Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Elitaş, ’’Muhalefet, AK Parti’nin başkanlık sistemiyle ilgili dayatma içinde olduğunu ifade ediyor’’ sözlerine, ’’Muhalefet kendine kaçacak yer arıyor. ’AK Parti başkanlık sistemini dayatıyor’ diye bahane bulmaya çalışıyor’’ dedi.
Başkanlık sisteminin tartışılmasını arzu ettiklerini, çünkü Türkiye’nin idare yapısına en uygun sistemin başkanlık veya yarı başkanlık sistemi olduğunu belirten Elitaş, ’’Hem Uzlaşma Komisyonu’nda hem de kamuoyunda bu konu tartışılsın. Bundan kimsenin gocunmaması, alınmaması gerekir’’ diye konuştu.
Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda bütün şartlar kabul edilirse, sadece başkanlık sistemi kalırsa, ısrarcı olmayacaklarını vurgulayan Elitaş, ’’Ancak halkımız istediği takdirde kamuoyunun baskısından diğer siyasi partiler kaçamazlar’’ dedi.
Bundan üç, dört sene önce TBMM’nin anayasa yapamayacağını iddia edenlerin, bugün halkın baskısıyla anayasa yapmak için, hatta ’masadan kaçıyor’ dedirtmemek için büyük gayretler içinde olduğunu dile getiren Elitaş, ’’Bu, büyük bir gelişme. Biz yine bunu halkımıza anlatırsak, kamuoyu başkanlık ya da yarı başkanlık sistemini benimsediği takdirde, herhalde kimse masadan kaçamaz’’ ifadesini kullandı.
’’Muhalefetin de zihninde başkanlık sistemi var ki ’hangi sisteme göre tartışacağız’ diye soruyor’’ diyen Elitaş, bir soru üzerine, Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun çalışma süresine, siyasi partilerin yetkili organlarının karar vereceğini kaydetti.
Elitaş, dokunulmazlık dosyalarıyla ilgili bir başka soruya ise ’’Karma Komisyonda değerlendirilecek ona göre kanaat oluşur. TBMM’ye gelmesi gerekirse gelecek’’ karşılığını verdi.
’’Bu tavırla verim almak mümkün değil’’
MHP Konya Milletvekili, Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyesi Faruk Bal da ’’Başkanlık sistemiyle ilgili AK Parti’nin ısrarcı olacağı’’ haberlerinin hatırlatılması üzerine, şunları söyledi:
’’AK Parti’nin ’başkanlık sisteminden geri adım atmayacağım ama masadan da kalkmayacağım’ demesi, ’komisyon çalışmalarını tıkayacağım, komisyonun mutabakat sağlamasına engel olacağım’ demektir. Bu, yüzde elliye yakın oy almış AK Parti’nin uzlaşma anlayışını baltalaması demektir. Şimdiye kadar da komisyonda samimiyetle bulunmadığının ifadesidir. AK Parti, 2002 yılından itibaren programlarında parlamenter demokrasiyi ön plana alarak demokratikleşmeyi öngörmüş ve oy almış bir partidir. Şimdi aldığı bu siyasi desteği tam tersine, diktatörlüğe açık bir rejim olan başkanlık sistemine dönüştürmesi kendisine oy veren seçmenleri kandırması anlamını taşımaktadır. Bu tavırla komisyon çalışmalarından verim almak mümkün görünmemektedir.’’
AA