TV8in efsane programı Survivorın ünlüler takımına katılan efsane sanatçı Yılmaz Morgülden iddialı açıklamalar geldi. Yılmaz Morgül Kimse beni küçümsemesin. 10 kişi üzerime gelsin, sapasağlam çıkarım diyerek adeta herkese meydan okudu. Usta şarkıcı Yılmaz Morgülün açıklamaları gündeme bomba gibi düştü.
Şarkıcıların efsanesi Yılmaz Morgülün açıklamaları şu şekilde
Yılmaz Morgül: Acun bey de buna itiraz etmedi. Sonuçta benim sağlığım önemli. Hastalığım sırasında uzun süre kemoterapi gördüm. Sonrasında vücudumdaki bütün tüyler döküldü. Tedavi bittikten sonra da tüylerim sıklaşacağına seyrekleşti. Zaten oldum olası çok tüylü biri olmadım. Yüzümde çıkıyor fakat tek tük. çirkin bir görüntü olmaması, kendimi iyi hissetmem için bana traş izni de verildi. Eski yarışmada dansçı Hasan da kafasını traş ediyormuş. O yüzden burada sadece bana uygulanan özel bir durum yok. Herkesin içi rahat olsun. Tek sıkıntım saçlarım olabilir. Onu da bandanayla halledeceğim
çocukluğumuz balık tutarak, sahilde yüzerek geçti. O yüzden çok iyi yüzücüyümdür. Ve balık tutmasını da çok iyi bilirim. Yemek yapmakta da iddialıyım. Bir konuda çok doğru yazmışsın. Şimdi herkes beni hanım evladı gibi görüyor ama bilmiyorlar ki o ekibin en güçlü, en azimli yarışmacısı benim. Hepsi ters köşe olacak. Öyle böcekten de fareden de korkmam. Bana saygısızlık yapanın, arkamdan konuşanın haddini de bildiririm. Ama hadsizleşmeden, saygı kuralları içerisinde... Mevlanadan bir söz söylerim, ne diyeceklerini bilemezler. Ağlama konusunda haklısın... İnsanın orada psikolojisi bozuluyor. çok aç kalırsam, annemi, ailemi özlersem vallahi ağlarım
Ailem sporcu; dedem güreşçi, abim boksör, iki kız kardeşim de krosçu... Hepsinin dereceleri var. Madalyalı yarışmacılar yani... Ben de çocukluğumdan beri yüzüyorum, spor yapıyorum. Kimse beni küçümsemesin. 10 kişi üzerime gelsin, sapasağlam çıkarım. O yüzden herkes önyargılarını bir kenara bırakacak. Eğer yarışmaya böyle başlarsak kaybeden ben olmam. Akıllı olan benim bilgimden, gücümden, tecrübemden faydalanır. İnşallah aklın ve insani duyguların ağırlıkta olduğu bir ünlüler grubumuz olur. Duanızı benden eksik etmeyin. Hakkınızı helal edin. Ve Allaha emanet olun... diyerek meydan okudu.
Yılmaz Morgül Kimdir?
Yılmaz Morgül, 14 Ocak 1964 tarihinde İstanbulun Beykoz ilçesinde yedi çocuklu Morgül ailesinin altıncı çocuğu olarak doğmuştur. Aslen Rizelidir. Babaannesinin ud çalıp söylemesi ve babası İbrahim Beyin usta bir tulum müzisyeni olması nedeniyle müzikle içiçe büyüdü. 7 yaşındayken babası öldü.
İlk, orta ve lise öğrenimi boyunca müsamerelerde şarkılar söyledi, korolarda yer aldı, tiyatro oyunlarında roller üstlendi. Onbir yaşına geldiğinde Yurdaer Doğulu Müzik Merkezinde müzik eğitimine başladı.
Yılmaz Morgül, İshakağa İlkokulu, Ziya Ünsel Ortaokulu, Ferit İnal Lisesi, Kadıköy Belediye Konservatuarında okudu. Bütün okul yaşamı boyunca çeşitli işlerde çalıştı. Tarla işçiliğinden garsonluğa, komilikten inşaat sahalarına kadar kendi harçlıklarını kazanarak okudu.
Yılmaz Morgül, bugüne kadar Üsküdar, Kalamış, Beşiktaş, Kadıköy ve Bakırköy Musik Cemiyetlerinden dersler alarak kendini hazırladı. Yurdaer Doğulu Müzik Merkeziinde eğitim aldı.
1988 yılında ilk olarak Adanada Divan Otelinde assolist olarak sahneye çıktı. Elveda İstanbul adındaki ilk albümünü 1995 yılında çıkardı. 1996 yılında çıkardığı ikinci albümünde Orhan Gencebayın Dertler Benim Olsun, Cengizhan Altuntaş ve Mehmet Ilgının Ağlama Değmez Hayatını kendi tarzıyla yeniden seslendirdi. Zeki Mürenin unutulmaz filmlerinden biri olan Bahçevanın aynı isimli şarkısını yeniden okudu.
