Türk Toraks Derneği tarafından yapılan bir araştırmaya göre 2,5 yıl önce dünyayı etkisi altına alan koronavirüs, Türkiyede daha çok erkekleri vurdu. Araştırmaya göre sigara içenlerin ölüm oranı içmeyenlerden yüksek bulunurken, hastalığın etkilerinin 1 yıla kadar uzayabileceği ortaya çıktı.
Türk Toraks Derneği, koronovirüs pandemisine dair tüm araştırmaları masaya yatırdı. Pandemi süreci hem hastalığın teşhisi ve tedavisinde hem de hastalığı atlattıktan sonraki dönemde bilinmezlikler ile dolu bir süreç oldu. Yapılan çalışmada ise Türkiyenin korona virüs tablosunu ortaya koyuldu.
KOVİD ERKEKLERİ DAHA çOK VURDU
Covid-19 tanılı hastalarda ölüm sıklığı ve ölüm nedenlerini anlamak amacıyla pandeminin erken döneminde bir çalışma gerçekleştirdiklerini belirten Prof. Dr. Nurdan Köktürk, Bu araştırma, pandeminin ilk dalgasında hastaneye başvuran covid -19 hastalarında yapıldı. Araştırmaya 26 merkezden bin 500 hasta dahil edildi. PCR pozitiflik oranı yüzde 66,2di. Olguların yaklaşık yüzde 80i hafif-orta, yüzde 20si ise ağır ve kritik olgulardı. Ölüm 67 olguda gerçekleşti ve oran yüzde 4,5ti. Sonuç olarak ayrıntılı istatistiksel analizde, erkek cinsiyette, ağır pnömoni (zatürre), kritik hastalık, kanser ve akciğer sertliği olgularında ölüm riskinin belirgin olarak arttığını gördük dedi.
SİGARA İçENLER, ERKEKLER, 65 YAŞ ÜSTÜ TABURCU OLDUKTAN SONRA HAYATINI KAYBETTİ
Bu çalışmada Türkiyede ilk kovid dalgasında hastaneden taburcu olduktan sonra hayatını kaybeden hastaları incelediklerini ifade eden
Dr. Öğr. Üyesi Füsun Fakılı ise, çalışmaya 11 Mart-31 Temmuz 2020 tarihleri arasında 18 merkez katıldı ve bin 112 vaka analiz edildi. Taburcu olduktan sonra hayatını kaybeden hastaların ölüm nedenleri kaydedildi. Buna göre taburculuk sonrası ölüm oranı yüzde 2,8; hastanedeki ölümlerle birlikte değerlendirildiğinde yüzde 6,3 olarak bulundu. Sigara içenlerin ölüm oranı içmeyenlerden yüksek bulundu. 65 yaşından büyük olanlarda, erkeklerde ve yandaş hastalık olarak da malignite (kanser), KOAH, kalp hastalığı veya şeker hastalığı olan hastaların ölüm oranı istatiksel anlamlı yüksekti. Ölümlerin yüzde 63,3ünün taburculuktan sonraki ilk 6 ayda gerçekleştiğini gördük ifadelerini kullandı.
ARAŞTIRMADA AŞILARA DA YER VERİLDİ
Prof. Dr. Oğuz Uzun ise, pandeminin zirve yaptığı dönemde 18 farklı ilden, 25 farklı hastanede korona nedeniyle hastaneye yatan hastaların aşılama durumunu öğrenmek ve iki farklı hatırlatma dozunu karşılaştırmak amacıyla gerçekleştirilen araştırmanın sonuçlarını anlatan Prof. Dr. Oğuz Uzun ise Toplam bin 401 hasta verisi ile araştırma gerçekleştirildi. Hastaların 669u (yüzde 47.8) hiç aşı olmamıştı. Hastaların bin 304ünün (yüzde 93) aşısız veya 2 doz inaktif aşılı veya yetersiz doz aşılı olduğu izlendi. Bu hastaların 529u (yüzde 37.7si) yoğun bakımlarda yatıyordu. İnaktif aşı olan hastalarda, aşının koruyuculuğunun sona erdiği ancak iki doz inaktif aşı üzerine hatırlatma dozu olarak mRNA aşısı yapılmış hastalarda koruyuculuğun yüksek olduğu gösterildi diye konuştu.
HASTALIK NEDENİYLE ŞİKAYETLER 1 YILA KADAR UZUYOR
Bu çalışmada koronovirüs sonrası 1 yıllık dönemde hastaların uzamış semptomları ve bu semptomlara neden olan faktörleri değerlendirildiğini anlatan Serap Argun Barış, 13 farklı merkezde toplam 504 hasta ile 3 basamakta görüşme gerçekleştirildi. Araştırmada 1. yılda şikayeti olan hasta oranı yüzde 27,1 olarak bulundu. Yüzde 17 ile nefes darlığı, yüzde 6,3 ile yorgunluk ve yüzde 5 ile halsizlik en sık görülen şikayetler olarak belirledi. KOAH tanısı, tanı anında zatürre varlığı, hastalık sonrası nefes darlığı ve halsizliğin devam etmesi ve covid sonrası dönemde acil servis başvurusu olması uzamış semptomları öngören faktörler olarak saptanmıştır. İkinci basamakta 231 hastanın tıbbi kayıtları analiz edildi. Buna göre; ilk yılın sonunda göğüs röntgenlerinin yüzde 1,4ünün tam düzelmediği, bilgisayarlı tomografilerin yüzde 3,4ünde akciğer sertleşmesi geliştiği izlenmiştir. Üçüncü basamak dediğimiz yüz yüze kontrol sırasında ise 138 hastanın yüzde 49,3ünde en az bir şikayetin devam ettiği görüldü dedi.