Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hindistanın başkenti Yeni Delhide düzenlenen 18inci G20 Liderler Zirvesinin sona ermesinin ardından basın toplantısı düzenledi. Fasta meydana gelen depremde hayatını kaybedenlere Allahtan rahmet, yaralılara şifa dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Daha 6 ay önce asrın felaketini yaşamış bir ülke olarak tüm imkanlarımızla Faslı kardeşlerimize yardıma hazırız. 18inci G20 Liderler Zirvesini Hindistanın ev sahipliğinde tamamlamış bulunuyoruz. Bu vesileyle dönem başkanlığı görevini başarıyla icra eden Hindistanı, şahsım, milletim adına tebrik ediyorum. Şahsıma, eşime ve heyetime gösterdikleri misafirperverlik için Başbakan Sayın Modi başta olmak üzere emeği geçen herkese müteşekkirim dedi.
Bu seneki zirvenin temasının Tek Dünya, Tek Aile ve Tek Gelecek olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirve oturumlarının ilkinde gezegenin karşılaştığı çevre sorunlarını istişare ettiklerini dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, iklim değişikliği, biyolojik çeşitliliğin kaybı ve üçlü gezegen krizinin etkisini daha fazla hissettirdiğini anlatarak, orman yangınlarından, sel felaketlerine, kuraklıktan ısınmaya kadar geniş bir yelpazede bunun yıkıcı sonuçlarını gördüklerini söyledi.
2053 yılı net sıfır emisyon hedefimiz doğrultusunda 2030 senesine kadarki emisyon azaltma hedefimizi iki katına çıkardık
Türkiyenin özellikle sera gazı salınımlarında sorumluluğunun oldukça düşük olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, buna rağmen Türkiye olarak dünyanın ve insanlığın ortak geleceğini ilgilendiren bu hayati meselede elini taşın altına koyduklarını vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Paris İklim Anlaşmasına 2053 net sıfır emisyon ve yeşil kalkınma hedefleriyle en anlamlı katkıyı yapan ülkeler arasında olduklarını belirterek, Hem yenilenebilir enerji hem de nükleer ve hidrojen yatırımlarında önemli adımlar atıyoruz. Yenilenebilir kurulu güç bakımından Avrupa 5incisi dünya 12ncisiyiz. Enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji alanlarında attığımız adımlar, yıllık 90 milyon ton karbon eş değeri sera gazı emisyonunu engelledi. 2053 yılı net sıfır emisyon hedefimiz doğrultusunda 2030 senesine kadarki emisyon azaltma hedefimizi iki katına çıkardık. çölleşme ve erozyonla mücadelede dünyanın lider ülkelerinden biriyiz. Geniş bir alanda hayata geçirdiğimiz projelerle daha yeşil, daha temiz, daha yaşanabilir bir Türkiye ve dünya için çalışıyoruz dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eşi Emine Erdoğanın öncülüğünde hayata geçirilen Sıfır Atık Projesinin bu süreçte bir dönüm noktası olduğunu anlatarak, Dünya Ortak Evimiz sloganıyla yürütülen projenin 3ü Birleşmiş Milletler ofis ve programlarından olmak üzere 5 uluslararası ödüle layık görüldüğünü söyledi.
Gelişmekte olan ülkelere finansman ve teknoloji transferinin arttırılmasına dikkat çektik
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kararıyla Sıfır Atık Projesinin küresel bir harekete dönüştüğünü aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bu kararla 30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü olarak ilan edildi. Önerimiz sayesinde G20 bildirgesinde sıfır atık girişimlerinin önemine dikkat çekildi. Zirvenin ilk oturumunda gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki yük paylaşımının adil bir şekilde yapılmasının önemini vurguladık. Ayrıca gelişmekte olan ülkelere yönelik finansman ve teknoloji transferinin arttırılmasının ehemmiyetine dikkat çektik ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bundan sonra da dünyanın korunması için çalışmaya devam edeceklerini dile getirerek, Tek Aile başlıklı ikinci oturumda hiç kimsenin geride bırakılmaması, buradan hareketle küresel dayanışmayı güçlendirmeye yönelik çabalarımızı aktardık. Mülteciler ve yerinden edilmiş kişilerin kendi ülkelerine gönüllü, güvenli ve onurlu bir şekilde geri dönüşleri için yapılması gerekenleri ifade ettik dedi.