1994 yılında Elveda İstanbul şarkısıyla artık bütün ülkenin tanıdığı bir sanatçı oldu.
Gökkuşağı adında Türkiyeyi tanıtan programı sundu. Türkiyenin bütün yörelerinde ve Azerbaycan, Avusturya, Belçika, Amerika, Avustralya, Hollanda, Fransa, Almanya, İsveç, İsviçre gibi ülkelerde konserler verdi.
1997 yılında çıkardığı Üçüncü albümü Masum Yalanlarda çıkış parçası, Her Kuşun Eti Yenmez isimli Serdar Ortaç şarkısı oldu.
Avustralyanın Brisbeyn şehrinde 1997 yılında 32 ülkenin katıldığı Güney Pasifik Şarkı Yarışmasına Uluslararası Starkonumuyla katılıp En İyi Yorumcu ödülü aldı.
Levent Kırca - Oya Başar ile Olacak O Kadar TVde bir yıl çalıştı.
Cilt kanserine yakalandı, Yedi yıl boyunca Amerikada tedavi gördü.
Olay TVde Yılmaz Morgül Şov isimli bir program yaptı.
Yılmaz Morgül, beş yıl aradan sonra müzik dünyasına iddialı bir şekilde giriş yaparak, büyük titizlikle hazırlanan maxi single çalışması Yalnızlık Makamı Esen Müzik etiketiyle 17 Mart 2015 tarihinde tüm müzik marketlerde ve dijital kanallarda yerini aldı.
7 Şubat 2016 tarihinde başlayacak olan Survivor 2016 yarışmasına Yılmaz Morgül de Ünlüler takımında katılacak.
7 Şubat 2016 tarihinde TV8 ekranlarında başlayacak olan ve sunuculuğunu Acun Ilıcalının yapacağı Survivor 2016 yarışması gönüllüler takımında; Aylin Şallı, Damla Can, Efecan Dianzenza, Gizem Kerimoğlu, Gizem Memiç, Gülnihal Candan, İbrahim Giydirir, Semih Öztürk, Serkay Tütüncü, Zafer Mete yarışacak.
Ünlüler takımında ise: çağan Atakan Arslan (Soldier), Ebru Öztürk, Eda Akkaya, Ezgi Avcı, İbrahim Yattara, Nagihan Karadere, Serkan Ercan (Ütopya), Tuğba Özay, Yılmaz Morgül, Yunus Günçe yarışacaktır.
Albümleri
1995 - Elveda İstanbul
1996 - Yılmaz Morgül II
1997 - Masum Yalanlar
2000 - Olduğum Gibiyim
2001 - Türk Sanat Müziği Klasikleri
2003 - Can Parçam
2005 Cennet
2008 - Türk Sanat Müziği Klasikleri
2010 - YLMZMRGL
2015 - Yalnızlık Makamı (maxi single)
Fatih Ürek Kimdir?
Sevgi, Selvi, Nurgül adında 3 ablası olan Fatih Ürek bir yaşındayken, Erzurumda bir sucuk fabrikasında kasaplık yapan, aslen Malatyalı olan babası Şerafettin Ürekin Bursaya taşınması ile orada büyüdü. Annesi Seher Hanımdır. İlkokulu Bursada okudu. Babası çalışmak için İstanbula gitti. Babası altı ayda bir eve geliyordu bu yüzden onu annesi büyüttü. Orta birde beklemeye kalır: O sene Bursa Devlet Tiyatrosunun figüran kadrosuna girdi. 20 yaşına kadar tiyatroda çalıştı. Sonra haksızlık yapıldığını düşündüğü için işten çıktı. Bu dönemde; züccaciyecide, mobilyacıda çalıştı, kuş sattı.
Ablasıyla bir gün; Taylan Gazinosuna yemeğe gittiklerinde orada ona şarkı söyle diye ısrar ettiler, beğenilince ardından İş teklif ettiler. Böylece sahneye adım atmış oldu. Bu arada züccaciyecide çalışmaya devam ederek bir hoca tutup şarkı çalışmaya başladı.
Gençliğinde ses sanatçısı olmaya karar verdikten sonra Bursada Taylan Gazinosunda çalışmaya başladı, daha sonra da 1989 yılında İstanbula taşındı. Önce Şişlide oturdu, sonra para kazanmaya başladıkça semt değiştirdi, önce Etilere, oradan Tarabya ve Sarıyere taşındı.
1993 yılında çıkardığı Yaktı Yaktı albümüyle, Times Dergisinin düzenlediği ankette Best Album Cover Of All Time ödülünü kazandı.
Fatih Ürek, köfte dudaklarıyla çizgi film kahramanı Fred çakmaştaşa benzetilmektedir. Parıltılı pantolon, Transparan gömlek, Yılan dansı ve Hadi Hadi şarkısıyla gülen suratı hafızalara kazınmıştır.
Fatih Üreke ilk defa Mehmet Ali Erbil top diyerek aklı sıra espri ile karışık aşağılamıştır. Ancak Fatih Ürek, bu tip saldırılara cevap vermemektedir.
