Partisinin haftalık grup toplantısında Başbakan Erdoğan’la bugün 15.30’da yapmaları beklenen görüşmelerine de değinen Kılıçdaroğlu, CHP’nin sorunları çözmek için mücadele ettiğini, kafa yorduğunu belirtti. CHP çözüm üreten bir partidir, CHP bu ülkenin bütün sorunlarına duyarlı olan partidir. Biz yeni bir açılım yapmıyoruz, çözüm yönetimi öneriyoruz. Madem siyasi partiler var, sivil toplum kuruluşları var, aydınlar var, düşünürler, kanaat önderleri var. Niçin hep beraber bu soruna kilitlenip çözmüyoruz? diye konuştu.
’PARLAMENTODA BİR ARAYA GELELİM’
Çözüm için parlamentoda bir araya gelme önerisinde de bulunan CHP Genel Başkanı, anaysa için bir araya gelinmesini örnek gösterdi. Kılıçdaroğlu, milli irade denirse halka gidelim ona da soralım şeklinde önerisini dile getirdi. Başbakan ile görüşmelerine çözüm önerilerini iyi niyetle götüreceklerini belirten Kılıçdaroğlu, Hiçbir önyargımız yok, dayatmamız yok. İyi niyetle gidiyoruz. Bu ülke çözüm üretecek kapasitededir, yetenektedir. Her partide çözümle ilgili kafa yoracak saygın insanlar var. Niye bir araya gelmiyoruz? diye sordu.
Kolektif iradeyi çözüm için kullanma tavsiyesinde bulunan Kılıçdaroğlu, Bir toplum beraber konuşamıyorsa, bir araya gelemiyorsa o toplumun geleceğinden herkse endişe eder. Bir araya gelebilmeliyiz, bunu yapınca milli irade kavramını da yüceltmiş oluruz. TBMM’nin meşru ve bağımsız iradesini ortaya koymalıyız. dedi.
Sorunlar karşısında çözüm üretilemezse topluma çaresizlik duygusunun hissettirileceğini söyleyen Kılıçdaroğlu, En büyük tehlike budur. Çaresizlik direncin önünde en büyük güç olarak karşımıza çıkıyor. O nedenle partilere kanaat önderlerine çağrı yaptım. Çaresizliği topluma dayatamazsınız, bir araya geleceğiz, konuşacağız ve çare üreteceğiz. ifadelerini kullandı.
İNŞALLAH BU SON OLUR
Ziyaret ettiği her şehit ailesinin ortak bir cümle kullandığını bu cümlenin de İnşallah bu son olur cümlesi olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: Eğer son olacaksa siyaset kurumuna düşen bir görev var, bunu çözeceğiz. Dayatmayla değil aklımızla çözeceğiz. Gerginlik politikası değil, çözüme dayalı politikalar üretmeliyiz. Dayatmayı topluma yayarsak, sen düşünme ben düşüneceği, sen yazma ben yazacağım sen düşünme ben düşüneceğim dersek bu olmaz. Bazı aydınlarımız yeni yeni uyanıyor. Olsun, yeter ki geç de olsa uyansınlar. Bir parti var çözüm getirecek desinler, biz hazırız.