Ceyhan, 24 Nisan Dünya Menenjit Günü dolayısıyla, menenjitin beyin zarı iltihabı anlamına geldiğini, hayati bir organ olan beynin etrafındaki dokulara iltihabi olması nedeniyle ciddi zararlara yol açtığını belirtti.
1940lı yıllarda modern tedavi yöntemleri ile antibiyotikler bulunmadan önce menenjit hastalığının büyük oranlarda ölümle sonuçlandığını ifade eden Prof. Dr. Ceyhan, antibiyotik tedavisine geçildikten sonra bile ölüm oranlarının yüzde 10lar civarında devam ettiğine işaret etti.
Mehmet Ceyhan, menenjit geçiren hastalarda en sık görülen kalıcı hasarlardan birinin işitme kaybı olduğuna dikkati çekerek, menenjitin öğrenme güçlükleri, sara nöbetleri ve felç gibi ciddi sonuçlar doğuran bir hastalık olduğunu söyledi.
Menenjit sırasında bir hekimin karşılaşabileceği en korkunç tablonun sepsis denilen kana mikrop karışması olduğunu dile getiren Ceyhan, bu durumda hastaların kaybedildiğini dile getirdi.
çok hızlı seyreden bir hastalık olan menenjitin bazı durumlarda dolaşım bozukluğuna bağlı olarak kol ve bacak kayıplarına da yol açabildiğini belirten Prof. Dr. Ceyhan, kalabalık ortamlarda ve özellikle 2 yaşın altındaki çocuklarda mikropla karşılaşma olasılığının yüksek olduğuna, kreşler, okullar, askeri kışlalar gibi kalabalık yerlerde yaşayanların risk altında bulunduğuna vurgu yaptı.
Menenjitin belirtilerinin çok küçük çocuklarda gizli seyrettiğini ifade eden Ceyhan, bu gruptaki çocuklarda hastalığın çok hafif bir ateşle bazen vücutta bir döküntüyle seyrettiğini, büyük çocuklarda ise ateş kusma ve baş ağrısı şeklinde belirtilerle ortaya çıktığını kaydetti.
-Menenjite karşı en etkili koruma yöntemi aşı
Mehmet Ceyhan, menenjit vakalarının sadece yüzde 3lük bir bölümünün risk grubunda olduğunu belirterek, aşılama yapılmaması durumunda ortaya çıkan vakaların sakatlık ya da ölümle sonuçlanabileceğine işaret etti.
Türkiyede menenjite pnömokok, hib ve meningokok bakterilerinin neden olduğunu söyleyen Ceyhan, şöyle devam etti:
Türkiyede 2006 yılından itibaren hib, 2008 yılından itibaren de pnömokok aşısı, ulusal aşı şemasına girdi. çocukların yüzde 97sine devlet tarafından bu aşılar yapılıyor. Türkiyede 2005 yılından itibaren menenjit vakalarını izliyoruz. Örneklerini laboratuvarda topluyoruz, neye bağlı diye. Başlangıçta meningokok ve pnömokok birbirine yakınken, sonraki aşılamalar sonrasında hib 3 yıldır kayboldu. Türkiyede hib, aşılamayla kayboldu. Yüzde 90 vaka meningokok dediğimiz vakaya bağlı. Meningokok aşısı, Türkiyede aşı şemasında olmadığı için henüz ona bir etkisi olmadı.
Menenjit aşısı, meningokok aşısı, 3 tane aşı var. Biri 9 ay ile 2 yaş arasında 2 doz, 2 yaşından sonra tek doz şeklinde, bir tanesi 1 yaşından itibaren tek doz, bir tanesi de 2 yaşından itibaren tek doz yapılıyor. Uygulaması bu şekilde. Daha küçük çocuklara 2 aylıktan itibaren yapmak için çalışmalar devam ediyor.
Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, menenjite neden olan üç önemli bakteriden hib ve pnömokoka karşı bütün çocukların aşılandığını anımsatarak, Bu nedenle günümüzde yüzde 90 vaka meningokok adı verilen bakteriyle gelişiyor. Menenjitsiz bir dünya hayal değil, meningokok aşısını da yaparsak, menenjiti önlemiş olacağız. Aşı dışında etkili bir yöntem yok. değerlendirmesini yaptı.