdi. Yönettiği oyunda, Derya Baykalla sahneyi paylaşan Şensoy, daha sonra Baykalla hayatını birleştirdi. Düşbükü kitabını yayınladı.
1988 yılında yazdığı Soyut Padişah oyununu yazan Şensoy, 1989da yönetmenliğini yaptığı oyunda rol aldı. İstanbulu Satıyorum ve Ferhangi Şeyler gösterileri sürerken Şensoy, Avni Dilligil Ödülü, İsmail Dümbüllü Ödülü, Nasrettin Hoca Mizah Ödülü, Kültür Bakanlığı Jüri Özel Ödülü, Heygirl Dergisi Yılın Oskarları Ödülü gibi ödüllerin sahibi oldu.
O sene, Kel Hasan Efendiden günümüze gelen Kavuku Münir Özkuldan devralan Şensoy, Tarihi Ses Operetini onardı ve Ses 1885 adıyla açtı. Sahnenin onarılmasının ardından Ortaoyuncular, Soyut Padişahı oynadıkları Küçük Sahneden Ses 1885e taşındılar.
1990da, Pierre-Henri Caminin yaşamı ve yapıtlarından yola çıkarak yazdığı Yorgun Matadoru yöneten Şensoy, kendisine Doruktakiler ve Altan Erbulak Ödüllerini getiren ve yönetmenliğini Yavuz Özkanın yaptığı Büyük Yalnızlık filminde Sezen Aksuyla beraber rol aldı.
1991 senesinde, Ünyeli amatör yazar Cihan Öksüzün skeçlerinden oluşturduğu, Aşkımızın Gemisi Fındık Kabuğu oyununda yönetmenlik ve oyunculuk yapan Şensoyun İstanbulu Satıyorum adlı eseri, Tomris Uyar tarafından İngilizceye çevrildi.
Aynı sene, Güle Güle Godotyu ve Show-TV için yaptığı, Varsayalım İsmail dizisini yeniden yazan Şensoy, yayınlanan Kahraman Bakkal Süpermarkete Karşı kitabı ile birkez daha Nokta Dergisinin Doruktakiler Ödülünü kazandı.
1992de, İngilizce Bilmeden Hepinizi I Love You kitabı yayınlanan ve yazdığı ve yönettiği, Fikret Kızılokun müziğini yaptığı, Köhne Bizans Operasında oynadı. Ferhangi Şeyler, Sydney ve Melbournede sergilenirken, Güle Güle Godot gösterileri devam etmekteydi.
1993te, yeniden yazdığı Parasız Yaşamak Pahalı oyununu sehneye koyan ve Alper Maral ile birlikte müziklerini yapan Şensoy, Şu Gogol Delisi adlı oyununu Türkçe olarak yeniden yazdı. Avni Dilligil En Özgün Oyun Ödülü alan oyun Derya Baykala, Avni Dilligil En İyi Kadın Oyuncu Ödülünü getirirken, Canan Göknile de, Avni Dilligil En İyi Giysi Ödülünü getirdi.
Güle Güle Godot ve Denememeler aldı iki kitabı yayınlanan Şensoyun, Kahraman Bakkal Süpermarkete Karşı oyunu amatör bir Türk tiyatro topluluğu tarafından New Yorkta sergilendi.
Devam eden Ferhangi Şeyler gösterileriyle, Altın Objektif Ödülüne layık görülen Şensoy bu dönemde, Atv Televizyonunda Kaybet-Kazan isimli bir yarışma programının sunuculuğunu yaptı.
1994 senesinde, kiraladığı bir gemiyi yüzen tiyatroya dönüştüren ve İçinden Dalga Geçen Tiyatro adını verdiği bu geminin tiyatro salonunda, yazdığı ve müziklerini yaptığı, Seyircili Seyir Defteri adlı yönetmenliğini kendi yaptığı oyunda oynayan Şensoy, aynı geminin 2. katındaki barda, gece 24:00den sonra, Kırkambar - Gece Tiyatrosu kabare gösterisini sergiledi. Perdesini Kuruçeşmede açan, daha sonra demir alarak Fenerbahçeye giden bu yüzen tiyatro projesi, Ferhan Şensoya İsmail Dümbüllü Ödülünü getirdi.
Kanal D Televizyonunda, Bağımsız Federe Ferhan Şensoy Televizyonu isimli haftalık bir program yapan Şensoyun Güle Güle Godot adlı eseri, Pariste amatör bir tiyatro topluluğu tarafından Fransızcaya çevirerek, Adieu Godot ismiyle oynanırken, Hayrola Karyola oyunu da, Yugoslavyada Prizren Kültürevi Türk Tiyatrosunda oynandı. Aynı sene Amsterdamda bir Türk tiyatro topluluğu tarafından oynanan Kahraman Bakkal Süpermarkete Karşı ve Parasız Yaşamak Pahalı oyunları daha sonra da, Amsterdam Deneme Sahnesi Topluluğu tarafından sahneye kondu.
Haneler oyununu yeniden yazan ve Antalya Devlet Tiyatrosunda sahneleyen, daha sonra da, Anca Visdeynin Femme-Sujet isimli oyununu, Fransızcadan Türkçeye, Aptallara Güzel Gelen Televizyon Dizileri adıyla çeviren Şensoy, Altın Frekans Ödülünü kazandı.
