‘Terör yoksa her zaman varız’

Erdoğan, "Yeni süreç başlar mı?" sorusuna "Meseleleri terör dışı yöntemlerle ortadan kaldırmaya her zaman varız" diye yanıtladı, sorunların 'sivil ve özgürlükçü' anayasayla çözülebileceğini belirtti.

Haberler 12.10.2024 - 17:33 Son Güncelleme : 12.10.2024 - 17:33

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Arnavutluk ve Sırbistan ziyaretlerinin ardından Türkiyeye dönerken uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan, kabinede bir değişiklik olabileceği sinyalini verirken AK Parti genel başkan yardımcılarından da görevden alınabilecek bazı isimler olduğunu söyledi. Erdoğan, Kürt meselesine ilişkin yeni bir sürecin başlayabileceği yorumlarını yanıtlarken MHP Genel Başkanı Devlet Bahçelinin DEMe yönelik attığı adımın çok önemli olduğunu belirtti ve şu ifadeleri kullandı:

Terörün her türlüsüyle mücadele eder ve karşısında yer alırız. Meseleleri terör dışı yöntemlerle ortadan kaldırmaya ise her zaman varız. çünkü biz siyaseti, ülkemizin huzur ve birliğini güçlendirmek, milletimize hak ettiği kaliteli hizmetleri sunmak için yapıyoruz. Yeni anayasa çağrımız da bunun içindir. Türkiyenin ayağına darbecilerin taktığı prangaları söküp atmanın yolu kapsayıcı, adil, sivil, özgürlükçü bir anayasa yapmaktan geçiyor.

ARNAVUTLUK VE SIRBİSTAN TEMASLARI

Erdoğan Arnavutluk ve Sırbistandaki temaslarına ilişkin şu bilgileri verdi:

KÜRESEL MESELELERİ GÖRÜŞTÜK: Arnavutluk ve Sırbistana gerçekleştirdiğimiz iki günlük ziyaretimizi şu an itibarıyla tamamlamış bulunuyoruz. Her iki ziyaretimiz de son derece verimli ve başarılı geçti. Mevkidaşlarımla zaten iyi düzeyde olan ilişkilerimizi daha da güçlendirme yollarını aradık. Ayrıca işgal edilmiş Filistin toprakları ve Gazzedeki İsrail mezalimi başta olmak üzere Balkanlardaki son gelişmeler ile küresel meseleler hakkında fikir teatisinde bulunduk.

FETÖ BAŞTA OLMAK ÜZERE: Ziyaretimizin ilk durağı olan Arnavutluktaki kardeşlerimize aziz milletimizin ve Türkiyedeki akrabalarının selamlarını götürdük. Değerli dostum Başbakan Sayın Edi Rama ile Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyimizin ikinci toplantısı vesilesiyle kapsamlı istişarelerimiz oldu. Ortak bildiriye ilaveten yükseköğretim, tarım, halkla ilişkiler ve medya alanlarında imzaladığımız belgelerle Türkiye-Arnavutluk dostluğunun sarsılmaz niteliğini teyit ettik. Görüşmelerimizde ayrıca FETÖ başta olmak üzere terör örgütleriyle ortak mücadele konusundaki kararlılığımızı bir kez daha vurguladık. Ziyaretim kapsamında Arnavutluk Cumhurbaşkanı Sayın Bayram Begayla siyasi ve askeri alanlardaki ilişkilerimizi değerlendirdik. Bu görüşmelerimizin ardından Diyanet İşleri Başkanlığımız ve Diyanet Vakfımız tarafından Tiranda inşa edilen Balkanların en büyük camisi olan Namazgah Camiinin açılışını değerli dostum Arnavutluk Başbakanı Sayın Edi Ramayla birlikte gerçekleştirdik. Namazgah Camii, bir yandan Müslüman kardeşlerimizin ibadetlerini ifa etmeleri için ilave imkan sağlarken, diğer yandan da bir kültür merkezi işlevi görecektir. Mimarisiyle, konumuyla, 8 bin kişilik kapasitesiyle ve diğer müştemilatıyla her açıdan sembol bir eser olan camimizin açılışında emeği geçen herkese, tüm kurumlarımıza tekrar teşekkür ediyorum. Bu vesileyle Arnavutlukta da Sayın Başbakan Edi Rama ile savunma sanayiine yönelik konuları etraflıca görüşme fırsatımız oldu. Savunma sanayii alanında Türkiye ile Arnavutluk arasında bir adımı atma fırsatımız oldu.

