Yıldız, AK Parti Karabük 4. Olağan İl Kongresi’nde yaptığı konuşmada, 2001 yılında dünya toz pembeyken, Türkiye’de çok büyük bir kriz yaşandığını hatırlatarak, ölçülebilir değerleriyle 1 yıl içinde 238 milyar dolarlık bir bedel ödendiğini söyledi. Şu anda 238 milyar doların Gayri Safi Milli Hasıla’nın (GSMH) üçte biri, o zaman içinse GSMH’nın büyüklüğü kadar olduğunu belirten Yıldız, şöyle konuştu:
’’Türkiye’nin kendisi kadar bir büyüklüğü batırdılar. ’Biz enkazzede siyaseti yapmayacağız’ dediğimiz halde, bunun istismarını yaptılar. Biz olabildiğince böyle bir dil kullanmıyoruz. Biz hiç enkaz edebiyatı yapmayız. Ama yapmadıkça bunu istismar ettiler. Türkiye’nin dış politikası o gün bir gazetenin manşetindeydi. ’Burkina faso Türkiye fiso’ diye. AK Parti hükümetlerinden önce manşet atmışlardı. Hepimizin onuru kırıldı. Hepimizin gururu incindi. Bu ülkede yaşamış olmaktan dolayı iftihar ettiğimiz ülke, küçümsendi. Bu ülkeden ayrılmak isteyenlerin oranı yüzde 65’lere kadar çıkmıştı. Bunlar, dedelerimizin, babalarımızın zamanında olmadı. Bundan 10 yıl önce oldu.
Böyle bir geleceği Başbakanımız vadettiğinde, bazı arkadaşlarımız ihtiyatlı konuştular, ne olur ne olmaz diye. Türkiye GSMH’Sı 3’e katladı. Şimdi, sayın Başbakanımız bize hedef gösterdi. ’2023 yılında ilk 10 ekonomi arasına girmemiz lazım’ dedi. Bırakın şimdi AK Parti içindekileri, AK Parti dışında olup da, Ak Parti’ye oy vermeyip de ’’Evet bu gerçekleşebilir, kuvvetle muhtemel’’ diyenlerin sayısı daha çok arttı. Bir ankette, CHP’nin içerisinde dahi ’Recep Tayyip Erdoğan size başkanlık yaparsa kabul eder misiniz?’ diye sorduklarında ’Evet kabul ederiz’ diyenlerin oranı yüzde 44’leri buldu.’’
AK Parti’nin kurulduğu günden bu yana her kongresini iktidar partisi kongresi olarak yaptığını ve bunun çok alışılagelmiş bir durum olmadığını ifade eden Yıldız, ’’Hamdolsun Başbakanımız öyle bir liderlik yaptı ki sadece AK Parti’nin gönlünde taht kurmadı, muhalefet partilerinin gönlünde de taht kurdu. Bu da çok rastlanan bir şey değil. Çünkü biz doğru yapmaya gayret ettik. Doğru yaptıkça, güçlendik’’ dedi.
Yıldız, 2008 yılında yaşanan global ekonomik krizde dünyanın ’’toz duman’’ olduğunu ama Türkiye’ye çok fazla uğramadan geçtiğini aktararak, geçtiğimiz hafta Çin’e yaptıkları ziyarette Başbakan Erdoğan’a ’’Bunu nasıl başardınız?’’ diye sorulduğunu anlattı.
Çin’de her biri 8-10 milyar dolar ciro yapan 17 enerji şirketiyle bir araya geldiğini ifade eden Yıldız, şirketlerin ’’Ortadoğu’daki birtakım istikrarsızlıklara rağmen Türkiye büyüyor’’ dediklerini aktardı.
Türkiye AK Parti iktidarı ile beraber siyasi istikrarı kazandı
Türkiye’de ekonominin yanında siyaset ve demokraside de normalleşmenin devam ettiğini vurgulayan Yıldız, şunları söyledi:
’’27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül ve 28 Şubat sorgulandığı bir dönemde bir tarihte, ünlü bir siyaset adamımızın sözünü aktaracağım. ’Türkiye onarım dönemine girdiğinde, ordu müdahale eder. Bir süre geçer biz politikacılar yine işleri bozarız, yine ordu müdahale eder. Bu böyle gidecektir ve bu onarım dönemleri gitgide sıklaşacaktır’ demiştir. Kim olabilir bu? Bunu alışkanlık haline getirebilen. Bunu normalleştiren. Ordu’nun müdahalesini demokrasinin bir alışkanlığı olarak gören İsmet İnönü’dür.
AK Parti sizlerle beraber, halkımızla beraber siyasetteki bu alışkanlığı da bitirdi. Artık her şey normal ve su yolunu açar hale gelmiştir. Bunun takipçisi olacağız her zaman. Türkiye AK Parti iktidarı ile beraber siyasi istikrarı kazandı. İnşallah böyle de devam ettirecektir.
Dönemin politikacıları ’işleri her bozduğunda’ ordunun düzeltmek için kolları sıvadığı bir ülke haline getirdiler. Güçlü, köklü, tarihinde kıtalara hükmetmiş bir millet bu hale mi getirilecekti? Çağdaş dünyada sorunlarını sadece askeri yönetimlerle mi çözecektir? Askeri yönetimler, belli sorunları kısmen çözmüş olabilir. Ama daha yeni sorunlar önümüze koymuştur.
Her 10 yılda bir yapılan müdahaleler ekonomiyi ne hale getirdi. Bu on yıl içerisinde ne oldu? Bir yerde gömü mü bulduk, altın mı bulduk? TÜrkiye en değerli kaynağını buldu, insan kaynağını buldu, Recep Tayyip Erdoğan’ı buldu.’’
Türkiye’nin şimdi, yakın tarihinin karanlık dönemleriyle yüzleştiğini, 12 Eylül davasının ardından şimdi de 28 Şubat soruşturması başladığını dile getiren Yıldız, ’’Taşlar yerine oturuyor, Meclis kendi görevlerine, bu ülkenin diğer kurumları da kendi görevlerine dönmeye başladılar. Normali de bu değil mi? Eğer bir şeye karar verilecekse sizin oylarınızla gelmiş bu ülkenin Meclisi yine buna karar verecektir’’ diye konuştu.
Yıldız, ana muhalefetin, darbelere karşı olduğunu, darbelerden en çok partisinin zarar gördüğünü her defasında belirtmesine karşın, 28 Şubat’ı da alkışladığını belirterek, ’’Şimdi halkımızın haklarını aramasına, milletin hesap sormasına karşı çıkıyor. İntikam hissiyle davranıldığını söylüyorlar. Biz karanlık bir dönemin aydınlatılmasını istiyoruz. İntikam değil, adaletin, hukukun ve egemenliğin kayıtsız şartsız milletimizde olmasının gerekliliklerini yerine getirilmesini istiyoruz’’ dedi.
4 4 4 adı verilen yeni eğitim sistemi ile öğrencilerin kabiliyetleri istikametinde belli bir hedefe yönlendirileceğini vurgulayan Yıldız, şunları kaydetti:
’’Biz bunu kolay başarmadık. Çok çalıştık, çalışmaya da devam edeceğiz. Kimseyi dışlamayacağız, herkesi kucaklayarak o veya bu diye ayırmadan önce insan diyeceğiz. Çünkü biz, ayrıştırıcı değil herkesi bir şemsiye altında toplayan bir partiyiz. Biz, herkesi kucaklamaya devam edeceğiz. Türkiye’nin partisi olmaya devam edeceğiz.’’