Daha sonra bir sunum yapan Necmettin Erbakan Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Birol Akgün, başkanlık sistemi tartışmalarına değinerek, Son 10 yılda sağlanan istikrarın kalıcı hale dönüştürülmesi ve yeni yönetim şeklinin ne olacağı konusunda formüller aranıyor. Bu çerçevede yeni anayasa için partilerden komisyona katılım olmuştur. Türkiye’de her anayasa yapılış aşamasında sistem tartışılmıştır. Yakın dönemde de Turgut Özal döneminde, Süleyman Demirel döneminde ve en son başbakanımız tarafından da sistem yine gündeme gelmiştir. Bu sistem tartışması Türkiye’de aslında hep canlı kalmıştır dedi.
BAŞKANLIK SESTEMİ TARTIŞILDI
Başkanlık sistemi tartışılırken federalizmle birlikte tartışıldığını ifade eden Akgün, burada tartışılan şeyin devletin şeklinin olmadığını aktararak şunları söyledi: Burada tartışılan konu devletin şekli değil, hükümet şeklidir. Federal devlet veya üniter devlet, bunlar devletin şekliyle alakalı durumlardır. Ama şu an başkanlık sistemiyle bunlar tartışılmamaktadır. Asıl tartışma hükümetin nasıl olacağıdır. Bizim başkanlık sistemiyle ilgili tartışmamız hükümet sistemiyle ilgilidir devletin şekliyle değil. Biz yasama ve yürütme arasındaki ilişkinin nasıl olacağı konusunda tartışıyoruz. Başkanlık sistemini her devlet kendi toplumuna, kendi kültürüne göre uygular. Herkes tek bir sistemi aynı şekilde uygulayacak diye bir şey yoktur. Başkanlık sistemiyle federalizm birbirinin zorunluluğu mudur- Hayır dünyada bir sürü örnek vardır. Hem başkanlık sistemi hem de üniter devlete sahip federalizmin olması o devletin işleyişi ve demokrasisiyle alakalı bir durumdur. İki meclisli bir yapı zorunlu mu- Bu da federal yapıyla siyasi eşitliğe getirecek bir yapıdır. Diğer taraftan anayasa ve sistem tartışması yalnızca biz de yaşanan bir durum değil, bu dünyanın her yerinde tartışılıyor ve tartışılacak.
BU SİSTEM DİKTATÖRLÜĞE GÖTÜRÜR MÜ?
Prof. Dr. Akgün, ’başkanlık sistemi diktatörlüğe götürür mü-’ kaygısının varlığına işaret ederek, Başkanlık sisteminin diktatörlüğe evrilmesi başkanlık sisteminin şekliyle alakalı bir durum değil, ABD’de uygulandığından beri diktatörlüğe gitmemiştir. Ama Latin Amerika’ya baktığımızda bu tür sorunlar yaşanmıştır. Bu durumun temel sorunu sistem değil, o ülkenin siyasi, ekonomi ve sosyal problemleriyle alakalıdır. O ülkenin yapısal sorunlarından kaynaklı bir durumdur dedi.
Başkanlık sisteminin yargımızı etkileyip etkilememe konusuna da değinen Akgün, yargı sicilimize baktığımızda zaten sıkıntıların var olduğunu bugünkü ne kadar sağlamsa yarınkinin de o kadar sağlam olacağını savunarak, Bana göre yargı sistemimiz tek çatı altında toplanmalıdır. Çok başlı olmamalıdır. Başkanlık sisteminin yargı sistemine etkisini anlatacak olursak başkan aday gösterir meclis seçer, meclisin seçemediği birinin atanması olamaz yargının da başkanlık sistemiyle alakalı bir sıkıntısı yoktur şeklinde konuştu.
Akgün, son olarak, Türkiye’de son 10 yılda yaşadığımız bu istikrarı devam ettirebilmek için, bugün konuşulan barış süreci kadar sistemi de inşa etmemizin o kadar önemli olduğunu kaydetti.
-Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ni almalıyız-
Toplantıda daha sonra konuşan AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu ise, her bir taraftan yeni gelişmeler yaşadıklarını ifade ederek,
Bir yanda yanı başımızda Ortadoğu’daki gelişmeler, diğer yandan 30 yıldır ülkemizde yaşanan şiddetin sonlandırılmasına yönelik çözüm arayışları ve bir taraftan da tak taraflı, devletçi bir anayasanın özgürlükçü bir anayasaya kavuşturulması aşamasındayız dedi.
MHP ve CHP’nin bağırıp çağırmalarının temelinde 80 yıldır ellerinde bulunan vesayet sisteminin kaybetmelerinden kaynaklı olduğunu ve artık iktidarda halkın olduğunu dile getiren Ensarioğlu, Bazıları çıkıp başbakan, başkanlık sistemini kendisi için istiyor diyor, başbakan padişah olmak istiyor diyenler var, bunu söyleyenlerin başkanlık sisteminden haberleri yok. Artık Türkiye’ye bu gümlek dar geliyor. Türkiye büyümek istiyor. Kişiler gelip geçicidir bu sistemi Türkiye’nin geleceği için istiyoruz ifadelerini kullandı.
Diyarbakır’a yapılan yatırımları hatırlatarak, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ni almaları gerektiğini vurgulayan Ensarioğulu, Eğer büyükşehiri almazsak bundan partimiz değil biz sorumlu oluruz. çünkü partimiz kendine düşeni yapmıştır. Biz daha cesaretli davranıp herkese icraatlarımızı anlatmalıyız. Elimizden geleni yapmalıyız. Biz seçimi kazanırsak Diyarbakır Ortadoğu’un merkezi haline gelir açıklamasında bulundu.
Toplantıya, Diyarbakır milletvekillerinin yanı sıra Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakan Yardımcısı Kutbettin Arzu ve parti üyeleri katıldı.