Fidan, yayınladığı mesajda, Türkiyede Ebelik, Anadolu Selçukluları hakimiyeti devrine kadar ulaşır. Selçuklulara ait Kayserideki tıp medreselerine bağlı darüşşifalarda görevli hekimlerin yazdıkları cerrahlık kitaplarında, doğumun güç oluşu sırasında alınacak tedbirler anlatılmıştır. İstanbulda Tıphane (1826) adıyla kurulan okulda doğum bilimi de öğretiliyordu. Tıp biliminin gelişmesine paralel olarak ebelik öğrenimi de gelişti. Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane de (1843) teorik olarak ebelik dersleri verildi. Türkiyede ilk doğum kliniği, Demirkapıda Seririyat-ı Viladiye adıyla açıldı(1892). 1909da Almanyada ihtisasını yapan Dr. Kenan Tevfik, Seririyat-ı Nisaiye kliniğinin önce laboratuvar şefliğine, sonra müderrisliğine getirildi. Böylelikle ebelik ve kadın hastalıkları bilimi öğreniminin temeli atılmış oldu. Cumhuriyet devrinde kurulan İstanbul Ebe Okulundan sonra 2 yıllık bir öğrenimle ebe yetiştirilmeye başlandı. 1938den sonra da köy ebesi yetiştirilme yolunda çalışmalar yapıldı. Günümüzde Milli Eğitim Bakanlığına bağlı Sağlık Meslek Liselerinin bölümünde Ebe-Hemşireler yetiştirilmektedir. İnsanlık neslinin, gerek doğum öncesinde, gerekse doğum sonrasında, sağlıklı olarak yaşaması, anne ve bebeklerimizin sağlığı için hastanelerde, memleketimizin en ücra köşelerinde tüm zorluklarla mücadele ederek hizmet veren ebelerimiz, yüreklerindeki insan sevgisini yitirmeden çalışmakta ve vatandaşlarımızın sağlık sorunları ile ilgilenip onları eğitmektedir. Yılın her günü, günün her saati özveri içersinde görev yapan ebelerimizin hoşgörülü tutumları ve mesleklerine duydukları bağlılık muhakkak ki taktire şayandır. Bu duygu ve düşüncelerle sağlık hizmetlerinin vazgeçilmez unsurları olan ebelerimizin 21-28 Nisan Ebeler Haftasını kutlar, başarılarının devamını dilerim diye belirtti.
Siirt Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Muzaffer Aslan, Ebeler Haftası etkinlikleri kapsamında ebelere yaş pasta takdim etti.
Aslan, 21-28 Nisan Ebeler Haftası dolayısıyla görev başında ziyaret ettiği ebelere yaş pasta ikram ederek, fotoğraf çektirdi. Aslan, yaptığı konuşmada, ebeliğin dünyanın en eski ve kutsal mesleklerinden birisi olduğunu söyledi.
Ebelerin sağlık hizmeti sisteminde vazgeçilmez unsurlarından birisi olduğunu aktaran Aslan, Bu yaptıkları önemli görevlerinden dolayı toplum içinde saygın bir yer edinmişlerdir. Ülkemizde, bu önemli ve kutsal görevi yapan ebelerin hatırlanmaları amacıyla 21-28 Nisan tarihleri arası Ebeler Haftası olarak kutlanmaktadır. Ebeler Haftası vesilesiyle, bu kutsal görevi özveri, sabır ve gayretle yerine getiren bütün ebelerimizin Ebeler Haftasını kutlar, başarılarının devamını dilerim. dedi.
Ebeler Haftası nedir?
Ebe doğum esnasında, önce ve sonrasında anneye yardımcı olan, bebek ve anne bakımlarına yardımcı olan sağlık personelidir.
Doğum yöntemlerinin çağımızda normal doğumdan ziyade (Daha çok güvenlik, korku ve vücut deformasyonunun engellenmesi etkenleriyle) ameliyata (Sezeryana) kaymasına rağmen; ebelerin gerek, önlem ve anlamları kaybolmamış, ebeler özellikle hastaneye uzak kırsal kesimlerde ev veya sağlık ocaklarında doğumlara bizzat nezaret eder hale gelmişlerdir.
Ebelerin özellikle az gelişmiş bölgelerde, (kırsal kesimlerde) hemşire ve doktor gibi görev yapan sağlık personeli olmaları nedeniyle önem ve hizmetleri devam etmektedir.
Ana-çocuk Sağlığı hizmetleriyle birlikte, doğum öncesi, doğum ve doğum sonrası dönemde anneye ve bebeklere bakım hizmetleri veren ebeler, sağlık alanında yurdumuzun her köşesinde oldukça önemli ve kutsal bir görev ifa etmektedirler.
Anne ve bebek ölümleri oranındaki yüksekliğin, istihdam edilen ebe sayısının yetersizliğinden kaynaklanmaktadır. Türkiyede, ebelik mesleğinin önemi yeterince anlaşılmamaktadır. Ebelik, 1909 yılına kadar anadan kıza geçen, görgü ve deneyime dayanan meslek olarak görülmüştür. O dönemde eğitim gerektirecek bir uzmanlık alanı olarak görülmeyen ebelik, bugün de aynı şekilde gereken öneme sahip değildir. Oysa ebenin, birinci basamak sağlık hizmetlerinde önemli bir rolü vardır. Böyle olmasına rağmen, ülkemizde ebeler yeterince değerlendirilmemektedir.
Özellikle Doğu bölgesindeki illerde bu sorunun daha da fazladır. Sağlık ocaklarında çalışan ebelerin nüfus oranına göre dağılımı, batıdaki illerimizden daha az orandadır.
Sağlık ocaklarının sayısının arttırılması ve yeterli personel görevlendirilmesi durumunda, anne ve bebek ölüm oranlarında da büyük bir azalma gerçekleşecektir. Anne ve bebek ölüm oranının yüksek olması, istihdam edilen ebe sayısının azlığından kaynaklanmaktadır.
Ağır fedakrlıklar içerisinde görev ve sorumluluklarını yerine getirmeye çalışan ebeler, sağlık sistemimizin vazgeçilmez unsurlarından biridir.