Bir tarafta 735 milyon kişi açlıkla mücadele ederken, diğer tarafta lüks, şatafat ve israf alıp başını gitmişse burada çok ciddi bir sorun var demektir
İnancımız, kültürümüz ve kökenimiz ne olursa olsun hepimiz 8 milyarlık büyük insanlık ailesinin birer ferdiyiz ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bir parça ekmek ve su bulamadıkları için çocukların öldüğü, her yıl on binlerce umut yolcusunun çöllerde hayatını kaybettiği, denizlerimizin hızla devasa bir mülteci mezarlığına dönüştüğü, savaşlar ve çatışmalar dolayısıyla milyonların evlerini terk ettiği, onca retoriğe rağmen insan hayatının giderek değersizleştiği, ezcümle hemen yanı başımızda yürek parçalayıcı trajedilerin yaşandığı bir dünyada, hiçbirimiz kendimizi güvende hissedemeyiz. Bir tarafta 735 milyon kişi açlıkla mücadele ederken, diğer tarafta lüks, şatafat ve israf alıp başını gitmişse burada çok ciddi bir sorun var demektir dedi.
Türkiye olarak, biz bu adaletsizliklere itiraz ediyoruz
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gelinen noktada Afrikadan Asyaya milyarlarca insanın bir avuç elitin keyfi ve refahı için çok kötü şartlarda çalıştığını ve ter döktüğünü kaydederek, Bu ne adildir ne insanidir ne de vicdanidir. Sorunlarımızın sebebi kaynak kıtlığı değildir, merhamet eksikliğidir dedi.
Türkiye olarak bu adaletsizliklere itiraz ettiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Daha adil bir dünyanın mümkün olduğuna inanıyoruz. Milli gelire oranla dünyanın en fazla yardım yapan ülkesiyiz. Ülkemize sığınan 4 milyonu aşkın mazlum ve mağdura sahip çıkıyoruz. Suriyenin kuzeyini terör örgütlerinden temizleyerek, bu bölgede kardeş ülkelerin desteğiyle kalıcı konutlar inşa ederek, eğitimden güvenliğe her alanda ihtiyaçları gidererek, insanları göçe zorlayan asıl nedenleri kaynağında ortadan kaldırıyoruz dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şimdiye kadar 600 bine yakın Suriyelinin güvenli, gönüllü, insan onuruna yakışan bir şekilde vatanına geri döndüğünü, projelerinin hayata geçmesiyle de bu sayının daha da artacağını dile getirdi.
33 milyon ton tahıl uluslararası piyasalara ulaştırıldı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1,5 yıldır devam eden ve yüz binlerce insanın canına mal olan Rusya-Ukrayna Savaşını sonlandırmak için yoğun çaba harcadıklarını söyledi. Tarafları aynı masa etrafında toplayan İstanbul sürecinden, esir takaslarına ve Karadeniz Girişimine kadar pek çok diplomatik hamleye imza attıklarına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, Karadeniz Girişimi çerçevesinde, 33 milyon ton tahıl uluslararası piyasalara ulaştırıldı. Girişim sayesinde gıda krizinin daha fazla derinleşmesinin önüne geçtik. Şahsi temaslarımız sonucunda, girişim 3 kez uzatıldı. Hafta başında, pazartesi günü Sayın Putinin daveti üzerine Soçiye yaptığım ziyarette bu meseleyi kendisiyle bir kez daha enine boynuna konuştuk dedi.
