DAİŞ medeniyetimizde, kültürümüzde, köklerimizde ne varsa yok etmeye çalışıyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tophane-i Amire'de, "Kelam'dan Kalem'e Büyük Buluşma" Klasik Sanatlar Sergisi'nin açılış törenine katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılış öncesi sergiyi gezerek yetkililerden bilgi aldı.

Haberler 05.03.2015 - 12:46 Son Güncelleme : 05.03.2015 - 12:46

Serginin açılış konuşmasını yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam medeniyetinin ilim, irfan ve kitap medeniyeti olduğunu söyledi. İnancının temelinde oku emri bulunan peygamber efendimizin beşikten mezara kadar ilim öğrenmeyi tavsiye eden bir medeniyetten söz ediyoruz diyen Erdoğan, şunları söyledi:

> Kağıdı bulan Çinliler olabilir ama onu hakkıyla kullanan ve batıya ulaştıran bizim ecdadımızdır. Sadece kitabın kendine değil harflere, kelimelere, bunları yazan kaleme, mürekkebe kadar değer verilmiş, ihtimam gösterilmiştir. Hattatlık, nakkaşlık bizim kültürümüzde çok önemli çok çok prestijli meslektir. İlk kütüphaneler mescitte açılmış ardından evde, eğitim kurumlarında yaygınlaşmıştır. Abbasi döneminin Bağdat’ın da 36 kütüphane olduğu ifade edilir. Malum bu kütüphanelerin hepsi de Hülagü’nün başında olduğu Moğol orduları tarafından yakıldı, yıkıldı, yok edildi. Bir başka Mogol hükümdarı Timur şehirlerdeki kütüphanelerde bulunan kitapları kendi başkentlerine götürdü. Endülüs’te, bu büyük medeniyette de kitabın, kütüphanelerin önemli yeri vardır. Bu nadide eserler İspanyol kardinalininin emrinde Gırnata meydanında ateşe verildi, yok edildi. Tam 1 milyon eserin yakıldığı rivayet edilir. Bugün için bile çok büyük rakam olan eserlerin kalplerden, zihinlerden süzülüp gelen göz nuru, el mahareti olduğunu düşündüğünüzde yaşanan vahşeti daha iyi anlayabiliriz.

>DAİŞ MEDENİYETİMİZDE, KÜLTÜRÜMÜZDE, KÖKLERİMİZDE NE VARSA YOK ETMEYE ÇALIŞIYOR

>Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

>Bugün de Suriye’de, Irak’ta faaliyet gösterin bir terör örgütü DAİŞ aynı yöntemi izliyor; medeniyetimizde, kültürümüzde, köklerimizde ne varsa yok etmeye çalışıyor. Geçenlerde bir Iraklı dostum dedi ki ’maalesef Musul’daki o canım kütüphanelerimizi yaktılar’ dedi, ’yıktılar’ dedi. Aynı şekilde ’cami ve türbeler yakılıp, yıkılıyor, bombalanıyor’ dedi. Musul’da içinde 8 bin nadide eserin bulunduğu böyle bir kütüphane örgüt tarafından yakıldı. Daha önce Timbuktu’da benzer hadise yaşandı. Medeniyetimiz geçmişten beri yaşadığı tüm kültür katliamlarına, soykırım girişimine aldığı yaralara rağmen varlığını sürdürmeyi başardı, inşallah başaracak. Gırnata’da 1 milyon kitabı yakan Avrupa rönesansı o kitabın küllerinden değil birikimleri üzerinde inşa etti. İnşallah Suriye, Irak ve medeniyet coğrafyamızın her yerinde yakılsa da yıkılsa da masun bir şekilde tozlu raflarda kendi haline bırakılmış olsa da yine bu kitapların birikimin üzerinde gelişimimizi gerçekleştireceğiz. Bugün burada eserleri bu inkişafın habercisi olarak değerlendiriyorum. Sadece değerleriyle değil temsil ettiği medeniyet değerleriyle bize umut veriyor. İlham kaynağı olmayı sürdürüyor. Bir ferman sadece resmi belge değildir. Bir hat sadece güzel yazı değildir. Bir hat, el yazması bu noktada onu da söylemek isterim orijinal bir eser anlamına da gelmez.

>Bunların her biri maziden atiye giden bir medeniyet serüveninin ayak izleridir. Kültür kubbesinin adeta tuğlalarıdır. Bir kez daha bu vesileyle Mehmet Çebi başta olmak üzere emeği geçenleri tebrik ediyorum. Bu eserleri kültürümüze bizlere bizden sonraki nesillere kazandıranları minnetle yadediyorum. İnşallah büyük Çamlıca camiinde -adı bu olmayacak ama- caminin altında dev bir İslam eserleri müzesini kuruyoruz. Ona göre projelendirme yapılıyor. İstanbul’da bu açığı bu vesileyle kapatmış olacağız. Bir çekim alanı haline bu eserlerle gelmesine inanıyorum. Dünyaya bakıyoruz öyle ülkeler var ki hatta 300 milyon kitabı olan kütüphaneler var. Öyle zannediyorum ki bizde en büyük Ankara’daki milli kütüphane, 1 buçuk milyon kitap var. Daha büyük yok. İnşallah cumhurbaşkanlığı külliyesinde bu da tabii büyük değil daha büyüğünü yapacağız. Orada bir 5 milyon inşallah çeşit kitabı olan kütüphane projesini bitirdik, inşasına başlayacağız. Bu vesileyle 24 saat insanına açık bu tür kütüphane inşa etmek suretiyle kitaba olan sevginin, ilginin başarılı olması, zemin hazırlama görevini devlet olarak yerine getirme gereğine inanıyoruz. Bu zemini hazırlayacağız ki gençliğimize görevimizi yaptık diyelim ya da gayret ettik diyelim. Ben tekrar hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyor, bu güzel sergimizin milat olmasını da temenni ediyor, teşekkür ediyorum.

>HİLYE-İ ŞERİF’İ TARİHÇİ MURAT BARDAKÇI’YA GÖSTERDİ

>Konuşmanın ardından Erdoğan’a, serginin küratörü Mehmet Çebi tarafından Hilye-i Şerif hediye edildi. Erdoğan, resmi yasak olduğu için Hz. Muhammed’in nasıl göründüğüne dair tasvirin yer aldığı Hilye-i Şerif’in bir kısmını tarihçi Murat Bardakçı’ya gösterdi. Erdoğan daha sonra besmele çekerek serginin açılış kurdelesini kesti. İslam medeniyetinin ve kültürünün eserlere yansıyan gelişimini gösteren sergide, fermanlar, el yazmaları, yazıtlı levhaların da aralarında bulunduğu Türk İslam medeniyetlerinin en önemli 99 eseri ilk kez bir arada görülebilecek.

>Kelam’dan Kalem’e Büyük Buluşma sergisi 29 Mart’a kadar Tophane-i Amire Beş Kubbe Salonu’nda ziyaret edilebilecek.

Ana Sayfaya Git