Türk Toraks Derneği Tüberküloz Çalışma Grubu’nca, ’’6-12 Ocak Verem Savaşı, Eğitim ve Propaganda Haftası’’ dolayısıyla yapılan açıklamada, Sağlık Bakanlığı’nın çalışmaları sayesinde Türkiye’deki verem hastası sayısında 2006’dan itibaren yıllık yüzde 5 azalma başarısı sağlandığı belirtildi.
Verem kontrolünde konuyu bilen hekim ve yöneticilerin olmasının önemine işaret edilen açıklamada, verem savaş dispanserlerinin de önemli olduğu vurgulandı.
Türkiye’nin verem savaşında başarılı olduğu kaydedilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
’’Ülkemizde çok ilaca dirençli tüberküloz (ÇİD-TB) hastaları 1990’dan beri düzenli olarak tedavi edilmektedir. Son yıllarda görülen az sayıdaki yaygın ilaç dirençli tüberküloz (YİD-TB) olguları da tedavi edilmektedir. Türkiye’de son 60 yıldır istikrarlı olarak Sağlık Bakanlığı, verem ilaçlarını satın alarak hastalara ücretsiz vermektedir. Verem ilaçlarını verem savaş dispanserleri, her bir hasta için özel hazırlayıp vermektedir. Bunun yanında verem hastasının ilaçlarını düzenli içmesini sağlamak için çalışmaktadır. Bunun için her hastaya her doz ilacı gözetimli olarak içirtmek hedeflenmektedir. Buna ’doğrudan gözetimli tedavi’ yani DGT denilmektedir.’’
Dünyada verem
’’Dünyada 12 milyon verem hastası var, her yıl 8 milyondan fazla yeni verem hastası ortaya çıkıyor ve bu hastaların 3 milyonuna tanı konulmuyor’’ bilgisi aktarılan açıklamada, yılda 1.4 milyon kişinin veremden öldüğü belirtildi.
Açıklamada ayrıca, dünya genelinde verem konusunda yapılan çalışmaların yetersiz olduğu aktarılarak, Afrika ve Asya kıtalarındaki durum hakkında şu bilgiler verildi:
’’Afrika, verem hastalığının insanları en çok etkilediği kıtadır. AIDS hastalığı ile birlikte tüberküloz ölümcül bir birliktelik oluşturmaktadır. Bu kıtada yoksulluk, sağlık insan gücünün azlığı, sağlık altyapısının eksikliği gibi birçok unsur durumu daha da vahim hale getirmektedir. Asya kıtasıysa başta Hindistan olmak üzere, verem hastalığının en çok görüldüğü ülkelerin bulunduğu yerdir. Bu kıtada da yoksul, sağlık çalışanları az ve olanakları sınırlı birçok ülke bu hastalığın pençesindedir.’’
AA