Bakan Fidan, Bakanlığının 2024 yılı bütçesi üzerinde konuştu

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Bakanlığının 2024 yılı bütçesi üzerinde konuştu.

Haberler 21.12.2023 - 19:30 Son Güncelleme : 21.12.2023 - 19:33

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, ABnin Türkiyeyi ortak değil rakip olarak görmesi ve bazı NATO müttefiklerimizin güvenlik hassasiyetlerimizi dikkate almaması, ülkemizi daha fazla kabiliyet ve alternatif stratejiler geliştirmeye yöneltmektedir. Bu, bizim için bir tercih değil, devletimizin ve milletimizin bekası için zorunluluk haline gelmiştir. dedi.

Fidan, Genel Kurulunda, Bakanlığının 2024 yılı bütçesi üzerinde yaptığı konuşmada, uluslararası sistemin uzun süredir belirsizlik ve istikrarsızlık içerisinde savrulduğunu, büyük güçler arasında artan jeopolitik ve jeo-ekonomik rekabetin bu belirsizliği ve istikrarsızlığı daha da derinleştirdiğini kaydetti.

Ukrayna Savaşının, konvansiyonel savaşı Avrupa kıtasına yeniden taşıdığına işaret eden Fidan, savaş devam ederken İsrailin Gazzeye saldırılarının başladığını, bu yeni gelişmenin Türkiyenin de içinde bulunduğu bölgeyi ve küresel sistemi derinden sarstığını söyledi.

Suriye, Irak, Libya, Kafkaslar ve Balkanlardaki gerginlikler ile Afrika Kıtasındaki darbe ve diğer siyasi krizlere dikkati çeken Fidan, bu gelişmelerin de bölgedeki tabloyu daha da karmaşık hale getirdiğini belirtti.

Fidan, Türkiye eksenli bağımsız dış politika, ülkemizi uluslararası gündemi belirleyen, kritik coğrafyalarda tesir yaratan bir aktöre dönüştürmüştür. dedi.

Stratejik hedefleri dört ana alanda sınıflandırdıklarını aktaran Fidan, Bu hedeflerimiz; bölgesel barışı ve güvenliği güçlendirmek, yeni ittifaklar ve ortaklık mekanizmalarıyla dış ilişkilerimizin kurumsal zeminini genişletmek, bölgemizde ekonomik kalkınmayı ve refahı geliştirmek, küresel sistemin dönüşümüne tesir etmek... diye konuştu.

Fidan, dış ilişkileri güvenlik, istihbarat, teknoloji, ekonomi, ticaret, enerji, ulaştırma ve kültür dahil, bütüncül şekilde yürüttüklerini bildirdi.

ÖTEDEN BERİ FİLİSTİN HALKININ SESİ OLMAYI ŞİAR EDİNDİK

İsrailin Gazzeye yönelik saldırılarına da dikkati çeken Fidan, Gazzede işlenen savaş suçları vicdan sahibi herkesin yüreğini dağlamaktadır. Biz öteden beri Filistin halkının sesi olmayı şiar edindik. Bugün de Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde tüm imkanlarımızı seferber ederek bu vahşetin durdurulması için çalışmaktayız. İsrail-Filistin ihtilafı ve Gazzedeki zulüm tüm bölgeyi ve küresel dengeleri derinden etkilemektedir. Gazzede yüzde 70i çocuk ve kadınlardan oluşan 20 binden fazla masum sivil kasten öldürüldü. diye konuştu.

Fidan, Gazzede hastaneler, okullar, mabetler ve altyapıların yerle bir edildiğini, 2.5 milyon insana durmadan bomba atıldığını söyledi.

Bazı Batılı ülkelerin İsrailin katliam yapmasını ve savaş suçu işlemesini alenen desteklemelerini aynı derecede vahim bulduklarını vurgulayan Fidan, Esasen Filistin meselesinin çözüme kavuşturulmasının önündeki en büyük engel, ABDnin halihazırda İsraile verdiği kayıtsız şartsız destektir. Maalesef, Amerikanın ve bazı Batılı ülkelerin siyasi sistemleri, İsrailin hukuk dışı tasarruflarının tümüne kör ve sağır kalma esasına göre dizayn edilmiş durumdadır. Batının bu yaklaşımı, ahlaki pusulanın sapmasına yol açmış, uluslararası sistemi ayakta tutan hukuki ilkeleri ve değerleri zedelemiştir. değerlendirmesinde bulundu.

Fidan, Türkiyenin bu şartlar altında ahlaki değerlere bağlı, rasyonel ve etkili dış politika izlemesinin her zamankinden daha kıymetli hale geldiğini aktardı.

Hakan Fidan, Gazzedeki zulüm karşısında sesimizi yükseltmemizin nedeni de budur. Her ne pahasına olursa olsun, doğruya doğru, yanlışa yanlış demekten asla çekinmeyeceğiz. Filistinli kardeşlerimizin daima yanlarında olduk, önümüzdeki süreçte de yanlarında olmaya devam edeceğiz. dedi.

