Türkiyenin gündem olayları ile ilgili yaptığı çarpıcı açıklamalar sonrasında günah keçisi ilan edilen ünlü sanatçı Nihat Doğan; yine boba gibi bir tweet ile gündeme düştü. Nihat Doğanın öldürülen Özgecan Aslan akabindeki paylaşımları konusunda bir de Seda Sayanın eteğine takık olduğu her halinden aşikar anlaşılırken, bakın nasıl açıklama da bulundu
Nihat Doğan; kimileri için politik kimliğini saklamayan bir sanatçı, kimilerine göre ise karikatürize edilmiş bir internet fenomeni. Ama asıl önemli olan, gerçekten bir halk kahramanı. Tüm yanlış anlaşılmalara rağmen; iyi niyetini ve samimiyetini kaybetmeyen, dün konuştuğu her şeyin bugün de arkasında duran bir Anadolu çocuğu. Kendisiyle bir araya geldiğimizde; üzerindeki tişörtü çıkarıp ayaklarımın altına aldım ve ayakkabılarımla üzerinde tepinerek kirlettim. Sonra da o haliyle giymesini istedim. Kısacası, onu itmeye çalıştıkları yeri böyle anlatabilirdim. Sıra kollarındaki zinciri ve ağzındaki bantı çözmeye geldi; daha açar açmaz Müslümanlar zulüm görüyordu ve benim de üzerimdeki magazin gömleğini çıkarıp davamızın peşinden gitmem gerekti diyerek 10 aylık suskunluğuna son verdi. Savunduğu değerler için yaftalanan Nihat Doğan, başladı içini dökmeye... Önce şunun adını bir koyalım; siz sanatçı mısınız, filozof musunuz? Bir rahat bırakmadılar ki, bunu açıklayabileyim. Ben şarkı söylemeyi çok seviyorum, ekmeğimi mikrofondan kazanıyorum ama topu alıp ne zaman sahaya çıksam, kafama vurdular. Ben de diğerleri gibi uyuşturucu masalarında oturup onlara eşlik etseydim; bırakın köstek olmayı, arkamdan iterlerdi.
TWITTERDAKİ İMAJ DEĞİL, GERçEK Filozofvari bir üslupla Twitterda fenomene dönüşmek; imaj mıydı, gerçek miydi? Gerçek bu, imajı yürütemezsiniz. Sadece sosyal medyada değil, katılmış olduğum Survivorda da insanlar o dönem tereddütteydi. Yarışmaya katıldığımda; felsefeci kimliğimizin üzerine daha da çok koyduk. Survivor All-Star kadrosuna alınmadığınız için Acun Ilıcalıyla aranızın bozulduğu söylendi. Öyle mi sahiden? Hayır, tam tersine benim en zor zamanlarımda yanımda oldu. Hl halimi hatrımı sorar. Kendinizi bu ülkenin kahramanı olarak mı görüyorsunuz? Bir felsefem var ve kahraman olmak istiyorum. Bunu başından beri söyledim. Hz. Alinin güzel bir sözü vardır; Ortadaki bir zulmü durduramıyorsanız, en azından onu duyurun der. Ben de bu konuda çok çaba sarf ettim. Bu ülkede bir sürü din düşmanı, vatan haini ve milli irade düşmanı sanatçı var; hepsine tahammül ettiler de, bir Anadolu çocuğuna tahammül edemediler. Sizden rahatsız olanlar kimler? Gayri milli medyayı ve yazarlarını rahatsız eden biri oldum. çünkü beni, uyuyanları uyandırma noktasında bir tehlike olarak gördüler. Savaştan nemalanan savaş baronlarına karşı gelip İnadına barış dedik. Mesele buydu. Nihat Doğan, arı kovanına çomak soktu. Düzenlerini bozdum ya da düzenlerini bozanların yanında oldum. Bunların sebebi politik bir duruşunuz olması mı? Evet, kesinlikle. Medya da bu ayrışma tam manasıyla yaşanmamıştı. Bu mesele de; millilik ve gayri millilik üzerinden yürüyen bir kutuplaşmanın, cepheleşmenin ve de savaşın kurbanlarından olduk. Özellikle sosyal medya üzerinden şahsımı karikatürize etmeye gayret edip söylemiş olduğum dolu sözlerin içini boşaltmaya çalıştılar ve hep taşlandım. Sen bizim istediğimiz sisteme karşı gelirsin ha; öyleyse biz de sana bedelini ödetiriz dediler. YILLARDIR BEDEL ÖDÜYORUM Sizin itibarınıza zarar vermek için hazırda bekleyen biriler varmış gibi konuşuyorsunuz... Tabii ki var; daha önce de yaşadım ama böyle büyük bir linç girişimi ilk defa oldu. