AK Parti Diyarbakır İl Başkanlığı Genişletilmiş Danışma Meclisi toplantısı yapıldı. Bir otelde gerçekleştirilen toplantıya, AK Parti Diyarbakır milletvekilleri Galip Ensarioğlu ve Ebubekir Bal ile İl Başkanı Muhammed Dara Akar ve çok sayıda partili katıldı. Kuran-ı Kerim tilavetiyle başlayan programın açılış konuşmasını yapan Akar, AK Partinin davasının kutlu olduğunu belirterek, Halkı kucaklayan bir dava. Muhalefet partilerini görüyorsunuz. Başkalarının aklıyla, başkalarının sözleriyle nasıl milletin huzurunu ve moralini bozuyorlar. Söz buraya gelmişken ben ana muhalefet partisinin liderine iki laf söylemek istiyorum. Bir hanımefendiye bir kadına söylenmesi ayıp olan laflar söylemiştir. Bu AK Parti ve bu dava milletin hizmetinde büyük bir sermayeyi büyük bir aklı meydanlara taşımaktayız. Aylar boyunca uzun ve yorucu günler geçirdik. Sur, Bağlar, Silvan, çınar gibi yerlerdeki mağdur kardeşlerimize bizim daha fazla gitmemiz ve bizim Diyarbakırı kucaklamamız gerekiyor. Sokak sokak gezeceğiz. Gidilmedik köy mezra bırakmayacağız. çünkü Diyarbekir halkının bize ihtiyacı var dedi.
BU COĞRAFYA BÖYLE BİR YIKIM GÖRMEDİ
Diyarbakır milletvekili Galip Ensarioğlu ise, çok önemli bir süreçten geçildiğine dikkat çekerek, Recep Tayyip Erdoğan Diyarbakır meydanında Kürt sorunu bağlamında 80 yıldır kimsenin çözmeye cesaret edemediği bu meselenin ismini koydu. Bu Kürt sorunudur, bu benim sorunumdur dedi. Devletler yanlış yapabilir. Bu sorunu ben çözeceğim dedi. O günden itibaren yüzlerce reform, yüzlerce demokratikleşme paketi ve Kürt dilinin önündeki bütün engeller ve yasaklar bir bir kaldırıldı. Bir taraftan bunlar kaldırılırken, şiddetin son bulması için yine cesur bir adım attı. çatışmasızlık sürecini başlattı. Diyalog sürecini başlattı. Barışçıl yöntemlerle kendi insanımızla kendi sorunumuzu çözmek için bir süreç başlattı ve her defasında sabote edilmeye çalışıldı. Sur içinde oturanlar iyi bilir. Bu coğrafya Moğollardan bu yana böyle bir yıkım görmedi. Böyle bir barbarlık görmedi. Bu işin siyasetini yapanlar güya barış, demokrasi, çözüm ve Türkiyelileşme diyenler, bu barbarlığa dur diyemediği gibi bu şiddeti, bu barbarlığı meşrulaştırma görevine soyundu. Bu yıkımın suçunu hükümetin üzerine yıkmak görevine soyundu. Siz ne yaparsanız yapın her şey bu milletin gözü önünde oldu. Artık takke düştü, kel göründü. Gerçek yüzünüz ortaya çıktı diye konuştu.
BU MİLLET SİZE MECBUR DEĞİL
Yıllarca barış ve çözüm diyenlerin, savaştan ve şiddetten başka bir yönteme başvurmadıklarına dikkat çeken Ensarioğlu, şunları kaydetti: Demokrasi lafı ağızlarından düşmedi. Kendileri dışındaki hiç kimseye tahammül göstermediler. Kendileri dışındaki her türlü fikir, düşünce ve şahsiyetin ortadan kaldırılması için her türlü baskıyı ve yöntemi kullandılar. Şiddetin şehir merkezlerine taşınması ve beş bin yıllık bu kentin tarihinin kültürünün yok olması, gençlerin o sokaklarda imha edilmesi, polis ve askerimizin o sokaklarda şehit edilmesine hiçbir ses çıkarmayanlar üç buçuk aydır bu kent yakıldı yıkıldı bu tahribat olup biterken sesini çıkarmayanlar Sura dokunma demedi. Bugün gelirken bilboardları gördüm Sura dokunma diyorlar. Üç buçuk ay boyunca barbarca bu Sur ve Sur içindeki tarihi değerler, kiliseler, camiler yakılıp yıkılırken, gençler o sokaklarda ölüme gönderilirken, polisler, askerler şehit edilirken tek bir laf etmeyenler Sura dokunma, insanıma dokunma demediler. Bugün inşa süreci başlamış, büyük bir seferberlik başlatmışız Sura dokunma diyorlar. Hiç kusura bakmayın bu millet size mecbur değil. Siz istediğiniz kadar engel olmaya çalışın bizim bu hizmetleri yapmamıza bu kenti yeniden inşa ve ihya etmemize yeniden ekonominin sanayinin gelişmesine engel olamayacaksınız. Dört dönemdir belediyeleri alıyorlar. Diyarbakırın hali ortada Türkiyenin hali ortada. Bizler inşa ederiz, onlar yıkarlar. Son dönemde siyasetleri çöktü ve bu şiddeti halk kabul etmedi. Bu savaş İranın, Esadın, Rusyanın savaşıdır.