1995 senesinde, Flash-TVde Akşam Traşı isimli canlı yayın bir söyleşi programına başlayan ve yazıp yönettiği Üç Kurşunluk Operada oynayan Şensoy, yazdığı ve müziklerini yaptığı, Felek Bir Gün Salakken adlı tek kişilik oyununun dünya prömiyerini çarşambada yaparak, bir Anadolu turnesiyle oynamaya başladı. 82 kez Anadoluda sergilenen ve 1.Uluslararası Maşusa Kültür ve Sanat Festivaline katılan oyun, 84. perdesini İstanbulda açtı.
Kanal-D için Boşgezen ve Kalfası isimli televizyon dizisini yazan Şensoy, yönettiği oyunu, o sene Kültür Bakanlığının En İyi Topluluk Ödülünü alan Ortaoyuncularla birlikte oynadı.
1996da, Şensoyun Ferhangi Şeyler adlı oyunu, Stuttgart, Duisburg, Bochum, Berlin, Wuppertal, Köln, Nühnberg, Münich, Frankfurt, Hamburg, Amsterdam ve Zurihde sergilendi.
Kaplama Alanı Dışında isimli film senaryosunu yazan ve Oteller Kitabı adlı eseri yayınlanan Şensoyun, yayınlanmamış kitabı, Gecedesteden Numarasız Sayfalar, Öküz Dergisinde yayınlandı.
Daha sonra Cumhuriyet Gazetesinin haftalık mizah eki Dinozorda yazmaya başlayan ve Güle Güle Godot oyunu Huroman Nevruzovanın çevirisiyle Rusyada yayınlanan tiyatrocunun 1989de onardığı Ses 1885, statik sorunlardan ötürü kapandı. Bu ikinci onarım döneminde Ortaoyuncular, yurt içi, yurt dışı ve İstanbulun değişik semtlerinde turnelere çıktılar.
1997de, Aptallara Güzel Gelen Televizyon Dizilerinin Londrada iki kez sergilenmesinin ardından, Haldun Tanerin, düz yazı, öykü, skeç ve şarkılarından, Haldun Taner Kabare isimli bir oyun kurgulayan ve Derya Baykalın sahneye koyduğu oyunda rol alan Şensoy, o sene 11 Aralıkta, kendisine En Başarılı İletişimciler Ödülü ve En İyi Deneme Yazarı Ödüllerini getiren Ferhangi Şeyler gösterisini 1266. kez sahneleyerek, onarımı tamamlanan Ses 1885i yeniden açtı.
1998de, Falınızda Rönesans Var adlı bir kitabı yayınlanan Şensoy, yazdığı çok Tuhaf Soruşturma adlı oyunun sahneye koydu. Amsterdam ve Brükselde sergilenen Ferhangi Şeyler, 1230. gösterisine ulaşırken, Münih, Köln, Stuttgart, Essen, Frankfurt, Den Bosch, Sidney ve Melbourneda sergilenen Felek Bir Gün Salakken de, 400. gösterisine ulaştı.
1999 senesinde, eşi Derya Baykal için, Şu An Mutfaktayım adlı tek kişilik kadın oyununu yazan Şensoy, Haziran 1999da Ayın İletişimcisi Ödülünün sahibi olurken, Ferhangi Şeyler, Londra, Magosa, Washington, New York, Montreal ve Torontoda sergilenerek 1350. gösterisine ulaştı. CINE-5 için yazıp yönettiği ve müziklerini yaptığı, Ferhan Şensoy T.V. isimli tek kişilik bir televizyon programı hazırlayan Şensoy, Oyun Atölyesinde Steven Berkoffun, Dolu Düşün Boş Konuş isimli oyununu sahneye koydu ve oyunun sahne dekorlarını yaptı.
2000de, Anton çehovun eseri Vişne Bahçesini, çağdaş bir Karadeniz öyküsü şeklinde, Fişne Pahçesu çehov Lazdur Laz Kalacaktur adıyla kendi üslubuyla baştan yazan Şensoy, Ortaoyuncularla sahneye koyduğu oyunun dekorunu da yaptı. O sene, yazdığı, Ferhangi Şeyler 1400. ve Felek Birgün Salakken 450. gösterilerine ulaşan Şensoy, Avni Dilligil En İyi Yönetmen Ödülünü aldı.
2001de, Ortaoyuncularla sahneye koyduğu ve kızları Müjgan Ferhan Şensoy ve Neriman Derya Şensoyun profesyonel oyunculuğa ilk adımı attıkları, Sahibinden Satılık Birinci El Ortaoyununu yazan ve yöneten Şensoy, oyunun dekorunu da kendisi tasarlardı. Bu oyunla Avni Dilligil En İyi Yazar Ödülüne layık görülen Şensoy, Radio Contactda Radyostrofobi adlı bir radyo programı yapmaya başladı.
Aynı sene, Terakki Vakfı Onur Ödülünün sahibi olan ve özgeçmişini yazdığı romanı, Kalemimin Sapını Gülle Donattım yayınlanan Şensoy, kendi yazdığı ve Ortaoyuncularla sahneye koyduğu, Kökü Bitti Zıkkım Zulada oyunununun dekor ve kostüm tasarımlarını yaptı. Tek kişilik Ferhangi Şeyler oyunu Londrada 2. kez sergilenen ve 1447. gösterisine ulaşan ve Unima Geleneksel Türk Tiyatrosuna Hizmet Ödülünü alan Şensoyun, Güle Güle Godot oyununun bir bölümü Adieu Godot ismiyle, Nicole Gagnonun çevirisiyle Fransada, De LAdriatique a la Mer Noire isimli bir oyun antolojisinde yayınlandı. Soyut Padişah oyunu da, Konya Devlet Tiyatrosunda Nur Subaşının rejisiyle sahnelendi.