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğanın başbakan olduğu dönemde Somaliye giden kafilede yer aldığımda, Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chaveze gittiğimde, Nevruz kutlamalarına katıldığımda da linç girişimlerinde bulunmuşlardı. Ödediğin bedel ne kadar büyük olursa olsun, kazandığın zafer o kadar anlamlı oluyor. Bu ödenen bedel ağır mıydı gerçekten? Yıllardır bedel ödüyorum; son 10 ayda 5 milyona yakın para kaybettim. Hepsi helal-i hoş olsun ama bakmakla yükümlü olduğum insanlar var, yanımda çalışanların maaşları var, hep cepten yedik yani... Attığı bir tweet, Türkiyeyi yerinden oynatacak kadar önemsenen bir adam; o önemsenmeyi medyadan değil, halkın kalbinden almıştır. Cep dolu muydu? Boşaldı artık... Şaka bir yana gerçekten zor günler geçirdim ama manen mutlu olduğum süreçlerden bir tanesini yaşıyorum. Yarattıkları algı operasyonu ile linç girişiminde bulundular. Ekonomik sıkıntılardan dolayı ucuz otellerde kaldığınız konuşuluyordu... Yok canım, ne yaptın! Benim parayla ilgili bir sorunum yok. Otelde yaşamıyorum, çok şükür evim var. Ayağımı yorganıma göre uzatmayı bilirim. Bu linç konusunda; malum tweeti atarak, biraz da siz kaşınmadınız mı? Sonunu düşünen kahraman olamaz düşüncesinden hareket edip hak ve halk için söyledim. Soner Yalçın ve Uğur Dündarın yapmış olduğu İnadına mini etek, inadına dekolte söylemine olan bir tepkiydi. Hiç pişmanlık olmadı mı? Zerre-i miskal kadar pişman değilim. Ben sokağa mini etekle çıkacağım diyen birine; Bacım, sokağa mini etekle çıkarsan, dışarısı sapık dolu, seni taciz ederler demişim. Bunda ne var? Bunu almışlar; tacizi, tecavüz yapmışlar, montajlamışlar ve rahmetli bir kızın üzerine yaftalamışlar. Yahu, rahmetli kız mini etek mi giyiyordu? O rahmetli kızla ilgili ilk tweeti atan benim, İdam geri gelsin dedim; yazdıklarım hl duruyor. Zamanında Ahmet Kayaya sergilenen tutumla, size yapıldığını iddia ettiğiniz linç girişimini bir tutabilir miyiz? Kesinlikle, bana da aynı şeyi yapmaya çalıştılar. SOKAKTA MİNİ GİYENİ TACİZ EDERLERDekolteli kadınlarınla flört eden Nihat Doğan; şimdi nasıl oluyor da mini eteği eleştirebiliyor? Cümle yoruma açık bir durumda değil, gayet net ifade etmişim. Sokakta mini giyersen taciz ederler diyorum.
Stüdyolarda giyince olmaz yani... Stüdyolarda sapık yok ki! Ben yıllardır sektörün içindeyim, yıllardır televizyon programlarına giderim; bir tane sapığa denk gelmedim. Ben sokak diyorum ve bunu her anne-baba da söyler. Yüzde 99u Müslüman olan bir ülkede; kediye, köpeğe tecavüz eden, su damacanasına tecavüz etmeye kalkışan bunca sapığın içinde, ben de Sokakta kıyafetimize daha dikkat edelim demişim. Bunu söyleyecek herkes linç edilecekse, anne-babalardan başlayalım. BEN DİNDAR DEMOKRAT BİR ADAMIMKendinizi muhafazakar demokrat olarak mı tanımlıyorsunuz? Muhafazakarlığın da içi tam manasıyla doldurulmuyor; ben dindar demokratım. Tabii bunlar her dindarı da şeriatçı, irticacı olarak görüyorlar.