Bodrumda cafe açan Fatih Ürek, İstanbul Astoriada ikamet etmektedir.
Zayıflamak için mide ameliyatı geçiren ve kısa sürede 30 kilo veren Fatih Ürek, imajını da yeniledi. 5 Eylül 2015 Cumartesi akşamı yayınlanan İşte Benim Stilim All Star yarışmasına konuk sanatçı olarak katıldı.
Zeki Müren Kimdir?
Klasik Türk Müziği ses sanatçısı, söz yazarı ve besteci. Türk Sanat Musikisinin unutulmaz seslerinden biri olan Zeki Müren, duygulu sesi, farklı yorum tarzı ve feminen görüntüsüyle, Türkiyede birçok toplumsal tabuyu aşmıştır. Sanatını icra ederken takındığı efendi ve kibar tavrıyla ülkenin ilk sivil paşası olmuş; güçlü sesi, müzik kariyerindeki başarısı ve sahnedeki görkemiyle sanat güneşi ünvanına layık görülmüştür.
6 Aralık 1931de, Bursanın Tophane semtinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Bursada tamamladı. İnşaat mühendisi olan babası Kaya Müren, oğlunun musiki yeteneğinin ve hevesinin farkına vardı. Zeki Müren, Tamburi İzzet Gerçekerin hocalığında solfej ve sanat müziği usül dersleri almaya başlayarak, kişisel yetilerini edindiği bilgilerle geliştirdi.
1946da, ilk bestelerini yapmaya başlayan Müren, eğitim hayatına İstanbulda devam etmeye karar verdi. Büyük musiki üstadlarından ders almak, onları birebir dinlemek istiyordu. Bu hevesi kırmayan baba Müren, oğlunu İstanbul Boğaziçi Lisesine yatılı olarak gönderdi.
1949da, lise eğitimine devam ederken, sinema yönetmeni ve senaryo yazarı Arşavir Alyanakın babası ve ünlü bir musiki üstadı olan Agopos Efendi ile udi Kirkor Efendiden dersler almaya başladı. Sonraki yıllarda, Refik Fersan ve Şerif İçli hocalardan fasıl musikisi, Klasik Türk müziği makamları, usül ve kuramları üzerine öğretiler aldı; Şükrü Tunarla besteleme çalışmaları yaptı. Yine 1949da, ilk şarkısı ve akrostişi Zehretme bana hayatı cananımı besteledi. Bu şarkı İstanbul Radyosunda Suzan Güven tarafından Bursalı Zeki Mürenin acemkürdi şarkısı...anonsuyla okunduğunda, 17 yaşında bir lise öğrencisiydi.
1950 yılına gelindiğinde Müren, İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi (Şimdiki adıyla Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi) nin Yüksek Süsleme Bölümü, Sabiha Gözen Atölyesinde yüksek tahsiline başladı. Aynı yıl, açılan bir sınavda, 186 kişi arasından birinci seçilerek İstanbul Radyosu sanatçıları arasına katıldı. Ancak Mürenin hayatını asıl değiştiren olayın tarihi, 1 Ocak 1951di. O gün, İstanbul Radyosu sanatçılarından Perihan Altındağ Sözerinin aniden rahatsızlanması üzerine, onun yerine konser vermek için radyodan çağrılmıştı. Programda, 45 dakikalık muhteşem bir canlı performans sergileyen Mürenin musiki kariyeri, bu konserden sonra yükselişe geçti.
Sanatçının ilk profesyonel plak çalışması, aslında bu konserden önce, 1950 yılındaydı ve plağa Şükrü Tunarın güftesini yaptığı Bir Muhabbet Kuşu şarkısını okumuştu. Radyo programlarında seslendirdiği parçalarla yeteneğini sergileyen ve geniş bir dinleyici kitlesi edinen Mürenin ismi artık büyük harflerle yazılıyordu.
1954 yılında, müzikal başarılarının yanı sıra, o zamanların sinema ilahesi Cahide Sonkuyla başrolünü paylaştığı ilk beyaz perde çalışması olan Beklenen Şarkı filmini çevirdi. O dönemde halen öğrenci olan Müren, akademide üçüncü sınıftaydı. Henüz sahneye çıkmadığı için radyo programları vesilesiyle sesi tanınıyordu, ama insanlar sanatçının yüzünü merak ediyordu. On güzel bestesinin de yer aldığı müzikal niteliğindeki bu film, Zeki Müreni görmek isteyenlerin akınıyla gişe rekorları kırdı. 17 filmde daha başrol oynayan unutulmaz sanatçı, sinema oyuncusu olarak da büyük beğeni topladı ve o dönemler telaffuz edilen en yüksek rakamlı sözleşmelere imza attı. 1955 yılında, Arena Tiyatrosunun çay ve Sempati adlı oyununda da başrol oynadı. Filmlere kendi bestelediği şarkıların isimlerini verdi: Berduş, Hayat Bazen Tatlıdır, Altın Kafes, Bir Yaz Yağmuru, vs. Bundan sonrası için ünlü sanatçı, sahne ve plak çalışmalarına ağırlık vermeye başladı.