2002de, Ortaoyuncularla sahneyi paylaştığı, Kahraman Osman isimli oyununu yazan Şensoy, Rum Memet isimli öykü kitabının yayınlandığı 2002 senesinin Kasım ayında, Biri Bizi Dikizliyor adlı oyunu yazdı. Ortaoyuncularla beraber oynadıği oyunun dekor ve kostümünün tasarımını da yapan Şensoy, o sene Sanat Kurumu En İyi Yazar Ödülü ve Afife Jale - Muhsin Ertuğrul Ödülünün Sahibi oldu.
Şensoyun, İngilizce Bilmeden Hepiniz I Love You adlı kitabı, Nicole Gagnon tarafından Fransızcaya çevrilerek, Montrealde Fransizca Türkçe olarak, Bizim Anadolu Dergisinde, parçalar halinde yayınlandı. Ferhangi Şeyler, Amsterdam ve Rotterdamda da sahnelenerek, 1495. gösterisine ulaşırken, Felek Bir Gün Salakken adlı eseri de, 496. gösterisine ulaştı.
2003te, Beni Ben mi Delirttim isimli oyunu yazan Şensoy, bu oyunda sahneyi, Ortaoyuncular ekibinden Elif Durdu ve Ali çatalbaş ile paylaştı. Kabaremajör adıyla bir kabare gösterisi yazan Şensoy, daha sonra yazdığı Dün Gece Ormanda çok Komik Bi Şey Oldu adlı gösteriyi, Ortaoyuncularla Maslak Park Ormanda, özgün bir ortamda sahneye koydu.
Kitaplık Dergisinde denemeler yazmaya başlayan Şensoy, Ferhantoloji adlı bir kitapta kendisine ait tüm eserlerinden seçtiği çeşitli parçaları topladı.
2004te, Tayfun Güneyerin Şans Kapıyı Kırınca adlı filminde rol alan oyuncu, Ortaoyuncularla sahneye koyduğu, dekor ve kostümünü yaptığı ve oynadığı Uzun Donlu Kişot isimli bir oyun yazdı. Aynı sene, Derya Baykaldan boşanan Şensoy, yönetmenliğini Mert Baykalın yaptığı, senaryosu kendine ait olan, Pardon isimli filmde oynadı. Türsak Onur Ödülünün sahibi olan Şensoy, Fevzi Tunanın yönettiği, Aktör Eskisi isimli televizyon filminde rol aldı. Viyana, Brüksel, Rotterdam, Arnem ve Almelodakiler dahil 1530 kez sahnelenen, Ferhangi Şeylerin ve 506. kez sahnelenen Felek Birgün Salakkenin yazar yönetmen ve oyuncusu Şensoy, o sene Nokta ve Doruktaliker Ödüllerinin sahibi oldu.
2005te, Eşeğin Fikri, Hacı Komünist ve Elveda SSK adlı üç kitap yayınlayan Şensoy, Deneme Sahnesi 35. Yıl Ödüllerinde, En İyi Erkek Oyuncu Ödülünün sahibi oldu. Eski oyunlarından, Kiralık Oyunu, Ortaoyuncuların 25. yılı dolayısıyla tekrar sahneye koyan Şensoy, aynı sene, Nasrettin Hoca Altın Eşek Gülmece Ödülünün de sabibi oldu. Beni Ben mi Delirttim adlı oyunu, Insbruck ve Bregenzdekiler dahil olmak üzere, 203. kez sehnelendi.
2006da Pardon filmiyle en iyi senaryo ödülüne sahip olan ve kendi yazdığı Aşkımızın Son Durağı isimli oyununu, Ortaoyuncularla sahne koyan Şensoyun, Beni Ben mi Delirttimi, Sydney ve Melbourneda da gösterilere başladı.
1980 yılında, oyuncu Derya Baykal ile evlenen Şensoyun, bu evlilikten, 1989 doğumlu Müjgan Ferhan ve 1990 doğumlu Neriman Derya Şensoy adlı iki kızı oldu. çiftin evlilikleri, 2004 senesinde sona erdi.
Sezen Aksu Kimdir?
Annesi fen öğretmeni Şehriban Hanım, babası matematik öğretmeni Sami Bey olan Fatma Sezen Yıldırım, 1954 yılının 13 Temmuzunda Denizli Sarayköyde dünyaya geldi. 3 yaşına kadar doğduğu yerde yaşadı. 3 yaşında İzmire, yıllar sonra Kalbim Egede Kaldı diyeceği yere taşındılar.
çocuklarını disiplinli yetiştirmeyi isteyen Sami Bey ve Şehriban Hanım, Sezene karşı her zaman mesafeli olmaya çalışmışlardı. Ancak bu tutum bile daha küçücük yaşta herkesin ilgisini çekmeye çalışan Sezenin yaramazlıklarına engel olamamıştı. Etrafındaki insanlar ona Cüce Bela diyordu. Hergün Konak-Köprü troleybüsünde şarkı söylüyor, haftada bir kez saçının rengini değiştiriyor, sıklıklada intihara kalkışıyordu. O yıllarda, sonradan Allah babama acıdı da şarkıcı oldum. dediği bir de takıntısı vardı: Dansöz olmak.
