Doç. Dr. Ömer Karada, parkinsonun erikinlerde alzaymrdan sonra ikinci sklkta görülen, sinir hücre harabiyeti sonucunda gelien bir hastalk olduunu belirtti.
Parkinsonun görülme sklnn 55-60 ya üzerindeki nüfusta yüzde 1 olduunu ifade eden Karada, Ancak yaam süresinin uzamas dolaysyla toplumda yal nüfusunun artmas parkinson hastalarnn saysnda da arta neden olmaktadr. dedi.
Karada, parkinson hastalarnda hareketlerde yavalama ile istemsiz hareketler görüldüünü, bu durumun beyindeki hareket becerilerini kontrol eden merkezlerin düzensiz çalmasna bal olarak ortaya çktn anlatt.
Hastaln belirtilerinin 40-70 yalar arasnda, sklkla da 60l yalarda baladna dikkati çeken Karada, unlar kaydetti:
Tüm parkinson hastalarnn sadece yüzde 5inde hastalk balangç ya 20 ila 40 yalar arasndadr. Genç ya grubundaki bu hastalarda genetik nedenler söz konusu olabilir. Ailede anne veya babada ya da kardete parkinson hastal varlnda, o kiide hastalk gelime riski toplum geneline kyasla biraz daha yüksek olabilir. Erkeklerde kadnlara oranla biraz daha sk görülür. Toplumda bir ylda yeni parkinson hastal tans konulma oran binde 1 ya da 2 kiidir. Görülme skl yaklak 100 binde 100-150 arasnda bulunmutur. Toplumda 65 ya üzerinde her 100 kiiden birinin parkinson hastas olduu kabul edilmektedir.
- Dopamin eksiklii ilerledikçe hastaln belirtileri de ilerler
Ömer Karada, vücut hareketlerinden sorumlu beyin hücreleri arasndaki iletiimi salayan en temel maddelerden birinin dopamin olduunu anlatarak, Dopamini üreten beyin hücrelerinin kaybyla vücut hareketlerinde azalma, düzensizlik, özellikle istirahat halindeyken ortaya çkan titremeler, kaslarda sertlik, denge sorunlar, koordinasyon bozukluu, kontrol edilemeyen kvrlmalar, gittikçe azalan zihinsel kabiliyet, konuma, yürüme, yutmada yavalama ile bu yavalamaya bal salya akmas, düzensiz nefes alma, duygularn ifadesinde yetersizlik, yüz mimiklerinin azalmas ve depresyon gibi psikolojik belirtiler de ortaya çkar. Dopamin eksiklii ilerledikçe hastaln belirtileri de ilerler. diye konutu.
Parkinson hastalnn, genetik yatknlk ve çevreden gelen olas etkiler sonucu ortaya çkt ve birden çok nedene bal olabilecei üzerinde çalmalar yapldn dile getiren Karada, baz psikiyatrik ilaçlarn, sara ilaçlarnn, barsak düzenleyici ilaçlarn, hipertansiyon ve mide bulant haplarnn da parkinson benzeri bulgular ortaya çkarabildiini söyledi.
Karada, hastann kulland ilac doktoruna söylemesi gerektiini hatrlatarak, öyle devam etti:
Parkinson, beyinde hücre kayb süreci sonucunda gelien nörodejeneratif hastalklar arasnda ilaç tedavisine yant veren bir hastalktr. Parkinson tans klinik muayene verilerine dayanlarak konulur, tedaviye alnan olumlu yant tany dorulayc kant oluturur. Parkinson hastal tansn kesinletirmek üzere herhangi bir beyin görüntülemesi veya özel bir kan tahlili yaplmas zorunlu deildir. Söz konusu incelemelere hastaln ayrc tansna giren dier nedenleri dlamak amacyla bavurulur. Hastalk süreklidir, bu hastalk belirtileri tedavi altnda bile zamanla iddetlenir. Bu iddetlenme kiiden kiiye farkllklar gösterir. Kimi yataa baml hale gelirken, kimi hafif bulgularla hayatn sürdürür. Hangi hastann hzla bozulacan hangisinin daha yava seyredeceini önceden bilmek mümkün deildir.
- Hastalk belirtileri ilaçla azaltlabilir
Parkinsonun uzun süreli ve yava ilerleyici bir hastalk olduunu dile getiren Karada, tedavisinde hastann ve ailesinin hekimle uzun yllar ibirlii yapmas gerektiini söyledi.
Hasta, hasta yakn ve doktor ibirliinin tedavide önemli olduunu vurgulayan Karada, unlar kaydetti:
Günümüzde parkinson hastalndaki belirtilerden sorumlu olan dopamin hücrelerinin hasarn tamamen onaracak kesin bir tedavi henüz bulunamam olmakla birlikte hastalk belirtileri ilaçlarla önemli ölçüde azaltlabilmektedir. Mevcut ilaçlar beyinde eksilmi olan dopamini yerine koyar veya onun etkisini taklit eder. Belirtilerin tedavisi esas olarak ilaçlarla yaplr. Seyrek olarak, ilaç tedavileriyle kontrol altna alnamayan iddetli titreme varlnda ya da ileri evredeki hastalarda yaam kalitesini bozan açlma ve kapanma dönemleri ya da ilaç dozunu artrmay kstlayan istem d hareketlere yol açan yan etkiler söz konusu olduunda cerrahi yöntemlere de bavurulmaktadr.