Karadenizde sükuneti bozacak her türlü adımdan uzak durulması gerektiği kanaatindeyiz
Rusya-Katar ve Türkiye olarak gıda sıkıntısı çeken Afrika ülkelerine yönelik 1 milyon ton tahılın işlenerek, ulaştırılmasına önem verdiklerine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, El ele vererek bunu gerçekleştireceğiz. Tahıl meselesinde Rusyayı dışlayan bir sürecin sürdürülebilir olma ihtimali çok düşüktür. Karadenizde sükuneti bozacak, bölgede gerilimi tırmandıracak her türlü adımdan uzak durulması gerektiği kanaatindeyiz. Bugüne kadar Montröyü titizlikle uygulayarak ve taraflarla sürekli diyalog hlinde kalarak, böyle bir duruma mahal vermedik. Küresel gıda güvenliğine katkı için yakın zamanda Gıda Güvenliği çalışma Grubunu toplayacağız. Gerek Rusya gerek Ukrayna gerekse Birleşmiş Milletler ve uluslararası toplumla yakın temas içinde olmayı sürdüreceğiz. Zirve bildirgesinde ülkemizin tüm bu çabalarından hakkıyla bahsedildi dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirvede ayrıca Afrika Birliğinin G20ye daimi üyelik talebinin Türkiyenin de güçlü desteğiyle karara bağlandığını ifade ederek, Afrika Birliğinin şahsında tüm Afrikalı kardeşlerimizin G20 üyeliğinin hayırlı olmasını diliyor, kendilerine aramıza hoş geldiniz diyorum ifadelerini kullandı.
Müslümanları ve mültecileri hedef alan saldırılar tahammül sınırlarını aştı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tek dünya, tek aile ve tek gelecek idealine en büyük zararı tıpkı bir veba gibi yayılan İslam düşmanlığı ve yabancı karşıtlığının verdiğini belirtti. Müslümanları ve mültecileri hedef alan saldırıların kimi Batı ülkelerinde artık tahammül sınırlarını aştığını, bazı yerlerde de nefret furyasına dönüştüğünü dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Demokrasi ve insan hakları savunuculuğu yapan ülkelerin çoğu bu barbarlık karşısında maalesef üç maymunu oynamaktır. Polis koruması altında Kuran-ı Kerim yakılması fikir özgürlüğü değil, çok açık bir provokasyondur, nefret suçudur. Hiç kimse bizden buna sessiz ve tepkisiz kalmamızı bekleyemez. İnsanlığın ortak geleceği adına İslam düşmanlığının yükseldiği tüm ülkelerin, bu konuda artık daha kararlı politikalar izlemesi gerektiğine inanıyorum. Mevzuatla ilgili bir açık varsa giderilmelidir. Kanun gerekiyorsa süratle yapılmalıdır. Uluslararası camianın sorumlu bir üyesi olarak, Dost acı söyler prensibinden hareketle hakikatleri tüm açıklığıyla söylemeyi görev biliyoruz. Bununla birlikte başta Birleşmiş Milletler olmak üzere üyesi bulunduğumuz platformlarda bu konuyu gündeme getiriyoruz dedi.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 15 Mart ın İslamofobi ile Mücadele Uluslararası Günü olarak kabul edilmesine katkı sağladıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gerek İnsan Hakları Konseyinin gerekse Genel Kurulun, Kuran-ı Kerime yönelik saldırılarla ilgili kararları bu minvalde önemlidir. Kimi ülkelerin, bu eylemler karşısında çeşitli idari ve hukuki tedbirler aldığını görüyor, bundan da memnuniyet duyuyoruz. Ülkemizin teklif ve gayretleriyle, kutsal kitaplara saldırı G20 bildirisinde de kınanmıştır dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, insani değerleri savunan, insan hak ve hürriyetlerine önem veren, farklı inanç mensuplarının barış içinde yaşayabileceğine inanan herkesi, Türkiyenin çabalarına destek vermeye çağırdığını ifade etti.
Hindistan ile başta ekonomi olmak üzere pek çok alanda ciddi bir potansiyele sahibiz
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yıl MIKTAnın 10. kuruluş yıl dönümünün idrak edildiğini belirterek, Endonezyanın dönem başkanlığında liderler olarak, MIKTAnın son 10 yılını ve geleceğe dair planlarımızı gözden geçirdik. Ziyaretim çerçevesinde Sayın Hindistan Başbakanı Modi ile ikili bir görüşmemiz oldu. Güney Asyadaki en büyük ticaret ortağımız olan Hindistan ile başta ekonomi olmak üzere pek çok alanda ciddi bir potansiyele sahibiz dedi.
