Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Hükümet yetkilileri arasında çıkan başkanlık sistemi, yüce divan oylaması, şeffaflık paketi, Merkez Bankası’nın bağımsızlığı, Hakan Fidan’ın aday adaylığı ve çözüm süreci ile ilgili fikir ayrılıkları Erdoğanın, istediği başkanlık sistemini getirmek için uyguladığı bir strateji mi ? Ya da bu krizin başka sebepleri var mı ? Ve olası sonuçları neler? Erdoğan’ın siyasi çizgisini yakından takip eden uzmanlar yanıtladı.
>Star Gazetesi Yazarı Ahmet Taşgetiren
>Bir sorun olduğu muhakkak. Cumhurbaşkanı halkoyuyla seçildi. Cumhurbaşkanının sembolik olma ötesinde yetkileri var. Bunu kullanmak durumunda. Erdoğanın AK Parti liderliği ortadan kalkmış görünmüyor. Erdoğan da bu ilişkiyi canlı tutuyor. Cumhurbaşkanı ve Hükümetin iç içe geçtiği bir konum ortaya çıkıyor. Yasal çerçeve bunu karşılamıyor. Fiilen yarı başkanlık uygulansa bile sorunlar ortaya çıkıyor. Cumhurbaşkanı çerçevesinden bakıldığında bu başkanlık sistemiyle çözülür. Ama bunu anayasal statü sağlayacak. Seçimlerden öyle bir sonucun çıkması bekleniyor. Seçimlerden bu yönde bir kompozisyon çıkmazsa bu sorunlu durum devam edecek demektir. Bu gerilimle insanları başkanlık sistemine ikna etme stratejisi varsa, insanlar AK Partiye oy veriyor olsa bile bunu böyle algılamaz. Bu, halkın iki tarafın da yıprandığını düşünmesine yol açar. Halk, En iyisi başkanlık stratejisini getirecek meclis aritmetiğini getirelim demez.
>A G araştırma şirketi sahibi Adil Gür
>Elbette mevcut yönetim sistemine göre çatışma çıkıyor. Bu tür Cumhurbaşkanı-Hükümet çatışmaları bir strateji mi bilmiyorum. Zaten Cumhurbaşkanını halk seçsin dendiğinden beri ’Türkiye bu sistemle bu yola devam edemez’ de deniyor. TBMM vasıtasıyla cumhurbaşkanlığının yetkisi azaltılmalı ya da eski sisteme dönülmeli ya da başkanlık sistemine geçilmeli. Türkiyenin başkanlık sistemine geçmesi için anayasa değişikliği yapılmalı. Seçimlerden sonra anayasa değişikliğine gidilebileceği görünmüyor. Bu kutuplaşma artıyorken bir konsorsiyumun sağlanması da zor, sistem değişikliği de zor görünüyor. HDP barajı aşmasa da zor. Dolayısıyla bu gerginliği anlamak zor.
>KONDA Araştırma Şirketi’nin sahibi Tarhan Erdem.
>Hükümetle Sayın Cumhurbaşkanı arasındaki tartışmanın, Türkiye başkanlık sistemi dışında bir sistemle yönetilemez savını seçmene kabullendirmek amacıyla ortaya atıldığı görüşüne katılmıyorum. Cumhurbaşkanı ve Hükümetin yetkilerinin tartışmaya başlamasını halkımız kabul etmez. Yönetim organizasyonu, yetkileri ve görevleri hakkında çok ciddi deneyim yaşamış seçmenimiz, çok doğru kararı verecektir. Sayın Erdoğan’ın, Ak Parti seçmenini bir ön yargıya bağlamak istediğini gösteren sözleri var, yakın bir gelecekte seçmeni yönlendirmek yerine tartışma ortamının koşullarını genişletmenin doğruluğunu anlayacağını sanıyorum.