SIRBİSTANLA 11 ANLAŞMA İMZALADIK: Ziyaretimizin ikinci ayağında Sırbistan Cumhurbaşkanı değerli dostum Aleksandar Vucicin daveti münasebetiyle Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyimizin dördüncüsünü Belgradda gerçekleştirdik. Bu vesileyle Sırbistan ile mevcut iş birliğimizi her alanda daha da geliştirme iradesini teyit ettik. İlişkilerimizi daha da ileriye taşıyacak 11 anlaşma imzaladık. İkili ticaretimizde ortak hedefimiz olan 5 milyar doları yakalamak için yapılabilecek çalışmaları ele aldık. Özellikle müteahhitlik alanında Türk iş insanlarının Sırbistanda önemli yatırımlar gerçekleştirmeleri bizim için gurur vesilesi olmuştur. Sırbistanın firmalarımıza sağladığı destekten dolayı değerli dostum Sayın Sırbistan Cumhurbaşkanı Vucice memnuniyetimi ifade ettim. Halklarımız arasındaki münasebetlerin her geçen gün artıyor olması ayrıca sevindiricidir. Geçtiğimiz yıl 200 bini aşkın vatandaşımız Sırbistanı ziyaret ederken, 400 bine yakın Sırbistan vatandaşının da ülkemizi tercih etmiş olmasından memnuniyet duyuyoruz. Üzerinde çalıştığımız kimlikle seyahat imkanıyla birlikte karşılıklı turist sayılarını daha da artırmayı hedefliyoruz.

ÜçLÜ DANIŞMA MEKANİZMASI: Sayın Vucicle görüşmelerimizde Sancak bölgesinin iki ülke ilişkilerindeki özel konumuna da değindik. Belgrad-Priştine diyalog sürecine desteğimizi bu vesileyle bir kez daha vurguladık. Balkanlarda kalıcı istikrar ve huzurun sağlanması konusunda da üzerimize düşeni yapmaya hazır olduğumuzu ifade ettim. Bu düşünceyle Türkiye, Bosna Hersek, Sırbistan üçlü danışma mekanizmasına verdiğimiz önemi de teyit ettim. Gerek Arnavutluk gerek Sırbistan ziyaretimizde yaptığımız görüşmelerimizin ve aldığımız kararların hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.

İSRAİLİN TÜRKİYEYE ATACAĞI ADIMLARI KONTROL ALTINDA TUTUYORUZ

İsrailin Gazzeye saldırılarına paralel, Türkiyede de toplumsal fay hatlarına yönelik saldırılar gerçekleşiyor. Yürütülen kirli kampanyalarla sokak eylemleri tetiklenmek isteniyor. Bu konuda istihbarat birimlerimizin tespitleri var mı? Karşı tedbirlere ilişkin bir çalışma söz konusu mu?

İsrailin bu saldırganlığı kulak ardı edilemez. Şu anda biz istihbarat teşkilatımızla Adan Zye İsrailin Türkiyeye yönelik attığı veya atabileceği her türlü adımı tabii ki kontrol altında tutuyoruz. İsrail, sadece saldırdığı Filistin ve Lübnanın istikrarını hedef almıyor. Oradaki yangının çevreye etkilerinin olması için de uğraşıyor. Bunları bizim göz ardı etmemiz mümkün değil. Biz bütün bunların farkındayız. Elimiz kolumuz da bağlı durmuyoruz. Elbette toplumu tehdit eden her türlü riske karşı hükümetimizin tespit ve bertaraf etme çalışmaları var. Provokasyon peşinde koşanlar, kaos iştahı ile hareket edenler bugüne kadar hep karşısında bizi buldu. Bundan sonra da bulacak. Yalanı yok etmenin yolu doğruları bıkmadan, usanmadan söylemektir. Maalesef bazı siyasetçiler de birtakım politik çıkarlar uğruna bu algı operasyonlarına dahil olabiliyor. Hangi yola başvururlarsa vursunlar karşılarında başta istihbaratımız olmak üzere her an hükümetimizi, bizleri bulacaktır. Bunlara karşı eli kolu bağlı duran bir hükümet yok. Bunu benim milletim gayet iyi bilmelidir. Vatandaşlarımız sosyal medya başta olmak üzere birçok mecradaki organize yalanlara karşı son derece dikkatli olmalıdır. Her duyduklarına inanmamalı, resm açıklamalara odaklanılmalıdır. Hep söylediğim gibi, iç cepheyi sağlam tutmak önemli. Bizim iç cephemize saldıran ve her maskeyi takabilen yapılara karşı birliğimizi müdafaa etmemiz son derece mühim. Milletimiz bunlara karşı sapasağlam durduğu müddetçe biz bunların tümüyle evelallah mücadele ederiz. Sokakları karıştırmaya teşebbüs edenleri buradan bir kez daha uyarıyorum, böyle bir hata yapmasınlar, bedelini ağır öderler.