Peki, her dindar şeriatçı mıdır? Hayır, işte öyle bir algı yaratılıyor. Kimisi çıkıyor, Kurban kesenin, IŞİDden farkı yoktur dyen sanatçıya alkış tutuyor. Leman Sam, Melek Baykal, Müjdat Gezen gibi isimler; başı örtülü insanlarla alay ediyorlar. Bunlara kimse bir şey demiyor ama Mini etekle sokağa çıkmayın, taciz ederler diyene de nefret kampanyası başlatıyorlar. Ben anneme giydirmem mini eteği, sevgilime de giydirmem. Seda Sayan ile birlikte olduğum zaman da bütün mini eteklerini kesmiştim. Ben giydirmem kardeşim, giydiren giydirsin. BAŞKANLIK SİSTEMİ GELİRSE RAHATçA çOCUK SAHİBİ OLURUMMemleket meseleleriyle uğraşmak; sizi müzikten ve aile olmaktan uzaklaştırdı. çoluğa çocuğa karışmaya niyetniiz yok mu? Kesinlikle doğru. Uzaklaştırması da normal. Eğer çocuğum olsaydı, belki de çocuğun yüzü suyu hürmetine bu kadar cesur olamazdım. Başkanlık sistemi de gelirse inşallah, biz de rahatça çoluğumuzu çocuğumuzu yaparız diye düşünüyorum.
Sanırım yeni proje de yoldaymış... Kendimi inzivaya çekmiştim ama son iki aydır konserlere başladık. Yılbaşında da Montenegroda sahneye çıkacağım. Allah nasip ederse, üç ay sonra da yeni bir albüm çıkarmaya niyetim var; çalışmalara başladık. KAYBEDECEĞİM PARAYA RAĞMEN DÜŞÜNDÜKLERİMİ SÖYLERİMSiz de bir dönem Televole kültürünün kurban ettiklerinden oldunuz... Evet, Seda Sayan ile magazinsel bir birlikteliğim olmuştu. O zamanlar toplumsal meselelere karşı bu kadar duyarlı değildim ve en çok parayı o dönem kazandım.
Belki de o yüzden, bugün inandırıcılığınız konusunda insanların kafasında soru işaretleri var... İnandırıcılığı kaybetmedim ama mesele milli olunca sıkıntı oluyor. Bir gözü Allaha, bir gözü toprağa bakan sanatçılar çıkıp bu milletin milli duygularıyla, Kurban Bayramıyla ve inançlarıyla alay ediyorlar ve onlar manşetlere taşınıyor.Kürt kökenli olan Nihat Doğan, 13 Şubat 1977de İstanbulda doğdu. On bir yaşındayken babasını kaybetti. Ailesinin büyükleri tarafından Muşa götürülmek istendi fakat gitmek istemediğinden İstanbulda kaldı. Avcılardaki bir çay bahçesinde istek üzerine bir şarkı söylemesiyle orada bulunan fakat Almanyada ikmet eden bir çiftin önerisiyle Almanyaya gitti. Bir sene orada kaldı fakat star olamayacağını düşünüp Türkiyeye geri döndü. Müzik kariyerine 1995 yılında Kırdın Kalbimi adlı albümüyle başladı. 2011 yılındaAcun Ilıcalının sunduğu Survivor Ünlüler-Gönüllüler yarışmasına katılmış ve 2. olmuştur.
22 Ekim 2012 tarihinde Nihat Doğan, Twitter hesabında İstanbul 1. Amatör Lig 3. Grupta yer alan Büyükderesporun teknik direktörü olduğunu açıkladı. Fakat Doğan, antrenör diplomasına sahip olmadığı için resmi olarak Büyükderesporun teknik direktörü değil. Türkiye Futbol Federasyonunun Sözleşmeli bir antrenöre sahip bir kulüpte, gerekirse bir yönetici, antrenör kulübede olmasa bile takımın başında yer alabilir. kuralına dayanarak Doğan, yönetici kartıyla sahaya çıktı. 2015 yılında Survivor All-Stara katılacaktı fakatÖzgecan Aslan hakkında Twitterda Siz de mini eteği giyip soyunup laik sistemin ahlaksızlaştırdığı sapıklar tarafından tacize uğrayınca da bas bas bağırmayacaksınız. dedi ve halktan büyük tepki aldı. Bunun üzerine Acun Ilıcalı, Nihat Doğanı Survivor All-Star 2015den men etti ve Galatasaray SK eski yöneticilerinden Adnan Öztürkün kendisi hakkındaki ihraç talebi Yönetim Kurulunca oy birliğiyle olumlu bulundu. Böylece 2015 yılının Mart ayında yapılacak olan Mali Genel Kurulda ihraç istemiyle oylama yapılmasının yolu açılmış oldu.
Ayrıca Nihat Doğan, kendini muhafazakr demokrat olarak tanımlamaktadır.