Prof. Dr. Canan Karatay şimdi de zeytinyağına taktı. Canan Karatay, zeytinyağının sağlıklı beslenmedeki yerini açıklarken, mucizevi zeytinyağının bir çok hastalığı da önlediğini belirtti. Canan Karatayın zeytinyağı açıklaması ve detayları
Küçükçekmece Belediyesi tarafından vatandaşların aşırı kilolarından kurtulmalarını sağlamak vesağlıklı yaşam alanı oluşturmak adına oluşturduğu bir dizi etkinlik programına Prof. Dr. Canan karataykatıldı. Öğle saatlerinde başlayan etkinliklerin ilkinde Küçükçekmece Belediye Başkanı Yardımcısı Besim Müftüoğlu ve canan karatay Hobi bahçelerini gezerek çocuklarla birlikte domates ve biber fidesi dikti. Fide dikim sırasında Prof. Dr. Canan Karatay çocuklara ve ailelerine tavsiyelerde bulundu.
Hobi Bahçelerini ziyareti sırasında açıklama yapan Küçükçekmece Belediye Başkan Yardımcısı Besim Müftüoğlu, Vatandaşlarımızın genel kültürel değerlerini artırmak amacıyla bu programları tertipliyoruz. Sağlık, siyaset, günlük problemleri gibi konuların çözümünü üretmek, çeşitli uzman kişileri çağırıp görüşlerimizi halkımıza ifade etmeye çalışıyoruz. Vatandaşlarımız uzman kişilere sorular sorup öğrenmek istediklerini alıyorlar. bugün olduğu gibi vatandaşlar sağlık konusunda öğrenmek istediklerini öğreniyorlar. Amacımız Küçükçekmecede ki insan kalitesini artırmak dedi.
TEREYAĞI VUCUDUN EN ÖNEMLİ BESİN KAYNAĞIDIR
Hobi Bahçelerini gezerek çocuklara ve ailelerine tavsiyelerde bulunan Prof. Dr. Canan Karatay, doğal yağların önemli bir besin kaynakları arasında olduğuna değindi. Yaptığı açıklamada tereyağının önemli bir besin kaynağı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Karatay, Doğal tereyağı, köy tereyağı tüketebilirler. Ben bir kardiyolog olarak kitabımda tereyağı nasıl yapılacak onu anlatıyorum. çünkü, tereyağı kalbimizin iyi çalışması için önemlidir ve vücudumuzun iyi en önemli besinlerinden biridir. Damarlarımızın tıkanmaması içinde tereyağı önemlidir. Tereyağını köy yumurtasına kırıp yiyebilirsiniz, yemeklerinizde kullanabilirsiniz. Hatta Orta Asyada yaşayan kişiler çaylarına tereyağı koyarlar. Bizde de şeker üretilmeden önce çaylar tereyağı ile içilirdi. Tereyağının hiçbir zararı yoktur diye konuştu.
ZEYTİNYAĞI ANA SÜTÜNÜN AYNISIDIR
Zeytinyağının önemli bir besin kaynağı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Karatay, Zeytinyağı çoklu doymamıştır, zeytinyağı da çok faydalıdır. Zeytinyağı yağ değildir. Doğal zeytinyağı ana sütünün aynısıdır. Zeytinyağı zeytin meyvesinin meyve suyudur. çocuklara rahatlıkla zeytinyağı verebilirsiniz. zeytinin içine döküp yedirebilirsiniz. Zeytin en sağlıklı meyvedir, zeytinyağı da en sağlıklı meyve suyudur. Zeytin altındır, zeytinyağı da altın suyudur şeklinde konuştu.
DONDURMA BÜYÜKLERİN VE çOCUKLARIN ALDATMACASIDIR
Yaz mevsiminin gelmesiyle birlikte çocukların yiyeceklerine dikkat etmeleri gerektiğini belirten Karatay, çocuklar dondurma yiyebilirler, yalnız dondurmalar maalesef Mısır grubu şekeriyle yapıldığı için zararlı olabilir. Dondurma yediğiniz zaman gırtlağınızda yanma olursa bilin ki onun içinde sağlıklı şeker yok demektir. Annelerin yaptığı dondurmayı yesinler, onun dışında yemesinler. Dondurma bir yiyecek değildir, çocukların ve büyüklerin aldatmacasıdır ifadelerini kullandı. Küçükçekmece Belediyesi Hobi Bahçelerinin gezisi sonrasında Prof. Dr. Canan Karatay, Atakent Kültür ve Sanat Merkezinde düzenlenen söyleşi programına katıldı.
Zeytinyağı, zeytin ağacının (Olea europaea) meyvesinden elde edilen yeşilimsi-sarımtırak renkte sıvı bir yağdır.
Zeytinyağıı da diğer bir çok bitkisel yağlar da olduğu gibi yapısında büyük oranda gliserin etrafında bağlanmış yağ asitlerinden bulunmaktadır. Zeytinyağı yapısında % 55-83 oranında sıvıyağ asitleri, % 7-20 arasında Palmatik asit, % 0-5 arasında linoleik asit, % 0-4 oranında Steraik asit ve %0,1-0,7 miktarınca Palmitoleik asiti ihtiva etmektedir. Zeytinyağının sabunlaşmama değeri %0,5 ve1,3 oranındadır. Bu sabunlaşmayan oranın içinde % 0,15-0,37 oranında Steroller, % 0,1-0,7 oranında Skualen ve 0-10 ppm miktarında Klorofiller yer almaktadır. Bunların yanı sıra 300 IE miktarlarda A vitaminide yapısında bulundurmaktadır.[1]
Zeytinyağı Omega-3 yağ asitleri bakımından çok büyük bir önem teşkil etmemektredir. Sadece çoklu doymamış yağ oranın %9 yapısında Omega-3 yağ asitleri barındırmaktadır.