Özellikle seçim belirsizliğinin geride kalmasıyla birlikte bu potansiyeli en üst seviyede hayata geçirebilecek imkna kavuşulduğuna inandığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yüzde 90ları bulan rekor katılımla gerçekleşen 14-28 Mayıs seçimleri, hem Türk demokrasisinin gücünü hem de milletimizin iktidarımıza olan güvenini teyit etti. Attığımız her adımla bu güveni daha da perçinliyoruz ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, çarşamba günü kamuoyuyla paylaştıkları Orta Vadeli Programın hem içeride hem yurt dışında takdirle karşılandığını gördüklerini ifade ederek, Dünya Bankası tarafından yapılan açıklama, Türkiye ekonomisine duyulan güvenin bir tezahürüdür. Dünya Bankası Grubu 17 milyar dolarlık yatırım paketinin üzerine, 18 milyar dolarlık yeni bir yatırım paketi daha ekledi. Böylece bankanın, Türkiyede önümüzdeki 3 yıl içinde planladığı yatırımların büyüklüğü 35 milyar dolara ulaşacak. Ülkemize yönelik önyargılar kırıldıkça, Dünya Bankasına yeni kurumlar eklenecektir. Ekonomimizdeki başarılarla birlikte uluslararası yatırımların daha da arttığını hep birlikte göreceğiz dedi.
Bir taraftan 6 Şubat depremlerinin yaralarını süratle sararken, diğer taraftan da Türkiye Yüzyılı hedeflerinden asla kopmayacaklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ziyaretinin, diğer hususların yanında, büyüyen ve güçlenen Türkiye gerçeğinin daha iyi anlaşılmasına vesile olduğu kanaatine vardığını söyledi.
Zirvenin ev sahibi Hindistan Başbakanı Narendra Modinin yanı sıra iki günlük zirve boyunca pek çok ikili görüşme gerçekleştirdiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu kapsamda Japonya Başbakanı Kişida Fumio, Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı ve Abu Dabi Emiri Şeyh Muhammed Bin Zayed Al Nahyan, Güney Kore Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol, Almanya Federal Cumhuriyeti Başbakanı Olaf Scholz, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman bin Abdülaziz El Suud, Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Charles Michel, Dünya Bankası Başkanı Ajay Banga ile son derece verimli görüşmeleri olduğunu aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki gün boyunca gerçekleştirdikleri tüm istişarelerin hayırlı olmasını temenni etti. Hindistan Dönem Başkanlığına teşekkürlerini sunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, görevi devralan Brezilyaya da başarılar diledi.
Süratle bu projeyi hayata geçirmenin gayreti içerisindeyiz
Konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridoru ile ilgili soruya, Her şeyden önce bu koridorla ilgili çalışmamızda, Körfez ülkeleri buna dhil, Irak buna dhil ve Türkiye üzerinden böyle bir hattın açılmasıyla Körfezi, Basradan Avrupaya bağlayan bir koridor oluşacak. Bu koridorla ilgili özellikle de Birleşik Arap Emirlikleri, Irak, Türkiye burada hassas davranıyoruz ve süratle de bu projeyi hayata geçirmenin gayreti içerisindeyiz. Şu an itibarıyla Dışişleri Bakanlarımız, Ulaştırma Bakanlarımız müşterek bir çalışmanın içerisine girerek, bunu birkaç ay içerisinde uygulamaya geçirmenin gayreti içinde olacağız cevabını verdi.
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile görüşmesi sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ağırlıklı olarak Türkiye-Suudi Arabistan ilişkilerinin yarınlarına yönelik ne gibi adımlar atılacağının üzerinde durduklarını, siyasi, ekonomik, kültürel birçok konuyu aralarında görüştüklerini aktardı.
Bölgeyi sükunete davet etmekten başka çaremiz yok
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ermenistan-Azerbaycan sınırındaki son duruma ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine ise, Bununla ilgili bugün Sayın İlham Aliyevle de görüşme yaptım. Bu görüşmeden sonra da yarın büyük ihtimalle Sayın Paşinyanla da (Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan) bir görüşmem olacak. Bölgeyi süknete davet etmekten başka çaremiz yok. Fakat burada özellikle Hankendide, Karabağda şu anda atılan bu adımlar, doğru adımlar değil. Bunu kabullenmek, mümkün de değil. Nitekim, Avrupa Birliği üyesi ülkeler de bunu kabullenmiyor. Charles Michelle de (AB Konseyi Başkanı) yaptığım görüşmede gördüm ki onlar da bu gelişmelere olumlu yaklaşmıyorlar. Tabii biz de buna olumlu bakmıyoruz. Nitekim yarın yapacağımız görüşmede, Sayın Paşinyana da bu konuda uyarı yapmalarını ve kesinlikle böyle bir seçimi kabullenmenin mümkün olmadığını onlara da ifade edeceğiz. Şu ana kadar görüştüğümüz tüm dost, Batılı ülkeler vesaire böyle bir seçimi kabullenmiyorlar. Bu olacak bir iş değil. Kabul edilebilecek bir seçim değil diyorlar açıklamasında bulundu.
