MUHSİN YAZICIOĞLU’NUN VEFATI MİLLETİMİZ İÇİN BÜYÜK KAYIP OLMUŞTUR Konuşmasına başlarken 2009 yılında hayatını kaybeden Büyük Birlik Partisi (BBP)’nin kurucusu Muhsin Yazıcıoğlu’nu ölüm yıl dönümü dolayısı ile anan Erdoğan, Sözlerimin hemen başında 2009 yılında elim bir kaza neticesi ebediyete intikal eden, bugün de vefatının altıncı yılına ulaştığımız merhum Muhsin Yazıcıoğlu kardeşime Allah’tan rahmet diliyorum. Savunduğu değerler ve mücadelesiyle örnek bir şahsiyet olarak gördüğüm Muhsin Yazıcıoğlu’nun vefatı milletimiz için büyük bir kayıp olmuştur. Yine geçtiğimiz ay vefat eden muhterem annesi Fidan Yazıcıoğlu’na da Allah’tan rahmet diliyorum diye konuştu.
KAZADA HAYATINI KAYBEDEN YOLCULAR İÇİN BAŞ SAĞLIĞI DİLİYORUM Barcelona’dan Düsseldorf’a giderken Fransa Alpleri’nde bulunan Barcelonnette kasabası yakınlarında düşen uçak ile ilgili konuşan Erdoğan, Dün Fransa’da bir Alman havayolu şirketine ait yolcu uçağı düştü. Uçaktaki 144 yolcu ve 6 mürettebattan kurtulan olmadığı açıklandı. Enkaz kaldırma işlemlerinin sürdüğü bu kazada hayatını kaybeden yolcular için ülkelerine ve ailelerine baş sağlığı diliyorum. Aynı kazada şu ana kadar Alman uyruklu bir kardeşimizin de hayatını kaybettiği tespit edildi. Bu kardeşimize de cenabı Allah’tan rahmet diliyorum ifadelerini kullandı.
BENİM GÖNLÜMDEKİ PAZAR YERLERİ TOZUN KİRİN İÇİNDE MEKANLAR DEĞİLDİR Pazar yerlerinin geliştirilmesi gerektiğine dikkat çeken Erdoğan, Benim gönlümdeki pazar yerleri artık geçmişte olduğu gibi öyle sokak aralarında araçların arasında, tozun kirin içinde tezgah kurulan mekanlar değildir. Ben haftanın diğer günlerinde de farklı amaçlar için kullanılabilecek çatısıyla, aydınlatmasıyla, otoparkıyla, sosyal tesisleriyle hem esnafımıza hem milletimize yakışan pazar yerleri arzu ediyorum. Belediyelerimizin bu yönde gayretleri olduğunu biliyorum. Gittiğim illerdeki toplu açılış törenlerinde başbakanlığım döneminde de tüm belediye başkanı arkadaşlarıma hep bunu tavsiye ettim. Lütfen pazarcı esnafımız için pazar yerleri açınız. Bunları kurunuz. Güzel gelişmeler var. Daha iyi olacağına inanıyorum. Ama bunların yetersiz olduğunu görüyorum. Bu konuda belediyelerimiz daha gayretli olmalı şeklinde konuştu.
ONLAR DİKTATÖR OLMUYOR DA TÜRKİYE’DE NİÇİN DİKTATÖRLÜK OLSUN? Konuşmasında Başkanlık sistemi vurgusu yapan Erdoğan, 400 milletvekiline ihtiyaç olduğunu belirterek Yeni Türkiye için yeni bir Anayasaya ve onunla birlikte Başkanlık sistemine geçmeye ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Başkanlık sistemine geçtiğimizde bilesiniz ki şu parlamentoda yaşanılanların diyebilirim ki büyük bir kısmı artık yaşanmayacaktır. Çok başlılık ortadan kalkacaktır, tüm engellemeler ortadan kalkacaktır. Çok hızla koşan, sıçrayan bir Türkiye olacaktır. İktidara geldiğimiz ana kadar çok partili hayata geçildikten o güne kadar Türkiye’de 16 ayda bir hükümet değişmiştir. 16 ayda bir hükümetin değiştiği bir ülkede istikrar bulamazsınız. İstikrarın olmadığı bir ülkede de güven bulamazsınız. Tekleye tekleye bugünlere geldik. Artık bu sistemle yolumuza devam edemeyiz. Hızlı karar almaya ve hızlı uygulamaya imkan verecek yeni bir sistem ortaya koymalıyız. Günümüzde en yaygın uygulanan Başkanlık sistemini Türkiye’ye taşımamız lazım. G-20’nin içerisindeki ülkelerin en ileri olanlarının 10 tanesi Başkanlık sistemiyle yönetiliyor. Bunlar bu işi bilmiyor mu ya? Biz niye bu konuda hayır diyoruz? Bu adımı atmamız lazım. Ben Başkanlık sistemi dediğimde hemen başlıyorlar tek adamlık demeye, diktatörlük demeye. Arjantin’de, ABD’de, Meksika’da Fransa’da diktatörlük mü var? Onlar diktatör olmuyor da Türkiye’de niçin diktatörlük olsun? Bu iş için 400 milletvekiline ihtiyaç var. 400 milletvekiliyle parlamento bu değişikliği yapacak güce ulaşacaktır. Seçimle iş başına gelmiş ve her icraatının hesabını millete verecek bir başkandan, tek adam da çıkmaz, diktatör de çıkmaz açıklamasında bulundu.