Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşik Arap Emirliklerinde düzenlenen Dünya Hükümet Zirvesine video mesaj ile katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirveyi düzenleyen Birleşik Arap Emirlikleri Devlet Başkanı Şeyh Muhammed bin Zayid Al Nahyan ve Devlet Başkanı Yardımcısı, Dubai Emiri Şeyh Muhammed Bin Raşid Al Maktum ile katılımcı devlet ve hükümet başkanlarını selamladı. Erdoğan, zirvenin insanlık için hayırlara vesile olmasını dileyerek, Gerek zirvenin gerekse zirve sırasında yapılacak istişarelerin, dünyada barış ve adalete katkı sağlayacağına inanıyorum. Video mesaj marifetiyle de olsa sizlerle bir araya gelmekten memnuniyet duyuyorum dedi.
İNSANLIK TARİHİNİN EN BÜYÜK AFETLERİNDEN BİRİ
Erdoğan, zirveye bizzat katılmayı planladığını; ancak 6 Şubatta meydana gelen depremler sebebiyle bunun gerçekleşmediğini belirterek, Türkiye, 6 Şubat Pazartesi günü üst üste yaşanan 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki iki depremle sarsılmıştır. 13,5 milyon vatandaşımızın yaşadığı 10 ilimizde 500 kilometre çapında bir alanda etkili olan depremler, maalesef çok büyük bir yıkıma yol açmıştır. Sarsıntıların hissedildiği mücavir şehirlerle birlikte felaketten 20 milyona yakın insan etkilenmiştir. Bilim adamları, bu zelzeleler sonucu ortaya çıkan enerjinin 500 atom bombası gücünde olduğunu ifade ediyor. Sadece ülkemizin değil, insanlık tarihinin en büyük tabii afetlerinden biriyle karşı karşıyayız. Asrın felaketi olarak nitelenen bu depremde, yıkılan binlerce binanın enkazını kaldırdıkça maalesef kayıplarımızın sayısı da artıyor. Depremlerden yaralı olarak kurtulan 81 bini aşkın vatandaşımızın önemli bir kısmını taburcu ettik. Kalanların tedavilerine ise devam ediyoruz. Arama kurtarma ekiplerimizin enkaz altından sağ çıkardığı insanımızın sayısı 8 binin üzerindedir diye konuştu.
YARALARI EN KISA SÜREDE SARACAĞIZ
Depremin ilk anlarından itibaren devletin ve milletin tüm imkanlarını afet bölgesi için seferber ettiklerini hatırlatan Erdoğan, Uluslararası yardımı da içeren, 4üncü seviye alarm durumu ilan ettik. Deprem bölgesinde olağanüstü hal uygulamasını başlattık. Devletimizin ilgili kurumları yanında sivil toplum örgütlerimiz ve gönüllülerimiz afetzedelerimize yardım etmek için yoğun çaba harcıyor. Bir taraftan arama kurtarma ve enkaz kaldırma çalışmalarını yürütürken diğer taraftan da çadır, konteyner ve prefabrik yapıların kurulumuna hız veriyoruz. İnşallah çok yakında yıkılan şehirlerimizi yeniden inşa ve ihya çalışmalarını başlatıyoruz. Türk devleti olarak bu felaketin yaralarını milletimizle birlikte el ele vererek en kısa sürede saracağız ifadelerini kullandı.
KARA GÜN DOSTLUĞUNU HİçBİR ZAMAN UNUTMAYACAĞIZ
Erdoğan, bu süreçte zirveye ev sahipliği yapan Birleşik Arap Emirlikleri başta olmak üzere 100den fazla ülkeden destek ve taziye mesajı aldıklarını kaydederek, Kimi ülkeler bizzat arayarak, kimisi kurtarma ekiplerini göndererek, kimisi yardım kampanyaları düzenleyerek Türkiye ile dayanışmasını ortaya koydu. Gece gündüz demeden milletimiz için yardım toplayan, ekipleriyle arama kurtarma mücadelemize destek veren, dualarında bizleri unutmayan tüm dost ve kardeş ülkelere sizlerin huzurunda bir kez daha teşekkür ediyorum. Sergilediğiniz bu kara gün dostluğunu hiçbir zaman unutmayacağız. Koronavirüs salgını döneminde dünyanın dört bir yanına gönderdiğimiz yardımlarımızda Hz. Mevlananın, Ümitsizliğin ardında nice ümitler var, karanlığın ardında nice güneşler var sözünü düstur edinmiştik. Bugün de, Afrikadan Asyaya, Amerikadan Balkanlara, Avrupadan Körfez bölgesine kadar yüz milyonlarca dost ve kardeşimizin bizlere uzattıkları yardım ellerine şahit oluyoruz. Kısıtlı imkanlarına rağmen elindeki avucundaki, varını yoğunu ülkemize gönderen tüm kardeşlerimden Allah razı olsun dedi.
DAHA ADİL BİR DÜNYANIN MÜMKÜN OLDUĞUNA İNANIYORUZ
Ardından, dünyanın doğal afetler, iklim değişikliği, göç, savaşlar gibi meydan okumalarla karşı karşıya bulunduğuna dikkat çeken Erdoğan, En az gelişmiş ülkeler başta olmak üzere, sürdürülebilir kalkınma hedefleri alanında elde edilen kazanımlar aşınıyor. 2030 gündemine ulaşma imkanı azalıyor. Tüm bu sınamalar karşısında, küresel yönetişim ve yakın iş birliği dünyamızın geleceği bakımından belirleyici olacaktır. Türkiye olarak Cumhuriyetimizin 100üncü yılını idrak ettiğimiz 2023 yılında bölgemizde ve ötesinde bir refah ve güvenlik kuşağı tesis etmek amacıyla yoğun çaba harcıyoruz. Daha adil bir dünyanın mümkün olduğuna inanıyoruz. Bunu Birleşmiş Milletler Genel Kurulu başta olmak üzere tüm hitaplarımda vurguluyorum. Küresel sistemin krizlerle çevrelendiği günümüzde gerek ikili, gerek çok taraflı platformların önemi aşikardır. Bu denklemde Türkiye ile Körfez ülkeleri, bölgemizin güvenliği, istikrarı, refahı ve ekonomik entegrasyonu için temel ekseni teşkil ediyor. Türkiye olarak kendi istikrar ve güvenliğimizi, Körfez Bölgesinin istikrar ve güvenliğinden ayrı görmediğimizi daima söylüyoruz. Yüksek teknoloji, uzay çalışmaları, yenilenebilir enerji gibi bu başlıkların yanı sıra Körfez Bölgesini Türkiye üzerinden Avrupa ile Asyaya bağlayacak, kara ve demir yolu ulaşım altyapısının geliştirilmesine de büyük önem veriyoruz. Bu düşüncelerle, deprem felaketinin ardından acımızı paylaşan, yardımları ve dualarıyla gücümüze güç katan herkese teşekkür ediyorum diye konuştu.