ROGER WATERSA TEŞEKKÜR

Gazzedeki soykırımın yıldönümü vesilesiyle bir video paylaştınız, insanlık adına tarihin doğru tarafında duramamış olanların taşıyacağı vebale ve utanca dikkat çektiniz. İletişim araçlarını doğru kullanma konusunda da önemli bir mesaj verdiniz. Dünyaca ünlü müzisyen Roger Waters videoyu paylaştı. Sizin nasıl geri dönüşler aldığınızı merak ediyorum.

İnsanlığı katledenleri durdurabilmek, bunun yanında toplumların vicdanlarını harekete geçirmek için ne kadar geniş kitlelere erişebilirsek o kadar iyi. Videomuzu paylaşarak hissiyatımıza ortak olan İngiliz müzisyen Roger Waters, Yunanistan eski ekonomi bakanı Yanis Varufakis gibi isimlere de teşekkür ediyorum. Gazzedeki soykırım herkesin önünde gerçekleşmiş ve insanlığın tarihi utançları arasındaki yerini almıştır. Bu utancın izlerini bugün İsrail denen Siyonist terör örgütünün yanında duranlar, nesiller boyunca taşıyacaktır. Bizim en son millete seslenişte yaptığımız konuşmadaki bazı başlıklar hemen İsrail yayın organlarında yer aldı. çok rahatsız olmuşlar. Benimle ilgili İsrail gazeteleri hemen manşet atmış. Biz onlardan izin alacak değiliz tabii ki. Gereğini yaptık, Allah tesirini halk etsin. Biz evlatlarını yitiren annelerin feryatlarını duyuyoruz. Ama Siyonist İsrailin böyle bir derdi yok. Onlar soykırıma devam edecekler. Biz de Siyonist İsrailin işledikleri suçları dünyanın gözüne soka soka anlatacağız. Gururla söylemeliyim ki, ülkemde terör devletinin yaptıklarına karşı elhamdülillah büyük bir bilinç oluştu. Bunu kalıcı kılmak için ne gerekiyorsa yapacağız. Batılı ülkelerde de bu anlayışı geliştirmemiz şart. Bizler de İsrail soykırımının hesabını sormak için hukuk ve diplomasi zemininde ne gerekiyorsa yapmaya devam edeceğiz. Durmak yok, bu konuda yola devam diyoruz. İletişimin tüm mecralarını kullanıyoruz. Bunu da yine başta İletişim Başkanım olmak üzere yapmaya, iletişim mecralarını etkin şekilde kullanmaya devam edeceğiz.

İSRAİL ŞAMI İŞGAL EDERSE...

