Şener, NTV canlı yayınında soruları yanıtladı, seçimlere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
İkinci tura giderken mevcut tabloyu nasıl değerlendiriyorsunuz? sorusu üzerine Şener, 14 Mayıs seçimlerinde vatandaşların huzur içerisinde sandık başına gittiklerini, çok önemli bir olumsuzluğun da ortaya çıkmadığını söyledi.
Şener, Seçimlerin genel olarak düzgün bir şekilde yapıldığı ve yönetildiği kanaati vardır. Ben bunu da son derece önemli görüyorum. Elbette bazı sandıklara yapılan itirazlar, yasal prosedürler içerisinde ortaya çıkan hadiselerdir. Bunu bir olumsuzluk diye nitelemek de mümkün değildir. ifadelerini kullandı.
Seçimlerde hile yapıldığıyla ilgili bazı iddialar ortaya atıldığını aktaran Şener, şöyle konuştu:
Doğrusu böyle bir noktada ben sorumluluğun muhalefette olduğunu düşünürüm. çünkü, Millet İttifakı partileri ve yöneticileri, genel başkanları iki yıldır seçim güvenliğiyle ilgili her türlü önlemi aldıklarını, bütün sandıklara ve sürece hakim olduklarını ve asla hiçbir oyu zayi etmeyeceklerini seçmene taahhüt etmişlerdir. Bunu defalarca konuşmuşlardır. Her sandıkta bu partilerin temsilcileri vardır. İl ve ilçe seçim kurullarında bu partilerin temsilcileri vardır. Bütün sandıklardaki ıslak imzalı tutanaklar ilçe seçim kurulunda liste haline getirir. İlçelerdekileri, il seçim kurulunda liste haline getirilir. Hatta il, ilçe seçim kurulunda halka statüsünde partilerin temsilcileri vardır. Sonra Yüksek Seçim Kuruluna gider.
Şener, seçim sürecinin en başından itibaren Cumhur İttifakı tarafından hem Kılıçdaroğluna hem Millet İttifakına yöneltilen en büyük eleştirinin FETÖ ve PKK terör örgütleriyle bağlantı, iltisak olduğu yönünde yapıldığı hatırlatılarak, Hatta HDPnin, Yeşil Sol Partinin içinde bulunduğu ittifak tarafından Kılıçdaroğluna yönelik destek açıklaması da bunun bir delili olarak ortaya konuldu. Sizce bu FETÖ ve PKK suçlaması sonuca etkili oldu mu? sorusunu şöyle yanıtladı:
Seçimin akışını izlediğimiz zaman ilk turda ve ilk tur öncesindeki kampanya sürecinde şu tabii bütün seçmenin dikkatini çekmiştir. Nedir o? Kandilden çok sık açıklamalar yapılıyordu. Yani Kemal Beyi desteklediklerine dair işte Tayyip Erdoğan ve Cumhur İttifakına bitireceklerine dair açıklamalar yapılıyordu. Defalarca yapılmıştır. HDPde daha doğrusu Yeşil Sol Parti yeni ismiyle o da aynı şekilde destek açıklaması yapmıştır.
Her parti, her vatandaş, legal veya illegal her örgütün birtakım açıklamalar yapabileceğini, destekte bulunabileceğini aktaran Şener, şöyle devam etti:
Bunu demokrasinin işleyişi içerisinde doğal karşılamak lazım. Ama bu seçmen algısını nasıl etkiler, o önemli. Fakat şu var, bu açıklamaların sadece sözden ibaret olmadığı anlaşılmıştır. Şu bakımdan anlaşılmıştır, CHPnin çok düşük oy oranına sahip olduğu özellikle HDPnin seçmen oranının yüksek olduğu illerin tamamında Kemal Kılıçdaroğlunun oy oranı Tayyip Erdoğanın oy oranını geçmiştir. Yani bu CHPnin oyu olmadığına göre elbette bir taraftan HDPnin diğer taraftan Kandilden açıklamaların etkilenerek yönlendirdiği oylar olduğu açıktır. Ama bu tek taraflı bir ilişki midir? çift taraflı bir ilişki midir? O ayrı bir konu. Bu görüntü, Türkiyede ilk turda milliyetçi ve devletçi seçmen kitlesini ürkütmüş ülkenin bütünlüğüyle ilgili, güvenlikle ilgili algılarını bozmuştur.
İkinci tura giderken Kemal Kılıçdaroğlunun söylemlerindeki milliyetçi değişimin sorulması üzerine Şener, Siyasette hep şu kuralı göz önünde bulundurmak lazım. Artılarınızı saymayacaksınız. Eksilerinizi sayacaksınız. Eksileri saymadan yoluna devam eden bir siyasetçi kendisini ne kadar başarılı görürse görsün sonunda kaybeder. ifadesini kullandı.
Abdüllatif Şener, bir soru üzerine hem AK Partinin hem de CHPnin seçimlerin ikinci tura kalacağını bildiğini dile getirdi.
Mecliste Cumhur İttifakının çoğunluk kazandığı hatırlatılarak, Bu ikinci seçim sonucunu Sayın Erdoğan ve Sayın Kılıçdaroğlu açısından değerlendirirsek nasıl etkiler? sorusu üzerine Şener, TBMM bugünkü sistemimizde önemlidir, etkindir. Burada milletvekillerinin çoğunluğu Cumhur İttifakı tarafından çıkarılmıştır. Toplam AK Parti, MHP ve Yeniden Refahın milletvekili sayısı 323 civarındadır. Bu Millet İttifakının çıkardığı milletvekili sayısından 111 daha fazladır. Büyük bir fark var arada. cevabını verdi.
HDPnin destek vermesi halinde bile Cumhur İttifakının sayısına ulaşılamadığını belirten Şener, yine Cumhur İttifakının Mecliste tek başına kanun çıkarma yetkisine sahip olduğunu ve her konuda Meclisten istediği kanunu çıkaracak vaziyette olduğunu dile getirdi.
Cumhurbaşkanıyla, Meclis ikisi aynı partide olursa yönetimde istikrar sağlanıyor. diyen Abdüllatif Şener, konuşmasını şöyle tamamladı:
Ama Cumhurbaşkanı bir partide, Meclis çoğunluğu bir partide olursa bu sefer ortaya ne çıkıyor? Denge denetim mekanizması kurulmuş oluyor. Fakat bu sefer de yönetimde ve ülkede istikrar kalmıyor. Dolayısıyla Meclis çoğunluğu Cumhur İttifakındayken açıkça şunu söyleyeyim, Kemal Beyin seçimi kazanmasıyla birlikte cumhurbaşkanlığı da bir başka partiye gittiğinde bir kere verdiği sözlerden hiçbirini gerçekleştiremez. Meclisten hiçbir kanun geçiremez. Millet İttifakının en büyük iddiası olan 6 partiyi bir araya getiren güçlendirilmiş parlamenter demokrasi artık hayal olur. Bunu gerçekleştiremezler. Maliye, ekonomik politikalar uygulayamazlar. Neden? Vergi çıkaramazlar. Bütçe çıkaramazlar. Bakın bütçe çıkaramadıkları için AK Parti iktidarının yapmış olduğu bütçenin arttırılması yoluyla uygulamaya başlarlar. Bütçe politikaları olmaz. Mali politika olmaz. Hatta bürokrat ataması yapamazlar.