DİYARBAKIR(SÖZ)-Diyarbakır İl Sağlık Platformu, 17 Nisan 2012de hasta yakınları tarafından öldürülen Dr. Ersin Aslanın ölüm yıldönümünde anma etkinliği düzenledi. Diyarbakır çocuk Hastalıkları Hastanesinde düzenlenen anmada açıklama yapan Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Elif Turan, Aslanın öldürülmesinin üzerinden 11 yıl geçtiğini, bu sürede üstüne yeni şiddet olaylarının eklendiğini belirterek, Her gün yeni bir şiddet olayı ile yaşamak zorunda bırakıldık ve geçen 11 yılda sağlık emekçileri görevleri başında öldürülmeye devam etti. Pandemide sevdiklerimizden ayrı kaldık, görevinin başında iken COVID-19 nedeniyle 513 sağlık emekçisini hayatını kaybettik, ancak bizler hastalarımızı korumak için koşulsuz çalışmaya devam ettik diye konuştu.
HEM PANDEMİ HEM DE DEPREMDE ENKAZ ALTINDA KALDI
Her 17 Nisanda, Sağlıkta Şiddetle Mücadele Gününde meslektaşlarını anarken şiddetin nedenlerini sorgulamaya, şiddeti ortadan kaldıracak sağlık politikalarını dile getirmeye ve bu politikaların hayata geçirilmesi için mücadeleye devam ettiklerini kaydeden Turan, 2003ten beri adım adım uygulanan Sağlıkta Dönüşüm Programı neoliberal politikalarla sağlığı meta, sağlık çalışanlarını da köle kıldığını söyledi. Sağlık politikalarını eleştiren Turan, Apartman bodrumlarına, penceresiz mekanlara sıkıştırılan 1. Basamak Sağlık Hizmetleri, bu ülkenin yurttaşları olarak hepimizin geleceğini çalan kara delikler olarak şehrin en uzak yerine kondurdukları şehir/şirket hastaneleri, eğitimden uzaklaşan, niteliği değil niceliği gözeten üniversite hastaneleri hem pandemide hem de depremde enkaz altında kaldı ifadelerini kullandı.
SAĞLIK POLİTİKALARI ŞİDDETİ KÖRÜKLEDİ
Sağlık politikaların şiddeti körüklediğini belirten Turan, Güvencesiz, esnek çalışma koşullarıyla güvenli ve sağlam olmayan binalarda sağlık hizmetinin verilemeyeceğini yine en son deprem bize gösterdi. Keza alınamayan randevular, alınsa bile 5 dakikaya sığdırılmaya çalışılan muayenelerle verilemeyen sağlık hizmeti, yok sayılan sağlık hakkı, iyileşemeyen hastalıklar, yapılamayan ameliyatlar, mesleki özerkliğe yapılan müdahaleler, hekimlerde ve sağlık emekçilerinde tükenmişliğe neden oldu, toplumun sağlığını bozdu. Sağlığımızı bozan, bizi yok sayan, tüketen, değersizleştiren sağlık politikaları şiddeti körükledi diye konuştu.
YAŞAMAK VE YAŞATMAK İSTİYORUZ
Toplumun her kesimine yönelen şiddetten sağlık çalışanlarının da nasibini aldığını dile getiren Turan, Dr. Ersin Arslanın öldürülmesinin ardından bugüne dek etkili bir yasal düzenleme için yaptığımız girişimler sonucunda yetersiz de olsa yasal düzenlemeler yapıldı. Ancak biliyoruz ki sağlık sistemi böyle devam ettikçe, toplumsal şiddetin önüne geçilmedikçe sağlık kurumlarında şiddetin de sona ermeyeceğini biliyoruz. Yaşamı ve yaşatmayı kendine şiar edinmiş bir mesleğin mensupları olarak sağlıkta şiddete karşı her yönüyle mücadelemiz devam edecek; çünkü bizler, şifa dağıtmaya çalışırken ölmek istemiyoruz. Yaşamak ve yaşatmak istiyoruz şeklinde konuştu.