Fakirlikle mücadelede özellikle Afrika ülkelerine yönelik adımlarımızı atmaya devam edeceğiz
Rusyadan tahıl sevkiyatına yönelik eleştirilerle ilgili gelen bir soruya Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Doğrusu ben bu eleştirilere katılmıyorum. çünkü 33 milyon ton, Rusya şu ana kadar Karadeniz koridorundan tahıl ithali yaptı. Fakat burada bir gerçek var, bunun yüzde 44ünü Batı aldı, yüzde 14ü bize geldi. Bunun yüzde 14ü Afrika ülkelerine gitti. Sayın Putinin buradaki ısrarı, Batı bize verdiği sözleri tutmadı diyor. Biz ücretsiz olarak bilabedel bu tahılı verelim. Türkiye olarak siz bunu una çevirin. Katarı da yanımıza alalım. Bu şekilde fakir Afrika ülkelerine biz bu tahılı gönderelim diyor. Sayın Putinin en son pazartesi günü yaptığımız görüşmede de ısrarla üzerinde durduğu, Fakir ülkelere bu tahılı göndermeye ben varım bilabedel Biz de aynı şekilde düşünüyoruz. Katar aynı şekilde düşünüyor. Bu şekilde bu süreci işletmekten yanayız. Bu konuda Sayın Putin şimdilik 1 milyon tonu kabullendi. Burada da Sayın Lavrovla yaptığım görüşmede yine ifade ettim, Bunu, 1 milyon tonu bu şekilde bırakmayalım. Yeniden bunu arttırmanın gayreti içerisinde olalım. çünkü gerçekten fakir Afrika ülkeleri buraya bakıyor. Acaba Rusyadan ne kadar tahıl gelir? Bunun üzerinde düşünelim. dediler. Biz de telefon diplomasisiyle de olsa çalışmaya devam edeceğiz. Dışişleri Bakanım aynı şekilde bu süreci takip edecek. çünkü biz fakirlikle mücadelede özellikle Afrika ülkelerine yönelik bu adımlarımızı atmaya devam edeceğiz cevabının verdi.
Tahıl koridorunun yeniden işlevsel hale gelmesinde ümitsiz değilim, yine bu süreç başlayabilir
Soçi ziyareti hatırlatılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Putinin tahıl anlaşması için iki isteğinden bahsetmiştiniz. Bununla ilgili olarak BMnin çalışma yürüteceğini ifade ettiniz. Söz konusu çalışmalara ilişkin Sayın Guterres ile burada görüşme imkanınız oldu mu. Tahıl koridorunun geleceğini nasıl görüyorsunuz? sorusu üzerine, Tahıl koridorunun yeniden işlevsel hale gelmesinde ümitsiz değilim, yine bu süreç başlayabilir. Ancak Guterresin bir mektubu var. Kendisinden bu mektubu güncelleyen ikinci bir mektubun gönderilmesi noktasında bir talebimiz olacak. Gerek sigorta gerekse swiftle ilgili konuları güncellemesiyle burada yeni bir gelişme olabilir. Bunun da takipçisi olacağız dedi.
Afrika Birliğinin G20ye üye olduğunun hatırlatılması ve Bunu adil dünya için bir adım olarak değerlendiriyor musunuz? sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, Doğrusu bu gelişmeler bana göre olumlu, güzel bir gelişme. Hele hele Afrikanın buraya bu şekilde üye olması bu süreci daha da bana göre canlandırdı diye düşünüyorum. Bu konuyla ilgili olarak kabul büyük bir alkışla karşılık buldu. Bu da tabii bizi ayrıca heyecanlandırdı ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bundan sonraki süreçte ilgili ülkelerin Afrikayla olan münasebetlerini çok daha dikkatli, çok daha hassas yürüteceğini düşündüğünü belirterek, temennilerinin ise ilişkileri daha da canlı hle getirmek ve bu süreci canlı tutmak olduğunu ifade etti.