Fidan, Gazzedeki saldırıların ilk gününden itibaren yoğun bir diplomasi trafiği yürüttüklerini, bölgesel ve küresel mekanizmaları harekete geçirdiklerini, bu çerçevede İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Olağanüstü Ortak Zirvesi sonucunda kurulan Temas Grubundaki meslektaşlarıyla birlikte uluslararası girişimlerde bulunmayı sürdürdüklerini kaydetti.

İslam ülkelerinin geçmişten farklı olarak aldıkları kararların takipçisi olacak ortak bir platformun ilk kez ihdas edilmiş olduğuna işaret eden Fidan, Temas Grubu, İslam ülkelerinin ortak tavır sergileyerek birlikte diplomatik girişim yapmalarına imkan sağlamıştır. Bu sayede kınamanın ötesine geçilmiş, Filistin meselesinde toplumlarımızın hissiyatı ve beklentisi doğrudan muhataplara aktarılmış, Batı dahil, önde gelen aktörler üzerinde baskı oluşturulmuş, uluslararası toplum tavır almaya zorlanmıştır. ifadelerini kullandı.

Fidan, İsrail işgali son bulmadan sorun çözülemeyeceğini, egemen ve bağımsız Filistin devletinin bir an önce kurulması gerektiğini, bölge ülkelerinin de çözümün ortağı olmasının artık stratejik bir zaruret haline geldiğine dikkati çekti.

Türkiye olarak gündeme taşıdıkları garantörlük mekanizmasının tam da bunu hedeflediğini vurgulayan Fidan, Türkiye olarak bugüne kadar 2 bin 500 ton insani yardım ulaştırdık. Ayrıca El Ariş limanına Kuveyt ile birlikte 1107 ton yardım ilettik. 283 kanser hastası ve yaralıları ülkemize getirdik. Gazzede sahra hastanesi kurma çalışmalarımız da sürüyor. Bugüne kadar toplam 1149 kişinin Gazzeden tahliyesini gerçekleştirdik. Geride kalan vatandaşlarımızın ve aile bireylerinin tahliye işlemleri de sürüyor. şeklinde konuştu.

SURİYENİN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ VE SİYASİ BİRLİĞİNE BAĞLILIĞIMIZ TAMDIR

Türkiyenin Suriyeye yönelik politikaların ana unsurlarını anlatan Fidan, Suriyenin toprak bütünlüğü ve siyasi birliğine bağlılığımız tamdır. PKK/YPG başta olmak üzere terör örgütleriyle mücadelemiz sürecektir. Suriyeden ülkemize göç akışını önlemeye ve ülkemizdeki Suriyelilerin gönüllü geri dönüşünü sağlamaya önem veriyoruz. Suriyede iç barışın sağlanması için BM Güvenlik Konseyi kararı dahil siyasi süreçleri destekliyoruz. Bu hedefler doğrultusunda hem sahada hem masada çabalarımızı sürdürmekteyiz. Suriyenin kuzeyinde bir terör devleti teşkil edilmesini engellemeye yönelik mücadelemizi yürütmekteyiz. DEAŞla mücadele kisvesi altında PKK/YPG/SDG terör örgütünü desteklemenin stratejik bir hata olduğunu başta ABD olmak üzere tüm muhataplarımıza vurgulamaya devam edeceğiz. değerlendirmesinde bulundu.

Fidan PKK terör örgütü ve uzantılarına yönelik mücadelenin Irakta da hız kesmeden sürdüğünü, gerekli gördükleri güvenlik önlemlerini uygulamakta tereddüt etmediklerini söyledi.

Bakan Fidan, Libyada ülkenin birlik ve bütünlüğünü korumak, ülkenin tekrar çatışmalara sürüklenmesini önlemenin temel öncelikleri olduğunu belirterek, Libyanın doğu, batı ve güneyindeki tüm kesimlerle diyaloğumuzu geliştirmeyi sürdüreceğiz. Bingazi Başkonsolosluğumuzu yakın zamanda yeniden faaliyete geçireceğiz. dedi.

Türkiyenin Avrupa-Atlantik coğrafyasındaki ittifak ve ikili ilişkilerinin son 70 yıldır Türk dış politikasının önemli başlıklarından birisi olduğunu anımsatan Fidan, TSKnın NATOnun faaliyetlerine katılmaya devam ettiğini, İsveçin NATOya Katılım Protokolü ile ilgili süreçte ise nihai kararın Yüce Meclis tarafından verileceğini kaydetti.