1955 yılında, müzik kariyerinde önemli bir noktaya gelen Müren, Manolyam adlı kürdilihicazkar makamındaki parçasıyla, Türkiyede ilk defa verilmeye başlanılan Altın Plak Ödülünün ilk sahibi olmayı başardı. Sanatını bu ödülle taçlandıran şarkıcı, dönemin en popüler ve aranılan yüzü haline geldi. Öyle ki, ünlü gazinolar sanatçıyla çalışmak için birbirleriyle kıyasıya rekabete girişti; sahne aldığı mekanlar cumhurbaşkanları, başbakanlar, bakanlar ağırladı. Vurgulu ve ince yorumuyla, ahenkli sesiyle kulağa; tasarımı kendine ait gösterişli ve ilgi uyandıran kostümleriyle de göze hitap eder hale gelmişti (Bir gazino çalışmasında o zamana kadarki en uzun ökçeli ayakkabıyı giymişti: 20cm). Türkiyede ilk defa saz ekibini de standart kıyafetlerle birörnek giydiren Müren, sahnede bütünlük oluşturarak, müziğine neredeyse tiyatral bir görkem katıyordu. Bu vesileyle kendisine, sadece ömrü boyunca değil, ölümünden sonra da adıyla birlikte telaffuz edilmeye devam edecek olan sanat güneşi betimlemesi atfedildi.
Birçok sanatsal yeteneğe sahip olduğunu, ortaya koyduğu başarılı yapıtlarla kanıtlayan Müren, 1965 yılında, farklı zamanlarda yazdığı şiirlerini biraraya getirerek Bıldırcın Yağmuru adıyla yayınladı. Amatör olarak resimle ve desen tasarımıyla da ilgilendi ve birkaç sergi açarak bu alandaki yeteneğini gözler önüne serdi. 70li yıllar boyunca birçok kaset çalışması yayınlayan sanatçı, televizyonun gündelik hayattaki payını arttırmasıyla birlikte, sahnelerden ekranlara doğru geçiş yapmaya başladı. Sayısız kurum ve kuruluş tarafından birçok ödüle layık görüldü ve sanatını aynı saygın çizgiden kopmaksızın sürdürdü. Sert ifadesine rağmen, duygusal besteleri ve nezaketiyle, Türkiyenin ilk sivil paşası oldu. 70li yılların sonuna doğru, kalp yetmezliği, yüksek tansiyon ve şeker hastalığı nedeniyle, sanatsal çalışmalarında perde arkasında kalmayı tercih etti. Sahnelerden uzaklaşarak, varlığını, dönemin müzikal modası olan video kliplerde hissettirdi.
1980de Kuşadasında ve 1983de Pariste kalp krizi geçirdikten sonra, Bodrumdaki evinde istirahate çekildi. 1984de, oldukça uzun bir zamandan sonra geliri antik tiyatronun restorasyonuna harcanmak üzere, Bodrum kalesinde son konserini verdi. Aldığı ilaçlar yüzünden artan kilosu ve yıpranmış görüntüsüyle değil de, parıltılı kostümler içindeki görkemli haliyle hafızalarda kalmak isteyen Müren, evine kapanarak insanlardan uzaklaştı. 24 Eylül 1996 tarihinde, TRT tarafından adına düzenlenmiş bir ödül töreninin TV çekimleri için İzmir Stüdyosuna gelen sanatçı, Ajda Pekkan ve Muazzez Ersoyun da bulunduğu program esnasında kalp krizi geçirerek hayata veda etti. Üç yıldan aradan sonra çıkarmayı planladığı, Ajda Pekkan, Muazzez Abacı ve Muazzez Ersoyla düetlerin yer alacağı yedi şarkıdan oluşan yeni kasetini tamamlayamamıştı.
Hemen hemen her albümü büyük başarılara imza atan Zeki Müren, Türk toplum yapısıyla tezat düşen görüntüsüne rağmen, farklı kesimlerden insanların sevgisini kazanabilmiş nadir sanatçılardandır. 45 yıllık sanat hayatında, yüzün üzerinde besteye imza atan sanat güneşi, ikiyüzün üzerinde plak ve albüm çalışması yayınlamıştır. Almanya, Amerika, Yunanistan gibi ülkelerde de kasetleri satılmıştır. İngilterenin dünyaca ünlü şarkıcılarından Morrissey ve Marc Almond, Zeki Müreni en sevdikleri ses sanatçıları arasında baş sırada göstermektedirler.