Zeytinyağının rengi yeşilimsi ve sarımtırak arası değişebilmektedir. Rengin değişken olması yapısında bulundurduğu maddeler sonucudur. Öğrenim yeşil renkteki zeytin yağına yeşil rengini veren yapısında 10ppmye kadar klorofil barındırmasındandır. Sarı renkteki yağda bu rengi veren yapısındaki karotin maddesidir. Halk arasında zeytinyağının kalitesi ve rengi arasında bir bağlantı kurulsa da gerçekte rengin yağın kalitesi üzerine hiç bir etkisi yoktur. Bunun yanında filtrelenmemiş zeytinyağı bulanık bir görüntüye de sahip olabilmektedir. Zeytinyağı mor ötesi ışık altında bakılırsa yapısında barındırdığı klorofilin florensan özelliği sayesinde kırmızı renkte görülür
Zeytin ağacına ilişkin mevcut en eski veri Ege Denizindeki Santorini Adasında yapılan arkeolojik çalışmalarda ortaya çıkarılan 39.000 yıllık zeytin yaprağı fosilleridir. Kuzey Afrikadaki Sahra bölgesinde gerçekleştirilen arkeolojik araştırmalarda ise M.Ö. 12.000e ait zeytin ağacı bulgularına rastlandı. İlk zeytin hasadının ne zaman ve hangi uygarlık tarafından yapıldığıysa bilinmemektedir.
Tarih, zeytinyağı üretimine ilişkin en belirgin izlerin Akdenizin tam ortasındaki Girit Medeniyetine, MÖ 4500 yıllarına dek uzandığını göstermektedir.
Zeytinyağı kültürünün Akdenizdeki diğer kavimlere yayılmasında en önemli rolü Giritliler oynamıştır; hem de yaklaşık 3000 yıl boyunca. Güçlü ticaret filolarına sahip olan Giritlilerin gerçekleştirdiği zeytinyağı ticaretinin günümüzdeki en canlı tanıkları, Knossos ve Faistos saraylarının yıkıntıları arasında bulunan 2 metrelik zeytinyağı küpleridir. Pithoi denilen bu dev küplerle beraber bulunan tabletlerde ise o günkü zeytinyağı ticaretinin nerelere yapıldığını ve zeytinyağının nerelerde üretildiğine dair bilgiler yer almaktadır.
Aslında zeytinyağı kültüründe Anadolu, coğrafya olarak hep vardır; ama ön planda görünen Egenin karşı yakasıdır. Bunun sebebi, Homerosun Batı Medeniyetindeki tartışmasız ağırlığından ötürü zeytinyağı kültürünün merkezine sürekli olarak Antik Yunanın yerleştirilmesidir. Helen Medeniyetinin sadece Egenin karşı kıyısını değil Anadolu coğrafyasını da kapsadığı unutulur. Miletin, Efesin, Foçanın, Klazomenainin (Urla), Erythrainin, Assosun Anadoluda olduğu ihmal edilir.
17. Yüzyilda Zeytinyağı üretiminin aşamlarını gösteren bir resim.
Ayakla ezilip ve daha sonra sıcak su yardımıyla yağının alınması zeytinyağını elde etmekte kullanılan ilk yöntemdir. Bu yöntemle zeytinyağını üretmek için kurulan ve bilinen en eski tesis, M.Ö.6. Yüzyıla ait İzmirin Urla ilçesinin yakında bulunan antik Klazomenika kentinde yapılan kazı çalışmalarında bulunmuştur. Bu yöntem kullanılan ilk yöntem olsa da son yöntem değildir. Daha sonraları romalılar Zeytini iki taş arasında ezerek zeytinyağı elde etme yöntemini bulmuşlardır. Bu işlem esnasında hareketli taşı döndürmek için gerekli olan enerji ilk etapda insanlar tarafından sağlamıştır. Daha sonraları hayvan gücünden yararlanmıştır. Zamanın ilerlemesi ve paralelin de bilim alınındaki gelişmeler sonucunda ezilen zeytin hamurunun sıkıştırmak için Arşiment vidasının hareketi sonucunda elde edilen basınçtan faydalanılmıştır. Buna Mengene yöntemi denilmekte ve günümüzde halen bazı küçük işletmetmelerde kullanılmaktadır.
Zeytinyağı sanayiinde kilometre taşı olarak adlandırabileceğimiz olay 19. Yüzyılda zeytinyağı üretiminde buharın kullanılmasını sayabiliriz. Bu yöntemin kullanılmaya başlanmasıyla işlenen zeytin ve bunun akabinde üretilen yağın miktarında büyük artışlar olmuştur. Daha sonraları hidrolik preslemeler akabinde disel motorları ve elekirikli motorların kullanılmasıyla günümüzde kullanılan en modern sitemlere kadar ulaşılmıştır. Bugün zeytin yağı üretiminde kullanılan en modern sistem olan Kontinü sistemleridir