Sayın Cumhurbaşkanım, şu anda İsrail Lübnanı bombalıyor, Beyrutu da bombalıyor, Şamı da bombalıyor. Ama açık açık Lübnandan sonra Şamı işgal edeceklerini söylüyorlar. Şamın işgali demek, İsrail askerlerinin Türkiye sınırına gelmesi demek, Suriye haritasının tamamen parçalanması demek. Biz buna karşı ne yapabiliriz?
İsrail, Şamı işgal ettiği anda Suriyenin kuzeyine dediğiniz gibi gelmiş olacak. İsrailin, birtakım hesapları olabilir ama en büyük hesap sahibi Allahtır. Rabbimizin hesabı da muhakkak bu hesapların üzerinde bu da tecelli edecektir. Yani ayet-i kerimede Rabbimiz ne buyuruyor? En büyük hesap edici Odur. Onlar hesapları yaparlar ama Allahın hesabını hiçbir zaman tutturamazlar. Netanyahu ve çetesinin gördükleri rüyalar kabusa dönüşecek. Filistin özgür olacak, Lübnan özgür kalacak. Kanlı ellerini uzattıkları her toprak parçasında, vatanlarını savunan yiğitlerin haklı ve soylu direnişi ile karşılaşacaklar. Zafer muhakkak sabredenlerin olacak. Suriye çok acılar çekti. Onlara yenilerinin eklenmesine insanlık karşı çıkmalıdır. Suriyedeki iç savaşın başından beri, Suriyenin toprak bütünlüğüne saygılı olduğumuzu dile getirdim. Suriyenin egemenliğini korumak için diplomatik yolların tümünü kullandık. Türkiyenin attığı her adım, bölgedeki gerilimi azaltmaya, çözüm arayışlarına zemin hazırlamaya yönelik oldu. Bugün de diplomatik kanalların etkin kullanımı çatışmanın tırmanmasını engelleyebilir. Barışı ve huzuru katleden bir canavara dönüşen İsrail, karşısında insanlığı bulmalıdır. Biz Suriyenin birliğini yeniden sağlaması, barışa ve huzura ulaşması için çalışmaya devam edeceğiz. Suriyede adil, onurlu, kalıcı ve kuşatıcı bir barış ikliminin oluşması için çabalarımızı artıracağız. Biz, her yerde olduğu gibi Suriyede de acil ve kalıcı bir barışı savunacak, barışın yanında duracağız.

İsrail, bölgesel ve küresel barışa yönelik en somut tehdittir. Bu tehdidi dünya barışını koruma görevini üstlenenler sonlandırmalı ve barışı muhafaza etmelidir. Suriyedeki iç savaşın başından beri Rusyanın atacağı adımları dikkatle takip ediyoruz. çünkü Rusya, Suriyeyle müşterek hareket ediyor. İranla ilgili konuda da Rusya, İran, Suriye, bütün bu üçlü mekanizma birlikte hareket ediyor. Diğer tarafta ise Amerika, İngiltere, Almanyadan oluşan koalisyon güçleri bulunuyor. Koalisyon güçleri PKK/YPG terör örgütünü hamiliğine soyunmuş durumda. Suriyenin toprak bütünlüğüne karşı en büyük tehdit oluşturan bu duruma karşı Rusya, İran ve Suriyenin daha etkili tedbirler alması elzemdir. Benzer şartlar Irakda da yaşanmaktadır. Bu nedenle, bir yanda İsrailin savaşı tüm bölgeye yayma çabaları, diğer yanda terör örgütlerinin bölücü ve yıkıcı faaliyetleri ortadayken, küçük çıkar hesaplarını bir kenara bırakarak dayanışma içinde bölgeyi kurtarmamız lazım. Yükümüz ağır, işimiz çok.

HAKAN FİDAN YUNANİSTANA GİDECEK

Sayın Cumhurbaşkanım, Yunanistan Başbakanı Miçotakis deniz yetki alanlarının belirlenmesi için fırsat doğduğunu ve cesur adımlar atılması gerektiğini söyledi. Belki Dışişleri Bakanımızın onların Dışişleri Bakanıyla da bu konuda görüşmeleri olabilir. Siz özellikle Mısırla devam eden görüşmeler, bu görüşmelerin yanına Yunanistanda da böyle bir sürecin eklenme olasılığını nasıl değerlendiriyorsunuz?
2023 seçimleri sonrası Yunanistan ile Türkiye arasındaki mevcut kronik sorunu nitelikli bir müzakere yoluyla çözebilir miyiz diye bir anlayış başladı. Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakisle birlikte bu sürece siyasi destek verdik ve Dışişleri Bakanlığımız bu konuyla ilgili kapsamlı bir çalışma başlattı. Sorunların tanımlanması, içeriğinin çizilip ortaya konması, belli çözümlerin bulunması konusunda iki tarafta da irade olması önemli. Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan Yunanistana gidecek, bu konularla ilgili görüşmeler yapacak. Tüm bu konuları, Ege ile ilgili bütüncül yaklaşımımız temelinde görüşeceğiz. Türkiye ile Yunanistan tarihsel bağları bulunan iki komşu ülkedir. İyi komşuluk esası iki ülkeye de kazandıracak formülün anahtarıdır. Türkiye ile Yunanistan ilişkileri, bu esas ekseninde inanıyorum ki daha güzel günlere doğru ilerliyor. Biz, başından beri iki ülkenin gündemindeki meselelere çözüm odaklı yaklaşıyoruz. çözüm iradesini iki ülke ortaya koyabilir ve sorunları geride bırakabilir diyoruz. Deniz ve hava sahası yetki alanlarının uluslararası hukuka uygun olarak belirlenmesini öteden beri istiyoruz. Bölge ülkeleri olarak ancak diyalog ve iş birliğiyle güvenlik ve istikrarı artırabilir, çatışma risklerini azaltabiliriz. Biz hakkaniyetin peşindeyiz. Kimsenin toprağında gözümüz olmadığı gibi, hakkımızı sonuna kadar muhafaza etme kararlılığımız da tamdır.