Mürenin radyolarda başlayan canlı performans geçmişi artarak devam etmiş ve Türkiyenin en çok konser veren sanatçısı haline gelmiştir. Öyle ki, bir yıl içinde yaklaşık yüz konsere çıktığı olmuştur. çok sevdiği Bodrumda evinin bulunduğu koy bugün, kendi adıyla anılmaktadır. Aynı zamanda sanatçının evi, müzeye dönüştürülmüştür ve sahne kostümlerinden resim çalışmalarına kadar birçok yapıtı burada sergilenmektedir. Mürenin cenazesi, binlerce kişinin katılımıyla, görkemli bir törenle kaldırılmıştır. Kabri Bursa Emirsultan mezarlığında bulunmaktadır ve mirasının büyük bir bölümünü Mehmetçik Vakfına bağışlamıştır.
ALBÜMLERİ
SENEDE BİR GÜN (1970); PIRLANTA 1 (1973); PIRLANTA 2 (1973); PIRLANTA 3 (1973); PIRLANTA 4 (1973); HATIRA(1973); ANILARIM (1974); MÜCEVHER (1975); GÜNEŞİN OĞLU (1976); NAZAR BONCUĞU (1977); SÜKSE (1978); KAHIR MEKTUBU (1981); ESKİMEYEN DOST (1982); HAYAT ÖPÜCÜĞÜ (1984); MASAL (1985); HELAL OLSUN (1986); AŞK KURBANI (1987); GÖZLERİN DOĞUYOR GECELERİME (1988); AYRILDIK İŞTE (1989); KARANLIKLAR GÜNEŞİ (1989); ZİRVEDEKİ ŞARKILAR (1989); DİLEK çEŞMESİ (1989); BİR TATLI TEBESSÜM (1990); DORUKTAKİ NAĞMELER (1991); SORMA (1992)
Ölümünden Sonra Yayınlanan Albümler
MUAZZEZ ABACI ZEKİ MÜREN DÜET (2000); SELAHATTİN PINAR ŞARKILARI (2005); SADETTİN KAYNAK ŞARKILARI (2005); ZEKİ MÜREN: 1955-1963 KAYITLARI (2005); BATMAYAN GÜNEŞ (2006)
Muazzez Abacı Kimdir?
Muazzez Abacı, 12 Kasım 1947 tarihinde Ankarada doğmuştur. Babasının adı Oktay Altıoklardır. İlkokula yatılı olarak başladığı Ankara Kolejinde liseye kadar okudu.
Henüz 5 yaşındayken dönemin Cumhurbaşkanı Celal Bayar ve Başbakanı Adnan Menderese, çıkarıldığı sahnede Üsküdara Giderken Aldı da Bir Yağmur şarkısını söyledi.
1967 yılında stajyer sanatçı olarak Ankara Radyosuna girdi. İlk konserini 1970te verdi. İki yıl sonra ise 1972 de Silemezler Gönlümden şarkısıyla adını bir anda tüm müzik dünyasına duyurmayı başardı. 1973 yılında Bir Sen Kaldın İçimde adlı ilk plağını çıkardı. 1974 yılında ise Bebek Maksim Gazinosunda İstanbul sahnelerine ilk adımımı attı. Radyo yıllarından sonra ise gazinoların vazgeçilmez assolistlerinden biri olmuştur.
1990 yılında Cemal Safinin sözlerini yazdığı Vurgun adlı şarkı ve albümle kariyerinin zirvesine çıktı.
Muazzez Abacı, henüz 18 yaşındayken Diyarbakır emniyetinden polis memuru Abdurrahman Abacı ile 1965 yılında evlendi, Muazzez Abacı. Biricik kızı Saba (d.1969) bu evlilikten dünyaya geldi. Abdurrahman Abacıdan 1970 de boşandı. İkinci evliliğini avukat Atilla Kurtbaşla 1973 yılında yaptı. ancak bu evlilik sadece iki yıl sürmüştür.
Muazzez Abacı,1980 yılında cezaevinde olan ünlü kabadayı Hasan Heybetli ile evlendi. Bu evlilik 3 yıl sürdü. Birkaç yıl ayrı yaşan çift, 1989 yılında yeniden dünya evine girdi. Fakat bu evlilik de uzun sürmedi.
Albümleri
1974 - Muazzez Abacı ve Mustafa Sağyaşar
1974 - Muazzez Abacı Midi Long Play
1974 - Muazzez Abacı Akşam Dönüşü Geçtim
1974 - Muazzez Abacı Yine Neşeyi Muhabbet
1975 - Muazzez Abacı Yeşil Gözlerinden Muhabbet Kaptım
1975 - Muazzez Abacı Söylüyor
1975 - Ölümsüz Eserlerle Muazzez Abacı
1978 - Dönüş
1981 - Yasemen
1982 - Muazzez Abacı Söylüyor
1983 - Muazzez Abacı 83
1986 - Geceler
1986 - Şakayık
1989 - Felek
1990 - Vurgun
1991 - Sensiz Olmadı
1992 - Efendim
1993 - Musikinin Altın çağı Vol.1
1993 - Musikinin Altın çağı Vol.2
1994 - Kar Yangınları
1994 - Güller Arasından
1995 - Tutkunum
1996 - Söyleme Bilmesinler
1998 - Cesaretim Var
1998 - Muazzez Abacı ve Zeki Müren Düet
2001 Hükümlüyüm
Celal Bayar Kimdir?
