Dokunulmazlıkların kaldırılması sonrasında Almanyaya kaçtığı iddia edilen HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, yurda dönüşünün hemen ertesinde düzenlediği basın toplantısında atarlı giderli konuştu. Figen Yüksekdağ Halkların Genel Partisinin gelişmesini çekemeyenlerin fezlekeyi kendileri hazırladı şeklinde ağır ithamlarda bulundu.
HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Bizim gelişmemizi, halklarımızın demokratik iradesinin büyümesini hazmedemeyenler ve buna tahammül edemeyenler hakkımızda fezlekeler yazmışlar. dedi.
Yüksekdağ, Ağrıda Eski Van Caddesinde düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, HDP ve HDPyi oluşturan bütün bileşenler olarak, demokratik siyasi yaşamın ve demokratik Türkiyenin yolunu çoktan seçtiklerini belirtti.
Haklarında hazırlanan fezlekelere ve dokunulmazlıklarının kaldırılmasına ilişkin, anayasa değişikliğine değinen Yüksekdağ, Bizim gelişmemizi, halklarımızın demokratik iradesinin büyümesini hazmedemeyenler ve buna tahammül edemeyenler hakkımızda fezlekeler yazmışlar. Saraydaki, hakkımızda ferman yazmış, ferman çıkarmış. O fezlekeleri ferman diye saraydan bizim karşımıza çıkarıyorlar ama şunu da iyi bilsinler, nasıl dünden bugüne direnenler ferman padişahın, alanlar, kavga bizim dediyse bugün de bizler aynısını söylüyoruz. Ferman, fezleke sarayın, alanlar, meydanlar ve özgür geleceğimiz bizimdir. ifadesini kullandı.
Yüksekdağ, Mecliste dokunulmazlıklara ilişkin anayasa değişikliğinin, iktidar ve kendileri dışındaki muhalefet partilerince geçirildiğine işaret ederek, Onların gerçekte bir iktidar ve muhalefet çelişkisi yok. Onların hepsi iktidar ve zulüm kafasına sahip. O nedenle iktidar partisi ile saray yönetimi ile Meclisteki muhalefet arasında hiçbir fark yok. Bakın tespih boncukları gibi aynı sıraya dizildiler. Darbe yasasını, Meclisten geçirdiler. Meclise darbe yaptılar. diye konuştu.
Korkmadıklarını vurgulayan Yüksekdağ, Bizler her zaman olduğu gibi yine burada olacağız. Bu topraklardan nice felaketler geldi geçti. Nice padişahlar, tiranlar ve zalimler geldi, geçti. Bu topraklardan sel geçti, kum kaldı. Biz bu yurdun toprağı ve kumuyuz. Bu topraklardan bu siyasi iktidar da bir sel gibi geçip gidecek. dedi.