TÜRKİYE SİYASİ KRİZ YILLARINI GERİDE BIRAKMIŞTIR: Milletimiz iki seçimde de, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini teyit ve tescil etmiş, parlak geleceğini bu sistemsel mimaride gördüğünü iyice netleştirmiştir. Türkiyemizin önü açılmakla kalmamış, yönetim hayatımızdaki denge ve düzen kurumsallaşmıştır. Bir rejim içinde teşekkül eden siyasi iktidar yapısı meşruluğunu doğrudan doğruya inançlardan ve tecelli eden iradeden almaktadır. Parlamenter Sistemin arıza çıkaran, su kaynatan, sorun üreten, huzur ve istikrara pranga vuran, dahası mutabakat yerine kronik münakaşaları kesintisiz tırmandıran mahsurları hepten giderilmiş, Türkiyemiz deyim yerindeyse ayak bağlarından tümüyle kurtulmuştur. Türk demokrasisi tarih, kültür ve sosyolojik kodlarımıza muvafık yönetim reformuyla daha da olgunlaşmış, bir üst lige sıçramıştır.
PARTİMİZ 50 MİLLETVEKİLİYLE TÜRK SİYASETİNİN KİLİT VE STRATEJİK AKTÖRÜ HALİNE GELMİŞTİR:
Konuşmamın bu aşamasında bilhassa 14 Mayıs öncesi partimize karşı yapılan sistematik tahriklerle, husumet tonu bir hayli fazla olan azgınlaşmış kara kampanyalara kuşkusuz temas etmek ve huzurlarınızda tarihe not düşmek mecburiyetindeyim. Milliyetçi Hareket Partisi toplamda 5 milyon 484 bin 820 oy sayısı ve yüzde 10,07 oy oranıyla şeytani planları alt üst etmiş, şiddetli iftiraları boşa çıkarmış, şirret saldırı dalgasını kırıp atmıştır. Partimiz 50 milletvekiliyle Türk siyasetinin kilit ve stratejik aktörü haline gelmiştir.
çEKİçLE ÖRS ARASINA SIKIŞMIŞ BİçARELİKLE SİYASET YAPILAMAZ:
Siyaset akıl, ahlak, inanç ve fikir hazinesine erişmiş olanlar için anlamlı, değerli, kalıcı, sürekli bir eylem ve erdem sahasıdır. çete mantığıyla, çelişkiler manzumesiyle, çekiçle örs arasına sıkışmış biçarelikle siyaset yapılamaz, bununla mündemiç insan onuru sahiplenilemez, millet ve devlet bekası savunulamaz. Tarlası sırtında dolaşanlar, yağmur yağsa da ıslanmayanlar, tipi vursa da etkilemeyenler için siyaset ve fikir mücadelesi diye bir şey yoktur ve olmayacaktır. Bu kategoride olanlar sadece aymaz, sadece gafil, sadece çıkarcı değil, aynı zamanda yüreksizdir. Milliyetçi Hareket Partisinin yüreksizlerle, yükte hafif pahada ağır menfaatlerinin kölesi olmuş siyasi devşirmelerle ne bugün ne de gelecek de işi ve ilgisi olmayacaktır. Yunusun dediği gibi, Her dem taze doğarız, bizden kim usanası.
PİRUS ZAFERİ METAFORUYLA GÖLGELEMEYE çALIŞANLAR...:
Kurt dondurucu kışı geçirmiş, fırtınalara direnmiş, velakin yediği ayazı da hiç unutmamış, unutmayacaktır. Baharı getireceğiz diyenlerin şimdi damı karla kaplanmış, ne Pensilvanyada ne de Kandilde güneş açmıştır. Direne direne kazanacağız diyenlerin ocağına incir ağacı dikilmiş, zillet cephesi süngü düşürmüştür. Birleşe birleşe kazanacağız diyenler, dağıla dağıla sağa sola savrulup gitmiş, CHPye yuva yapan siyasetin guguk kuşları seçimlerin hemen ardından taşıyıcı bedenlerine sırt dönmüştür. Cumhur İttifakının başarısını Pirus Zaferi metaforuyla gölgelemeye çalışanlar da çizgili pijamalarını giyip Türkiyenin yükselişini tırnaklarını yiyerek izlemeye başlamışlardır.
OYUMUZU YÜZDE 2-3 GÖSTERDİLER:
Oyumuzu yüzde 2-3 gösterdiler; hiç aldırmadık, hiç de oralı olmadık. Baraja takılacağımızı söylediler, coşkun ırmaklar gibi taştık, yangın yerinde gül olup açtık, karanlık gecede hilal olup parladık. Bitti dediler, yeni ve yeniden güç devşirerek koşmaya başladık. Onlar bizi tanımıyor, fakat biz menfur ve melun niyet sahiplerinin alınlarına yapışmış etiket fiyatlarında kaç kuruş yazdığını, bunların ne kadar ucuzlaştığını gayet iyi biliyoruz. Onlar bizi görmezden geliyor, fakat biz alayını birden görüyor, yaklaşan hesap gününü dört gözle bekliyoruz. Varsın biraz daha oyalansınlar, varsın biraz daha avunup kendilerini kandırsınlar. İnanıyorum ki, Türk milletinin kudretini eninde sonunda görecekler. MHPsiz Meclis düşü kuranların hepsi birden, Türksüz millet özlemi çeken alçaklar güruhudur.