Üniversite de dahil olmak üzere tüm eğitim sürecini İzmirde tamamladı. 1973 yılında Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesine girdi. 1974 yılının Kasım ayında Ali Engin Aksu ile evlenince okulu bıraktı.
Gençlik çağında sanatın bütün dallarına ilgi duyan Sezen, resim, tiyatro ve dans dersleri aldı. Lisede kendini iyice müziğe verdi. 1970 yılında Hafta Sonu dergisinin açtığı Altın Ses yarışmasında 6. oldu. Sezen aklında ve kalbinde müzik yatıyor olmasına rağmen 1973 yılında Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesine girdi. Üniversite kantinini konser salonu gibi kullanan Sezen, üniversiteden ikinci sınıfta ayrılıp İzmir Radyosu sanatçılarının ders verdiği İzmir Radyosu Sanatçılar Derneğine girerek yıllarca herkesi peşinde sürükleyen, binlerce dizesi, binlerce melodisi olan kendi çizgisini çizmeye başladı.
Sezen, 1974 yılında bir plak şirketine 3 şarkılık bir bandını gönderdi. Aynı yılın Kasım ayında Ali Engin Aksu ile evlendi. Evliliğinden bir hafta sonra, Yeşil Giresunlu tarafından plak yapmak için çağrıldığı İstanbula gelerek plak çalışmasına başladı. 1975e girerken piyasaya ilk 45liği çıktı: Haydi Şansım. Plak hemen hemen hiç satmadı.
Yabancı bir şarkıdan alınan besteye söz yazılmıştı ve sonuç tam anlamıyla fiyaskoydu. (Plak Sezen Aksuya sorulmadan Sezen Seley adına çıkarılmıştı. Kimbilir belki de daha iyi olmuştu. Yıllar sonra marka olacak bir isim hemen hemen hiç satmayan bir plakla beraber anılmacaktı.) Gene aynı sene (1975) ikinci 45liği Yaşanmamış Yıllar/Kusura Bakmayı çıkardı. Albümdeki parçalar Sezenindi ve plak satışları hiç de fena değildi.
Sezen Aksu üçüncü 45liği Olmaz Olsun/Vurdumduymazı 1976 yılında çıkardı. Plak 45likler listesinde haftalarca bir numarada kaldı. Bu iki plak Sezen Aksunun başlangıcı sayılabilir. 1976 yılında, yıllar sonra idol olacak, şarkıları dillerden düşmeyecek bir Sezen Aksu vardı artık.
Genç sanatçı, 1976 yılında ilk sahne çalışmasına başladı. Bebek Belediye Gazinosunda sahne alıyordu. 1977 yılında Allahaısmarladık/Kaç Yıl Geçti Aradan, Kaybolan Yıllar/Neye Yarar 45likleri ve ilk 33lüğü olan Allahaısmarladık piyasaya çıktı.
1978 yılında Hurşid Yenigünün iki bestesine söz yazan Sezen, Gölge Etme/Aşk 45liğini yaptı. Gene aynı sene piyasadaki en eski Sezen Aksu albümü olan Serçe çift LP olarak piyasaya çıktı. 1979 yılıda boş geçmedi. Bu yıl İlk Gün Gibi/Yalancı ve Allahaşkına/Sensiz İçime Sinmiyor 45likleri piyasaya çıktı. Aynı yıl Sezen kendini sinemada da gösterdi. Sezenin ilk filmi başrolünü Bulut Arasla paylaştığı bir Atıf Yılmaz filmi olan Minik Serçe idi. Bir yıldız doğarken, başka bir yıldızın sönüşünü anlatan film o dönemde beğeni toplayamadı. Bu filmi senelerce Sezen de seyretmemiş olacak ki, 1999 yılında Okan Bayülgenin Zaga programında filmi seyrederken, kendisi de haline çok gülmüştü. Yine aynı programda Sezen filmde hiç öpüşmediğini, o sahnelerin klasik hilelerden biri olduğunu da açıklamadan geçmedi.
1980 yılında Sevgilerimle albümünü çıkaran Sezen için 1981 çok özel bir yıl olacaktı. Müzik, tiyatro ve özel yaşamı çok renkli geçti. Ağlamak Güzeldir albümü sonrası Sezen Aksu Aile Gazinosu adlı müzikal için çalışmalar yaptı.
Sezen, 10 Temmuz 1981de Beşiktaş Evlendirme Dairesinde Sinan Özer ile evlenirken 4,5 aylık hamile olduğu gündeme geliyor ve bu kez de özel hayatıyla konuşuluyordu. Yıl yine 1981, Kasımın 11i, Mithat Can Özer dünyaya geldi, Sezen artık anneydi. Sezen hayatının erkeğini bulmuştu. O günlerde bir dergiye yaptığı açıklamada Beni Ocaka kadar rahatsız etmeyin diyordu çiçeği burnunda anne. Ama Sezen bu, sanatsız yapamazdı, yapamadı da. Aralık ayında Sezen Aksu Aile Gazinosu için çalışmaya başlamışdı.