TOKALAŞMANIN ARDINDAN YENİ BİR SÜREç BAŞLAYABİLİR Mİ?

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçelinin DEM Parti Eş Başkanlarının elini sıkmasından sonra dediniz ki, Cumhur İttifakının uzattığı bu elin değerinin muhatapları tarafından anlaşılmasını isteriz. Ülke meselelerini geniş mutabakatla çözme arzusundayız. Mesajınızın odağında yeni Anayasa mı yer alıyor? DEM Partiden somut adım gelirse müzakereye de diyaloğa da açığız sözlerine yeşil ışık yakıldığı, yeni bir sürecin başlayabileceği yorumlarına ne yanıt verirsiniz?

Ortada net ve kararlı bir biçimde uzatılan bir el var. Biz Sayın Bahçelinin ortaya koyduğu tavrı ülkemizin demokrasi mücadelesi için olumlu ve anlamlı buluyoruz. Sayın Bahçeli, Türkiyenin siyasi yapısında uzlaşma ve diyalog çağrısının önemine burada bir vurgu yapıyor. Dolayısıyla Sayın Bahçelinin bu attığı adım, bir kenara konulamaz. Biz yıllardır bunu dile getiriyoruz. Sayın Bahçelinin özellikle attığı bu adım bana göre çok çok önemli bir adımdır. Sayın Bahçeliden böyle bir adım beklemeyenler olabilir. Ama biz kıdemli bir siyasetçi olarak Sayın Bahçelinin böyle bir adımı atmasını garipsemedik. Önemli bir adım olarak gördük. Temennimiz odur ki bundan sonraki süreçte de bu adımları atanların sayısı çoğalsın. Bu adımları atanların sayısı çoğaldıkça da inşallah yeni Anayasa konusunda toplumsal mutabakatın tabanını genişletebiliriz. Siyasetimizin temelinde, ülke meselelerinin geniş bir mutabakatla çözülmesi, toplumun farklı kesimlerinin de sürece dahil edilmesi yatıyor. Bunu yıllardır dile getiriyoruz. Türkiyede terör yöntemleri ile bir yere varılamayacağı çok nettir. Artık herkesin bunu anlamış olması gerekir. Bölgemizdeki gelişmelere bakıldığında, ülkemizdeki huzur ve barış iklimini tahkim etmek, herkes için en hayırlısıdır. Terör örgütleriyle çevrelenmiş bir coğrafyada, Irakta gerilimlerin, Suriyede iç savaşın yaşandığı, İsrailin vahşileştiği bir dönemde içeride barışın tesisi önem kazanıyor. Biz Türkiyede demokratik siyasetin alanını genişletmek için bugüne kadar tüm engellemelere, sabotajlara, haince planlara rağmen köklü adımlar attık. Ülkemizde demokrasiyi güçlendiren her adıma desteğimiz tamdır.