1883 yılında Bursanın Gemlik ilçesinin Umurbey köyünde doğdu. İlk ve orta öğrenimden sonra memuriyet yaşamına atıldı. Adalet, reji ve bankacılık alanında memuriyet görevlerinde bulundu. 1908 yılında İkinci Meşrutiyetin ilnından sonra İttihat ve Terakki çalışmalarına katıldı. Bu cemiyetin İzmir Şubesi Genel Sekreterliğini yaptı.
12 Ocak 1920de toplanan son Osmanlı Mebusan Meclisine Saruhan Sancağı Milletvekili olarak katıldı. Mill Mücadelenin başlaması ile birlikte Anadoluya geçerek bu hareketteki yerini aldı.
Mill Mücadele sırasında Batı Anadoluda etkinlik gösterdi. Aynı zamanda Birinci Büyük Millet Meclisinde Bursa Milletvekili olarak görev aldı. 1921de İktisat Bakanı oldu.
Lozan Barış Konferansına danışman göreviyle katıldı. 1923 seçimlerinden sonra İkinci Büyük Millet Meclisine İzmir Milletvekili olarak girdi.
1924 yılında İş Bankasının kurulmasında önemli rol oynadı. Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşundaki savaşım çabalarında politikacı ve iktisatçı kimliği ile parladı. 1937-1939 yılları arasında Başbakanlık yaptı. Daha sonra siyas yaşamını İzmir Milletvekili olarak sürdürdü.
çok partili siyas yaşama geçilmesi üzerine 1946 yılında arkadaşları ile birlikte Demokrat Partiyi kurdu ve başkanlığına getirildi. Partisinin 1950 seçimlerini kazanmasından sonra aynı yıl Türkiye Büyük Millet Meclisince Türkiyenin üçüncü Cumhurbaşkanı seçildi. (22 Mayıs 1950)
10 yıl boyunca sürdürdüğü bu görevden 27 Mayıs harektı ile 1960 yılında uzaklaştırıldı.
Yassıada Mahkemesi tarafından idama mahkum edildi. (15 Eylül 1961)
Cezası daha sonra müebbet hapse çevrildi. Yassıadadan Kayseri Bölge Cezaevine nakledilen Bayar, 7 Kasım 1964de rahatsızlığı nedeniyle serbest bırakıldı.
1903 yılında Reşide Hanımla evlenen ve üç çocuğu olan Celal Bayar, 22 Ağustos 1986 gününde İstanbulda vefat etti.
Levent Kırca Kimdir?
Levent Kırca, 1948 doğumlu oyuncu, yönetmen. Olacak O Kadar programıyla 17 yıl ekranlarda olan Kırca, unutulmaz tiplemeler yarattı. Aynı zamanda birçok tiyatro oyununa imza attı.
Levent Kırca, 28 Eylül 1948 tarihinde Samsun Ladikde doğmuştur. Ankara Devlet Konservatuarı Tiyatro Bölümünden mezun olmuştur. İlk kez sahneye çıkışı 1965 yılında Cüneyt Gökçerin öğrencisi olarak Ankara Devlet Tiyatrosunda gerçekleşti. 1966 yılında öğrenciyken Buzlar çözülmeden oyunuyla sahneye çıktı. Hemen ardından Orhan Erçin Tiyatrosunda tuluat ve ortaoyunu oynadı. Daha sonra Maltepe Komedi Tiyatrosu, Ankara Birlik Sahnesi ve Halk Oyuncularında görev aldı.
Vasıf Öngören sayesinde epik tiyatroyla tanıştı. Onun tiyatrosunda Adam Adamdır, Asiye Nasıl Kurtulur?, Aziz Nesinin Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz oyunlarında oynadı.
Daha sonra televizyona geçiş yapan Kırca, birçok dizinin yapımcılığını üstlendi, aynı zamanda bu dizilerde rol aldı. Bunlar; Sağlık Olsun, Ne Olur Ne Olmaz, Nasreddin Hoca Oyun Treni, Siz Olsaydınız Ne Yapardınız?, Bu Oyun Nasıl Oynanmalı? idi.
1978 yılında sinemaya Altınşehir adlı filmle el attı. 1979da Nolacak Şimdi? adlı filmde oynadı. Aynı yıllarda Arkadaş kabare tiyatrosunu, 1980de Levent Kırca tiyatrosunu kurdu. Bunun ardından Mavi Muammer (1985), Ölürsün Gülmekten (2000), son (2001), Şeytan Bunun Neresinde (2002) ve Kendini Bırak Gitsin (2004) geldi. Yine 2004te Ağa Kızı adlı dizide oynadı. Bu filmlerde rol almasının yanısıra Son filminin senaryosunu yazdı, aynı zamanda Son ve Şeytan Bunun Neresinde filmlerinin yönetmenliğini üstlendi. 2006 yapımı Reyting Kasabası filmini de yönetti.