1982 yılında Şan Müzikholünde Sezen Aksu
Aile Gazinosu adlı müzikali gösterime girdi. Adile Naşit, Şener Şen, Ayşen Gruda, Altan Erbulak ile aynı sahneyi paylaşan Sezen, sahnede 7 farklı karakteri canlandırdı.
Yıl 1982... Sezen Aksu, hayranları ve Türk klasikleri için çok özel bir yıl. Sezen ilk kez bu yıl Acelen ne bekle Firuze dedi. Firuze bu yıl piyasaya çıktı. Bu yıllarda Firuze dillerden düşmüyordu. Sezen 2 yıl sonra Sen Ağlamayı ve 1991de Gülümseyi çıkarıp Türk Müziğine büyük klasikler kazandırdı. Tabii her şeyin bir sırası vardı. 1982 yılında Sezen Aksu, dönemin popüler dergisi Hey tarafından Yılın Kadın Sarkıcısı seçildi. 1983 yılında Heyin Geleneksel Oskar Konserine de Yılın Kadın Şarkıcısı olarak katıldı Sezen.
1983 yılında Sezen Aksunun, Eurovision macerası başladı. Söz ve müziği Ali Kocatepeye ait Heyamola parçasını Ali Kocatepe ve Coşkun Demir ile birlikte seslendirdi. 3 yıl arka arkaya yaşanacak ve yıllar sonra da vokalisti Işın Karacanın yaşayacağı klasik bir tablo ilk bu yıl yaşandı. Türkiye finaline kalan bu parça yurtdışında ülkemizi temsil etme hakkını elde edemedi. 1983 yılında Heyamola parçasının 45liği Hey Dergisi tarafından yılın plağı seçildi. Aynı yıl Sezen, oğlunun babası Sinan Özerden boşandı.
1984 yılında Sezenin Eurovision macerası devam etti. Sezen bu yıl Halay, 1945 ve Merhaba Ümit adlı parçalarla Türkiye finaline kaldı. İlk olarak Merhaba Ümiti bırakan Sezen Türkiye finalinde Halay ve 1945i seslendirmeye karar verdi. Türkiye finali olmadan iki hafta önce Türkiyeye gelen yabancı bir dostu Sezene sadece 1945i seslendirmesini önerdi. 1945in sözlerinin tüm dünyayla ilgili olduğunu düşünen Sezen bu parçanın yurtdışında da ülkemizi daha iyi temsil edeceğini düşünerek Halaydan vazgeçti. Türkiye finalinde 1945i seslendiren Sezen Aksudan herkes birincilik bekliyordu. Ama sonuç hiç de iç açıcı değildi. Sahnede kıyafetiyle prenseslere benzeyen Sezen Aksu aranjman yüzünden tabiri yerindeyse güme gitmişti.
Sezen 1984 yılında Avrupada şanssızdı ama Türkiye için aynı şey söylenemezdi. Bu yıl 6 Eylülde Sen Ağlama piyasaya çıktı. TRTnin denetiminden geçemediği için ilk başlarda televizyonda seslendirememişti Sezen şarkılarını. TRT, 1985in başından itibaren Sezenin parçalarını yayınlamaya başladı ve albüm olağanüstü bir ilgi gördü. Haftalarca listelerde kalan bu albümün 56. haftasında Sezen Aksu albümün bu kadar listelerde kalmasıyla ilgili Hey Dergisine yaptığı açıklamada Bekliyordum ama bu kadarını değil... Ne yalan söyleyeyim, 1 yılı aşkın sürece listelerde kalacağımı sanmıyordum. Tüm müzikseverlere candan, gönülden teşekkürlerimi sunuyorum. diyordu.
1985 yılında Sezen Eurovisionda yine Türkiye finaline kaldı. Bu kez parçanın adı Küçük Bir Aşk Masalıydı. Sözleri Sezene ait olan bu parçayı Sezen Aksu ve Özdemir Erdoğan birlikte seslendirdi. Ama sonuç değişmedi. Bu yıl da Sezen yurtdışında ülkemizi temsil edemedi.
1985 yılında Bin Yıl Önce, Bin Yıl Sonra isimli müzikal için hazırlandı Sezen. 1986 yılının ilk haftasından itibaren gösterime girdi Bin Yıl Önce, Bin Yıl Sonra. Şan Müzikholünde kapalı gişe oynayan bu müzikal dönemin dünyasını ve Türkiyesini Tiye alıyordu. Sahnede büyük beğeni toplayan Sezen, sahneyi Şener Şen, İlyas Salman, Ayşen Gruda gibi ustalarla paylaştı.
Sezen 1988 yılında Sezen Aksu88i çıkardı. Bu albüm Sezen Aksu plakları arasında özeldir. çünkü Sezen Aksu88 plak formatında çıkan son Sezen Aksu albümüdür.
1989 yılında Sezen Aksu Söylüyor albümüyle karşımıza çıktı. Son iki albümüyle birlikte artık Sezen Aksu, Türk Müziği için yeri dolmaz bir efsaneydi. Daha devamı da vardı...
Onyedi dergisinin Ocak 86 sayısında okuyucu anketinde açık farkla Sezenin 1985in en büyük kadın şarkıcısı seçildiği yazıyordu.