NATOnun politikalarına değinen Fidan, Bazı NATO ülkelerinin son yıllarda uyguladığı politikalara baktığımızda Suriyede PKK/YPGye verilen destek ve Türkiyeye savunma sanayinde uygulanan yaptırımlar bir çelişki oluşturmaktadır. Bu çelişkiyi her platformda dile getirmekle kalmayıp, bunun jeo-stratejik risklerini ve NATO ülkelerinin güvenliğini zedelediğini de izah etmekteyiz. dedi.

Fidan, AB ile bütünleşme sürecini ilerletme konusunda kararlı olduklarını ancak bunun için ABnin de gerekli iradeyi sergilemesi gerektiğini vurguladı.

Fidan, sözlerini şöyle sürdürdü:

ABnin bazı üyelerinin dar çıkar hesaplarından kaynaklanan stratejik vizyon ve sağduyu eksikliğinden kurtulması elzemdir. AB, diğer aday ülkeler için attığı teşvik edici adımları Türkiye için maalesef atmıyor. Birlik, ülkemizin üyelik sürecini canlandıracak somut adımlar atarsa, bunun her iki taraf için de yeni fırsatlar doğuracağına inanıyorum. Ancak ABnin Türkiyeyi ortak değil rakip olarak görmesi ve bazı NATO müttefiklerimizin güvenlik hassasiyetlerimizi dikkate almaması, ülkemizi daha fazla kabiliyet ve alternatif stratejiler geliştirmeye yöneltmektedir. Bu, bizim için bir tercih değil, devletimizin ve milletimizin bekası için zorunluluk haline gelmiştir.

Türkiyenin Mısır ile ilişkilerine de değinen Fidan, bölgede istikrar ve refah ortamını güçlendirme hedefi doğrultusunda, Mısır ve Körfez ülkeleriyle ilişkileri geliştirmeye ve derinleştirmeye özellikle gayret ettiklerini belirtti.

KARDEŞ AZERBAYCANLA İLİŞKİLERİMİZİ HER ALANDA GELİŞTİRMEKTEYİZ

Azerbaycan ile Ermenistan arasında İkinci Karabağ Savaşından sonra beliren tarihi barış fırsatının daha da güçlendiğine işaret eden Fidan, Kardeş Azerbaycanla müttefiklik seviyesine yükselttiğimiz ilişkilerimizi, her alanda geliştirmekteyiz. İşgalden kurtarılan toprakların yeniden imarına ve ihyasına destek vermekteyiz. Ermenistanla başlattığımız normalleşme sürecini, Azerbaycanla yakın eşgüdüm içerisinde bölgesel gelişmeleri de dikkate alarak yürütmeye devam edeceğiz. dedi.

Fidan, bazı üçüncü ülkelerin 1915 olaylarıyla ilgili asılsız iddiaları ısıtarak tekrar gündeme getirmesinin, normalleşme sürecini baltalayacağı uyarısında bulunarak, bu ülkelerin Ermenistana iyilik yapmadığını kaydetti.

İranla ilişkilere değinen Fidan, Güney Kafkasyada Azerbaycanla birlikte öncülüğünü yaptığımız 3+3 Bölgesel İşbirliği Platformu, ilk kez Dışişleri Bakanları düzeyinde Tahranda toplanmıştır. Bir sonraki toplantıyı ise 2024 yılı içinde ülkemizde düzenleyeceğiz. İran Cumhurbaşkanı Sayın Reisi, Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi 8. Toplantısı vesilesiyle yakın zamanda ülkemizi ziyaret edecektir. dedi.

Fidan, Türkiyenin dış politikasında özel bir yere sahip olan Afrikadaki ağırlığının giderek pekiştiğini, kıtayla güvenlikten sağlığa her alanda devam eden işbirliğinin eşit ortaklık ve karşılıklı fayda temelinde sürdüğünü aktardı.

çin Halk Cumhuriyetiyle ekonomik ilişkileri derinleştirdiklerini, siyasi diyaloğu arttırdıklarını belirten Fidan, bunu yaparken aynı zamanda Uygur Türklerinin temel hak ve özgürlüklerinin korunmasına ilişkin hassasiyetlerini de her platformda vurguladıklarını hatırlattı.

Fidan, küresel sistemin dönüşümüne tesir etme stratejisi çerçevesinde tüm dünyadaki gelişmeleri bütüncül bakış açısıyla takip ettiklerini söyledi.

Türkiyenin 261 dış temsilciliği ile dünyada en geniş dış temsil ağına sahip ilk 5 ülke arasında yer aldığını anımsatan Fidan, bu sayede yurt dışında yaşayan vatandaşların çıkarlarını koruduklarını ve en üst standartlarda konsolosluk hizmetleri verdiklerini kaydetti.

Fidan, dış temsilciliklerde, vatandaşlara 70i aşkın türde konsolosluk hizmeti sunduklarını, 2023 yılı başından bu yana gerçekleştirdikleri konsolosluk işlemi sayısının 3 milyona ulaştığını kaydetti.

Ana Sayfaya Git