Bir yandan sinemayla uğraşan Kırca, diğer yandan Hodri Meydan Topluluğu adlı tiyatro grubunu kurdu. Bu toplulukla Sefiller, Üç Baba Hasan, Kadıncıklar, Güzel ve çirkin gibi oyunlar sergiledi. Eski eşi Oya Başar da bu oyunların kadrosunda bulunuyordu.
Levent Kırcayı Türk halkının zihnine kazıyan en önemli yapım, 1988de başlayıp 21 yıl boyunca ekrana gelen Olacak O Kadar dizisi oldu. Dizideki Küçük Hüsamettin, Cevat Kelle, Bestami gibi tiplemeler yıllarca akıllardan silinmedi aynı zamanda dizi, birçok genç yeteneği tiyatroya kazandırdı. 2002 yılının sonunda ise Levent Kırca Tv adlı bir kanal kurdu ancak kanal, 3 ay sonra yayından kaldırıldı. Birkaç gün boyunca RTÜKü protesto etmek için açlık grevi yaptı.
Levent Kırca Mart 2009 Belediye Seçimleri için DSPden Üsküdar Belediye Başkanlığı için aday olmuştur, fakat 4üncü sırayı alarak kazanamamıştır.
Levent Kırca, 1998 yılında Kültür Bakanlığınca verilen Devlet Sanatçısı unvanını aldı. Devlet Sanatçısı ünvanı Nisan 2015 ayında geri alındı. Saint Petersburg Bal Mumu Heykelleri Müzesinde heykeli olan nadir Türk sanatçılardandır.
1 Mart 2011 tarihinden itibaren yayın hayatına günlük gazete olarak devam eden Aydınlık Gazetesinin yazarıdır. Aynı zamanda Vatan Partisinin Merkez Yürütme Kurulu üyesidir.
Levent Kırcaya 2015 temmuz ayında karaciğer kanseri teşhisi kondu ve tedavisine başlandı.
Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesinde karaciğer kanseri nedeniyle tedavi gören tiyatrocu Levent Kırca 12 Ekim 2015 tarihinde 67 yaşında hayatını kaybetti.
Evlilikleri
1. Evliliği: 1975 yılında TRTde yazar ve yönetmenlik yapan Nur Diner ile evlendi. 1985 yılında boşandı. Bu evlilikten de Oğulcan Kırca ve Özdeş Kırca adında iki oğlu oldu.
2. Evliliği: ikinci evliliğini haziran 1985 yılında Oya Başar ile yaptı. Bu evlilikten Umut Kırca ve Ayşe adında 2 çocuğu bulunuyor. 2000 yılında boşanıp, 2001 yılında ikinci kez evlendiler, ama 2005 yılında tekrar boşandılar.
Tiyatro oyunlarının Bazıları :
2012 - Azınlık
2011 - Fırıldak
2009 - Üç Baba Hasan
2008 - Toros Canavarı
2005 - Ateşin Düştüğü Yer
2000 - Sefiller
1999 - Güzel Ve çirkin
1983 - Kadıncıklar
1982 - Generallerin Aşkı
Dosya
İki perde Azizlik
Gereği düşünüldü
Nemo bankası
1970 - Oyun Nasıl Oynanmalı
Filmleri
2011 - Karımın Dediği Dedik çaldığı Kontrbas
2010 - Son İstasyon
2009 - Olacak O Kadar (Dizi)
2006 - Rating Kasabası (Oyuncu ve yönetmen)
2004 - Ağa Kızı (Dizi)
2004 - Kendini Bırak Gitsin
2002 - Şeytan Bunun Neresinde, (Oyuncu ve yönetmen)
2001 - Son, (Oyuncu, senarist ve yönetmen)
2000 - Üç Baba Hasan (Oyuncu ve yönetmen)
2000 - Ölürsün Gülmekten
1986 - Yeniden Olacak O Kadar(Dizi)
1985 - Mavi Muammer
1979 - NOlacak Şimdi
1978 - Taşı Toprağı Altın Şehir
1974 - Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz (Dizi)
Oya Başar Kimdir?
Oya Başar, 22 Nisan 1956 İstanbulda doğdu. Komedyen, sinema ve tiyatro oyunusu. Tiyatro sanatçısı Levent Kırcanın eski eşi. Baba tarafı Selanikli, anne tarafı Kürttür.
Yaklaşık 8 yaşında İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatrolarına giren Oya Başar, İstanbulda eğitimini tamamladıktan sonra, çeşitli tiyatrolarda çalıştı. Devekuşu Kabare, İstanbul Tiyatrosu, Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu gibi daha bir çok tiyatroda çalıştı. Televizyon dizileri yaptı.
Ardından Levent Kırca - Oya Başar Tiyatrosu kuruldu. 1988 yılında başlayan dünyanın en uzun soluklu programlarından olan Olacak o Kadar TV dizisinde de oyuncu, yönetmen ve yapımcı olarak çalıştı.
Son dönemde Şehir Tiyatrosuna tekrar dönerek, müzikal oyun Yedi Kocalı Hürmüz oyununu oynadı.