Sezen Aksu ile birlikte 80lerde Firuze, İkinci Bahar, Sen Ağlama, Geri Dön, Tükeneceğiz, Git..., Beni Unutma, Değer mi?, Sarışınım, Geçer, Gidiyorum, Belalım, Bırak Beni, Şinanay, Son Bakış hit olmuştu. Sezen Aksu söylemişti. 90larda da söylemeye devam edecekti...
1990lı yıllarda Kanal 6da Sezen Aksu Show programını yapmaya başladı.
1990larda Sezen Aksunun müzikseverlere çok sürprizi vardı. Öncelikle prodüktör tarafını gösterdi bize. Alışılmış starlar dışında ilk defa yeni biri çıkıyordu piyasaya, Sezen Aksunun vokalisti Aşkın Nur Yengi... Aşkın Nur Yengi, Sevgiliye albümüyle müzikseverlerin karşısına çıktı. Albüm Sezen Aksu prodüksiyonuydu ve bir milyona yakın tiraj elde etti.
1990 yılında Sezen Aksu beyaz perdede karşımıza çıktı. Yönetmenliğini Yavuz Özkanın yaptığı Büyük Yalnızlıkta Sezen Aksu, Ferhan Şensoyla kamera karşısındaydı. Film 1990 yılında Altın Portakal Film Festivalinde En İyi Görüntü dalında ödül aldı. Filmin müziklerini Onno Tunç yapmıştı. Onno Tunç bestesi olan Uçurtma Bayramları da enstrumantal olarak bu filmde bulunmaktaydı.
Yıllar geçtikçe eski haliyle eğlenmeyi seven Sezen, bu filmle de 2003 senesinde, Yayla Sanat Merkezinde verdiği unplugged konserde dalgasını geçmişti. Önder Fıratla bu filmi seyredişlerini, Önder Fıratın belli etmemeye çalışsa da çok sıkıldığını anlatan Sezen izleyenleri kahkahaya boğmuştu.
Sezen 1991de Aşkın Nur Yenginin ikinci albümü Hesap Verin prodüksiyonunu üstlendi. Albüm Aşkının ilk albümü gibi iyi bir tiraj elde etti.
Sezen Aksuya inanılmaz bir popularite kazandıran 1991, bambaşka bir albümün çıkış yılıydı. 1991de müzik yönetmenliğini Onno Tunçun yaptığı Gülümse çıktı. Albüm, 2 milyonu aşan bir tiraj elde etmişti. Albümün bu kadar çok satmasının sebebi şarkıların seçkinliğinin yanısıra Sezenin hitap kesimiydi. Sezeni her kesimden insan dinliyordu. Aşka düşen de, aşktan kaçan da, arabesk dinleyen de, pop dinleyen de, varoşu da, zengin kesimi de Sezeni dinliyordu artık. İçinde bu kadar tezatlık olan insan kesiminin bu albümde birleşmesi Gülümseyi farklı yapan asıl etkendi. 1991de bu albüme ait Hadi Bakalımın Avrupada singleı çıktı. Bu signle da klibi olmamasına rağmen iyi bir satış elde etti.
1992de Sezen yine vokalistlerine albüm yapmaya devam etti. Sertab Ereneri tanıttı bizlere. Sertabın ilk albümü Sakin Ol başarılı bir satış grafiği çizdi. Sertabın albümünden birkaç ay sonra sıra Levent Yüksele gelmişti. Sezen Aksu, Aşkın ve Sertabtan sonra Leventin albümünün de prodüktörlüğünü üstlendi. Med-Cezir iyi bir tiraj elde etmiş olmasına karşın, satıştan daha önemli olan bu albümün günümüze klasik bırakmasıydı. Albüm, şarkıların güzelliği Leventin yorumuyla birleşince Tuana, Med-Cezir, Beni Bırakın gibi klasikleri müziğimize kazandırmış oldu.
Sezen Aksu her zaman istediği müziği yapmıştı ama Gülümseden sonra her şey daha da değişikti. Sezen Aksu müzik lüksüne ulaşmıştı. Bu lüks ilk meyvesini 1993 yılında verdi. Sezen, Deli Kızın Türküsü ile çıktı karşımıza. Sezen Aksunun alışılmış tarzında olmayan bu albüm, kapağına kadar değişikti. Sezen Aksu kitlesini seçmişti ve artık onlara müzik ziyafeti çekiyordu. Bu farklı albümde Küçüğüm ve Masum Değiliz ilk hit olan parçalardı. Bu albümün bir özelliği ve bir değişikliği daha müzik direktörünün Uzay Heparı olmasıydı.
Uzay, hızlı yaşamayı seviyordu, motosiklet tutkunuydu. 1994ün, 20 Mayısında Uzay motosikletiyle giderken park halindeki Demet Akbağın arabasına çarptı. Zeynep Tunuslu ile henüz 6 aylık evliydi ve sadece bir gün önce bir çocuğunun olacağını öğrenmişti. 11 gün bitkisel hayatta kalan Uzay, 31 Mayıs günü 26 yaşında aramızdan ayrıldı motosiklet sevdasına. Sanat dünyasını, sevenlerini özellikle genç hayranlarını ve tabii ki Sezeni yasa boğdu. Sezen, Uzayı, Yas parçasında sanırım hiçbirimizin yaşamayacağı duygularla yaşadı. Sezen Yası kendisinin okuyamayacağını söylemişti ve şarkıyı Leventin ikinci albümüne koydu. Bu çok özel parçayı Levent Yüksele vermesi en doğruydu. çünkü Levent Yüksel de, Uzayın ölümünden sonra albümü bir milyona yakın satmasına rağmen Sezen Aksunun arkasında vokal yapacak, bas gitar çalacak kadar tevazu sahibi ve vefakar biriydi.