LOBİLERİN İŞTAHLANMASI ONLARIN İç SORUNU:
Türkiye; ekonomisiyle, siyasetiyle, diplomasisiyle, milli birlik ve kardeşlik ruhuyla, tarihi ve kültürel müktesebatıyla, kavga yerine kucaklaşmayı öne alan sarsılmaz iradesiyle önümüzdeki yüzyılı lehine çevirebilecektir. Dileğim muhalefet partilerinin girdikleri tünelden, düştükleri türbülanstan bir an evvel çıkmaları, milli ve ahlaki siyaset ilkelerini gecikmeksizin benimsemeleridir. Maalesef ülkemizin öncelikli sorun alanlarından birisi fikirsiz, temelsiz, kimliksiz, istikametsiz, hedefsiz, heyecansız, milli ve manevi değerlere hazımsız muhalefet anlayışıdır. Bu anlayış demokrasimiz için de bir kambur ve külfettir. Muhalefet partilerinin kaynayan kazanı kapak tutmasa da, bu bizim meselemiz değildir. Birbirlerini yiyip tüketmeden orta yolu bulmaları tavsiyemdir. Kulislerin ateşlenmesi, lobilerin iştahlanması onların iç sorunudur.
SAYIN KILIçDAROĞLUNU DEFALARCA UYARDIM:
Üzüntümüz CHP Genel Başkanının hala milletimizin mesajını algılayamamış, hala anlam verememiş olmasıdır. Bir televizyon kanalında, kazanamadık, ama ağır bir yenilgi de almadık sözleri, köylülerimizi ve TRTyi suçlayan ve hakir gören tarihi hatası şuur kaybının yanı sıra hala şoku atlamadığına delildir. Köylülerimizi suçlamak, aşağılamak, horlamak bir defa demokrasiye, milli iradeye, insani değer ve mirasa çok kesif bir saldırıdır ve failinin derhal özür dilemesi lazımdır. Nefsine söz geçiremeyenden siyasetçi olmayacağı gibi adam da olamayacaktır. Yine Kılıçdaroğlunu Hz. Mevlananın sözüyle uyardım ve dedim ki: Kiminle gezdiğinize, kiminle arkadaşlık ettiğinize dikkat edin; çünkü bülbül güle, karga çöplüğe götürür. Sayın Kılıçdaroğlu ve diğer ortaklarının milletin çağrısına kulak verip, en azından yeni bir anayasa konusunda olumlu ve yapıcı yaklaşmaları önümüzdeki en belirgin samimiyet testidir.
100 MADDELİK ANAYASA TEKLİF METNİMİZ DE çOKTAN HAZIRLANMIŞTIR:
Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı Türkiyemize geniş katılımlı, kapsayıcı, demokratik nitelikli, milletimizin özlemlerini yansıtan, devlet ve millet dengesini titizlikle kuran bir anayasa kazandırabilmek için elini taşın altına koymaya hazırdır. Bu kapsamda Cumhuriyetin 100ncü yıldönümünde 100 maddelik Anayasa teklif metnimiz de çoktan hazırlanmıştır. Yeni yüzyılda, 100 il, 1000 ilçeden müteşekkil idari yapısıyla gücüne güç katmış bir Türkiyeyi inşa ve ihya etmemiz mümkündür. 18 Mart 2021 tarihinde gerçekleşen 13üncü Olağan Büyük Kurultayımızda milletimle paylaştığım beş stratejik hedeften birisi, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine, daha yerinde bir ifadeyle, Türk Tipi Başkanlık Modeline sahip çıkmak, ilke, kural ve kurumlarıyla yaşamasına hizmet etmektir. Bir başka stratejik hedef olarak da; sivil, geniş katılımlı, herkesi kapsayan, yeni yönetim sisteminin ruhuna ve dokusuna müzahir yeni bir anayasa hazırlığını göstermiştim. Demiştim ki, Milliyetçi Hareket Partisi bu kapsamda gerekli çalışmalarını sürdürmektedir ve önümüzdeki birkaç ay içinde hazırlıklarımız Allahın izniyle tamamlanacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi yeni anayasa konusunda sık sık dile getirdiği çalışmalarını Allaha şükürler olsun ki 4 Mayıs 2021 tarihinde bitirmiş ve metin yazımı sonuçlanmıştır. Cumhuriyetin 100. Yılında 100 Maddelik Yeni Anayasa teklif metnimiz müzakere edilmek için hazırdır.