Oya Başar, Kadın ile Memur oyununda BKMde, Yedi Kocalı Hürmüz oyununda İstanbul Şehir Tiyatrosu, Üç Baba Hasan, Seferi Ramazan Beyin Nafile Dünyası, Gereği Düşünüldü oyununda Oya Başar Levent Kırca Tiyatrosu, Morfinoyununda Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu, Haneler oyununda Devekuşu Kabare tiyatrosunda oynamıştır.
Oya Başar, meme kanserine yakalandı tedaviler sonucunda iyileşti. Levent Kırcadan boşandıktan uzun bir süre sonra 7 Kocalı Hürmüz oyunundan tanıştığı ve hastalığı sürecinde hiç kendisini yalnız bırakmayan tiyatro sanatçısı Ali Karagöze aşık olduğunu söylüyor.
2011 de BKMde Kadın ve Memur oyununda yer almıştır.
Oya Başar, Benim Annem Bir Melek (2008), Sev Kardeşim (2006), Kendini Bırak Gitsin (2004), Ah Yaşamak Var Ya! (2002), Son (2001), Ölürsün Gülmekten (2000), Sokak Şarkıcıları (2000), Mavi Muammer (1985), Gözüm Gibi Sevdim (1982), Berduşlar (1982) ve daha pek çok film ve dizide rol aldı. Halen tv ve tiyatro çalışmalarına aktif olarak devam etmektedir.
2014 yılı Kasım ayında Show TVde yayınlanmaya başlayan, Türker İnanoğlu yapımcılığında Erler Filmin yaptığı Roman Havası adlı dizide başrolü Oya Başar, Levent Ülgen, Cezmi Baskın, Petek Dinçöz, Erkan Şahin ve Günay Karacaoğlu paylaşmaktadır. Dizide ayrıca İlhan Daner, Lalizer Kemaloğlu, Boğaç Aksoy, Gökhan Şahin, Gülay Baltacı, Mehtap Ar, Hakan Dülger, çiğdem Aygün, Galip Erdal, Goncagül Narlı ve Mesut İzgi gibi usta isimler yer alıyor.
Evlilikleri
1. Evliliğini 1985 yılında Levent Kırca ile yapmış ve 2000 yılında boşanmışlardır.
2. Evliliğini 19 Şubat 2001 de tekrar Levent Kırca ile yapmış ve 2005 yılında boşanmışlardır.
Tiyatro sanatçısı Oya Başar, çocukları Umut (d.1982) ve Ayşe Kırcayla birlikte Yeniköydeki yalısında yaşamını sürdürüyor
Yapımcı olduğu Filmler
2002 - Şeytan Bunun Neresinde (Sinema Filmi)
2001 - Son (Sinema Filmi)
Oyuncu Olduğu Filmler
2015 - Yusuf ve Yusuf (Kadriye) (Sinema Filmi)
2014 - Roman Havası (TV Dizisi)
2011 - 2012 - Alemin Kıralı (Asalet) (TV Dizisi)
2008 - 2009 - Benim Annem Bir Melek (Neriman Turuncu) (TV Dizisi)
2006 - Sev Kardeşim (Meryem) (TV Dizisi)
2004 - Kendini Bırak Gitsin (TV Dizisi)
2002 - Ah Yaşamak Var Ya! (Hatun) (TV Dizisi)
2001 - Son (Necla Fidan) (Sinema Filmi)
1986 - Olacak O Kadar (Nebalet) (TV Dizisi)
1986- Mavi Muammer 3 / Ölürsün Gülmekten (Video)
1985 - Mavi Muammer 2 / Silahtan Ödüm Patlar (Video)
1985 - Mavi Muammer (Video)
1982 - Gözüm Gibi Sevdim (Ayşe) (Sinema Filmi)
1982 - Berduşlar (Nesrin) (Sinema Filmi)
1978 - çilekeş (Suna) (Sinema Filmi)
1978 - Neşeli Günler (Ayşen Gruda Seslendirmesi) (Sinema Filmi)
1977 - Vahşi Sevgili (Fadimenin Kardeşi) (Sinema Filmi)
1977 - Sen Ve Ben (Sinema Filmi)
1977 - Ne Zaman Geleceksin (Sinema Filmi)
1977 - Kördüğüm (Emine) (Sinema Filmi)
1976 - Zühtü (I) (Döndü) (Sinema Filmi)
1976 - Mahallede Şenlik Var (Sinema Filmi)
1976 - Lüküs Hayat (Hizmetçi) (Sinema Filmi)
1976 - Kaybolan Saadet (Sevim) (Sinema Filmi)
1976 - Bulunmaz Uşak (Sinema Filmi)
1976 - Bitmeyen Şarkı (Nebahat) (Sinema Filmi)
1976 - Analar Ölmez (Öğretmen) (Sinema Filmi)
1975 - Canavar Cafer (Gazete çalışanı) (Sinema Filmi)
1974 - Sokak Şarkıcıları (TV Dizisi)
1966 - Oduncunun çocukları (Sinema Filmi)