Bidenla F-16 teması
Zirvede, ABD Başkanı Joe Biden ile F-16yla ilgili bir teması olup olmadığı sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sayın Bidenla bir görüşmemiz ayaküstü de olsa oldu. Orada F-16 konusunu da görüştük. Tabii F-16 konusunda maalesef dostlar işi alıyorlar, götürüyorlar, İsveç de İsveç diyorlar. Şimdi bu şekilde yaklaşım bizi ciddi manada üzmektedir. Böyle dendiği zaman benim vereceğim bir cevap var. Siz her şeyde kongre kongre diyorsunuz. Benim de kongrem var. Benim kongrem neresi? Türkiye Büyük Millet Meclisi. Türkiye Büyük Millet Meclisinden bu tür bir karar geçmediği sürece benim evet demem mümkün değil. Tek başıma karar verecek noktada değilim. Meclisimden geçmesi lazım. İsveçin üzerine düşen görevleri yerine getirmesi lazım. O da üstüne düşen görevleri yerine getirmediği sürece tabii ki ben Meclisimin vereceği kararı beklemek durumundayım dedi.
Putin ve Xinin zirveye katılmaması
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile çin Devlet Başkanı Xi Jinpingin zirveye katılmaması hatırlatılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İkili görüşmelerde bu konu gündeme geldi mi? İki liderin yokluğu zirveye nasıl yansıdı? Sizce gelecek G20 Zirvesinde bu iki lideri görebilecek miyiz? şeklindeki soruyu da her iki lideri de temsilen Dışişleri Bakanlarının zirvede bulunduğu yanıtını verdi.
çin Başbakanı Li Qiang ve çin Dışişleri Bakanı Wang Yi ile görüşmediğini ama Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrovla uzun uzadıya bir görüşme yaptığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, Konuyla ilgili gerek Rusyanın buradaki duruşuyla ilgili zaten pazartesi günü Soçide de görüşmelerimiz olmuştu. Burada da bu görüşmeleri yaptık. Tabii ki Xi Jinpingin de burada olması isabetli olurdu ama kendilerini temsilen başbakanı gönderdiler. Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda bizler bulunacağız. Orada birçok liderler şüphesiz ki yine bulunacak. Onlardan da gelenlerle orada görüşmelerimiz muhakkak etraflıca olacaktır dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasetin boşluk kabul etmeyeceğini, kendilerinin siyasette bu boşluklara fırsat vermeyeceklerini dile getirdi.
(Türkiye-BAE) Şu anda ilişkilerimiz güçlü bir konumdadır
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gelinen aşamada Türkiye-Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ilişkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz? BAE, Orta Doğu, Avrupa ve Hindistan arasındaki ekonomik koridorun geliştirilmesine nasıl katkıda bulundu? sorusu üzerine, özellikle Orta Doğuyla ilgili koridor çalışmasında BAE dhil, Suudi Arabistan, Irak, Türkiye birlikte bu çalışmayı yürüteceklerini dile getirdi. Bunun için de zaman kaybına tahammülleri olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, hızla bunu devam ettireceklerini aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son Körfez seyahatinde 50 milyar doların üzerinde tutarı olan 13 anlaşma imzaladıklarını anımsatarak, Bu 13 anlaşmayla özellikle Birleşik Arap Emirlikleri ile Türkiye arasındaki iş birliği çok daha güçlü bir noktaya taşındı, çok daha farklı bir konuma geldi. Burada da Muhammed Bin Zayedle yine etraflıca bir ikili görüşmemiz oldu. Bundan sonraki süreçte de bu görüşmelerimizi gerek bakan arkadaşlarımız, gerekse şahsım devam ettireceğiz. Şu anda ilişkilerimiz güçlü bir konumdadır ifadelerini kullandı.