1 Kasım 1994te çıkan Sertabın Ll albümü Sezen Aksu prodüksiyonuydu, iyi bir satış başarısı elde etti. Bu albümün en önemli özelliği ise Uzayın anısına adanmasıydı.
1995 yılında Sezen yine farklı çıktı karşımıza. Buram buram Anadolu kokan şarkılar vardı Işık Doğudan Yükselirde. Eleştirmenlere Eski Sezen Aksu nerede? diye sorduran bu albüm, müzik açısından en iyi Sezen albümlerinden biriydi. Yunus Emrenin, Mevlananın ve Aşık Daiminin eserleri Sezen Aksunun yıllar geçtikçe daha da güzelleşen yorumuyla albümde yer aldı. Fahir Atakoğlunun da iki eseri vardı albümde. Bunlardan biri albümün hitlerinden, sanat müziği tınısıyla kulağımızı okşayan Alturka, diğeri ise özellikle kusursuz düzenlemesiyle Yaktılar Halimimiydi. Gülümsenin müziğini yapan Arto Tunçun da bu albümde iki bestesi vardı. Albümde dikkat çeken bir dörtlük de Bedri Rahmi Eyüboğluna ait;
Bu Anadolu var ya bu Anadolu
Bu misli menendi görülmemiş cömert ana
Bu her yanı meme, bu her yanı dudak, bu her yanı gül
Bu zırnık almadan veren, habire veren yedi gül...
Bedri Rahmi Eyüboğlu
1997 yılının Aralık ayında piyasaya çıkan Düğün ve Cenaze yine çok eleştirildi. Öyle ki birkaç eleştirmen, Sezenin ne dediğini anlamadığını bile yazmıştı. Bütün bu eleştiriler albümün kötü satmasında çok büyük etken oldu. Oysa albümün düzenlemeleri ve besteleri yine eşsizdi. Goran Bregoviçi dünyaya tanıtan 9 tane Goran Bregoviç, 1 tane Kurtis Jasavev bestesinden oluşan albüm Düğün ve Cenaze adını Goran Bregoviçin orkestrasından aldı. Albümün sözlerini ise Sezen, Pakize Barışta ve Meral Okay ile birlikte yazdı.
1998 yılında Düğün ve Cenaze albümünün en büyük hiti Erkeklerin singleı çıktı. 1998in Nisan ayında ise Levent Yükselin üçüncü albümü Adı Menekşe piyasaya çıktı. Bir kez daha Sezen Aksu nun prodüksiyonluk üstlendiği albüm çok başarılı bir yapıt olmasına rağmen belki de tanıtımının iyi yapılamaması nedeniyle iyi bir satış elde edemedi. Yine 1998in Aralık ayında Sezen Aksunun albümü Adı Bende Saklı raflardaki yerini almıştı. Sezen bu kez albümüyle basından tam not aldı. Kimilerine göre eski Sezen dönmüştü. Albümdeki Tutuklu ve Adı Bende Saklı parçaları Sezen klasikleri arasında yerini aldı.
1999un son günlerinde Sezen Aksu hayranlarına bir sürpriz yaptı ve Sarı Odalar singleını piyasaya çıkardı. Parçaya klip 3. köprüyü protesto etmek için Arnavutköyde çekildi.
2 Haziran 2000 günü Sezen yine yeni bir albümle, Deliverenle, çıktı karşımıza. Oh Oh, Kahpe Kader ve Keskin Bıçak albümün hit parçaları oldu ve bir milyona yakın bir tiraj elde etti. (Deliveren, içindeki şeytanla meleği yönlendiren anlamına gelmekte)
Sezen 2001 yılında sağlık problemleriyle ilgilendi. Temmuzun sonunda ve Ağustosun başında 6 konser veren Sezen, Park Ormanda yine çok şiddetli esti. Dev orkestrası ve sesiyle 6 gece hayranlarını büyüledi. Konser hediyesi olan Remix Maxi Single piyasaya sürülmedi, Sezen fanatiklerinin koleksiyonlarındaki yerini aldı. Maxi Singleda Oh Oh ve Kahpe Kaderin Kıvanç Kutlumuş tarafından düzenlenen ikişer remixi bulunmakta.
Sezenin bir zamanki vokalisti Işın Karaca da 2001 yılında Eurovisionda Türkiye finaline kaldı ama yine aynı son yaşandı.
2001 yılının sonuna doğru Sezen Aksunun 6 yıldır vokalistliğini yapan Işın Karacanın albümü Anadilim Aşk piyasaya çıktı. Albüm yine bir Sezen Aksu prodüksiyonuydu.
21 Aralık 2001den itibaren ve 2002nin hemen başında Sezen, Efendy Show Theatredaki konserleriyle sevenlerinin karşısındaydı.
20 Mayıs 2002 günü Sezen Aksu sevenlerine Şarkı Söylemek Lazım albümünü sundu. Bu albüm Sezenin DMC firmasından çıkarttığı ilk albümüydü.