PLANIN BİR SANTİMETRE BİLE DIŞINA çIKMAYACAĞIZ
Şimdi yalan ve iftiraya başvurulduğunu anlatan Ensarioğlu, şu ifadelere bulundu: Dediler ki, Sizi öldürdüler, mallarınıza el koyacaklar. Bunun böyle olmadığını anlattık. Bu kamulaştırma kararının niçin alınması gerektiğini anlattık. Mağdur olan insanlara haklarının bir an önce verilmesi için bir adım olduğunu anlattık. Büyükşehir Belediyesinin meclisinden geçen koruma amaçlı eylem planının bir santimetre bile dışına çıkmayacağız. Sizin planınızı uygulayacağız, neye itiraz ediyorsunuz diyoruz. Diyecek lafları kalmadı. DBP Genel Başkanına bir televizyon kanalında soruyorlar Sura TOKİ girmeyecekmiş. Ne diyorsunuz? Sura TOKİ girmedi ama Galip Ensarioğlunun firmaları girecek, Galip Ensarioğlu girecek diyor. Keşke seviyeyi bu kadar düşürmeselerdi. Demek ki ellerindeki sermaye tükenmiş. Benim ve diğer milletvekili arkadaşımızın ve aile fertlerimizin Surda evleri satın aldığımızı yoğun bir şekilde söylediler. Bırakın beni ailemizin tek bir ferdi Surda bir çakıl taşı satın almışsa ispat etsinler istifa ederiz. Yetmedi geçen hafta grup toplantısında Selahattin Demirtaş diyor ki. Diyarbakır milletvekillerinden biri Surdaki ihaleleri yüzde 10 karşılığında satmış. İspat ederim. Havaalanında biri söylerken biri duymuş. İfade bu. Gerçekten sermayeleri tükenmiş bunların. Surda hiçbir ihale bugüne kadar yapıldı mı? Surda şu ana kadar ihale bile söz konusu değilken hangi ihaleler satılmış ispat etsinler. Siz bunu derseniz bizi de söyletmiş olursunuz.
PARASIZ HİçBİR ŞEY YAPILMIYOR?
Herkes bunu iyi bilsin bundan sonra yalan iftira olursa. Bir laf ederlerse 10 laf işitirler. Bu bölgedeki bütün müteahhitleri dağa götürenler yüzde 10ları nasıl aldıklarını bütün Diyarbakır bilir bütün bölge bilir. Bütün bu bölge iyi bilir ki bu bölgedeki bütün belediyelerinde belediye başkanlarının dışında yetkili olanlar her türlü imar değişikliği ve her türlü talep de parasız hiçbir şey yapılmadığını belediyeye selam veren her Allahın kulu biliyor. Bizi bu alana çekmeyin. Bizi bu alana çekerseniz sizi bu alanda perişan ederiz. Neler olup bittiğini biliyorum. Kimlerin ne yaptığını çok çok iyi biliyorum. Özele inerseniz sizin özelinize ineriz. Tek tek bu şehirde hangi arsa kimindir. Hangisine ne yoğunluk verildi. Niçin verildi. Neye karşılık verildi. Hepsini bir bir bilirim. Bunlar böyle söylerken Kemal Kılıçdaroğlu benim bir PYDli cenazesine katıldığımı söylüyor. çıktım, söyledim. Dedim ki Kılıçdaroğlu az biliyor. Ben birkaç tanesine katıldım. Kobanide, Şengalde, çözüm sürecinde İŞİDle savaşırken ölen ailesini tanıdıklarımızın taziyesine gittim. Ben Yasin Börünün de cenazesine gittim, polis ve askerlerimiz şehit olurken onların da törenlerine ve taziyelerine gittim. Biz acıyı ayırt etmeyiz. Kimse bunu Ankaradaki vahşi terör eylemi sonrası bir milletvekilinin gidip o eylemi sahiplenme anlamında katıldığı taziyeyle eşitlemesin. Biz insanlarımızın acılarını paylaşırız ve bunlar olmasın diye elimizden geleni yaparız.