YENİ ANAYASA çAĞRIMIZ BUNUN İçİN

Buna rağmen biz irademizi demokrasi dışı odaklara teslim ediyoruz, her adımımızı bu anlayışla atıyoruz demek yapıcı bir yaklaşım olarak görülmez. Terörün her türlüsüyle mücadele eder ve karşısında yer alırız. Meseleleri terör dışı yöntemlerle ortadan kaldırmaya ise her zaman varız. çünkü biz siyaseti, ülkemizin huzur ve birliğini güçlendirmek, milletimize hak ettiği kaliteli hizmetleri sunmak için yapıyoruz. Yeni anayasa çağrımız da bunun içindir. Türkiyenin ayağına darbecilerin taktığı prangaları söküp atmanın yolu kapsayıcı, adil, sivil, özgürlükçü bir anayasa yapmaktan geçiyor.

BALKANLARDA TÜRKİYENİN ROLÜ

Kosovada tırmandırılmak istenen etnik gerilim söz konusu. Sırbistan da bölgedeki yüksek gerilimin taraflarından biri. Bosna Hersek içindeki Sırp Cumhuriyeti de zaman zaman ayrılıkçı tansiyonu yükseltiyor. Balkanlarda yeni bir Ortadoğu senaryosu yaşanmaması için Türkiyenin rolünü değerlendirir misiniz?

Her şeyden önce bu seyahatimiz zaten onun en güzel örneği. Üstleneceğimiz rol her an vardır. Gerek Arnavutluk gerek Sırbistanda, bugün basın toplantısında da Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucicle birlikte ortaya koyduğumuz tavır ve açıklamalar bunun zaten en güzel örneğini teşkil etti. Dikkat ederseniz ifademde özellikle kullandığım şu cümleler sıradan değil. Biz birilerinden bazı müsaadeleri almak suretiyle cümle kuramayız ve kurduğumuz cümlelerle ilgili de izin alarak adım atmayız. Biz cümlemizi kurduğumuz zaman tam hedefe odaklanarak kurarız. Nitekim mevkidaşım Sayın Vucic de aynı karakterde bir insan. Bu konularda kararlı duruşları olan bir insan. Bölgede özellikle örnek bir insan. Belki gözlerinizden kaçmış da olabilir. Bizim savunma sanayiiyle ilgili müşterek atacağımız adım da bunun bir ifadesidir. Dışişleri Bakanım, savunma sanayiiyle ilgili bakan arkadaşlarım bu çalışmayı yapacaklar. Balkanlardaki etnik gerilimler, tarihi ve siyasi dinamikler açısından oldukça karmaşık bir tablo sunuyor. Türkiye de Balkan ülkeleriyle derin tarihsel, kültürel ve siyasi bağlara sahip. Bu bağlar, Türkiyenin bölgede barış ve istikrar sağlamada daha aktif bir rol üstlenmesini gerektiriyor.

MİLLETİMİZİN ADALETE İNANCI ZEDELENİYOR

Partinizin son toplantısında çok önemli açıklamalarda bulundunuz. Son günlerde yaşanan şiddet olaylarına değiniz. Hatta tıkanıklık varsa neşter vuracağız, kriminal tiplerin aramızda dolaşmasından rahatsızız ifadelerini kullandınız. Tabii önemli adımlar da atacağınızı söylediniz. Nasıl bir yol haritası izlenecek bu konuda?
Bir devlet öncelikle vatandaşlarının güvenliğini, adalet ve ekonomik refahı temin etmelidir. Bunun için 22 yıldır ne gerekiyorsa yaptık, yapmaya devam ediyoruz. Şiddetin her türlüsü ile mücadele bizim görevimiz ve bunun için elimizden gelenin ötesinde adımlar atıyoruz. Mücadelede aksayan yönler ortaya çıktığında ise hiç vakit kaybetmeden gerekli tedbirleri alıyoruz. Son dönemde yaşanan kimi cinayetler ve hadiseler milletimizin kendini güvende hissetme ve adalete olan inancını zedeleme eğiliminde. İnsanımız rahat olsun, toplumun huzurunu bozan, güvenliği tehdit eden kim olursa olsun cezasını çekecektir. Yaptığımız derin analizlerde şiddet olaylarını önlemede gerek işlevsel, gerek yapısal eksikliklerin tespiti halinde oraya müdahaleden çekinmeyiz. Bu noktada toplumumuzda cezasızlık algısına müsaade edemeyiz. Cezaların ıslah edici ve caydırıcı olması noktasında sorunlu alanlara neşter vuracak yasal düzenlemeler yapacağız. Hangi kurumda, hangi sistemde bir zafiyet varsa nokta atışlarıyla sorunu gidereceğiz. Emniyet, yargı, medya konularında atılacak adımlar olduğunu görüyoruz. Suça meyilli kişilerin tutuklu yargılanması esas olacak ve yargılamada da bu kişilerin bu durumları esas alınarak infaz işlemleri yürütülecek. Ceza infaz sisteminde yapacağımız değişikliklerle suç işleyen cezaevine mutlaka gireceğini bilecek. Bu konuda teknik çalışmaları gerek Adalet Bakanlığı gerek Türkiye Büyük Millet Meclisi grubumuz yapacak. Yapısal sorunlarla ilgili de incelemeler yapıyoruz. Suçla en etkin mücadeleyi sağlayacak yapısal değişikliklere de ihtiyaç duyulması halinde onların da adımını atacağız. Suç tiplerine göre daha net ve caydırıcı ceza politikaları uygulayacağız. Toplumda oluşturulmak istenen suçlular cezasız kalıyor, yapanın yanına kar kalıyor anlayışının doğru olmadığını vatandaşlarımız görecektir. Yargının hızlanması için yıllardır attığımız adımlar ortada. Burada mesafe aldık ancak geç gelen adalet adalet değildir anlayışı ile çalışmaya devam edeceğiz.

