Meme Sağlığı Merkezi Sorumlu Hekimi Prof. Dr. Orhan Demircan, gelişmiş ülkelerde 8 kadından birinin meme kanseri riski altında olduğunu, gelişmekte olan ülkelerde ise bu oranın 12 kadında bire gerilediğini belirtti. 30 yaşından önce doğum yapmanın kanser riskini azaltacağını vurgulayan Prof. Dr. Demircan, Doğum 30 yaşından sonraya kalıyorsa veya doğum gerçekleşmiyorsa kanser riski artıyor. O nedenle biz kadınlara doğurmayı ve emzirmeyi öneriyoruz. Kadın ne kadar çok emzirirse meme kanseri riski o oranda azalıyor. Sosyal yaşamın içinde kariyer yapan kadınlarda ise meme kanseri riski artıyor. Çünkü işi ve kariyeri nedeniyle daha geç evleniyor, daha geç çocuk sahibi olur. İşi nedeniyle emzirme problemi olur. İşin yarattığı stres ve gerginlik de birleşince kariyer yapan kadınlarda meme kanseri riskini artıyor dedi.
KENDİ KENDİNE MUAYENE ÇOK ÖNEMLİ
Meme kanserine östrojen hormonunun yol açtığını anlatan Prof. Dr. Demircan, kişinin kendini muayene etmesiyle bile hastalığı ortaya çıkarabileceğine dikkat çekip, Meme içerisinde süt bezleri ve kanalları var. Bu süt bezleri ve kanalların içerisinde farklılaşan hücrenin kontrolsüz çoğalmasıyla bu hastalık ortaya çıkıyor. Giderek büyüyen kitle, kadının kendini kontrolü sırasında eline geliyor. Büyüyen, ele gelen kitle meme kanserinin en önemli belirtisidir. Bir hücreden çıkıyor ve geometrik dizi şeklinde artarak o hale geliyor diye konuştu.
ERKEN TANI HAYAT KURTARIR
Prof. Dr. Demircan, sigara, alkol, aşırı kilo, doğum kontrol hapı gibi risk faktörlerinden uzak durulmasını önerdi. Prof. Dr. Demircan, meme kanserinden korunmanın yolunun erken tanı olduğunu vurgulayıp şöyle dedi:
Erken tanı konulan hastada çok geniş ameliyatlara gerek kalmıyor. Daha küçük ameliyatlarla, daha küçük tedavilerle sosyal yaşamdan kopmadan kaliteli bir yaşam sürdürebiliyorlar. İşte en önemli şey meme kanseri riskinin farkında olmak ve kendilerinin yol haritalarını takip etmek. Zaman geçtiğinde, hastalık ilerlediğinde zor bir süreç başlıyor.