2002in yazında da dolu dolu Sezen Aksu vardı. 12 Haziranda Açıkhavada konserlerine başladı Sezen. Sezenin ilk ışığını Mart ayında Diyarbakırdaki konserinde verdiği sürprizi yaz sonunaydı. Türkiyenin bütün dillerini ve medeniyetlerini bir araya getiren Türkiye Şarkıları isimli konser serisini sundu. Konserlerde Sezene Rum, Ortodoks, Ermeni ve Musevi korolarıyla birlikte Diyarbakır Belediyesi çocuk Korosu da eşlik etti. Sahnede Türkçe, Kürtçe, Ermenice ve Rumca şarkılar, türküler söylendi. Diyarbakır Belediyesi çocuk Korosu en büyük alkış alanlardandı. Sezen konserinin sonunda onbinlerce kişiyle birlikte Şarkı Söylemek Lazımı ve Mevlananın sözlerinden oluşan Yeniliğe Doğru şarkısını söyledi.
Her yaptığıyla kendinden söz ettiren Sezen bu sefer Türkiyeyi bambaşka sallamıştı. Günlerce televizyonlarda konuşulan, gazetelerde yazan Türkiye Şarkılarını 1 Eylül 2002 günü Hürriyet Gazetesi Yasa Meclisten, icraat Sezenden başlığıyla manşetten verdi.
Bu konser dizisi sadece Türkiyede değil birçok ülkede de haber oldu. AP ajansının çektiği bir fotoğraf birçok ülkede yayınlandı.
2003 yılının başında Beşiktaşta BKMde Unplugged konserler veren Sezen yoğun ilgi üzerine konserlerine önce Maltepe Yayla Sanat Merkezinde daha sonra Türkiyenin değişik şehirlerinde devam etti.
2003 yazı bitmeden Sezenin yeni albümü Yaz Bitmeden çıktı. Biri enstumantal olmak üzere 4 yeni şarkı içeren albümde ayrıca daha önce başka yorumcuların seslendirdiği Sezen Aksu şarkıları vardı. Yeni şarkılardan biri olan Farkındayıma Vanın Gevaş ilçesinde klip çekildi.
Sezen Aksunun uzun bir aradan sonra 2005 yılında piyasaya sürülen yeni albümü Bahane, beklenenin de üzerinde ilgi gördü. Aksunun son şarkılarını dinlemek için sabırsızlanan müzikseverlerin yoğun ilgisi sayesinde albüm, ilk iki haftalık sürede 320 bin sattı.
Sezen Aksu aynı zamanda İstanbul gece eğlencesi anlayışına farklılık getiren Oba Barda ve 1997 yılında Uğur Yücel ile Bostancı Gösteri Merkezinde kabare türünde sahne gösterileri sergiledi.
Caner Erkin Kimdir?
Caner Erkin, 4 Ekim 1988 tarihinde, Balıkesir Edremitte dünyaya geldi. Futbol kariyerine, 2001 yılında, amatör olarak Edremit Kolej Sporda başladı ve 2002 yılında, Vestel Manisaspora transfer oldu. 2002-2004 yıllarını, Vestel Manisasporun amatör kadrosunda geçirdikten sonra, 2004 yılında takımı ile sözleşme imzalayarak profesyonel oldu.
2004-2005 sezonunda, Manisaspor kadrosu altında 1. ligde top koşturan Erkinin yıldızı, takımının 2005-2006 sezonunda Turkcell Süper Lige çıkması ile parladı. Süper Ligdeki ilk golünü Malatyaspora karşı kaydeden Erkin, 2004-2007 yılları arasında Manisaspor forması altında çıktığı 43 lig maçında, toplam 5 gol kaydetti.
Caner Erkin, 2007-2008 sezonu öncesinde, Rusyanın köklü futbol klüplerinden CSKA Moskova ile, 4 milyon dolar karşılığından anlaştı. Moskova kadrosu altında ilk maçına St. Petersburg karşısında çıkan Erkin, Rus ligindeki ilk golünü ise, 12 Temmuz 2008 tarihinde, Spartak Moskova takımına karşı kaydetti. Rusyada oynadığı 49 maçta, sadece 1 gol kaydedebildi.
Caner Erkin, 31 Ağustos 2009 tarihinde, CSKA Moskova tarafından, Galatasaraya bir yıllığına kiralandı. 2004-2005 sezonunda, 17 Yaş Altı Milli Takım kadrosu ile başladığı Milli Takım mücadelesinde, 2006 yılında, Makedonya karşısında oynayarak A Milli Takıma yükseldi.
30 Haziran 2010 tarihinde, Fenerbahçe ile 4 senelik resmi sözleşme imzaladı.
Caner Erkin, 2009 yılında Asena Erkin Atalay ile tanıştı 7 aylık flörtün ardından 18 Haziran 2010 tarihinde evlendiler. 25 Nisan 2011 tarihinde çınar adında bir oğlu oldu.
2016 Ocak ayında eşi Asena Erkin ile boşanma kararı alıp oğlu ile birlikte evi terk etti. 29 Ocak 2016 tarihinde boşandılar.
Altyapı Kariyeri
2002-2004 -Manisaspor
Futbol Oynadığı Takımlar
2004-2007 - Manisaspor
2007-2009 - CSKA Moskova
2009-2010 - Galatasaray (kiralık)
2010- - Fenerbahçe