GIDA DENETİMLERİ

Sayın Cumhurbaşkanım Tarım Bakanlığının başlattığı bir mücadele var. Zehirli gıdalar, tağşiş, millete domuz eti falan yediren müesseseler var. Bunlar ifşa ediliyor Tarım Bakanlığı tarafından. Bu mücadeleyi siz nasıl karşılıyorsunuz? İkincisi de bir köfteci zinciri var. Önce Kollanıyor denildi, sonra ifşa edildi. Şimdi de Haksızlık yapılıyor filan deniyor. Tam bir tartışmanın göbeğinde o köfteci zinciri. O tartışmaları da izliyor musunuz? Ne düşünüyorsunuz?

Türkiyede 724 bin gıda işletmesi var. Bunlar üretenler, satanlar, dağıtanlar. Bunlar her yıl Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından mutlaka bir kez denetlenir. Bu yıl denetimlerin sayısı 1 milyona yaklaştı. Tarım ve Orman Bakanlığımız bir sıkıntı tespit edildiği anda bunları elektronik olarak anlık takip edilebilecek bir hale getirdi. Sözünü ettiğiniz köftecideki denetimde Ankarada iki şubede uygunsuz gıda tespiti yapılıyor. Savcılığa suç duyurusunda bulunuluyor. İtiraz süreçleri oluyor. Mahkeme Tarım Bakanlığımızın kararını önce iptal ediyor, Bakanlık tarafından bu karara itiraz edildiğinde bu kez itirazlar kabul ediliyor. Yargı süreci tamamlandığında ve kesinleştiğinde de bu denetim raporu yayımlanıyor. Bakanlığımızın yapmış olduğu idari işlemler de yargısal denetim altındadır. Herkesin de kendini savunma hakkı bulunuyor. Netice itibarıyla mahkeme nihai kararı veriyor, Bakanlık da denetimin sonucunu yayımlıyor. Bu denetimlerimiz devam edecek, devam ediyor. Sonuç itibarıyla gıda konusu hakikaten ciddiye alınması gereken bir husus.

KABİNE DE DEĞİŞEBİLİR, AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCILARI DA

Sayın Cumhurbaşkanım AK Partide bir değişim süreci var ve siz de defaatle bir yenilenme olacağını söylüyorsunuz. Peki değişim sadece kadrolarda mı olacak, yoksa parti programında, parti tüzüğünde bir değişim de görür müyüz?

Bizim parti programı zaten sürekli olarak hep değişime tabidir. Ama bunun yanında da tabii idari mekanizmalarda, partimiz içerisinde bazı değişiklikler olabilir. Genel Başkan Yardımcılarında aynı şekilde değişiklikler olabilir. Kabinemizde biliyorsunuz iki arkadaşımız değişime tabi oldu. Şimdi bu yeni süreçte de hem Genel Başkan Yardımcılarında bazı değişiklikler olabileceği gibi aynı şekilde kabinede de duruma göre değerlendirmelerimizi yaparız. Orada da bazı değişiklikler olabilir.

Ana Sayfaya Git