Cumhurbaşkanı Erdoğan, çankaya Köşkünde, 13üncü Büyükelçiler Konferansının katılımcısı büyükelçilerle öğle yemeğinde bir araya geldi. Burada konuşan Erdoğan, Her yıl küresel diplomasinin fotoğrafının çekildiği konferans vesilesiyle hem geçmiş yılın muhasebesini yapıyor hem de ülkemizin tehditler ve fırsatlar karşısında daha hazırlıklı olmasını sağlıyoruz. Büyükelçilerimizin kendi aralarında tecrübe ve bilgi paylaşımına imkan veren, devletimizin diğer kurumlarıyla koordinasyonunu artıran konferansın idari yapımızda önemli bir ihtiyacı giderdiğini görüyoruz. 2023 ve ötesinde akil ve müşfik Türk diplomasi temasıyla gerçekleştirilen 13üncü büyükelçiler konferansının da daha öncekiler gibi verimli ve ufuk açıcı tartışmalara zemin teşkil edeceğini düşünüyorum ifadelerini kullandı.
BİRçOK KARANLIK ODAKLA MÜCADELE ETTİK
Erdoğan, Türkiyenin sadece devlet organlarında eş güdüm eksikliğinin değil rekabetin, güç savaşının, çekişmenin hatta çatışmanın bedelini ödemiş bir ülke olduğunu vurgulayarak, İlk göreve geldiğimizde bu sorunla maalesef biz de pek çok defa yüzleştik. Kendini milletten, milletin yetki ve sorumluluk verdiği siyasi iradeden üstün gören elitist zihniyetin engellemelerine maruz kaldık. Devletin içine sızmış örgütlerden farklı menfaat gruplarına kadar birçok karanlık odakla karşılaştık. Mücadele ettik. 27 Nisan bildirisinden 7 Şubat MİT krizine, 17-25 Aralık girişiminden 252 vatan evladını şehit verdiğimiz 15 Temmuz kanlı darbe teşebbüsüne kadar devletin içine çöreklenmiş yapıların hedefi haline geldik. Milletimizin güçlü desteği ve demokratik zeminde yürüttüğümüz kararlı mücadele sayesinde hamdolsun tüm saldırıları boşa çıkardık. Devletine ve milletine bağlı vatanperver bürokratlarımızın da çabalarıyla ülkemize tarihe önemde eserler, hizmetler, yatırımlar kazandırdık diye konuştu.
MUTABAKATI İŞLETMEYİ BAŞARDIK
Erdoğan, Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşa da değinerek, Hem Sayın Zelenski ile hem de Sayın Putin ile olan görüşmelerimizde sorunların diyalog yoluyla çözülmesi gerektiğinin altını çizdik. Önce Antalyada ardından da İstanbulda yapılan temaslar umutların yeniden yeşermesine sebep olmuştu. Fakat sahada yaşanan müessif gelişmeler dolayısıyla oluşan müspet atmosferi kalıcı ateşkese tahvil etmek ne yazık ki mümkün olmadı. Elbette bizim gibi barışı savunanlar kadar savaşın uzamasını, her iki taraf için daha yıpratıcı hale gelmesini isteyenler de vardı. Tüm bu olumsuzluklara rağmen çabalarımızı sürdürerek tahıl koridoru mutabakatının hayata geçirilmesini temin ettik. Şu anda gemiler geliyor. Böylece gıda krizinin kapıda olduğu bir dönemde dünya arz güvenliğine katkıda bulunduk. Şimdiye kadar ciddi bir sıkıntıyla karşılaşmadan bu mutabakatı işletmeyi başardık ifadelerini kullandı.
KAFKASYADA KALICI BARIŞ YOLUNDA MESAFE ALDIK
Azerbaycanlı kardeşlerimiz yıllarca hem işgalin hem de kayıplarının acısıyla yaşamak mecburiyetinde bırakıldı diyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
Bu adaletsizliğe son vermek, Türkiyenin destekleriyle Azerbaycan Silahlı Kuvvetlerine nasip oldu. 44 gün süren destansı bir mücadele neticesinde Karabağ yeniden özgürlüğüne kavuşmuş, 30 yıllık işgal son bulmuştur. Varılan anlaşmalarla Güney Kafkasyada yeni bir dönem başlamıştır. Bu tarihi fırsatın heba edilmemesi için yoğun çaba harcıyoruz. Bugüne kadar Azerbaycanla yakın istişare halinde pek çok adım attık. Radikal Ermeni çevrelerin sabotajlarına rağmen Kafkasyada kalıcı barış yolunda önemli mesafe aldık. Ermenistanla özel temsilciler vasıtasıyla başlattığımız görüşmeler devam ediyor. Başbakan Paşinyan ile Kurban Bayramı münasebetiyle aradığında çok yapıcı bir görüşme yaptık. Ermenistanın gelişmeleri doğru okuyarak Azerbaycan ve Türkiyenin samimi çağrılarına karşılık vermesiyle bölgemizin kısa sürede istikrara kavuşacağına inanıyorum.
MESCİD-İ AKSA KIRMIZI çİZGİMİZ
Erdoğan, Suriyedeki iç savaşın sonlandırılması, Irakta, Lübnanda, Filistinde, Yemende, Libyada, Afganistanda istikrarın temini için gayretlerini sürdürdüklerini belirterek, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri ile ilişkilerimizi eskisinden daha güçlü hale getiriyoruz. İsrail ile tekrar rayına oturan ilişkilerimizi ülkemizin çıkarları yanında Filistinli kardeşlerimizin hak ve hukukunu savunmak için de kullanıyoruz. Kudüs meselesindeki hassasiyetimizi, Türkiyenin 2 devletli çözüme ve Filistinin güvenlik, huzur ve kalkınmasına verdiği önemi İsrail yönetimi ile en üst düzeyde paylaşıyoruz. İlk kıblemiz Mescid-i Aksanın bizim kırmızı çizgimiz olduğunu açıkça ifade ediyoruz. Son birkaç gündür İsrail güvenlik güçlerinin Gazzeyi, Gazzeli sivilleri hedef alan saldırıları karşısında da net bir duruş sergiledik ifadelerini kullandı.