Kurtulmuş, yeni anayasa görüşmeleri kapsamında AK Parti Meclis Grubunu ziyaret ederek, Grup Başkanı Abdullah Güler ve parti yöneticileriyle bir araya geldi.
Yaklaşık 45 dakika süren görüşmenin ardından Kurtulmuş ve Güler gazetecilere açıklamalarda bulundu.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, anayasa yapımıyla ilgili Mecliste gurubu bulunan 6 siyasi partiyle gerçekleştirdiği ilk temasın son adımında AK Parti ile müzakerelerde bulunduğunu söyledi.
Mecliste yer alan diğer partilerin görüşlerini de alacaklarını bildiren Kurtulmuş, bu konuda fikri olan herkesin sürece katkı sunmasını sağlayacaklarını vurguladı.
Sürecin zor olduğunu bildiğine işaret eden Kurtulmuş, yöntemin nasıl olacağı konusunda karşılıklı müzakereler yapılacağını, sürecin her aşamasında milletin bilgilendirilmesinin sağlanacağını kaydetti.
Kurtulmuş, Partilerle birlikte ortak bulunacak olan yöntemle, herhalde önümüzdeki yasama dönemi başladığında, ekim ayından itibaren bu meselenin içeriğine ilişkin görüşmeler başlayabilir. dedi.
Anayasa konusundaki şeffaflığı önemsediklerinin altını çizen Kurtulmuş, anayasa meselesinin hiçbir siyasi tartışmanın konusu haline getirilmemesi gerektiğini dile getirdi.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, anayasa yapılmasının sorumluluk ve zorunluluk olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
Türkiyenin, iki tane darbenin izini taşıyan mevcut anayasadan kurtulması, bu konuda da TBMMnin üyelerinin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi her türlü siyasi mülahazanın üstündedir. Burada samimi olmak, niyet okumaktan vazgeçmek, her şeyi açık ve şeffaf şekilde milletin önünde söylemek, bu sürecin samimiyetle yürütülmesini temin etmek de en önemli konulardan bir diğeridir. Buna dikkat ederek yolumuza devam edeceğiz.
- Partilerin anayasası olmaz, milletin anayasası olur
Sürecin sağlıklı işlemesi için diyalog zemininin kurulması gerektiğini aktaran Kurtulmuş, bu konuda bir iklimin oluştuğunu görmekten memnuniyet duyduğunu söyledi.
Numan Kurtulmuş, (Normalleşme) diyerek son günlerde çok sıkça üzerinde durduğumuz bu siyasi atmosferin ciddi şekilde karşılıklı olarak birbirini anlamak temelinde geliştirilmesi, siyasi müzakere ikliminin oluşması fevkalade önemlidir. değerlendirmesinde bulundu.
TBMMnin anayasa ve anayasa çalışmalarını yapma yetkisine, gücüne sahip olduğunu ifade eden Kurtulmuş, Türkiyede, anayasa yapmak bakımından milletin temsilcisi olan TBMMden başka yetkili hiçbir kurum yoktur. diye konuştu.
Sürecin zaman alacağını, büyük bir tartışma zemininin oluşacağını anlatan Kurtulmuş, tartışmaların Türk siyasetine ve demokrasiye katkı sağlayacağına işaret etti.
Kurtulmuş, milli iradenin ortak kararıyla anayasanın ortaya çıkması temennisinde bulunarak, siyasi partilere ve toplumun tüm kesimlerine büyük sorumluluklar düştüğünü aktardı.
Partilerin anayasa tekliflerini, konularla ilgili görüşlerini olgunlaştırarak bu görüşleri müzakere sürecinde masaya yansıtacağına inandığını kaydeden Kurtulmuş, Partilerin anayasası olmaz, milletin anayasası olur. Milletin temsilcisi olan, Türkiye demokrasisinin kalbi olan TBMM, millet adına bu konuda kararını alır ve yoluna devam eder. görüşünü paylaştı.
- 1982 Anayasasından mutlaka kurtulmamız lazım
AK Parti Grup Başkanı Güler ise diğer siyasi partilerin de anayasa konusundaki ihtiyacı belirttiğini hatırlattı.
Türkiyenin sivil, demokratik, çoğulcu, katılımcı bir anayasaya kavuşması gerektiğini ve bunu Türk milletine hediye etmek istediklerini vurgulayan Güler, anayasa konusunda TBMM Başkanı Kurtulmuşa her türlü desteği vereceklerini ve çalışmalara katkı sağlayacaklarını belirtti.
Türkiyenin yeni anayasaya ihtiyaç duyduğuna dikkati çeken Güler, şöyle devam etti:
1980li yılların ekonomik ve iktisadi koşullarını, toplumsal yapısını, vesayet anlayışının her maddeye sinmiş kurallarını taşıyan 1982 Anayasasından mutlaka kurtulmamız lazım. Bazı ceza davalarıyla gündeme gelse bile Anayasa Mahkemesinin son günlerde iptal ettiği bazı kanun düzenlemelerine baktığımızda günümüzün koşullarına uygun, milletimizin ihtiyaçlarını karşılayacak bazı kanuni düzenlemelerimizi Anayasa Mahkememizin iptal ettiğini görüyoruz. Neden iptal ettiğine baktığımızda, 1980li yılların iktisadi koşullarını taşıyan, o dönemdeki dar anlayışı yansıtan anayasa maddelerinden kaynaklandığını görüyoruz.
Abdullah Güler, günün ekonomik ve iktisadi koşullarını yansıtan, temel hak ve özgürlükleri garanti altına alacak anayasanın yapılması gerektiğini sözlerine ekledi.