Depremzedelerin bir an önce konutlarına kavuşabilmesi için çalışmalarımızı çok yoğun bir şekilde devam ettiriyoruz
Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen bölgelerdeki son durumla ilgili soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, Öncelikle deprem bölgesine yönelik depremzedelerin bir an önce konutlarına kavuşabilmesi için çalışmalarımızı çok yoğun bir şekilde devam ettiriyoruz ve hedefimiz köy evleri, normal konutlar, bunları 1 yıl ile 2 yıl içerisinde tamamlamak. Şu anda ilgili Bakan arkadaşım ekipleriyle TOKİ, bu çalışmaları sürdürüyor. Dikey mimari değil daha çok yatay mimariyle bu konutları yapacağız ifadelerini kullandı.
Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridoruna ilişkin gelen soruya Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tek Kuşak Tek Yol, biliyorsunuz çinin bir projesiydi. Bu projeyi çin takip ediyor, devam ediyor ama diğeri ise daha çok Körfez ülkelerinin sahiplendiği, bizim de içinde olduğumuz, Türkiye, Irak, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, hep birlikte attığımız bir adım. Temenni ediyorum ki bütün bunlar tarihteki İpek Yoluyla koordineli bir adım. En güzel şekilde bunun neticesini almak için kararlı olmamız lazım, çalışmamız lazım. Gerek altyapı gerek üstyapı çalışmalarını da sürdürmemiz gerekiyor. Bunları yaptığımız takdirde kısa zamanda netice alacağımıza inanıyorum dedi.
Ev sahibi ülke Hindistanın Başbakanı Narendra Modinin Rusya-Ukrayna Savaşında barışı sağlama adına attığı adımlara ilişkin soruyla ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan, herkesin gayretinin karşılığını alacağını, Modinin de kendisine göre bu alanda attığı bazı adımların olduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisinin de bu alanda attığı adımların olduğunu hatırlatarak, Pazartesi günü Soçide olduğumu söyledim ve Soçide heyetler arası görüşmeler yaptık, Sayın Putinle benim ikili görüşmem oldu. Bütün bunların hepsi acaba Rusya ile Ukrayna arasındaki bu savaşı nasıl durdururuz? Nasıl buna noktayı koyarız ve bölgeyi bir barış bölgesi hline yeniden getiririz? Derdimiz bu ifadelerini kullandı.
Bizi 50 yıldır AB üyesi ülkeler hep oyalamıştır
Gazetecilerin ABye katılımla ilgili Türkiyenin perspektifinin sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şu an Michel ile neyi görüşeceksin? AByi görüşeceksin. Görüştük ama Sayın Michelin tek başına karar verme yetkisi yok. O da tabii bütün AB üyesi ülkelerle görüşerek bir karar vermenin gayreti içerisinde. Bizi 50 yıldır AB üyesi ülkeler hep oyalamıştır, bugün de oyalıyorlar, hala oyalamaya devam ediyorlar. Oyalasalar da oyalamasalar da Türkiye Türkiyedir, biz yolumuza devam ederiz dedi.
Ukrayna Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Oleg Nikolenkonun G20 Sonuç Bildirgesinden memnun olmadığını söylediğinin hatırlatılması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, Onu yine kendisine sormak lazım. Biz gurur duyulacak bir deklarasyon olduğuna inandık ve altına imzalarımızı koyduk, hayırlı olsun dedi.
5 üyenin iki dudağının arasına dünyayı sıkıştırmayalım
Hindistanın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyindeki (BMGK) hedefiyle ilgili gelen soruya Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hindistan gibi bir ülkenin orada bulunmasından iftihar ederiz ama biliyorsunuz dünya 5ten büyüktür. Dünya 5ten büyüktür derken burada sadece ABD, Rusya, çin, İngiltere ve Fransa, 5 ülke olsun istemiyoruz. Şu anda gerek daimi üyeler gerekse geçici üyeler, madem ki bunlar 5+15, biz diyoruz ki tamamı burada daimi üye olsun, dönüşümlü olsun ve dünyada şu anda mevcut Birleşmiş Milletlerdeki 195 üyenin hepsini daimi üye yapacak hale gelelim, dönüşümlü olarak. Mademki dünya beşten büyüktür, burada hepsi de daimi üye olmak suretiyle bunun tadını alsın. 5 tane üyenin iki dudağının arasına dünyayı sıkıştırmayalım. Birleşmiş Milletlerde şu anda bulunan ülkeler, daimi-geçici ayrımına tabi olmadan, daimi üye olursa inanıyorum ki tüm dünya bundan mutluluk duyacaktır dedi.