Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, konuyu partinin yetkili organları ile değerlendireceğini ifade eden Bozdağ, ’’Numan Kurtulmuş kamuoyunun yakından tanıdığı, bizim siyasetimizin gelenekleri içinde yetişmiş, donanımı ve nitelikleri itibarıyla Türkiye’ye faydası olacak bir insanımız’’ dedi.
’’Kurtulmuş, liderlik koltuğuna oturursa bu parti içinde bir sıkıntı yaratır mı?’’ sorusu üzerine Bozdağ, bunun AK Parti içinde herhangi bir sıkıntıya yol açmayacağını söyledi. Bozdağ, ’’AK Parti içinde bu anlamda herhangi bir sıkıntı olmaz, olması da düşünülemez. Çünkü bizim parti dinamiklerimiz, kendi geleneksel anlayışımız, AK Parti’nin ortaya koyduğu misyon ve vizyon bu noktada bizde herhangi bir sorunun gelecekte de yaşanmayacağını çok açıkça gösteriyor. Kurtulmuş, AK Parti içinde Türkiye’ye hizmet imkanı bulacaktır. Bu da Türkiye için bir kazanç olacaktır’’ diye konuştu.
Bozdağ, şöyle devam etti:
’’AK Parti içinde bundan önce başka partilerde siyaset yapmış çok insan yer aldı. AK Parti içinde siyaset yapan insanların hiçbiri bir hesapla siyaset yapmadı. Bizim siyasetimizde bir hesapla siyaset yapmak yoktur. Bunun içine herkes girebilir. Bizim partimizde hesap üzerine siyaset kurgulaması yapılmadı, bundan sonra geleceğe dönük de bir takım hesapların yapılması yanlıştır. Çünkü AK Parti bütün hesapları boza boza gelen bir partidir. Ben AK Parti içinde herhangi bir sorun olacağı kanaatinde değilim. Sayın Kurtulmuş AK Parti’ye intisap ettiği takdirde partinin diğer mensupları gibi bir nefer olarak Türkiye’ye hizmete çalışacaktır. Sayın Kurtulmuş çok değerli, donanımlı bir insan. Siyasal geçmişi itibarıyla bizimle de örtüşen bir insan. AK Parti siyasetiyle buluştuğu takdirde parti içinde Türkiye’ye hizmet etme imkanı bulacaktır. Bu da Türkiye için bir kazanç olacaktır. O noktada herhangi bir çekincemiz olmaz, memnuniyet duyarız çünkü AK Parti Türkiye’nin partisi herkesin burada kendine ait bir yeri vardır.’’
’’Başka isimlere de çağrı yapılır mı?’’ sorusu üzerine Bozdağ, AK Parti’nin kapısının herkese açık olduğunu söyledi.
Bozdağ, kamuoyunun başkanlık sistemini tartışmasını istemeyen kesimler bulunduğunu söyledi. Bozdağ, başkanlık sistemiyle parlamenter sistemin mukayese edilmesi gerektiğini ancak, Türkiye’de bazı kesimlerin bu mukayeseden rahatsız olduğunu ifade etti.
Bekir Bozdağ, ’’Radikal, ideolojik, statükocu ve milletle buluşmayan grupların başkanlık sisteminde iktidar şansı yok. O yüzden kendilerinde iktidar şansı görmeyenler buna karşı çıkıyorlar’’ ifadelerini kullandı.
’’Başkanlık olursa Türkiye’de tek adam gelir’’ diyenlerin başkanlık sisteminin niçin geldiğini dahi bilmediğini kaydeden Bozdağ, başkanlık sisteminin tek adamlık olmasın diye ortaya çıkarıldığını söyledi. Başkanlık sisteminin tek adamlığı önlemek üzere kurgulanmış bir sistem olduğunu bildiren Bozdağ, ’’Atatürk’ün dönemi resmen ve fiilen başkanlık sisteminin Türkiye’de tipik uygulamasıdır. İnönü dönemi hakeza başkanlık sisteminin uygulamasıdır. Menderes dönemi de öyle, şimdi de öyle’’ diye konuştu.
Bozdağ, ’’Başkanlık sistemi eyalet sistemini getirir ve bu da ülkenin bölünmesine yol açar’’ eleştirisine de katılmadığını, Türkiye’nin üniter yapıyı koruyarak başkanlık sistemine geçebileceğini söyledi.
HSYK kararları
Bekir Bozdağ, HSYK’nın yasayla verilen bir yetkiyi kullandığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
’’Kaldırılan yetkiler yok. 250 ve devamı maddeleri kalkınca, bunlarla ilgili mahkemeler de kaldırıldı. Sadece görülmekte olan davalara bakmak üzere bu mahkemeler geçici maddeyle görevine devam ediyorlar. Yeni ihtisas ağır ceza mahkemeleri kurulunca bu mahkemelere yeni savcılar, hakimler görevlendirildi. Yoksa birilerinin yetkisi kaldırılmış değil.
Yetki kaldırması yok. Özel yetkili ağır ceza mahkemeleri kaldırıldı. Davalar bitinceye kadar mahkemesinde devam edecek. Yeni savcılar ve mahkemeler kuruluncaya kadar da bu soruşturma dosyaları burada duracak, bu savcılar devam edecek, kurulduktan sonra oralara devredecek. Yeni mahkemeler kurulurken, yeni savcılar görevlendirilirken HSYK, bazı eski savcılara yeni yerde görev vermedi. Olay bu. İşin doğrusu yetkinin kaldırılması değil, yeni görevlendirme yapılırken bazılarını HSYK yeniden görevlendirmedi.’’
Bozdağ, özel yetkili mahkemelerin kapatılmasıyla ilgili çalışmanın yeni olmadığını belirtti ’’Özel yetkili mahkemelerden neden rahatsızlık duyuldu?’’ sorusuna ise Bozdağ, şu yanıtı verdi:
’’Bu mahkemelere dönük toplumun her kesiminde eleştiriler oldu. Biz hükümetiz, toplumda bir yere dönük eleştiriler varsa ve bazı hususların yanlış yapıldığına dair değerlendirmeler yapılıyorsa, o zaman biz bu konulara kulağımızı kapatamayız. Tartışmalar daha ziyade özel yetkilerden kaynaklanıyor. Bu mahkemeler ihtisas mahkemesi ama bizim 250 ve devamı esasında DGM’lerin tıpkısıyla devamı anlamına geliyor. Adı değişmişti ama imtiyazlar, ayrıcalıklar aynen duruyordu. Bu mahkemeler ihtisas mahkemesi özelliğini imtiyazından ve ayrıcalığından alıyordu. Biz şimdi ayrıcalıkların neredeyse yüzde 95’ini kaldırdık ve diğer mahkemelerin kullandığı genel yetkileri kullanır hale getirdik. Mahkemeler ihtisas mahkemesine dönüştü.’’